Bombalar etkilidir
Fatih Altaylı
Ağustos 20, 2011
Yazı İçeriği
Bombalar etkilidir
Bombalar etkilidir
ELEŞTİRİ, eleştiri eleştiri,
Kandil'e yapılan hava saldırılarından sonra yine benzer sesler,
"Dağı taşı vurduk, Terör örgütü kaç kayıp verdi açıklayamıyorlar" cümleleri çevremizde yankılanıyor,
Sanırsın ki, memleketin tamamı askeri stratejist ve terör uzmanı,
Terör o kadar uzun süredir hayatımızın bir parçası ki, herkesin spor yorumcusu olduğu gibi, herkesin terör uzmanı olduğu günlere geldik,
Bakın şunu söyleyeyim,
Kandil'in ve diğer PKK kamplarının bombalanması, tek bir terörist ölmemiş olsa dahi "önemlidir",
Uzun zamandır, hiç rahatsız edilmeden bölgede hâkimiyet kuran terör örgütü artık rahatsız edilmeye başlanmıştır,
Bir kişi bile öldürmese, o bombardımanlar ve yapılacak operasyonlar terör örgütünün "keyfince" hareket etmesini, istediği gibi toplanmasını, gerekli lojistik hamleleri uygun gördüğü şekilde yapmasını engelleyecektir,
Moral üstünlüğünü sona erdirecek, "Buralar benim, İstediğim gibi gezer dolaşırım" demesinin önüne geçecektir,
Canının istediği anda harekete geçip, canının istediği anda saldıran teröristler, şimdi eskisi kadar rahat olamayacak ve tedirgin hareket edecektir,
Elbete ki bu bombalamalar terörü bitirmez,
Elbette askerlerimize karşı eylem yapma gücünü yok etmez,
Ama meydanın boş olmadığını gösterir ve bölgenin örgütün tatil kampına dönüşmesini engelller,
Terör bitsin diyenler Güneydoğu'dan
HABERTÜRK'ün 2 yılı aşkın süredir düzenli olarak yaptırdığı anketlerde sorduğu sorulardan biri de terörle ilgili,
"Kürt sorununun çözülmesi için silahların susması gerektiğini düşünüyor musunuz?" sorusuna verilen yanıtları anketlerimizde "bölgesel" olarak da değerlendirdik,
"Evet, Çözüm ancak silahlar susarsa bulunabilir" yanıtının en yoğun olarak verildiği bölge hangisi biliyor musunuz?
Güneydoğu Anadolu,
Terörden en fazla bezmiş, terörden en fazla çekmiş insanların bulunduğu bölgede halkın yüzde 90'a yakını, "Terör bitmeden kalıcı çözüm bulunmaz" görüşüne inanıyor,
Bu yüzden de emin olun ki, "terörün sona ermesini" en fazla isteyenler "Kürt vatandaşlarımız",
Bu yüzden bütün yazılarımda "aklıselim Kürtler" ve "Kürt faşistler" ayrımı yapıyorum,
Aklıselim Kürtler ve bir şekilde onların haklarını savunmak için onların arasına katılmış Türkler, terörle aralarına kalın bir çizgi çekmek, bu çizginin çekilmesine katkıda bulunmak zorundalar,
Tahammül meselesi
HAYRETTİN Karaman'ın "Tahammül ediyoruz" şeklindeki cümlesi kıyamet kopardı,
Herkes eleştirdi,
Yazıyı okudunuz mu, hatırlıyor musunuz bilmem,
Karaman, İslami yaşam tarzını benimsemiş insanların, İslami yaşam tarzına uymayan insanlara "hoşgörü" göstermediğini ama "tahammül ettiğini" yazdı,
Haliyle herkes "isyan" etti,
Bence bu isyan "düşünülmeden" edilmiş bir isyan,
Dürüstlüğe karşı gösterilmiş "fevri" bir tavır,
"Bu kafayla yakında İslami yaşam tarzını benimsemeyenleri gettolara kapatırlar" diyenler oldu,
Oysa Karaman'ın söyledikleri samimi,
Üstelik de "sahte ve üstten bakmacı" "hoşgörü"den çok daha doğru bir terminoloji,
İslamcı Profesör Hayrettin Karaman'ın bu sözlerine kızan ve eleştirenler, kızmadan önce bir de olayı kendi açılarından düşünsünler,
Onların da yaptığı aynı şey değil mi?
Türkiye'de İslami yaşam tarzını benimsemeyenler, samimi Müslüman oldukları ve inançlı oldukları halde, İslami kimliklerini "açıkça ve hatta göze sokacak şekilde" yaşayan ve gösterenlere karşı aynı duyguları beslemiyorlar mı?
Fatih Çarşamba'daki ya da kentin bir başka bölgesindeki "gettolarında" bu yaşam tarzının sürdürülmesinden "çok da etkilenmeyenler", bu insanların Çarşamba'daki gettolarından çıkıp Etiler'deki lüks siteye taşınmasından ya da Paper Moon'da öğle yemeğine gelmesinden "rahatsız" olmuyorlar mı?
Nişantaşı'ndaki lüks butikte bu yaşam tarzını benimsemiş bir aileyi gördüklerinde içlerinden "Buraya da geldiler sonunda" demiyorlar mı?
İslami yaşam tarzını benimsememiş olanların, kendileri de inançlı olmalarına, oruç tutmalarına, belli bir yaşa gelince hacca gitmelerine rağmen, İslami yaşam tarzını net bir şekilde sergileyenlere karşı gösterdikleri tavır da aslında "tahammül", hem de bugünün siyasi koşullarında "mecburi bir tahammül" değil mi?
Hayrettin Karaman'ın sözleri bu açıdan çok doğru,
Herkes birbirine tahammül ediyor,
İşin doğrusu da bu zaten,
Yaşam tarzlarımızı benimsemesek de birbirimize tahammül edeceğiz,
Hem de sonsuza kadar,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar





