Şimdi her şey halloldu mu yani!
Fatih Altaylı
Mart 15, 2012
Yazı İçeriği
Şimdi her şey halloldu mu yani!
Şimdi her şey halloldu mu yani!
MESLEKTAŞLARIMIZ çok vahim bir strateji hatası yaptılar aylardır,
Tutuklu gazetecilerle bağlantılı "demokrasi, insan hakları, yargı ve özgürlük" tartışmasını iki gazeteci üzerinden yaptılar,
Nedim Şener ve Ahmet Şık,
Her yazı, her örnek, her tartışma bu iki gazeteci arkadaşımız üzerinden yapıldı,
Ben de o günlerde uyardım, "Hata yapıyorsunuz, Bu ikisi serbest kaldığı anda söyleyecek lafınız kalmayacak" diye,
Ve Nedim ile Ahmet serbest bırakıldılar,
Beraat etmediler ama tahliye edildiler,
Yargılanmaları sürecek,
Nedim Şener ile Ahmet Şık'ın tutuklu olmaları, zaten hükümete yakın ve hükümet içindeki vicdanları da rahatsız ediyordu,
Hatta ortalıkta dolaşan dedikodulara göre, AK Parti yönetimi bu iki gazetecinin tutuklanmasının kendilerine yönelik bir hareket olduğunu, hükümeti uluslararası alanda sıkıntıya sokmak için yapıldığını düşünüyordu,
Öyle midir değil midir bilemem,
Ama hükümetin ve AK Parti'nin en önemli isimlerinin bile bu iki gazetecinin tutuklu kalmalarından duydukları rahatsızlığı dile getirmekten çekinmedikleri bir gerçek,
Sonunda Nedim Şener de, Ahmet Şık da serbest kaldılar,
Peki "tutuklu yargılamalarla" ve "uzun tutukluluk süreleriyle" ilgili sorun çözüldü mü şimdi?
Mustafa Balbay ne olacak?
Tuncay Özkan ne olacak?
Daha onlarcası ne olacak?
Profesörler, bilim adamları, gazeteciler, sıradan insanlar,,,
Onlar ne olacak?
Nedim ile Ahmet için "375 gün sonra özgürlük" diye başlık attık,
Tuncay'lar, Mustafa'lar içeride üç yıllarını doldurdular,
Ergenekon davalarıyla ilgili olarak ilk tutuklananlar birkaç ay sonra 5, yıllarını tamamlamış olacaklar içeride!
Onlar ne olacak?
"Nedim ile Ahmet çıktı, mesele tamamdır" mı diyeceğiz!
Açıkçası ben özgürlük ve adalet arayışının kişiler üzerinden yapılmasından yana değilim,
Adaletse herkes için, özgürlükse herkes için, bir yanlışlığın düzeltilmesiyse herkes için, insan haklarıysa herkes için, hukuk devletiyse herkes için,,,
İsim kullanamadan, arkadaşlarımızı, sevdiklerimizi kayırmadan, ayırmadan,
Herkes için,,,
İçe sinmiş kötülük
NEDİM Şener'in Ayşenur Arslan'a anlattıkları herkesin yüreğini yaktı,
Cezaevine ziyarete gelenlere reva görülen muamele,
Sanki bir darbe dönemi gibi,
O zamanlardan hatırlarız biz böyle şeyleri,
12 Mart'tan, 12 Eylül'den,
Ziyaretleri eziyete çevirmeleri,
Tutuklu veya hükümlü yakını olmayı suç haline getirmeleri,
Buradaki ayıp ne yönetenlerin, ne sistemin,
Buradaki ayıp "insanlığımızın",
Herhalde hiç kimse, cezaevi kapısında görev yapan insanlıktan nasibini almamış yaratığı, "Küçücük kız çocuklarını soy, 10 yaşında çocuğa hayatı boyunca unutamayacağı travma yaşat" talimatı vermemiştir,
Ama oradaki insanlık dışı yaratık, kendi iğrenç ruh halinin gerektirdiğini yapmış, alçakça bir duyguyla böyle "insafsız ve imansız" bir tavır geliştirmiştir,
Asıl vahim olan budur,
Bu ruh halini ne yasalarla, ne Meclis kararlarıyla, ne iktidar değişiklikleriyle halledebilirsiniz,
Bu kötülüktür,
İnsanımızın içine sinmiş kötülük,
Asıl sorun budur,
Nedim'in kızı
AHMET Şık cezaevi çıkışında öfkelenmiş,
"Bizi buraya atan savcılar, hâkimler, polisler şimdi sıra onlarda, onlar buraya girecek" demiş,
Bazı yazarlarımız da bu sözlere neredeyse alkış tutmuş dün,
Bugün "rövanşist duygulardan" kaynaklanan nedenlerle acı çektiğine, acı çektirildiğine inananların, aynı rövanşist duygularla kendilerine acı çektirenlere acı çektirme isteği bana göre hiç doğru değil,
Bu neye yarar biliyor musunuz?
Türkiye'ye asla içinden çıkılmayacak ve hukukun asla gelmeyeceği bir berbat ülkeye,
Herkesin birbirinden çektiği acının acısını çıkarmaya çalıştığı bir ülke, ancak ve ancak cehenneme döner, demokrasiye değil,
Bugün yaşananlar yaşanacak,
Dün yaşananlar gibi,
Biz bunların hepsinden hep beraber ders alacağız,
Bizim çektiğimiz acıları, bizim çocuklarımız çekmesin diye acılarımızı sineye çekeceğiz,
Nedim'in kızının başına gelenlerin, başka birinin kızının başına gelmemesi için uğraşacağız,
Ben ne demek istedim!
GEÇEN hafta sonunda yazdığım bir yazıya bazıları çok kızmış,
Günlerdir hakaret işitiyorum,
"Dindarı buysa kindarı ne olur" diye sormuştum ya,
O yazı,
Ben o yazıyı emperyalist amaçlar için yazmışım, Öyle diyorlar,
Ne demekse,
Bazıları da diyor ki, "İmamları aşağılamak için yazdın",
Hayır efendim,
Her ikisi de yanlış,
Ben o yazıyı yazdım; çünkü şunu söylemek istedim:
"Bir insan sadece dindar olarak yetiştirildi diye iyi ve doğru insan olmaz, İyi, erdemli ve ahlaklı olmak için dindar olmaz yetmez,"
"Genelleme yapmışsın" diyorlar,
Asla bir genelleme yapmadım,
Ben ki, "Nişantaşı ve Etiler'de yaşayanlar" diyerek genelleme yapanlara karşı çıkmışım bugüne kadar,
Ben mi genelleme yapacağım,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar