İstanbul 19°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Provokatör yönetimlermiş

detail banner reklam

Provokatör yönetimlermiş

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Mayıs 2, 2010

Yazı İçeriği

  • Provokatör yönetimlermiş

Provokatör yönetimlermiş

KAÇ 1 Mayıs’tır diyoruz, “Bırakın işçiler bayramlarını istediği gibi kutlasın, Taksim’de kutlamaya izin verseniz, çıkacak olaylar izin vermemeniz yüzünden çıkan olaylar kadar büyük olmaz” diye,

Dinlemediler bugüne kadar,

Adları “Gazcı Kardeşler”e çıktı İstanbul Valisi’nin ve eski Emniyet Müdürü’nün,

Yine dinlemediler,

İki yıldır olayların içinde yaşadık HABERTÜRK’ün merkezi de  Taksim’de olduğu  için, Bu yıl ise izin verildi ve üç yıldır ilk kez bir 1 Mayıs’ta gözümüz yaşarmadan, sokaklar gaz bulutu haline gelmeden, işçilerin ve polislerin haline üzülmeden keyifli bir bayram günü gördük,

Tek bir olay çıkmadan, kayda değer bir hırgür olmadan Taksim’e geldi işçiler, kutlamalarını yaptılar ve aynı şekilde dağıldılar,

Manzara öyle hoştu ki, ortada göze çarpan bir polis kalabalığı bile yoktu,

Herhalde dünyadaki en medeni 1 Mayıs kutlamasını gerçekleştirdi Türk işçileri,

Ve neyi gördük biliyor musunuz en önemlisi?

Provokatör korkusunun yersiz olduğunu,

Ve daha da beteri, Türkiye’de en büyük provokatörün devlet, daha doğrusu devleti yönetenler veya yönettiğini zannedenler olduğunu, Bazen resmen, bazen karanlık bir şekilde,

32 yıldır provokasyon korkusuyla kutlatılmayan 1 Mayıs’ın 33 yıl önce provoke edildiğini unutmadık hiç,

Kimdi bilmiyoruz yapan,

Ya derin devlet dediğimiz şey, ya darbeye zemin hazırlamak isteyenler, ya da “bizim çocuklar”ın abileri,

Hâlâ meçhul,

Ama 13 yıl önce hazırladığım “Gölge Oyunu” belgeselinde net bir şekilde göstermiştik Sular İdaresi’nin üzerinden topluluğun üzerine ateş açanları,

Bu “karanlık provokasyondu”,

Ama sonrasında verilmeyen izinler de bir tür provokasyon değil miydi!

Devlet bu yıl provoke etmeyince tertemiz bir bayram yaşadık,

Yıllarca boş yere işçilerden korkmuşuz,

Asıl korkulması gereken, özgürlüklerin kısıtlanmasıymış,



Kıl meselesi

HİKÂYEYİ bir okur yollamış, benim bir yazımda “çok zor sorunların çok basit çözümleri olabileceğini” yazmam üzerine, Aktarayım:

Uşaklı Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır, İlaç alır, geçmez, Bir iki gün bekler, ağrı devam eder, Doktor çağrılır, Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider, Lakin Osman Efendi’nin baş ağrısı artarak sürer, Üstüne üstlük, baş ağrısının yanı sıra gözleri de yaşarmaya başlar, Başka doktorlar çağrılır,

Osman Efendi ağrıyı kesene servet vaat eder, Doktorların hiçbiri ağrıyı durduramadığı gibi sebebini de bulamaz, Osman Efendi’yi İstanbul’a götürmeye karar verirler,

İstanbul’da en iyi doktorlar seferber olur, Röntgenler, beyin tomografileri çekilir, testler yapılır, Görünüşe bakılırsa Osman Efendi turp gibidir, Oysa dayanması gittikçe zorlaşan baş ağrısı ve gözyaşları hayatı çekilmez hale getirmiştir, Osman Efendi bu defa da apar topar yurtdışına götürülür, O devirdeAmerika değil İsviçre moda, Zürih’e gidilir, Haftalarca hastanede kalınır, onlarca profesör konsültasyon yapar, testler tekrarlanır,

Sonuçta Osman Efendi’ye teşhis konulamaz,Artık yerinden kalkamayan Osman Efendi’ye ağrı kesici iğneler verilir, altmışlarını süren adamın ülkesine dönüp “dinlenmesi”, daha doğrusu son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir,

Osman Efendi bitkin, aile perişan, “Kader” denilir, Uşak’a dönülür, Osman Efendi yayla evinde bir odaya yatırılır ve ağrı kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar,

Bir gün, hastanın keyfi gelsin diye, Osman Efendi’nin eski berberi “BerberMehmet” çağrılır, Berber, yataktan kalkamayan Osman Efendi’yi tıraş ederken, adamcağız berbere derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler,  Berber Mehmet bir an düşünür,“Beyim” der, “Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın?”

Bir bakar, “Hah işte” der, “Kıl  dönmüş”, Osman Efendi’nin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker, Ev halkı, Osman Efendi’nin köyü ayağa kaldıran çığlığıyla odaya koşar, Berber Mehmet, Osman Efendi’nin elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla kapı dışarı edilir,

Osman Efendi’nin kanayan  burnuna pansumanlar yapılır, kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam  tekrar yatağına yatırılır, Ertesi sabah Osman Efendi aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır, Gözlerinin yaşarması geçmiştir, Baş  ağrısından ise eser kalmamıştır,Dönen kılın sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara
yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder, Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin  aklına gelmemiştir, Sapasağlam ayağa kalkan Osman Efendi, Berber Mehmet’i çağırtır ve ona bir servet bağışlar,

Kıssadan hisse derler ya, Bunun hissesi de şu:

1, Berber Mehmet efendilerin fikirleri var, dinlemek gerek,

2, Bazen büyük sorunların, çok basit çözümleri olur,

3, Burnundan kıl aldırtmayanların başı çok ağrıyabilir,
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Anayasa’ya “Devlet, çocukları cinsel istismardan korur” yazanlar, bunu uygulayacak kadar adam olduğunda

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Silivri Günlüğü - 61
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 61

Fatih Altaylı

Eylül 16, 2025

Silivri Günlüğü - 60
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 60

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

Silivri Günlüğü - 59
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 59

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye" görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Mehmet Demirkol yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 17, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hukuk Devleti" görseli
3 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Barış Terkoğlu yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hukuk Devleti"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 16, 2025
4 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube

Zeki Demirkubuz yorumluyor

Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"

Eylül 15, 2025

5 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube

Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı

"Gülmek bir savunma mekanizması"

Eylül 14, 2025