Mehmet Baransu ve Ekşi Sözlük
Fatih Altaylı
Kasım 22, 2011
Yazı İçeriği
Mehmet Baransu ve Ekşi Sözlük
Mehmet Baransu ve Ekşi Sözlük
SON dönemlerin en çok tartışılan gazetecilerinden biri Mehmet Baransu,
Hepimiz gibi doğruları da yanlışları da olan bir gazeteci,
Giderek olgunlaşacak ve giderek daha iyi bir gazeteci olacak diye düşündüğüm bir isim,
Hürriyet'te, Yalçın Bayer'in ekibinde çalıştığı günlerden beri tanır ve severim Mehmet'i,
Taraf Gazetesi'nde hem çok eleştirilen hem de çok önemli işlere imza attı,
Hatası, hazırladığı haberlerle ve haber kaynaklarıyla kendisini özdeşleştirmesi oldu,
Bu bir gazeteci için "iyi" değildir,
Geçmişte bunu yapan "iyi niyetli" gazetecilerin bugün düştüğü durum ortadadır,
Bizim için haber haberdir, kaynağı da kaynaktır,
O kadar,
Fazlası cildi bozar,
Mehmet Baransu'nun da buna dikkat etmesi gerek,
Tabii asıl yazacağım bu değil,
Mehmet Baransu son günlerde Ekşi Sözlük'e savaş açtı ve "Ekşi Sözlük kapatılsın" diye bir kampanya yürütüyor,
Sevgili Mehmet kardeşim,
Bu yaptığın hiç doğru bir iş değil,
Ekşi Sözlük iyisiyle kötüsüyle bir yayın,
Bana ve sana göre kötü yönleri daha fazla olabilir,
İçinde birtakım garip fikirli, kompleksli ve hatta kötü niyetli kişileri de barındırıyor olabilir,
Ama bununla mücadele etmenin yolu "Kapatılsın" demek değildir,
Bizim hoşumuza gitmeyen, yazdıklarını ve kendimiz hakkında yazdıklarını beğenmediğimiz her yayın organının kapatılmasını isteyemeyiz,
Böyle yaparsak yarın öbür gün birileri de "Taraf kapatılsın" veya "Habertürk kapatılsın" deme hakkına sahip olurlar,
Gazeteciye yakışan, bunlarla yargı yoluyla mücadele etmektir,
Ekşi Sözlük'te veya başka bir yayında bizim veya başkaları hakkında yalan veya hakaret dolu yazılar yayınlanıyorsa yargıya gideriz, Hakkımızı ararız,
Ama "Kapatın bunu" diyemeyiz,
Dersek mesleğimize ihanet etmiş oluruz,
Kırk yıllık hurmalar
HAYBEYE tartışmalara nedense bayılıyoruz millet olarak,
Daha doğrusu milletin bayıldığını zannetmiyorum, "Düşündüğünü zanneden" bir grup "aydınımız" bayılıyor,
Şimdi de Dersim tartışması çıktı başımıza,
Yaklaşık 80 yıllık bir tartışma,
Niyeyse şimdi hortladı,
Galiba Kılıçdaroğlu'nun başını biraz daha sıkıştırmak için,
Dünyada benzeri görülmedik bir ekonomik krizin geleceği konuşuluyor,
Herkes ne önlem alırız diye düşünüyor,
Komşularımızda durum zaten belli,
AB, tarihinin en kötü dönemini yaşıyor,
Çin ile ABD başta olmak üzere dünyanın geri kalanı arasında gerilim başladı başlayacak, Konuşulacak, düşünülecek pek çok konu var ama bizde gündem Dersim,
80 yıl önce yediğimiz hurmaların bugünlerde tırmalaması enteresan,
Ben konuya girmeyeceğim, Benim diyeceğim başka bir şey,
Dersim tartışmasının yeni ekseni, "Dersim'de harekât kararını Atatürk biliyor muydu, bilmiyor muydu" diye konuşuyorlar,
