Zana korkmuş
Fatih Altaylı
Temmuz 3, 2012
Yazı İçeriği
Zana korkmuş
Zana korkmuş
O gün de yazdım, Leyla Zana Hürriyet'e konuşunca umutlanmıştım,
Zana'nın Kürtçü siyasetteki etkinliği ve saygınlığı ile "yeni fikirleri" bir araya gelince yeni bir yol haritası ortaya çıkabilir diye ummuştum, Ve yine o yazımda Öcalan'ın ve PKK'nın Zana'yı karalamaya başlayacağını belirtmiştim,
Nitekim BDP ve PKK, Zana'nın ilk çıkışına temkinli yaklaştı,
Doğrudan suçlamadan, önemsizleştirmeye çalıştılar Zana'yı,
Ve Zana, Başbakan Erdoğan'la beklenen görüşmesini yaptı,
Görüşme sonrası Zana'nın Erdoğan'a sunduğu yol haritasını ve talepleri okudum,
Gördüğüm tek bir şey oldu,
Zana "korkmuş",
Örgütten, BDP'den ve dışlanmaktan ürkmüş,
Başbakan'a sunduğu yol tarifi ve öneriler, BDP'nin ve PKK'nın düne kadar sunduğu ve Başbakan Erdoğan tarafından defalarca reddedilmiş, ciddiye alınmamış önerilerle "karbon kopya",
"Zana fare doğurdu" diyebiliriz,
Hızlı gitti, gidilecek yer kalmadı
ŞAHANE bir bahçedeyiz,
Göğe yükselen dev ağaçlar, Lacivert bir gökyüzü,
Arkamızda 200 yıllık saray yavrusu bir bina,
İstanbul'da, bir konsolosluğun rezidansının bahçesi,
Çok önceden planladığımız bir dostlar buluşması,
Ciddi konulardan konuşmak istemiyoruz ama Suriye meselesi ister istemez açılıyor,
Ev sahibimiz, güçlü, bölgede önemli çıkarları olan bir ülkenin diplomatı,
"Suriye'nin Türk uçağını vurmasından sonra Türkiye'nin tavrını nasıl buluyorsun?" diye soruyorum,
"Yüzde bin doğru bir tavır" diyor,
"Yani" diyorum,
"Soğukkanlı davranarak yapılması gerekeni yaptı Türkiye, Buradaki tutum, uluslararası kabul gören ve saygınlığı artıran bir tutumdur, Türkiye başka türlü hareket etseydi çok ciddi sıkıntıya girerdi, En başta Rusya ile sıkıntıya girerdi, Yaratacağı ortamdan dolayı, müttefikleriyle sıkıntıya girerdi ve çok büyük bir sorun karşısında yalnız kalırdı, Türkiye bu noktada çok doğru yaptı ama öncesinde de çok yanlış hareket etti" diyor,
"Hem doğru yapıp, hem yanlış hareket etmek nasıl oluyor?" diye tekrar soruyorum,
"Türkiye, Suriye konusunda uçağın düşürüldüğü güne kadar peş peşe büyük yanlışlar yaptı" diyor ve anlatıyor:
"Türkiye, Suriye meselesinde çok aceleci davrandı, İlişkileri çok hızlı bir şekilde bozdu, Adım adım gideceğine, koşarak ilerledi, Elindeki kozları çok hızlı tüketti, Bu yüzden de kendini köşeye sıkıştırdı, Şimdi uçak düşürülünce Türkiye'nin elinde yapacak daha fazla bir şey yoktu, Çünkü ilişkileri zaten en ileri noktaya kadar germişlerdi, Bir adım ötesi savaştı ama böyle bir nedenle savaşılamazdı, Fakat savaş dışındaki tüm seçenekleri daha önce tükettiği için şimdi bir şey yapmıyormuş gibi bir görüntü oluştu, Daha itidalli davranmış olsaydı, şimdi yeni bir adım atabilirdi ama atılabilecek tüm adımları hızla ve peş peşe attığı için şimdi gidilecek yer yok,"
Kekeç'e doğru bilgi
BİLİP bilmeden yaz, salla, Olsun sana yazı ya da polemik,
Ahmet Kekeç köşesinde yazmış,
Diyor ki: "Hasan Cemal ve Fatih Altaylı, Bekaa'da törenle karşılanırken,"
Ayıptır Ahmet Kekeç,
Biraz araştır, biraz bakın, Sonra yaz,
Defalarca yazdım söyledim,
Ben, Abdullah Öcalan'la Bekaa'da görüşmedim,
Bekaa'nın yakınına bile gitmedim,
Öcalan'la Lübnan'ın Bareilas kentinde görüştük,
Oradaki bir PKK sempatizanının evinde konuştuk,
Evin küçücük oturma odasında bir tören yapılmadı,
Öcalan yanında Suriye muhaberatından bir görevli ile Mercedes 500 SEL bir otomobille geldi,
Röportajdan sonra da hemen gitti,
Tamam mı Ahmet Bey, Anladın mı?
Bir zamanlar Nabila'ydı
ZENGİNİN malı züğürdün çenesini yorar ya!
Suudi Prens Tallal'ın Türkiye ziyareti de bizim çenemizi yoruyor,
Dünyanın en zengin 19, adamıyla ilgili her gün bir haber,
Özel 747 uçağıyla gelmiş,
Bodrum'da süper yatında kalıyormuş, Bodrum'u otobüsle gezmiş, Bisiklete binmiş,
Adam biraz daha kalırsa detayların nereye varacağını düşünmek bile istemiyorum,
Allah biliyor ya, ben de bu haberleri ilgiyle okuyorum,
Ama dün Tallal'ın yatının fotoğraflarını görünce şaşırdım,
Dünyanın en zengin 19, adamının yatı elden düşme 32 yaşında bir tekne,
Gazeteler "Donald Trump'ın eski yatı" diye vermişler haberi,
Ama daha eskisini bilmek için biz yaşlarda olmak gerek,
Tallal'ın eski püskü teknesi bizlere hiç de yabancı değil, Bir zamanların en tanınan zengini Suudi silah tüccarı Adnan Kaşıkçı'nın Nabila'sı,
1980'de Benetti tarafından yapılıp suya indirildiği zaman 86 metrelik boyuyla dünyanın en güzel ve en büyük yatlarından biriydi,
Şimdi ise ne büyüklükte, ne güzellikte sıralamaya girmeyecek hale gelmiş,
Teknenin oldukça garip duran Kingdom 5KR ismi aslında Tallal için önemli, Kingdom, adamın şirketinin adı, 5 uğurlu sayısı, KR ise iki çocuğunun isimlerinin baş harfleri,
Ama yat aslında pek de uğurlu değil, Kaşıkçı işleri kötüye gidince yatı 20 milyon dolara Brunei Sultanı'na satmıştı, Ondan da Donald Trump satın almıştı, Trump iflas edince tekneyi elden çıkarmıştı,
Anlaşılan yat tilki misali, dönüp dolaşıp Suudi Arabistan'a gitmiş,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar





