Ekonomik suça ekonomik ceza ise bu ne?
Fatih Altaylı
Ocak 28, 2012
Yazı İçeriği
Ekonomik suça ekonomik ceza ise bu ne?
Ekonomik suça ekonomik ceza ise bu ne?
BİR ülkede eğer "yasal bir düzen" varsa, o ülke vatandaşları bu yasal düzenin, makul, mantıklı, vatandaş tarafından anlaşılabilir olmasını beklerler değil mi?
En azından yasaların "mantık" olarak birbiriyle çelişmeyecek şekilde yapılmış olması gerekir,
Doğru olan budur,
Ama Türkiye'de bunu beklerseniz çoook beklersiniz,
Bizde yasaların birbiriyle uyum halinde olması diye bir şey düşünülemez,
Bir yasa diğer yasayla tamamen çelişebilir,
Birkaç gündür çeklerle ve Çek Yasası ile ilgili yazıyorum,
"Ekonomik suça ekonomik ceza" ilkesine de öyle karşı falan değilim,
Çek yüzünden hapis yatılması benim de doğru bulmadığım bir ceza yöntemi,
Bu meselenin farklı çözülmesi gerektiğini kabul ediyorum,
Ama çelişkiler de dikkatimden kaçmıyor değil,
Dün Ekonomiden Sorumlu Bakanımız Ali Babacan, Davos'tan HT Bloomberg'in yayınına katıldı,
Burada yeni Çek Yasası ile ilgili düzenleme için "Ekonomik suça ekonomik ceza verilir" dedi,
O an orada olmak istedim,
Kendisine yakında yürürlüğe girecek bir yasayı hatırlatmak ve onunla ilgili bir şey sormak için,
Çek Yasası, ekonomik suça ekonomik ceza getirecek,
Yani Çek Yasası'na göre başkasının malını, hizmetini veya parasını "geri ödemeyecek" şekilde alırsan hapis cezası yok,
Ama Türk Ticaret Kanunu'na göre kendi şirketinden iade maksadıyla mal veya para alırsan hapis cezası var,
Haftalardır bu garabete dikkat çekmeye çalışıyorum,
Çok şükür çektik de, iktidardan osun, muhalefetten olsun milletvekilleri, "Türk Ticaret Kanunu'nda bazı gariplikler olduğu doğru, Düzeltmemiz lazım" demeye başladılar,
Konunun uzmanları da aynı şeyi söyleyip duruyorlar,
Ama ne yazık ki değişen bir şey yok,
Yarın şirketinden mal veya para alan yerine koysa bile hapse girecek,
Başkasının şirketinden mal veya para alanın çeki karşılıksız çıksa bile hapse girmeyecek,
Burada vatandaşa düşen "Bu nasıl iş" diye kara kara düşünmek olacak,
Saadet Şehri'ni gezin Cumhurbaşkanım
İKİ hafta önce iki günlüğüne Abu Dabi'ye gittim,
Bir aile dostumuz, Volvo Ocean Race'in ikinci ayağının finişini ve üçüncü ayağının başlangıcını görmeye davet etmişti,
Bu dediklerimin toplam süresi 1 saat olduğu için 2 günde kalan zamanımda Abu Dabi'ye gezdim, İnceledim,
Abu Dabi'ye 25 yıl falan önce de gitmiştim,
Üç beş binası olan kıytırık bir yerdi,
Şimdi ise dev bir kent olmuş,
Son birkaç yılda Dubai'ye özenerek çok güzel binalar da yapmaya başlamışlar, ama Dubai'den birkaç kat zengin olmasına rağmen Dubai kadar "görgüsüz" bir yer değil,
Daha oturmuş, daha az "plastik",
Abu Dabi'de en ilgimi çeken ise yeni yapmakta oldukları "Saadet Şehri" olarak tanımlanabilecek bölge,
27 milyar dolar yatırımla yepyeni bir şehir kuruyorlar,
Oldukça medeni, öyle gökdelenlerle dolu olmayacak bir şehir,
Bununla birlikte Saadet Şehri'nin iki özelliği var,
Biri dünyada "sanat"ın en yoğun olarak yaşanıp görüldüğü kent olacak, diğeri "0 emisyonlu" ilk kent,
Dünya çapında iki büyük müzeyle anlaşmışlar,
Biri Louvre, diğeri Guggenheim,
Her ikisi de birer mimari başyapıt olarak yükseliyor, Guggenheim müzelerinin ve Louvre'un koleksiyonları dönüşümlü olarak bu müzelerde sergilenecek, (Topkapı için de bazı girişimler olduğu dedikodusu var,)
Üçüncü önemli eser ise ünlü mimar Zaha Hadid'in çok meşhur Opera Binası, O inanılmaz güzellikteki eser de burada inşa ediliyor, Abu Dabi Opera Binası olarak,
Bunların dışında da ilginç mimarilere sahip pek çok bina kentin içine serpiştirilmiş,
Onlarca tiyatro salonu, sergi salonu, galeri bölgede yer alacak,
Bazıları bitmiş bile,
Diğer önemli mesele ise bu şehirde kullanılacak tüm enerjinin "yenilenebilir" olması,
Petrol ve doğalgaz zengini Abu Dabi, bu kentte ne bir santimetreküp doğalgaz, ne tek bir damla petrol kullanacak,
Kentin bütün enerjisi, çölle denizin birleştiği yere kurulmuş ve kurulacak olan rüzgâr santrallarından ve çölde kilometrekarelerce alana kurulmakta olan "güneş pillerinden" elde edilecek,
Kentte kullanılacak olan otomobiller ve her türlü taşıma aracı elektrikli olmak zorunda,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bugünlerde Abu Dabi'ye gidecek,
Oraları bir gezip görürse, mutlaka Türkiye'ye de anlatacaktır,
Gizli tanık, açık şikâyet
DÜN epey güldüm,
Gizli tanık Poyraz her kim ise ifade vermiş,
İfadesinin bir yerinde demiş ki: "Fatih Altaylı, Sedat Peker'in kendisine hediye ettiği tespihi programlarında sallar,"
Birisi sallıyor da o ben değilim, Poyraz denilen kimse o,
Yahu Sedat Peker'le benim adım birlikte nasıl anılır?
Piyasaya çıktığı ilk günden bu yana Sedat Peker aleyhinde yazılan ne varsa, çoğunu ben yazmışım,
Sedat Peker'in adamları olduğu bilinen kişiler tarafından saldırıya uğramışım, dövülmüşüm,
Sedat Peker'le birlikte fotoğraf çektirip bunu gazeteye basan ve Sedat Peker için "Saygın işadamı" diye yazan kişileri o dönem çalıştığım gazetenin Etik Kurulu'na şikâyet edip görevlerine son verilmesine neden olmuşum,
Hepsini geçtik, hayatımda bir gün bile tespih çekmemişim,
Sonra gizli birisi çıkıyor, böyle saçmalıklar anlatıyor,
Gizli saklı anlamam,
Gizli tanık Poyraz hakkında savcılığa açık şikâyette bulunuyorum,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar
Zeki Demirkubuz yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"
Eylül 15, 2025
Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı
"Gülmek bir savunma mekanizması"
Eylül 14, 2025