Vedat Ergin’den mektup
Fatih Altaylı
Aralık 14, 2011
Yazı İçeriği
Vedat Ergin’den mektup
Vedat Ergin’den mektup
CEZAEVLERİNDEN sık sık mektup gelir,
Bazıları yardım içindir, Garibandır, Eşofman ister, terlik ister, spor ayakkabısı ister,
Çoğunluğu sorunları aktarır, Kimileri eleştiri yapar, Kimileri fikrini, düşüncesini anlatır,
Okurken cezaevinden gündemi ne kadar hassas, ne kadar yakın takip ettiklerini, ne kadar olaylara ve gelişmelere hâkim olduklarını görür şaşırırsınız,
Hepsini teker teker okurum, hoşuma gider yazdıkları, Olumlu da olsa, olumsuz da!
Dün yine böyle bir mektup geldi,
Kocaeli 1 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan,
Tam tamına 14 sayfa,
El yazısıyla,
Altında tanıdık, bildik birinin imzası var, Vedat Ergin'in,
Hayli öfkeyle yazmış ama yazdıkları ilginç,
Keşke yer müsait olsa da tamamını yayınlasam,
Gündeme ilişkin, siyasi ve ekonomik olaylara ilişkin tespitlerini yazmışVedat Ergin,
Ama mektubun asıl gayesi bambaşka,
Vedat Ergin "isimlerinin kirletildiğini" düşünüyor,
Haksız da değil belki,
Cübbeli Ahmet Hoca'nın adının karıştığı operasyona ilişkin "itirazlarını"yazıyor,
Biliyorsunuz bu operasyon "Karagümrük Çetesi Operasyonu" diye tanıtıldı,
Buna itirazı var,
"Ben gözümü budaktan, sözümü dudaktan sakınmam" diyor,
Bir eski Türkiye güzelinin çete tarafından kullanıldığı iddialarıyla kendi adının yan yana gelmesine öfkelenmiş,
"Bir delikanlı, bir hatunu yem olarak kullanıyorsa, o erkek olabilir mi? Kadını birilerine şantaj yapmak için kullanan biri adam olabilir mi? O tiplerin kesinlikle bir yerleri bozuktur, onuru, şerefi, namusu yoktur"diyor,
Ve bu operasyonda adı geçen Nejat Ergin'in ne kendisiyle ne de Nuri Ergin'le bir alakası olmadığını söylüyor, Hem şu sözlerle:
"Nejat denen zatla biz konuşuyor muyuz, bir bağımız var mı? Hemen delilli ispatlı sunayım, Hem de Samanyolu TV'nin, Milliyet Gazetesi'nin haberiyle, 'Nuri Ergin İstanbul 9, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nuri Ok'a su şişesi fırlattı, Mahkemeye Nejat Ergin'i öldüreceğini söyledi,' Arşivlere bakın,"
Vedat Ergin uzun mektubunda Nejat Ergin'in kullanıldığını, zaaflarından ötürü birtakım komploların parçası olduğunu da iddia ediyor, HattaCübbeli'ye de komplo kurulmuş olabileceğini öne sürüyor,
Özellikle vurguladığı ise şöyle: "Bize şantajcı diyenler, şantajcının feriştahlarıdır, Ve son olarak söylüyorum ki, Nejat'a yapılan operasyonun herhangi bir kısmında bizim zerre kadar ilgimiz varsa anamızın sütü haram olsun, Amma bizim suçumuz yok olup da bizim adımızı bu operasyona karıştırıp bizi kim yıpratıyorsa analarının sütleri onlara haram olsun,"
Ne Vedat, ne de Nuri Ergin'i hayatımda görmedim,
Ama yıllardır izlerim, Bilirim,
Bence de onlar kimseye şantaj yapmazlar,
Ne yapacaklarsa doğrudan yaparlar,
Ne devletin arkasına sığınırlar, ne bağlantılarının, Ne de bir kadının,
Not: Mektubun 3, şahısları itham eden bölümlerini yayınlamadım,
Kontör çeteleri niye bu kadar inandırıcı?
BEN Korgeneral Nejat Bek'in avukatı olsam, bu olayı mahkemeye delil olarak sunarım,
Koskoca korgeneral, 6, Kolordu'nun komutanı "kontör çetesi" mağduru oluyor,
Yaşlı başlı teyzelerin, bazı tırsık işadamlarının, kimi sanatçıların ve bazı işkillilerin kontör çeteleri tarafından dolandırıldığını biliyor, okuyorduk,
Birileri kendine polis veya MİT süsü vererek telefon açıyor,"Telefonunuzdan terör örgütü aranmış, Şu kadar para verirseniz sizi temize çıkarırız" yalanıyla korku yaratıp para sızdırıyorlardı,
Emniyet yıllardır bu konuyla ilgili sayısız uyarı yaptı, ama şantaj kurbanlarının sayısı azalmadı,
Ama kim derdi ki, TSK'nın en tepelerine yaklaşmış, koskoca bir korgeneral bu tuzağa düşecek,
Onu da Ergenekon'la korkutmuşlar,
"Ergenekoncu olmamak" için 2600 liralık kontöre kıymış koskoca paşa,
Polise gitmek, hadi ona güvenemedin, Genelkurmay İstihbarat'a gitmek, jandarmaya gitmek yerine parayı ödemiş,
Dedim ya, "Bu davada savunma olur" diye,
Gerçekten olur,
"Telefondaki kimliği belirsiz adamlardan 'tırsıp' mangırı bayılan adam mı darbe yapacak?" dese avukatı, mahkeme heyeti kahkahayı basıp"beraatine" karar vermezse ben bir şey bilmiyorum,
Ama aslında telefonla "korku" yaratılarak yapılan bu dolandırıcılık gülünecek bir şey değil,
Ağlanacak bir durum,
Saflığımıza, kolay kandırılmamıza değil gözyaşları,
Nasıl bir "korku" ülkesi olduğumuzu göstermesi açısından ağlatıyor insanı,
Terörle, terör örgütüyle bağlantısı olmayacak insanlar bile "korkup" parayı basıyor,
Çünkü güvenmiyor,
"Ben temizim, Bana kim ne yapabilir?" diyemiyor,
Parayı vermezse birilerinin kendisini karalama imkânına sahip olduğuna inanıyor ve bu yüzden de çetelere boyun eğiyor, Parayı veriyor,
Gerçek durum bu mudur bilmiyorum,
En azından tam olarak emin değilim,
Ama sıradan vatandaşın algısı budur,
Bu algı bir ülke için, o ülkenin yurttaşları için ve o ülkeyi yönetenler için çok tehlikelidir,
Tuzun da koktuğuna inanıldığını gösterir,
Vatandaşın saf veya salak olduğuna değil,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar