İstanbul 18°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Cemaat uzun süredir ilk kez devlet gücünden yoksun

detail banner reklam

Cemaat uzun süredir ilk kez devlet gücünden yoksun

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Ocak 22, 2014

Yazı İçeriği

  • Cemaat uzun süredir ilk kez devlet gücünden yoksun

Cemaat uzun süredir ilk kez devlet gücünden yoksun

FETHULLAH Gülen Cemaati, uzun yıllardan beri ilk kez böylesine bir durumla karşı karşıya. Ve belki de ilk kez "şaşkınlık" içinde. Niyesini anlatayım. Gülen Cemaati, aslına bakarsanız Türkiye'de oldukça uzun bir süredir iktidar ortağı. Cemaat, etkinliği ve gücüyle paralel olarak, 1990'ların ortasından bu yana her dem devlet gücünü kullanan iktidarlarla yakın olmayı başardı. Özellikle DYP ile başlayan "iktidarın" içinde veya "yanında" olma süreci, 28 Şubat'ta hafif bir kesintiye uğradıysa da Cemaat her dem iktidar gücünü yanında hissetti. Türkiye'nin son 25 yılına damga vuran başbakanlar arasında sadece Necmettin Erbakan "Gülen Cemaati" ile pozitif bir diyalog içinde değildi. Bunun haricinde tüm başbakanlar, Cemaat'le uyumlu davrandılar. Cemaat'i asla karşılarına almadılar. Devlet gücünü, belirli ölçüde Cemaat'le paylaşmakta sakınca görmediler. Bülent Ecevit dahil, hemen hepsi Cemaat'le çatışmamayı siyasi bir tercih olarak kullandılar. Bu durum Cemaat'e büyük bir güç sağladı. Cemaat de özellikle merkez sağdaki tüm partilere yakın durdu ve bu partiler Cemaat'in uygun bulduğu isimleri parlamentoya kendi çatıları altında taşımayı kabul ettiler. AK Parti de bundan müstesna değildi. Hatta Cemaat ile en yakın ilişkiye giren parti, AK Parti oldu. Çünkü birinin ideolojisi ile diğerinin tabanı büyük ölçüde örtüşüyordu. Makul bir birliktelikti. İslam anlayışlarında farklılıklar olsa da, sonuçta ortak anlayış "İslam"dı ve "detaylar" o gün için önem taşımıyordu. AK Parti dönemi Cemaat için de "rahat hareket etme" dönemi oldu. Bürokrasinin her türündeki etkinlikleri AK Parti döneminde zirveye ulaştı. Ancak bir yere kadardı. AK Parti yönetimi, Cemaat'ten rahatsız olmaya başladı. 7 Şubat'ta açığa çıkan "kavga" aslında 2 yılı aşkın bir süredir alttan alta yürüyordu. Cemaat, AK Parti'nin icraatından rahatsızdı. Çünkü AK Parti, Cemaat yurtlarının olduğu her yere, Milli Görüş'e geçmişten beri yakın olan vakıflar aracılığıyla yurtlar kurduruyor, Cemaat'in yerel veya uluslararası düşünce kuruluşlarının karşısına "devlet destekli" başka düşünce kuruluşları dikiyor, STK'larına karşı başka STK'ları destekliyordu. Cemaat'te rahatsızlık had safhadaydı. İşin gideceği yeri görüyorlardı. Kavga 2011'den itibaren alttan alta sürüyor ama alevler dışarı çıkmıyordu. Bu arada iktidar kanadı da ortak çıkarları konusunda Cemaat'in hamlelerine ve yaptıklarına ses çıkarmıyor, hatta bu ortak amaçlarda Cemaat'in yolunu açarak operasyonları yürütmesini sağlıyordu. Ancak dershaneler konusu alttaki yangını bir anda yüzeye çıkardı. Cemaat buna 17 Aralık hamlesiyle yanıt verdi. Hükümet ise tüm riskleri göze alarak 17 Aralık hamlesini bastırdı. Bunca yıldır bürokrasi içinde çok kolaylıkla yol alan ve istediğini yapan Cemaat'e yakın bürokratlar büyük bir yanılgı içinde hareket ettiler. Geçmişte "devlet desteğiyle" yaptıkları "operasyonları" bu kez devlet desteği olmadan yapabileceklerini zannettiler. Ancak bunun mümkün olmadığı, devletin çok güçlü olduğu gerçeğiyle karşı karşıya geldiler. Eskiden Cemaat'e yakın bürokratların yolunu açan devlet, bu kez tam tersi bir hareketle tüm yolları tıkadı. Cemaat uzun yıllardan beri, yaklaşık 20 yıldır ilk kez "iktidar ortağı olmadığını" anladı. Peki bundan sonra ne olur? Elbette Gülen Cemaati ortadan kalkmaz. Eski gücünü kaybeder ama varlığını sürdürür. AK Parti diye bir parti kalmadığı zaman bile Cemaat büyük bir ihtimalle varlığını sürdürecektir. Ama Türkiye'deki "iktidar gücünden" artık uzaktır. Bu yüzden de "şimdilik" işi zordur. Cemaat elbette hamlelerini sürdürecektir. Ama artık devlet gücüyle hamle yapmak ile devlet gücüne karşı hamle yapmak arasındaki farkı öğrenmek zorundadır.   Emniyet bize 'Salaksınız' diyor TÜRKİYE'de herkesin, karşısındakilerin zekâsıyla alay etmesinden bıktım. Hrant Dink'in ölüm yıldönümünde ortalıkta gezinen "beyaz bereli" polisler epey bir tepki topladı. Çünkü herkes bu beyaz berelerin neyi simgelediğini biliyordu. Hrant Dink'i vuran katilin de kafasında beyaz bere vardı ve bu bere neredeyse "simge" olmuştu. Ölüm yıldönümünde yapılan yürüyüşte polislerin beyaz bere takması bu yüzden açık bir "inatlaşmaydı". Bu berelere gelen tepkiler üzerine Emniyet'ten hepimizi aptal yerine koyan bir açıklama yapıldı. "Polislerimiz kış şartlarında üşümemek için beyaz bere takıyorlar. Bu bereler onların resmi kıyafetlerinin bir parçası." Ben hayatımda bu kadar "salak yerine" koyulduğumuzu hatırlamıyorum. Hrant Dink'in anıldığı pazar günü İstanbul'da hava sıcaklığı gölgede 19 dereceydi. Yürüyüşün yapıldığı güneşli yolda ise yer yer 22 dereceye kadar çıkıyordu. Katılımcılar neredeyse kısa kollu tişört giyerken polislerin bere takmasını kış şartlarına bağlamak, hepimize "Siz salaksınız" demenin en kestirme yoludur.   Kürk DÜNKÜ "kürk" yazıma hem olumlu, hem olumsuz çok mesaj geldi. Kürkseverler "Sonunda biri bunu söyleme cesaretini buldu" derken, kürk karşıtlarından da makul mesajlar geldi. "Biz kürk yapımında kullanılan hayvanların canlı canlı derilerinin yüzülmesine karşıyız. Kan bulaşmasın diye kesilmeden canlı canlı derileri yüzülüyor. Yoksa sizin dediğiniz hususu biz de biliyoruz" demişler. Hayvanların derileri canlı canlı yüzülüyorsa kürk karşıtları elbette haklıdır. Kimse böyle bir vahşeti kabullenemez, ama benim bildiğim kadarıyla zaten böyle bir vahşet yok. Bir hayvanı canlı canlı yüzerseniz asıl o zaman daha fazla kan akışı olur. Benim bildiğim kadarıyla bu hayvanlar "uyutuluyor", derileri sonra alınıyor. Canlı canlı derilerini almak gibi bir vahşeti kimsenin uygulayacağını zannetmiyorum.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hukuksuzluğa karşı hukuksuzlukla mücadelenin galibinin olmadığını anladığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"1000 tane şarkı sözü yazdım" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Zeynep Talu"1000 tane şarkı sözü yazdım"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:17 Bir günü nasıl geçiyor? 01:11 Pandemi zamanı verimli geçti mi? 03:16 İnsanların yüzlerinde ne görüyor? 10:02 Bir şarkının ilk kıvılcımı nasıl ortaya çıkıyor? 14:15 İlham aldığı şeyler var mı? 15:28 İşinin sevdiği ve sevmediği yönleri neler? 17:46 Yazması çok zor olan bir şarkısı oldu mu? 26:15 Üretimi, çok fazla olaya maruz kalmak etkiliyor mu? 30:18 Müzisyenlerin yaşadığı en büyük sıkıntı nedir? 32:47 Bugünün Türkiye’si bir şarkı sözü olsa nasıl başlardı? 36:34 Kendisini nerelerden takip edebiliriz? 43:30 Kapanış
Ekim 26, 2025
Heisenberg'in bilime katkıları neler? görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraHeisenberg'in bilime katkıları neler?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 06:57 Bohr-Kramers-Slater(BKS) teorisi 07:46 Einstein'ın BKS teorisine eleştirileri 13:33 Schrödinger'in dalga mekaniği 18:11 Solvey Konferansı 22:50 Schrödinger ve Goudsmit 43:15 Kapanış
Ekim 23, 2025
Yapay zekanın hızlı gelişimi görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Ethem Alpaydın & Prof. Dr. Emrah Safa GürkanYapay zekanın hızlı gelişimiSiemens “Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla programımızdaki sponsorluğuna devam ediyor. Teke Tek Bilim programımızın tarih, bilim felsefesi, inovasyon ve keşiflerle dolu yolculuğunda, Siemens mühendisliğinin gücünü ve Siemens teknolojisinin getirdiği olanakları kullanarak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirme çabasını hep birlikte deneyimliyor olacağız. Siemens’in yeni kahve makinesi EQ900 Plus, farklı kahve çekirdeklerini birbirine karıştırmamak için özel olarak hazırlanan çift çekirdek haznesi ve 32 farklı çeşit dünya kahvesiyle Teke Tek Bilim programımıza keyif ve lezzet kattı. #işbirliği 00:00 Giriş 01:04 Yapay zekanın hızlı gelişimi 09:28 Yapay zeka hayatımızdaki sosyal ve ekonomik şartları değiştirebilir mi? 13:35 Yapay zekanın hiç yapamayacağı şeyler olacak mı? 19:17 Yapay zeka çok mu hızlı gelişti? 20:34 Yapay zeka bu kadar hızlı gelişmeye devam eder mi? 23:42 Yapay zekada sezgi var mı? 26:15 Yapay zeka sonsuza kadar kendini evrimleştirebilir mi? 29:17 Türkiye olarak yapay zekada ne durumdayız? 35:40 Üniversitelere ayrılan fonlar üniversiteye uzun vadede zarar verir mi? 45:30 Bilimde ve yapay zeka konusunda Türkiye’den umutlu mu? 57:33 Kapanış
Ekim 19, 2025