İstanbul 9°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Trafik denetleme, belediyeler ve terör

detail banner reklam

Trafik denetleme, belediyeler ve terör

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Ekim 22, 2013

Yazı İçeriği

  • Trafik denetleme, belediyeler ve terör

Trafik denetleme, belediyeler ve terör

YILLARIN "yılan hikâyesidir" trafik denetleme hizmetlerinin belediyelere devri. Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde de örnekleri vardır aslında. Bu yüzden özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kendi uhdesinde bulunan yollardaki trafik denetleme işinin belediyeye devrini ister durur yıllardır. Ama bu iş "istemekle" olmaz. Devlette "İsteyenin bir yüzü kara" prensibi geçerli değildir. Yasa gerekir. Yasanın de "eşitlik" ilkesine uygun olması gerekir. Bu nedenle böyle bir şey olacaksa sadece İstanbul'a özgü olmaz. Ya her yerde olur, en azından tüm büyükşehirlerde ya da hiçbir yerde olmaz. Bu konu bir kez daha gündeme gelmeden önce, trafik denetleme hizmetlerinin belediyelere devri meselesini Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ilgili biriminin yöneticileriyle konuştum. Türkiye genelinde sadece 22 bin trafik polisiyle hizmet vermeye çalışan ve bunun önemli bir kısmını da büro hizmetlerinde kullanmaktan şikâyetçi olan Emniyet'e, "Denetlemenin belediyelere devrine niye karşı çıkıyorsunuz?" diye sordum. "Asla karşı çıkmıyoruz, ama sorun çıkmasını istemiyoruz" dediler. "Ne sorun çıkabilir ki, tam aksine kendi personelinizi daha verimli kullanabilirsiniz" dedim. Anlattılar. "Trafik polisi sadece trafiği denetliyor olsa haklısınız, ama trafik polisi aynı zamanda asayişin de bir parçası. Gerektiğinde şüpheli araçların yakalanması, terörle mücadele başta olmak üzere diğer şubelerle eşgüdüm içinde çalışma gibi görevler de trafik polisinde. Otomobillerde çok miktarda silah oluyor. Pek çok silahlı çatışma ve soygun otomobillerle yapılıyor, bunlarla ilgili trafik polisi de güvenliğin bir parçası." "Peki bunu belediyelerin kontrolündeki bir trafik denetleme sistemi yapamaz mı?" diye soruyorum. "Yapabilir elbette, ama bir eşgüdüm sorunu çıkar. Ayrıca belediye görevlilerinin silahlı güç haline gelmesi gerekebilir ki, bunun da riskleri var." "Nasıl riskleri var?" diye merakımı aktarıyorum. "Bu bir eğitim meselesidir. Silahlı güç oluşturmak kolay bir iş değildir. Üstelik de belediyeler siyasi kurumlardır. Hem trafik denetlemesinde, hem de asayiş desteklerinde siyasi bir durum ortaya çıkabilir." Çok anlamıyorum. "Polis de siyasete bağlı değil mi? İçişleri Bakanı da siyasi değil mi?" diyorum. "Elbette ama Türkiye, İstanbul'dan ibaret değil. Sadece İstanbul'da böyle bir devir diyelim ki kabul gördü. Bunu sadece İstanbul diye yapamazsınız. Büyükşehirlerde yaptınız diyelim. Riskli büyükşehirler var. Oralarda ne yapacaksınız? Terör riski taşıyan kentler var. Orada en basitinden şüpheli bir aracın yakalanması için belediye ne kadar yardımcı olur? O belediyelerde kimler istihdam edilir? Kimler belediyenin silah da taşıyan resmi gücü haline gelir? Hadi diyelim ki bunlara silah vermediniz. O zaman görevlerini nasıl yaparlar? Trafik işinin belediyelere devrine karşı değiliz, ama bu sorunların nasıl çözüleceğini birisinin düşünmesi lazım."   Benim sorunum başörtüsü değil pantolon TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi'ne "başı örtülü" bir milletvekilinin gelip gelmeyeceği herkesin ortak mevzuu. Kıyık kıyafetlerimize özgürlük geldi ya, bundan faydalanmak isteyen bir kadın vekilin çıkıp çıkmayacağı merak konusu. Ben ise işin bu tarafında değilim. Bir milletvekili başını örtüp Meclis'e gelirse bunu dert etmem. Yıllardır söylediğim bir şey var; aynı fikirdeki erkek her şeyi yapıyorsa benzer fikirdeki kadına kılık kıyafetten ötürü sınırlama mantıklı değil. Ben kılık kıyafet özgürlüğünün daha "insani" tarafındayım. Biliyorsunuz, TBMM'de kadınlar için "pantolon yasağı" var. Bu yüzden de Şafak Pavey Meclis'e etekle gelmek zorunda. Acaba kılık kıyafete getirilen "demokratik özgürlük", Şafak Pavey'in ve Meclis'teki diğer kadınların Meclis'e pantolonla gelmesini de "özgür" bırakıyor mu?   Özel konuşmamakta haklı GENELKURMAY Başkanı Necdet Özel, kendisini "konuşmamakla" suçlayanlara yanıt verdi. Özel, "devlet sorumluluğu bulunan, görev ve yetkileri yasalarla belirlenmiş Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komutanı ve kamu görevlisi olduğunu" ve "konuşacağı konuyla ilgili yeri, zamanı ve muhataplarını doğru analiz etmesi gerektiğini" söyledi. "Ne zaman ki Genelkurmay Başkanı'nın ve kuvvet komutanlarının adını bilmiyoruz, o zaman demokrasiye biraz daha yaklaşmış oluruz" diye yıllardır söylerim. Bu yüzden de Genelkurmay Başkanı'nın "konuşmamasını" çok doğru buluyorum. Açıkçası ben şu anda 4 kuvvet komutanının da adını bilmiyorum, hatırlamıyorum. Ne zaman ki Genelkurmay Başkanı'nın da adını ezbere bilmiyor olacağım, o zaman demokrasi gelmiş olacak. "Böyle mi gelecek?" diye eleştirmeyin. Gelecek elbet. Herkes öfkesini, hıncını alacak. Sonunda bir gün gelecek ki, öfke ve hınç kalmayacak. O zaman gelecek. Ben görmem. Kızım belki!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Amin dediğimiz her duanın olacağını zannetmediğimiz zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Adalet
Köşe Yazıları
Adalet

Fatih Altaylı

Aralık 1, 2025

Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Özer Atik"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:22 Bir günü nasıl geçiyor? 05:04 Müzik ile arası nasıl? 15:23 Şarkılarını nasıl yapıyor? 18:24 Yalçın Turan hayatına ne kattı? 20:08 Yaptığı programlarda etkilendikleri neydi? 23:37 Seyircide eskiden yeniye ruh hali değişiyor mu? 24:54 Yapay zekaya bakış açısı nedir? 30:36 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 14, 2025
"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Oğuz Yenihayat"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:20 Bir günü nasıl geçiyor? 01:00 Kendi işini nasıl tanımlıyor? 06:43 Başına tuhaf şeyler geliyor mu? 08:50 Bir yeri beğenme kriterleri nelerdir? 13:27 Türkiye'ye ait olan ve tüm dünyanın bilmesini istediği neler var? 16:50 Türkiye'yi gezerken onu en çok şaşırtan ne oldu? 19:30 Türk ve Yunan mutfakları arasındaki rekabet hakkında ne düşünüyor? 21:06 Yurt dışına giderken yanında Türkiye'den ne götürüyor? 23:06 Yılbaşında yiyebileceğimiz öneriler listesi 27:28 Yemek konusunda bir yerin iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? 31:16 Gıdaların pahalılığı hakkında ne düşünüyor? 35:15 Türkiye'deki ve yurtdışındaki sokak lezzetleri arasında nasıl farklar var? 36:11 Sokak lezzetlerinde Türkiye'yi nasıl buluyor? 39:00 Türk mutfağı ve kültürünün sosyal medya üzerinden tanıtımları 42:00 Yemek sektöründeki güvensizlik ve denetimsizlik 42:36 İçerikleri hangi kanallardan takip edilebilir? 43:45 Türkiye'de asla unutamadığı lezzetler 46:00 Yurtdışından misafirleri gelse yemek için nerelere götürür? 50:20 Yapmayı düşündüğü başka ne tür projeler var? 52:03 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 7, 2025
Fatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan görseli
FatihAltaylı
YouTube
Videolar yorumluyorFatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç SağkanTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 5, 2025