Şimdi ne olacak?
Fatih Altaylı
Mayıs 4, 2010
Yazı İçeriği
Şimdi ne olacak?
Şimdi ne olacak?
GEÇEN hafta ziyaretime gelen hukukçular iyimserdi,
"Anayasa değişikliğindeki kritik maddeler geçmeyecek" diyorlardı,
Meclis'te görüşmeler yapmışlardı ve iktidar milletvekillerinden bile değişikliğin doğuracağı sonuçlarla ilgili kaygılar dinlemişlerdi, Hatta hukukçuların anlattıkları, kaygıları artırmıştı,
"Geçmeyecek" dediler,
Ben de "Geçer" dedim,
Onlar haklı çıktı, Kritik maddelerden ilki Meclis'te takıldı,
Şimdi ortada bir soru var,
Bu soru çok önemli,
Biliyorsunuz, Anayasa Değişikliği Paketi'nde, "Bu değişiklikler bir paket halinde referanduma gider" şeklinde özetlenebilecek bir madde var,
Bunun getirdiği soru da şu:
"Paket bozulduğuna göre, demek ki diğer maddeler de referanduma gidemez,"
Tabii bu benim yorumum,
Asıl önemli olan, Çankaya'nın hukukçularının yapacağı yorum,
Bakıp göreceğiz,
Tabii şu da önemli,
Başbakan Erdoğan ilk kez Meclis'te mağlubiyet aldı,
Kuliste tedirginlik
GAZETECİLİK hayatımın “en Ankara’sız” dönemini yaşıyorum,
Nedense HABERTÜRK çıkmaya başladığından beri Ankara seyahatlerimin toplamı, iki elin parmaklarını geçmez,
Dün bu ender Ankara seyahatlerimden birini yaptım, Bu yıl muhabir arkadaşlarımın üstün gayretleriyle bütün ödülleri toplayan Habertürk, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün verdiği ödülü de aldı,
TBMM çatısı altında yapılan törenle verilen ödülden sonra Meclis kulisinde dolaşırken pek sık görmediğim bir manzarayla karşılaştım,
Başbakan Erdoğan kuliste oturmuş çay içiyordu, Bir yanında Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, diğer yanında eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan vardı, Samsun Milletvekili Suat Kılıç da yer alıyordu,
Bizi görünce “Gelsenize” dedi,
Uzunca bir zamandır karşılaşmadığımız Başbakan Erdoğan’la oturup biraz sohbet ettik,
Keyfi yerinde gibiydi, Anayasa değişikliği görüşmelerindeydi gözü,
“Rahat olun, Belli oldu ki referanduma gidecek” dedim,
Çok da rahat olmadığını, bazı kritik maddelerle ilgili hâlâ kafasında bazı kaygılar olduğunu anladım,
Tedirgindi,
“Belli değil, O kadar da rahat olamayız” dedi, Belli ki, benim bilmediğim bir şeyler biliyordu ve bu da Erdoğan’ı tedirgin ediyordu,
Sonra Gaziantep milletvekilleriyle birlikte Abdülkadir Konukoğlu geldi,
Bu arada milletvekillerinden biri, Başbakan’ın takım elbisesine ve kravatına iltifat etti, Erdoğan kravatı gösterip, “Berlusconi’nin hediyesi” dedi,
Milletvekili, “Efendim biz onlara ulaşamayız, Bizim paramız Sarar’a yetiyor, Ucuz” deyince Başbakan, “Benimki bedava, Hediye” dedi,
Ardından Başbakan, Konukoğlu’nu yanına oturttu ve işleriyle ilgili sorular sormaya başladı,
Konukoğlu, işlerin düzelmeye başladığını, 1200 yeni işçi aldıklarını söyledi,
Erdoğan, bana dönüp “Bakın ne diyor” dedi, Konukoğlu anlatmaya devam etti,
Daewoo’yu Türkiye’de yatırıma ikna edemediklerini, bunun üzerine Daewoo’nun mühendislerini transfer edip iki yıllık arge çalışmasından sonra iş makinesi üretimine başladıklarını anlattı,
Erdoğan’ın yüzü güldü, “Yerli oranınız ne?” diye sordu,
Konukoğlu “70 civarı” deyince Başbakan, “Onu yüzde yüz yapmanız lazım” dedi,
Konukoğlu, “Motoru yapamıyoruz” dedi,
Erdoğan, “Yapmanız lazım, Bunun için bizim üzerimize düşen ne varsa yapalım” dedi,
Konukoğlu da “Ben borçla iş yapmayı sevmiyorum, Enerji yatırımları tamamlanınca o zaman onu da yaparız, Zaten şu andaki üretim kapasitesiyle motor yapmak rantabl değil, Yıllık 1500 adede ulaşırsak rahatlarız” dedi,
O sırada Milli Eğitim Bakanı Çubukçu unuttuğu çantasını geri almaya gelince Erdoğan, birkaç gün önce Nimet Çubukçu’nun yine çantasını unuttuğunu ve kendisinin de çantayı saklayıp Çubukçu’ya iki saat çanta arattığını anlattı gülerek,
Konukoğlu’nun anlattıkları Erdoğan’ı keyiflendirdi,
Bu arada ben de Başbakan’a, bütün televizyonlara çıktığını ama HABERTÜRK ekranlarına çıkmadığını söyledim,
“Muharrem Sarıkaya’ya söyledim, Yiğit Bulut’un bir programına çıkacağım” dedi,
Başbakan’ın her televizyon programında gündem yaratacak bir açıklama yapmayı sevdiğini biliyorum,
HABERTÜRK’te nasıl bir gündem yaratacağını şimdiden merak ediyorum,
Not: Başbakan’ın neden tedirgin olduğunu ve tedirgin olmakta haklı olduğunu öğleden sonra anladık, Anayasa Mahkemesi’nin parti kapatma davalarıyla ilgili madde 327 oyda kaldı ve AKP’nin en az 8 fire verdiği ortaya çıktı,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar
Zeki Demirkubuz yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"
Eylül 15, 2025
Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı
"Gülmek bir savunma mekanizması"
Eylül 14, 2025