Bundan daha komik bir şey duymadım,
Yahu o dönemde Atatürk'ün bilgisi, haberi ve onayı olmadan böyle bir şey yapılabilir miydi Allah aşkına,
Tabii ki vardı,
O dönemde Türkiye'nin her yerinde birtakım isyanlar çıkıyordu ve Mustafa Kemal Atatürk bunların hepsini yakından takip ediyor, ne yapılması gerektiğini söylüyordu,
Dersim isyanı sırasında ise Atatürk oldukça hastaydı, Bu nedenle de verilen kararlarda ne kadar payı vardı, ne kadar yoktu kimse bilemez,
Bilinen çok hasta olduğudur, İmza atmakta bile zorlanacak kadar hasta olduğu,
Bunu bile bilmeden tartışmaya başlamak, o tartışmanın düzeyinin ne olacağı konusunda bir fikir verebilir zannediyorum,
Son Osmanlı Neslişah
TÜRKİYE'de bir Osmanlıcılık hortluyor,
Memlekette her şey ifrat ile tefrit arasında olduğu için de dengesiz bir biçimde hortluyor,
Çünkü kimse okumuyor, kimse bilmiyor,
Murat Bardakçı'nın "Şahbaba"sı, Osmanlı'nın son dönemini anlatan en iyi kitaptı,
Şimdi de "Neslişah"ı yayınladı,
Türkiye'de doğan son Osmanlı Prensesi'ni,
Kitabı almadıysanız alın, Okumayacaksanız bile alın,
Ve en azından açın içindeki fotoğraflara bakın,
Osmanlı'nın, Osmanlı'nın vârislerinin, son Osmanlıların nasıl insanlar olduğunu görün,
Son Halife Abdülmecid'e bakın mesela,
Sultan Abdülmecid'e değil, Halife Abdülmecid'e, hani şu aynı zamanda ressam olana,
"Halife"ye bakın bir,
Nasıl Batılı bir görüntü sergilediğini, nasıl Avrupalı olduğunu, nasıl modern olduğunu görün,
Onun eşinin, kızlarının fotoğraflarına bakın,
Bugün Osmanlılığı hortlatmak isteyenlere "selam bile vermeyecek" kadar farklı olduklarını gözlerinizle görün,
Dönemin Avrupalı ailelerinden hiçbir farkları olmadığını fark edin,
Yüzlerinin Doğu'ya değil, Batı'ya çevrili olduğunu anlayın,
Kültürlerine, dillerine bakın,
Yazdıkları mektuplarda kullandıkları kelimeleri okuyun,
Bugün Osmanlıcılık yapanların, bu insanlardan ne kadar uzak olduklarını kafanıza nakşedin,
Murat Bardakçı bu kitabı yazarken "Sultanefendi" dediği Neslişah Sultan'la yıllarca konuştu, sohbet etti,
Neslişah Sultan'ın Murat'a dediklerinin hülasası şudur:
"Evet Cumhuriyet kurulurken biz vatanımızdan olduk, Sürgünlere gittik, Büyük acılar, büyük sefaletler çektik, Ama Mustafa Kemal Atatürk'e bir zerre bile öfkem, kızgınlığım, kırgınlığım yok, O bu vatanı kurtardı, Sonu gelmiş bir dönemi bitirdi, Başka çare yoktu, Biz sürüldük belki ama vatan kurtuldu,"
Kelimesi kelimesine söyledikleri bu değil elbet,
Ama özü budur,
Herkes de bilmelidir,
Bu taraftar bunu nasıl yapar
BEŞİKTAŞ-Galatasaray derbisinde Beşiktaş, Galatasaray'ı elinden kaçırdı,
Maçın olması gereken skoru Beşiktaş'ın 4-2 lehinedir,
Fatih Terim'in Engin Baytar, Kazım ve Eboue'ye tahammülü ise inanılmazdır,
Yazının devamını Spor Bölümü'nde okumak için tıklayınız
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar