Suriye devletinin terör potansiyelini unutmamak gerekir
Fatih Altaylı
Mayıs 14, 2013
Yazı İçeriği
Suriye devletinin terör potansiyelini unutmamak gerekir
Suriye devletinin terör potansiyelini unutmamak gerekir
YAZACAKLARIM yayın yasağı kapsamına giriyor mu bilemem. Bence girmez ama "yasak" dediğin şey keyfe kalmıştır. Öyle bir yorumlarsın ki, salataya "reyhan" koyanı "Reyhanlı salata yedin" diye içeri atarsın. O yüzden dünden beri salatalara reyhan koydurmuyorum. Ne olur ne olmaz diyerek. Suriye "devleti" bir süreden beri kendi halkına karşı "savaşıyor". Ya da halkının bir kısmına. Belli ki, daha da savaşacak. Türkiye, Arap Baharı'ndaki süratin gazına gelip "Bu iş birkaç ayda biter" diye düşündü ama 2 yıl oldu sürüyor. Daha ne kadar sürecek belli değil. Ortalıkta "Putin, Cameron'u Esad'lı çözüme ikna etti. Birlikte Obama'yı da ikna edecekler" lafları dolaşıyor. Akla kara Başbakan'ın ABD gezisinde ortaya çıkacak. "Başa gelen çekilir" diyeceğiz, bekleyip göreceğiz. Türkiye, "Esad rejimine" cephe açarken bir şeyi göz ardı etti. Ben bugün onu anlatmak istiyorum. Suriye'deki Baas rejimi "ilginç" bir rejimdir. Yaşı müsait olanlar hatırlar, müsait olmayanların meraklı olanları okuyup öğrenmiştir. 1970'lerde Suriye "yatakhane" olmuştu. Kimin yatakhanesi mi? Dünyada ne kadar "terör, tedhiş örgütü, ne kadar illegal yapılanma varsa hepsine". Türkiye'den kaçan sol örgütlere, Marksistlere, Leninistlere, ırkçı terör yapan Asala'ya, PKK'ya, Avrupa'nın ve Asya'nın tüm sol terör örgütlerine, Hizbullah'a, Hamas'a, El Fetih'e, Kara Eylül'e kadar hepsine kucak açtı. Tüm örgütler ve tüm teröristler Suriye'de veya Suriye'nin kontrolündeki bölgelerde, Suriye devletinin sağladığı kamplara yerleştiler. Suriye bu örgütlerin "canlı" olduğu dönemlerde bunların hepsiyle içli dışlı oldu, hepsine El Muhaberat ajanlarını yerleştirdi, bu örgütleri kontrol etti ve örgütlerin Suriye'den çıkmasından sonra da bu örgütlerle bağlantısını asla kesmedi. Bu açıdan bakıldığında Suriye, dünyada terörü en iyi bilen, en iyi kullanan ve "terörist devlet" unvanını en fazla hak eden ülkedir. Türkiye işte bu gerçeği unuttu. Bunların Türkiye'deki veya Suriye'de olup da Türkiye ile ilişkili uzantılarının Türkiye'de neler yapacağını iyi hesaplayamadı. İyi takip edemedi. Türkiye'nin Suriye politikasını beğenebiliriz, beğenmeyebiliriz. Sonuçta bir politikadır. Önemli olan hükümetçe belirlenen bu politikanın tüm olasılıklarının "devletin örgütleri" tarafından yönetilmesi ve gerekli önlemlerin alınmasıdır. Suriye'nin bu potansiyelini bilmeden bu süreci yönetemezsiniz. Eğer hükümet, Esad'ı istemiyorsa Esad'ın yapabilecekleri hesaplanır, ona göre davranılır. En azından sınır "kontrolü" olur, bölgede istihbarat çalışmaları hem Türk, hem Suriye topraklarında yürütülür. Geçmişe bakarak, olası bağlantılar takibe alınır, izlenir. Sorun uygulanan politikada değil, uygulanan politikaya uygun tedbir alınmamasındadır.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar
Zeki Demirkubuz yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"
Eylül 15, 2025
Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı
"Gülmek bir savunma mekanizması"
Eylül 14, 2025