İstanbul 15°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Üzüntüyü bile paylaşamıyorsak

detail banner reklam

Üzüntüyü bile paylaşamıyorsak

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Şubat 18, 2014

Yazı İçeriği

  • Üzüntüyü bile paylaşamıyorsak

Üzüntüyü bile paylaşamıyorsak

ÇOK samimi söylüyorum; Kabataş'ta Z.D.'ye belden yukarısı çıplak, deri pantolonlu, deri eldivenli 100 kişiyi bırakın tek 1 kişi bile kıyafeti, yaşam tarzı, inancı yüzünden dokunduysa; bırakın dokunmayı, hakareti, tek bir "terbiyesiz" kelime söylediyse, tek bir kötü bakış fırlattıysa, ben bunu "alçaklık" ve "aşağılık" bir durum olarak görürüm. Benim çevremden birine dekoltesi, etek boyu yüzünden hakaret edilirse ne hissedeceksem, aynısını Z.D. için hissederim. Eminim Türkiye'nin yüzde 90'ı da benim gibi düşünüyordur, benim gibi hissediyordur. Kendi yaşam tarzımıza müdahale edilmeye çalışılmasına karşı yıllardır nasıl tepki gösteriyorsak, başkasının yaşam tarzına müdahale edilmesiyle ilgili tepkimiz de aynı olur. Peki ya Z.D.'nin hakkını savunduğunu söyleyenler ve bunun için kıyamet koparanların ne kadarı böyle düşünüyor acaba! Dediğim gibi, bırakın fiziki müdahaleyi, tek bir kötü bakışı bile hoş görmemiz mümkün değilken ve Z.D.'nin hissiyatını aynıyla hissederken, herkes "empati" konusunda bu kadar başarılı mı? Z.D. asla ve asla bir kadına, bir insana yapılmaması gereken bir şeye maruz kaldı diye haklı olarak "tepki" gösterenler, acaba ekmek almaya giderken kafasına gelen gaz bombasıyla haziran ayından bu yana komada olan küçük Berkin için de aynı hissiyata sahipler mi? Polis kurşunuyla ölen gencecik çocuklar için, sokak arasında linç edilen Ali İsmail için de Z.D.'ye duydukları üzüntünün yüzde birini, hadi ondan geçtim binde birini yüreklerinde hissediyorlar mı? Z.D.'nin çocuğunun bacağındaki 2 milimlik üç çizik için hissettikleri acının binde birini orantısız güçle gözünü kaybeden, kafatasının yarısını kaybeden başka anaların çocukları için hissediyorlar mı? Sevinçleri paylaşmayı çoktan unuttuk zaten. Ama en azından üzüntüleri, acıları hâlâ paylaşabilir miyiz diye merak ediyorum. Üüzüntüyü bile paylaşamıyor ve üzüntüde bile ikiye bölünüyorsak yazık bu halka. Aslında "millete" demem lazım belki ama belli ki, millet olma özelliğimizi çoktan kaybetmişiz!   Gül'ün siyasete dönüş sinyali CUMHURBAŞKANIMIZ Abdullah Gül mesajı verdi: "Ben Anayasa Mahkemesi değilim." Şifreyi çözmek için âlim olmaya gerek yok. "İçinden çıktığım partinin benim önüme yolladığı yasaları Anayasa'ya uygunluk yönünden denetleyecek halim yok. Bu yüzden de ben imzalarım, gerisine Anayasa Mahkemesi bakar." Yani internetle ilgili düzenlemeyi imzalayacak. "Anamuhalefet Anayasa Mahkemesi'ne götürsün, orada halletsin meseleyi" demek istiyor. Büyük ihtimalle HSYK ile ilgili düzenleme için de aynı yola başvuracak. Yıllar önce adliyelerden birinde bir savcı vardı. Hakkımda en abuk sabuk şikâyetlerde bile dava açıyor. Bir gün konuşuyoruz. "Sayın savcım, hakkımda yüzlerce dava açtınız. Ama bunlardan bazıları gerçekten komik. Ortada davalık hiçbir şey yok. Ki siz de ifademi alırken bunu söylüyorsunuz ama sonra dava açıyorsunuz. Boşu boşuna zaman kaybı. Mahkemeler iki yıl sürüyor. Sonunda beraat ediyorum" dedim. Yanıtı güzeldi: "Fatih Bey, ben açmasam bir üst mahkemeye itiraz edecekler, orada açılacak. Bu da benim sicilimi kötü etkileyecek. Ben davayı açayım, siz nasılsa dava sonucunda beraat edeceksiniz." "Yazık değil mi onca kayıp zamana, onca mahkeme masrafına" demem üzerine, "Eee, bana da yazık değil mi, sicilime işleniyor bunlar" demişti. Gül'ün durumu da bu galiba. Büyük ihtimalle yeniden aktif siyasete dönmeyi, Başbakan Erdoğan Köşk'e çıkarsa o da AK Parti'nin başına geçmeyi planladığı için olsa gerek "sicilini" korumak istiyor. Ama bence yanılıyor. Bu dönem hepimizin siciline kötü yazılıyor.   3 dönem sınırı kaldırılır BAKIN bu satırları bir şey bilerek, bir kulis bilgisine dayanarak falan yazmıyorum. Bu satırların altında yatan tek şey "hissiyat" ve "yılların siyaset gözlemciliği"ne dayanarak yürütüğüm akıldır. Biliyorsunuz, AK Parti'nin meşhur bir 3 dönem kuralı var. İktidar partisi kuruluş döneminde 15 yılı çok uzak bir gelecek olarak gördüğü için, parti mensuplarının herhangi bir görevi 3 dönemden fazla yürütmesini yasakladı. Milletvekilliği de, bakanlık da, genel başkanlık da, başbakanlık da 3 dönemle sınırlı. Partinin kurucularının, en etkin isimlerinin ve tabii Başbakan Erdoğan'ın 3. dönemleri doluyor ve bir kez daha aday olmaları mümkün değil. Bazı bakanlara ve kurucular kurulu üyelerine, belediye başkanlıklarına adaylık yoluyla birer görev bulundu. Kazanırlarsa 3 dönem derdinden kurtulacaklar. Başbakan Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmak istediği bir sır değil. O da çıkarsa konu onun açısından da kapanmış olacak. Ama parti içinde bu kadar şanslı olmayan pek çok kişi var. Gerilen siyasi ortamın da etkisiyle şimdi AK Parti içinde bu sınırlamanın bir tehdit olmaya başladığı algısının oluştuğu kanaatindeyim. Pek çok partili, özellikle de milletvekili, 3 dönem sınırlamasından kurtulmanın yolunu AK Parti'den ayrılmak olarak görmeye başlayabilir. Özellikle de Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra AK Parti'den toplu kopuşlar, toplu ayrılışlar başlayabilir. Hele hele siyasi gelecek arz eden mevcut bir parti veya yeni kurulacak bir partiye doğru kayma olabilir. 3 dönem sınırına takılacak pek çok isim, yeni bir partiyle yeni bir başlangıç yapmak isteyebilir. Bu yüzden ben, AK Parti'nin 3 dönem sınırlamasını bu yıl içinde gözden geçirebileceğine ve en azından "kurucular kurulu için" bu sınırlamanın kaldırılmasının gündeme gelebileceğine inanıyorum. AK Parti'nin 2015 yılına "3 dönem sınırlaması" ile girmesini imkânsıza yakın bir ihtimal olarak görüyorum. Hele hele 17 Aralık'tan sonra...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Başı açıklar başı kapalılara, başı kapalılar başı açıklara yapılan eziyete duyarsız kalmadıkları zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Her reçete her insana uygun değil" görseli
Dün
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Klinik Psikolog Beyhan Budak"Her reçete her insana uygun değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:48 Bir günü nasıl geçiyor? 01:35 Emeklilere tavsiyeleri 03:11 Hobinin faydaları nedir? 07:14 Mutlu insan kimdir? 10:46 İnsanlarda zamanla ne değişiyor? 13:37 Alacaklı olma halinden nasıl kurtuluruz? 16:42 Güzel anlara neden tutunamıyoruz? 26:12 Psikolojide etiketleme durumu 33:39 Mahcubiyet duygusu 39:13 İnsan ne zaman psikoloğa gitmeli? 45 59 İyi hissetmek için öneriler 51:34 Özgüvenin çocuklukta mı oturması gerekli? 53:22 Değersizlik duygusu 56:21 Doğru insanı nasıl buluruz?
Kasım 2, 2025
Futbolda bahis skandalı görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Timur Soykan & Murat AğırelFutbolda bahis skandalıTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli 00:00 Giriş 02:05 Hakemlerin bahis oynama olayı nedir? 10:03 FIFA ile Türkiye arasında bir temas söz konusu mu? 12:03 Bazı hakemlerin “Buraya teşvik edildim” sözleri haklı bir savunma mı? 13:11 152 hakeme ne olacak? 16:26 Gerçekten 152 hakemin haberi olmadan bahis oynanmış olabilir mi? 25:38 Hakemlerin bahis oynadığı maçlara ne olacak? 32:25 Kapanış Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Kasım 1, 2025
"1000 tane şarkı sözü yazdım" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Zeynep Talu"1000 tane şarkı sözü yazdım"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:17 Bir günü nasıl geçiyor? 01:11 Pandemi zamanı verimli geçti mi? 03:16 İnsanların yüzlerinde ne görüyor? 10:02 Bir şarkının ilk kıvılcımı nasıl ortaya çıkıyor? 14:15 İlham aldığı şeyler var mı? 15:28 İşinin sevdiği ve sevmediği yönleri neler? 17:46 Yazması çok zor olan bir şarkısı oldu mu? 26:15 Üretimi, çok fazla olaya maruz kalmak etkiliyor mu? 30:18 Müzisyenlerin yaşadığı en büyük sıkıntı nedir? 32:47 Bugünün Türkiye’si bir şarkı sözü olsa nasıl başlardı? 36:34 Kendisini nerelerden takip edebiliriz? 43:30 Kapanış
Ekim 26, 2025