İstanbul 19°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Suriye'den huzursuzluk ihracatı

detail banner reklam

Suriye'den huzursuzluk ihracatı

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Eylül 11, 2013

Yazı İçeriği

  • Suriye'den huzursuzluk ihracatı

Suriye'den huzursuzluk ihracatı

SURİYE ile gerilim politikası izlenmeye başladığı zaman da, gerilim tırmandığında da hep aynı şeyi söyledik, yazdık: "Suriye, Türkiye'yi karıştırma potansiyeline sahip bir ülkedir. Bu yönde derin bir devlet deneyimine sahiptir. Türkiye'de terör dahil her türlü istikrarsızlaştırma hareketini provoke edebilir." Dış politikanın iç politikaya yansımalarına hep işaret ettim, ettik. Bugün Türkiye'nin başını ağrıtan ne varsa, bunları Suriye'den vareste tutmak imkân dahilinde değildir. Suriye Devleti, Türkiye'yi sıkıntıya sokmak için bütün imkânlarını seferber etmiştir. Dahası Türkiye gibi "yalnız" da değildir. Yanında benzer enstrümanları Suriye kadar başarıyla kullanabilme imkânına sahip İran ve hatta Rusya da yer almaktadır. Bugün olan biten pek çok şeyde Suriye'nin parmağı olmadığını söyleyebilir misiniz? Biraz dikkatli baktığınız zaman, kendisini görmeseniz de izlerini görebilirsiniz. PKK "çözüm" ya da "barış" sürecini bitirmek isterken bunun arkasında PKK'nın Suriye ve İran'a yakın kanatlarının olmadığını ve terör örgütünü bunların cesaretlendirmediğini söyleyebilir misiniz? Suriye çok açık bir şekilde Türkiye'yi "kendi durumuna" düşürmeye çalışmaktadır. Ve bunda da başarılı olduğunu kimse inkâr edemez. Suriye rejiminin, "istikrarı sağlamak için kendi vatandaşlarını öldüren" bir rejim olduğu tescillenmiştir ve şimdi Türkiye'yi de aynı tuzağın içine çekecek her türlü adımı atmaktan çekinmemektedir. Olan bitene dışarıdan baktığınız zaman Türkiye'de de "asayişi sağlamak için" yapılanların sonucunda 6 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bu vatandaşlarımızın şu veya bu siyasi görüşten olması, eylemci olması, eylemci olmaması hiçbir şeyi değiştirmez. Sonuçta 6 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Suriye'de 100 bini aşkın kişinin ölmesi yanında bu sayı önemsenmeyebilir ama bu sadece istatistiki bir bakış açısı olur. Her can önemlidir. Medeni ülkelerde, demokrasilerde tek bir canın bile önemi vardır. Esad bugün kendi rejimi ile Türkiye arasındaki tek farkın "sayı" olduğunu gösterecek adımları atmakta, attırmaktadır. Türkiye buna izin vermemelidir. Emniyet güçleri her zamankinden daha dikkatli olmak zorundadır. Öyle ki, polisin orantılı veya orantısız güç uygulaması bir kenara bırakılıp "damdan düşeni yakalamak" ve burnunun kanamamasını sağlamak polise görev olarak verilmeli, öğretilmelidir. Allah muhafaza, yarın öbür gün PKK'nın da yeniden "şiddet ortamına dahil olmasıyla birlikte" Türkiye'nin "ipliğe bağlı" iç barışı iyiden iyiye riskli hale gelecektir. Cinin tamamı şişeden çıkmadan, şişeye geri sokulmalıdır. Bu yolun sonu "barış"a çıkmaz...   Telkin Türkiye'den PAZARTESİ günü Habertürk'te muazzam bir röportaj vardı. Müslüman Kardeşler'in kurucusu Hasan El Benna'nın torunu, Oxford Profesörü Tarık Ramazan, Ortadoğu'yu Kübra Par'a değerlendirmişti. Her satırı doğru değerlendirmelerle dolu, müthiş bir röportajdı. Tarık Ramazan'a hayran oldum. Değerlendirmelerini dikkatle okudum. Röportajı satır satır tekrarlayacak halim yok. Habertürk internet sitesine girip okuyabilirsiniz. Ancak bir bölümü çok ilginçti. Ramazan, "Mursi seçimlere katılmakla hata etti, Batı tuzak kurdu" değerlendirmesini yapıyordu. İşin aslını bilmeyenler için bildiğim bir gerçeği aktarayım. Müslüman Kardeşler'in, Arap Baharı'nın ardından Mısır'da seçime girmek gibi bir niyeti yoktu. Tam aksine, "Seçime girmeyelim. Ne hazırız, ne de kadromuz var. Üstelik de Mısır'ı istikrarsız bir dönem bekliyor. Bu dönemde yıpranmaktansa kenarda duralım ve bekleyelim" düşüncesi hâkimdi Müslüman Kardeşler yönetiminde. Ancak Müslüman Kardeşler'i bu fikirden caydıran ve seçime girmeye ikna eden Batı değil, Türkiye oldu. Türkiye'nin, "Böyle fırsat bir daha ele geçmez. Seçime girin. Sizden başkası kazanamaz. Siz de bu işi götürürsünüz. Biz de sizin arkanızda dururuz" telkinleriyle Müslüman Kardeşler seçime girdi. Tabii Türkiye'nin hesaba katmadığı, Mursi'nin tavsiyeleri dinlememe ve bu kadar beceriksiz olma ihtimaliydi.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İktidara kızıp, Türkiye'ye işemediğimiz zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Silivri Günlüğü - 61
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 61

Fatih Altaylı

Eylül 16, 2025

Silivri Günlüğü - 60
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 60

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

Silivri Günlüğü - 59
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 59

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj" görseli
FatihAltaylı
Bugün
FatihAltaylı
YouTube
Zülfü Livaneli yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 19, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış" görseli
Dün
FatihAltaylı
YouTube
CHP Eski Genel Başkanı Hikmet Çetin yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 18, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye" görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Mehmet Demirkol yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 17, 2025