Yerli makam aracı olur mu?
Fatih Altaylı
Ekim 19, 2011
Yazı İçeriği
Yerli makam aracı olur mu?
Yerli makam aracı olur mu?
"PORSCHE'den inin, Fiat'a, Volkswagen'e binin"den sonra beklenen tartışma başladı, 
"En lüks otomobillere bakanlar, bürokratlar biniyor, Onlar da insin," 
İnerler mi, inmezler mi bilmem, 
Karışmam da, 
Ama bildiğimi yazarım, 
Dünyanın bütün "sanayi" ülkelerinde o ülkelerin liderleri, o ülkede üretilen en prestijli otomobil neyse ona binerler, 
Mesela, Amerika başkanları Cadillac'a biner, Pek ender olarak Lincoln'e de binerlerdi ama daha çok Cadillac, 
Fransa'da cumhurbaşkanı eskiden Citroen'e binerdi, DS'lere, Sonra Peugeot'ya geçmişti, 604'e bindi, Peugeot modelleri büyüttükçe, en büyüğü neyse ona bindi, 
Şimdilerde tekrar Citroen'e döndü, C6'ya biniyordu son gördüğümde, 
İngilizler en rahatı, Kraliçe Rolls Royce'a biner, Bentley'e biner, Araziye Range Rover'la çıkar, Bir ara Rover'a da binmişti, Ender olarak da Jaguar'a, 
Başbakanları da genelde Jaguar'a biner, eskiden Rover'a da binmişliği vardır, 
İtalya Başbakanı, Lancia'ya biniyordu son gördüğümde, Lancia Thesis'e, 
Almanlar rahat, BMW, Mercedes, Audi, Seç beğen bin, Merkel genelde Mercedes'e biniyor, 
Diyeceksiniz ki, bizimkiler nasıl binsin, Makam arabası olacak yerlimiz mi var? 
Hyundai Accent'e mi binecek, Fiat Linea'ya mı? Yoksa en uygunu Renault Fluence'a mı? 
Hiçbiri oturaklı makam otomobiline benzemiyor değil mi? 
BİR ECEVİT
Hele hele zırhlamaya kalksan, yerinden kıpırdamaz, Oto olur da mobil olmaz, 
Zaten benim bildiğim bir rahmetli Bülent Ecevit var, "Türkiye başbakanlar tarihinde yerli otomobile binen" tek olarak, 
Hatırlarım, 1970'lerin ortasında başbakanlık koltuğuna oturduğu her iki seferde yaptığını,,, 
Ecevit'in ilk başbakanlığında devlette makam arabası olarak "Amerikan" kullanma geleneği vardı, 
Cumhurbaşkanlığı'nın eski Cadillac'ı vardı, Bir de Mercedes 600 Pullmann'ı, 
Başbakanlıkta ise genelde Chevrolet kullanılırdı, 
Ecevit başbakan oldu, 
Chevrolet'yi garaja çektirdi ve o zamanlar Türkiye'de üretilen üç markadan birini makam otomobili olarak seçti, 
Üç marka dediğim biri Anadol, diğeri Murat 124, bir de Renault 12, 
Ecevit'in tercihi Renault 12 oldu, Makam için onu seçti, Başbakanlığı süresince ona bindi, 
Sonra 12 Eylül, şu bu derken Ecevit'in bir daha başbakan olması için aradan 20 yıldan fazla zaman geçti, 
1990'ların ortasında başbakan yardımcısı oldu tekrar, 
Kendisine bir Mercedes tahsis ettiler, 
Bakanlığa değil de bir kamu bankasına aitti Mercedes, 
Ecevit hemen geri gönderdi, Partide kullandığı Tofaş Kartal'ı makam otomobili yaptı, 
Millet güldü, 
Bunun üzerine kendisine "yerli" diye bir Renault Safrane yutturdular, 
İthal olduğunu öğrenince onu da geri yolladı, 
Bir ara zırhlı bir Tempra kullandı, Türkiye'de üretiliyor diye, 
Başbakanlığı sırasında ise Ford minibüse bindi, Biraz da sağlık gerekçeleriyle, 
Dediğim gibi, Yerli makam otomobili kullanan tek başbakan Ecevit'ti, 
Ama bizim millete yaranmak da pek mümkün değildir, 
Yerliye binen Ecevit'e de hep beraber kızmıştık "Koskoca başbakan bu otomobillerle mi gezer" diye, 
Bana sorarsanız başbakanlar, bakanlar yine neye isterse ona binsin de, en azından kamu kurumlarında "yerli üretim" şartı getirilse hiç fena olmaz, 
Yirmi küsur bakana Mercedes almakla batmayız ama binlerce bürokrata alınan lüks araçlar gerçekten müsriflik,
Gazetecilik güzel şey
DÜN çok hoş bir mektup aldım, Bir teşekkür mektubu, 
Sizinle paylaşayım dedim:
"Bir gazete haberi nasıl hayat değiştirir,
Tam iki yıl önce işyerimden düzensiz ve son zamanlarda hiç maaş alamaz hale geldiğimiz için işsiz kalmıştım, 
Evimiz kira, evli, bir kız çocuk sahibi olduğum için günlük işlere giderek rızkımı çıkarırdım, 
17 yıldır teknik servis görevlisi olduğum işi kendime kurmak ister ama maddi imkânsızlıklardan gerçekleştiremezdim, 
Ama bir gün Habertürk'te okuduğum bir haberin hayatımı değiştireceğini haberi okuduğum anda hissetmiştim, 
Habere göre kendi işini kurmak isteyenlere hibe veya geri ödemeli kredi KOSGEB tarafından veriliyordu, 
Hemen en yakın KOSGEB'e başvuru yaptım, 
İlk önce özel bir üniversite ile anlaşıldığını, sınava ve mülakata tabi tutulacağımı, kazandığım takdirde iki aylık eğitimle işimi kuracağımı öğrendim, 
Hemen sınava ve ardından mülakata girerek işimi kurmadaki kararlılığımı ve azmimi gösterdim, 
Kazanınca iki aylık eğitime katıldım, Eğitimin sonunda 1 yıl önce kendi işimi kurdum, 
17 yıldır içinde bulunduğum sektörde artık kendi şirketimle patron olarak ben de varım, 
Şu an şirketimizin 4 çalışanı ile müşterilerimize ve devletimize sonsuz hizmetler sunacağını ve uzun yıllar piyasanın lokomotifi olacağını size söz veriyorum, 
Bana bu imkânın sağlanmasında bence büyük pay sahibi olan gazetenizi ve çalışanlarını sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, Nezdinizde teşekkür ediyorum, 
Allah sizden ve çalışma arkadaşlarınızdan razı olsun, 
Tolga S,"
Böyle mektuplar, yaptığımız işe olan sevgimizi kamçılıyor, 
O yüzden paylaştım,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar





