Ucuz etin yahnisi
Fatih Altaylı
Kasım 29, 2012
Yazı İçeriği
Ucuz etin yahnisi
Ucuz etin yahnisi
MALİYE aralarında pek çok ünlü sanatçının da bulunduğu kişilerin otomobillerine el koyuyor,
El koyma nedeni çok net ve çok haklı,
Bu araçlar Türkiye'ye sahte belgelerle sokulmuş,
Hakan Özenen'in aylardır ekonomi sayfalarımızda yazdığı türlü vergi kaçırma yöntemleriyle ucuza mal edilmiş,
Sonra da galerilerde, olması gereken fiyatların çok çok altında fiyatlarla satışa sunulmuş,
Normalde 200 bin Euro'ya satılan bir araç, bu galerilerde neredeyse yarı fiyatına müşteri bulmuş,
Lüks otomobilde vergi miktarı, araç fiyatından yüzde 150 daha çok olduğu için, vergiden kaçıran, yarı fiyatına satınca bile büyük para kazanmış,
Satın alan da kendini "uyanık" zannetmiş,
Şimdi el konulan araçların sahipleri ağlaşıyorlar,
"Biz ne bilelim, Bizim ne suçumuz var?" diye,
Sizin bir suçunuz yoksa eğer, o zaman otomobilleri "yetkili ithalatçılardan", "olması gereken" fiyatlara alanların ne suçu var!
Ayşe'nin 250 bin Euro'ya aldığı otomobili, 150 bin Euro'ya alıp "Amma akıllıca iş yaptım" diyeceksin,
Sonra iş ortaya çıkınca "Ne suçum var?",
Her şeyi pek bilirsiniz de yurtdışı fiyatı 80 bin Euro olan bir otomobilin, Türkiye'deki vergilerle 150 bin Euro'ya olmayacağını mı bilmezsiniz!
Bilmezsiniz belki ama ortada bir fırıldak olduğunu tahmin edecek kadar uyanıksınızdır fakat işinize gelmez orada "uyanık" olmak,
Çünkü ucuza almayı uyanıklık zannedersiniz,
O yüzden kimse boşuna ağlayıp zırlamasın,
Ha, arada elbette birkaç gerçek mağdur vardır,
Yani olması gereken fiyata aldığı halde kandırılan, dolandırılan,
Onlara da söyleyeceğim şudur:
Eğer otomobil alacaksanız, mutlaka distribütörden, distribütörün resmi bayiinden alın,
50 bin Euro avanta yapacağım diye 150 bin Euro'dan olmayın,
Yanında bir de rezil olmak bonusu olmasın,
Not: Grey market denilen galerilerin tekbir faydası var, Onların sayesinde distribütörler kâr marjlarını çok fazla yükseltemiyorlar,
Taksim'e cami yapılsın, büfeler kaldırılsın
İŞİ gücü bıraktık, cami tartışıyoruz,
Bir Çamlıca'ya, bir de Taksim'e,
İkisine de karşı değilim, Baştan söyledim,
Tek derdim "güzel, yakışıklı" camiler olsun,
O nedenle Çamlıca'ya yapılacak camiyi yazıp duruyorum,
"Lütfen ikinci geleni yapmayalım, Bir birinci bulalım" diye,
Türkiye'nin en iyi mimarlarını ağırladım Teke Tek'te,
Her seferinde adını yazdığım Han Tümertekin de vardı aralarında,
Han, Mekke'ye yapılacak cami için Suudi Krallığı tarafından çağrılan tek Türk mimar,
Dünyadan 12 büyük mimarı çağırmış Suudiler,
Aralarında Han Tümertekin de var,
Sonra 6'sını elemişler, 6'sıyla projeler üzerinde çalışmaya devam ediyorlar,
Han Tümertekin, Mekke'ye yapılacak dev cami ve külliyesi için sona kalan 6 mimardan biri,
Belki de onun projesi yapılacak,
Mekke'ye cami projelendiren mimar, İstanbul'a yapılacak cami için çağrılmıyor,
Garip değil mi? Taksim Camii'ne gelince,
Hatırlar mısınız bilmem,
Habertürk yayın hayatına başladığı sırada, İstanbul ilavemizde bir kampanya yapmıştık,
Taksim'deki Ortodoks Kilisesi'nin çevresindeki büfeler kaldırılsın, kilise tüm ihtişamıyla ortaya çıksın, tam karşısındaki boş otopark arazisine de şık bir cami yapılsın diye,
O gün "Yapılsın" dediğimiz cami, şimdi yapılıyor,
Niye itiraz edelim?
"Ama o büfeler de oradan kaldırılsın" diyorum hâlâ,
Ancak Taksim'e de Sinan'ın camilerinden birinin kopyası yapılacaksa ona itirazım var,
"Mimari sanatımız 500 senede bir gıdım ilerlemedi" dedirtmem kimseye!
Fikre bak fikre
DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin başının dertten kurtulmasını istemiyor herhalde,
Şimdi de yeni bir "fikir" attı ortaya,
Fikir kendisine ait değil ama hoşuna gitmiş olmalı ki, hepimize "kıvançla" duyuruyor,
Ahmet Bey, Cezayir Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmede, Cezayir Cumhurbaşkanı'nın getirdiği bir öneriyi paylaşıyor gazetecilerle,
Fikir şu: "Osmanlı Milletler Cemiyeti kuralım,"
Britanya'nın eski sömürgelerle birlikte kurduğu Commonwealth'in bir başka türünü,
Şimdi durduk yerde bunu seslendirmenin gereği ne bilmiyorum,
Türkiye'ye yönelik "Yeni Osmanlıcılık" suçlamalarına daha kuvvetli bir zemin ve gerekçe vermek mi acaba!
Nasıl olacağı ise ayrı bir konu,
Bırakın Avrupa'daki eski Osmanlı topraklarındaki Yunanistan'ı, Bulgaristan'ı, Sırbistan'ı, Kosova'yı, Makedonya'yı, Macaristan'ı, Hırvatistan'ı, daha dün Osmanlı'dan kurtuluş günlerini kutlayan Arnavutluk'u, Müslüman tebaanın yaşadığı ülkelerle durumumuz ortada,
Diyelim ki böyle bir birlik kurmaya karar verdik,
Kim olacak içinde?
İlişkilerimizin durumu belli olan Irak mı, Suriye mi?
Ya da Libya mı? Mısır mı? Tunus mu? İsrail mi?
Cezayirliden duyduğu bu saçmalığı tekrarlamak bile Davutoğlu'na yakışmaz,
Ama Cezayirli çok istiyorsa yaparız,
İki üyeli bir Osmanlı Milletler Cemiyeti'ni,
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar