Bu da Erhan Abi'nin bavulu
Fatih Altaylı
Aralık 4, 2013
Yazı İçeriği
Bu da Erhan Abi'nin bavulu
Bu da Erhan Abi'nin bavulu
ERHAN Tuncel sonunda "dökülmeye" başladı. Hrant Dink cinayetinin hemen sonrasında, o sırada Sabah'taki köşemde Erhan Tuncel'in bir "istihbarat elemanı" olduğunu yazmıştım ve kıyamet kopmuştu. O yazıya kadar Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast gibileri azmettiren "Ağabey" olarak biliniyordu ama emniyet ve jandarma ile ilişkili olduğuna dair hiçbir bilgi yoktu. Tuncel önce jandarmaya, sonra da polise "istihbarat elemanı" olarak çalışmıştı. Ve o dönemde, Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'ti. O günlerde yazdığım yazılara bakanlar, Trabzon Emniyeti'nin Hrant Dink cinayetiyle ilgili "ihmalleri" hakkında neler yazdıklarımı bulabilirler. Peki sonra olanları hatırlıyor musunuz? Hrant Dink cinayeti Trabzon'da planlanırken ve cinayeti işleyen gençler ile polis muhbiri Erhan Tuncel arasında bunca yakınlık ve hatta cinayetin işleneceğine dair onca "bilgi" varken Trabzon'da Emniyet Müdürü olan Ramazan Akyürek birdenbire müthiş bir terfiyle "Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı" na getirildi. Yani Trabzon'da, istihbarat elemanının da işin içinde olduğu bir suikastı haber alıp engellenmesini sağlayamayan müdür, Türkiye'deki Emniyet İstihbarat'ının başına getirildi. O dönem yazdıklarımız, bununla ilgili eleştirilerimiz arşivlerde duruyor. Merak eden bakar okur. Sonrasında usulen yapılan bir yargılama ve bütün olayın birkaç çocuğun üzerine yıkılmasıyla kapatılmaya çalışılan dava süreci. O süreçte hiç konuşmayan Erhan Tuncel şimdi cinayetin üzerinden 6 yıl geçtikten sonra konuşmaya başladı. Verdiği bilgiler, eğer doğruysa, çok ama çok önemli. Tuncel diyor ki: "Ergenekon'un da üzerinde bir yapılanma var." Dikkat çektiği isimler ise Türkiye'de son 5-6 yılda çok konuşulup çok tartışılmış isimler. Ancak şunu da unutmamak lazım. Ramazan Akyürek'i o dönemde Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden alıp Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı yapan irade kim? Bu gücü nereden almış? Yanıt bulunur mu, bulunmaz mı bilmiyorum. Ama her şey bir gün ortaya çıkar. Ne de olsa artık her şey bir bavula sığıyor. Ya da gerçekler bavula sığmıyor! Çözemiyorsan ertele DERSHANELER meselesi kapanmıştır. 2 yıllık süre herkes açısından iyidir. Çok önemli bir yönetim üslubudur. "Çözemiyorsan ertele" diye. Nasreddin Hoca'nın Timur'un filiyle olan ilişkisine benzer. Dershane meselesi 2 yıl ertelenmiştir. 2 yıla kim öle kim kaladır, gün ola harman oladır. 2 yıl içinde Türkiye'de çok önemli üç seçim yapılacaktır. Sonrası Allah kerimdir. Silueti bozan çok şey var KAZLIÇEŞME'deki 16-9 diye bilinen ve İstanbul'un siluetini bozan binalar yıkılacak. Başbakan'ın kızgınlığından sonra yargı da bu yönde bir karar aldı. Binaları yapan firmanın patronu ise "Ben onları yabancı yatırımcılara sattım. Beni ilgilendiren bir şey yok" dedi. Haklı mı? Haklı. Müteahhit olarak gerekli izinleri almış mı? Öyle veya böyle almış. İmar planlarını onaylatmış mı? Onaylatmış. İnşaat ruhsatını almış mı? Almış. Tüm bunların sonucunda hiçbir engelle karşılaşmadan ya da ciddi bir engelle karşılaşmadan binaları bitirmiş mi? Bitirmiş. Tapuları hak sahiplerine vermiş mi? Vermiş. Gerçekten de bundan sonra müteahhit açısından yasal hiçbir mesele yok. Bana göre bundan böyle sorun, o binalardan daire alanlar ile o binaların yapımına izin veren ama verdikleri izin mahkemeden dönen yerel yönetimler arasında. Mahkemenin kararı müteahhide karşı alınmış bir karar değil, o binaların oraya dikilmesine izin veren yerel yönetimlere karşı alınmış bir karar. Siluet meselesine gelince. Siluet dediğin tamamen "nereden baktığına bağlı" bir mesele. Mesela bazı açılardan bakınca yeni yapılan "Haliç Metro Köprüsü" de silueti inanılmaz ölçüde bozuyor. Yarın öbür gün bir mahkeme de onun yıkılmasını isterse ne olacak!
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar