Eğitim seçenekleri
Fatih Altaylı
Mart 3, 2012
Yazı İçeriği
Eğitim seçenekleri
Eğitim seçenekleri
MAIL'ler geliyor,
"Bırak Ertuğrul'u, sporu falan da Türkiye elden gidiyor, Onu yaz, Dini ağırlıklı eğitim dayatıyorlar, Niye yazmıyorsun?" diye,
Okurlar önemlidir,
Sizin iki, bilemediniz üç yazı sığdırdığınız bir alana "nelere değinmeniz gerektiğini" söyleme hakkına sahiptir,
Her biri ayrı ayrı,
Onun için önemli olan neyse siz onu yazmalısınız,
Yazmıyorsanız eğer ya şerefsizsinizdir, ya satılmış, ya şuursuz, ya da aymaz,
Okur haklıdır haklı olmasına da okurların da kendi aralarında bir fikir birliği olmadığı için yazarın da işi zordur,
Neyi yazmazsanız okur onu ister,
Yazmamışsan kızar,
Suçlar,
Dün de kızanlar vardı böyle, "Din eğitimini niye yazmıyorsun?" diye,
Yazmamı istedikleri konu, dün bizim gazetenin birinci sayfasında yer alan bir haber aslında,
4x3 eğitim sisteminde 2, kademede yani 2, dört yılda "seçmeli dersler" olacak,
Öğrenciler 4 yıl boyunca kendi seçimlerine göre "sosyal, sayısal ya da din ağırlıklı" eğitim alabilecekler,
İşte bunu eleştirmemiş olmamıza kızıyor bazıları,
Bunu derken seçeneklerden birinin "din" olarak belirlenmesine,
Bunun nesini eleştireceğimi bilmiş olsaydım elbette eleştirirdim,
Ama nesini eleştireyim?
"Dayatma" yok, "seçenek" çok,
Biri de din,
Kime ne?
Çocuğuna din eğitimini de içeren bir eğitim verdirmek istemeyen o seçeneği seçmez,
Tek seçenek olsa, din mecburi olsa eleştireyim ama öyle bir şey yok,
Tam aksine, çocuğum din eğitimi de alsın diyenleri imam hatibe mecbur etmeyen doğru bir sistem,
Bize çok garip geliyor ama "laikliği" iliklerine kadar sindirmiş pek çok Batı ülkesinde, ABD'de de, laikliğin kalesi Fransa'da da "dini eğitim" veren okullar var,
Katolik okulları, kilise okulları,
Canı isteyen oralara yolluyor, istemeyen yollamıyor,
Ben burada eleştirilecek bir şey göremiyorum,
Bir ailenin çocuğunun nasıl bir eğitim alması konusunda söz sahibi olmasından ve önüne üç seçenek koyulmasından daha olağan bir şey olamaz,
'Güvence benim' demokrasisi
BU cümleyi kırk kere eleştirsek, siyasetçiler, yetkililer kırk bir kere kullanmaktan vazgeçmiyorlar,
"Güvence benim,"
Ne zaman bir yasadaki bir cümle, bir yönetmelikteki bir madde eleştirilip bunun yazımındaki eksiklik veya fazlalığın ileride yaratabileceği soruna işaret edilse, o konuyla ilgili bir yetkili, bazen bir bakan, bazen bir başbakan çıkıp "Merak etmeyin, güvence benim" diyor,
Geçmişte Başbakan'ı böyle bir cümle nedeniyle eleştirmiştik,
Şimdi de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin aynı cümleyi kullandı,
Kadına yönelik şiddetin engellenmesiyle ilgili yasadaki tanımlara yönelik itirazlar yükselince Bakan Şahin, "Merak etmeyin, güvence benim" dedi,
Bu cümle aslında merak etmememizi değil daha çok merak etmemizi gerektiriyor,
Çünkü bakana sonuna kadar güvensek bile bakanlık süresi 4 yıl,
Hadi bilemedin 8 yıl,
Taş çatlasa 12 yıl,
Ya sonra?
Ne yaparız senden sonra?
Böyle bir mantıkla yasa hazırlanır mı?
Yasalara şahsi kefalet uygulanabilir mi?
"Güvencesi benim" demektense hatayı düzeltip güvenceyi yasa yapmak çok mu imkânsız!
Gerçekten göremiyorum,
Doktorlara insaflı olun
DOKTORLAR arasındaki rekabet Türkiye'nin sorunu haline geldi,
Doktorlar eleştiriliyor, doktorlar infaz ediliyor,
Allah aşkına söyler misiniz, rekabet olmadan gelişme olur mu?
Elbette doktorlar arasında da rekabet olacak,
Hatırlayın bundan 43 yıl önceyi,
Ankara'da Dr, Kemal Beyazıt, İstanbul'da Dr, Siyami Ersek,
Güney Afrikalı Dr, Bernard'dan aldıkları feyzle bir hafta içinde peş peşe iki kalp nakli ameliyatı yapmamışlar mıydı?
Her ikisinin de hastaları birkaç gün yaşayıp hayatını kaybetti,
Ama onların açtığı yoldan ilerleyen doktorlar için kalp nakli bugün son derece sıradan sayılabilecek bir ameliyat haline geldi,
On binlerce kişinin hayatı kurtuldu,
Keza diğer nakiller de öyle,
İlk karaciğer naklini yapan doktor, art arda 9 hastasını kaybetti,
Ama sonrasında binlerce, on binlerce hasta şifa buldu,
Diğer pek çok ameliyatta da durumun farklı olduğunu zannetmiyorum,
Bu rekabetle tıp bugün bulunduğu noktaya ulaştı ve kimbilir daha nerelere gidecek,
Doktorları ürkütmeye, doktorları iş yapamaz hale getirmeye hakkımız yok,
Onların bugünkü rekabetleri, çocuklarımızın, torunlarımızın hayatını kurtaracak,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar