Maçı galipken bitirmek
Fatih Altaylı
Haziran 16, 2013
Yazı İçeriği
Maçı galipken bitirmek
Maçı galipken bitirmek
20 küsur yıldır, neredeyse her gün yazıp, aklını, duygusunu kâğıda dökmeye alışınca insan, 'Yazmayacağım' dese de duramıyor. Yazacağım bugün de. 2007'nin 1 Nisan günü TMSF, Sabah Gazetesi'ne el koymuştu. Gazeteyi toparlayıp, düzeni sağlayıp istifa kararı almıştım. Mehmet Barlas da 'Böyle çalışamayız. Beraber bırakalım' demişti. Tam bizim istifa edeceğimiz gün, yanlış hatırlamıyorsam 'Zirve Yayınevi katliamı' oldu. Mehmet Barlas geldi odama, 'Fatih, istifaları bir iki gün erteleyelim. Şimdi yazmayacağız da ne zaman yazacağız' dedi. Benim bugün yazmam da o hesap. Şimdi yazmayacağım da ne zaman yazacağım... Gezi eylemleri, Türkiye'nin kısa ve cılız demokrasi tarihinin en başarılı ve belki de en temiz eylemi oldu diyebilirim. Tüm kirletme çabalarına, eylemi ele geçirme girişimlerine rağmen, eylem özündeki saf muhalif duyguyu korudu. Öyle ki, bir süre sonra kamu otoritesi bile eylemdeki bu pür demokratik talebi görüp karşı hamlelerini buna göre ayarladı. Eylem hem etkili, hem sempatik olarak yoluna devam edebildi. Eylemciler de yasadışı veya aşırı uçtaki şiddet yanlılarıyla aralarına bir mesafe koymayı başardılar. Sonuç, eylemciler açısından 'müthiş bir zafer' oldu aslında. 2007 yazında kazandığı seçim zaferinden bu yana Başbakan Erdoğan ilk kez "geri adım attı'. Gencecik eylemciler ve zaman zaman onların peşine takılan ve büyük bölümü apolitik anne ve babaları, Meclis'teki anamuhalefetin ve küçük muhalefetlerin 6 yıldır yapamadığını yaptılar. Başbakan Erdoğan, 6 yıldır ilk kez "dışarıdan gelen bir sese' kulak verdi. 'Tamam, mesaj alındı. Yargı yapma derse yapmayacağız. Yargı izin verse bile dönüp halka soracağız' dedi. Eylemciler başardı bunu. Başkası değil. Başbakan Erdoğan, 'Tamam, yargı kararını bekleyeceğiz. Yargı yapın dese bile halka soracağız' dediği sırada 12 Eylül öncesi sol örgütlerde yöneticilik yapmış bir dostumla beraberdim. 'İnanılmaz bir başarı elde ettiler' dedi. 'Peki sence eylemi bitirip beklemeye geçerler mi?" diye sordum. 'Sence?' dedi. 'Bence çekilip zaferin tadını çıkarmaları lazım' dedim 'Bence de, ama zannetmiyorum ki öyle olsun' dedi. 'Eski sol kafa devreye girer şimdi. Senin geçenlerde yazdığın gibi, kitlenin ruhu var ama ortak aklı yok. Şimdi birileri o kitleyi yönlendirmeye çalışacaktır. Sen o kafayı bilmezsin, ama ben onların içinden geldim. İyi bilirim. Bitirmezler. Bitirmedikçe zafer, mağlubiyete dönüşür. Halkın sempatisi kaybolur. Sıradan vatandaş 'Daha ne istiyorsunuz' diye tepki göstermeye başlar. Sonunda ellerindekini de kaybederler. Bu gençler öyle değil. Bu hesabı yapacak durumdalar, ama araya giren o eski sol kafa buna izin vermez. Yazık olacak günlerdir yaptıklarına, yedikleri gaza. Halbuki çok önemli bir zafer kazandılar. Keşke farkına varıp bıraksalar' dedi. Bunu söyleyen adam, İstanbul Üniversitesi önünde 7 kişinin öldüğü bombalı saldırıyı yaşamış, eylemlerde pek çok arkadaşını kaybetmiş, mücadelenin silahlısını görmüş biri. Söyledikleri yüzde yüz doğru. Bence de eylem umulmadık bir başarıyla sonuçlanmış, Türkiye'nin demokrasi tarihinde yepyeni bir sayfanın yaprağını çevirmiş bir eylemdir. Bundan sonra uzatmak, sadece ve sadece eylemin başarısına gölge düşürecek, açılmakta olan yepyeni sayfayı lekeleme ihtimalini doğuracaktır. Yalvarırım bitirin şu eylemi. Siz Gezi Parkı gençleri. Gezi'de olmanız şart değil. Siz evinizde bile otursanız artık varlığınızın herkes farkında. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını gösterdiniz. Siz nerede olursanız olun, artık herkes hesabını sizi bilerek yapacak. O yüzden dönün evlerinize. Sonuç olarak Gezi Parkı evinize bir otobüs, bir metro mesafesinde. Sevgili okurlar. Ben yukarıdaki satırları kaleme aldığımda dün akşamki operasyon henüz yapılmamıştı ve önümüzde en az 24 saat olduğu varsayılıyordu. Ancak ne yazık ki akşam saatlerinde sert bir operasyon başladı ve yine ne yazık ki başladığımız yere döndük. Keşke 1 gün daha sabredilebilseydi.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar
Zeki Demirkubuz yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"
Eylül 15, 2025
Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı
"Gülmek bir savunma mekanizması"
Eylül 14, 2025