İstanbul 16°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Evet, bir kez daha davacıyım!

detail banner reklam

Evet, bir kez daha davacıyım!

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Ağustos 3, 2014

Yazı İçeriği

  • Evet, bir kez daha davacıyım!

Evet, bir kez daha davacıyım!

YANLIŞ hatırlamıyorsam mayıs sonu gibiydi. Emniyet'ten cep telefonu numaramı istediler. Güldüm. "Yıllardır dinlediğiniz telefonun numarasını mı istiyorsunuz?'' dedim. Arayan memur arkadaş da güldü. "Savcı bey rica etti, sizinle görüşeceklermiş'' dedi. Verdim numarayı. Bir iki gün sonra telefon çaldı. Arayan savcı son derece kibar, İstanbul Adalet Sarayı'na davet etti. Kalktım gittim. Emniyet ve yargıdaki paralel yapıyla ilgili soruşturma kapsamında "mağdur'' sıfatıyla ifademe başvurmak için çağırmışlar. Dosyayı çıkardı. Sadece benimle ilgili bölümü bile oldukça kalın birkaç klasördü. İki yıl boyunca dinlendiğimi söyledi savcı. Tarihleri verdi. "O kadarcık mı dinlemişler?'' dedim. Biliyorum ki hâlâ dinleniyordur telefonum. Farklı sahte isimlerle telefon numaramı, daha doğrusu IMEI numaramı dinlemek için iki ayrı istihbarat şube müdürünün imzasıyla mahkemeden izin alınmış. "Ergenekon terör örgütüyle bağlantılı olduğum iddiasıyla.'' Belli ki, bir suç işlenmemiş, suç icat edilecek kadar bir konuşma bile yok, bir şey çıkaramamışlar. Savcı sordu, "O tarihlerde özel bir şey oldu mu bu dinlemeleri yapmalarına neden olacak?'' diye. O sıralarda Sabah Gazetesi'nin genel yayın yönetmeniydim. İki olasılık aklıma geldi. Biri Hrant Dink cinayeti sonrası Erhan Tuncel'in polis muhbiri olduğunu ve devlete çalıştığını ortaya çıkarmıştım. Bir de Savcı Zekeriya Öz'ün Tarabya'daki Hâkim Evi'nde Amerikalı ve İngiliz istihbaratçılarla yaptığı bir toplantıyı Sabah muhabirleri fotoğraflamışlardı ve haber yapmıştık. (Sonrasında Sabah'a el koydular.) Onları söyledim. Hepsi bir ifade tutanağı haline getirildi. Savcı, "Şikâyetçi misiniz?'' diye sordu. "20 yıldır beni dinleyen herkesten şikâyetçi oldum ama hiçbir şey çıkmadı. Olsam ne olur olmasam, ne olur'' dedim. "Bu kez işler farklı. Bir şeyler olacak. Arkasını bırakmayacağız'' dedi. "O zaman şikâyetçiyim'' dedim. Tutanağı imzaladım... Sonrasında bu işin başındaki Cumhuriyet Savcısı ile sohbet ettik. İzin isteyip ayrıldım. Çıkarken kapıda Fikret Bila ile karşılaştık. O da aynı nedenle ifadeye geliyordu. Ve bildiğim kadarıyla yüzlerce kişi aynı nedenle mağdur olarak ifadeye çağrılmıştı...   Gerekirse 500 bin gözaltı İFADE verdiğim davanın savcısıyla epey de bir sohbet ettik. Oldukça kararlı görünüyordu. "Bu meselenin sonuna kadar gideceğiz. Bu iş artık ulusal güvenlik meselesi olmuş. Ucu dışarıda, milli olmayan bir yapılanma. Hedefleri bambaşka'' dedi. Ben "Cemaat'in eğitim işi iyiydi. Yurtdışında Türk okulları olması hoşumuza gidiyordu, ama Türkiye'de yargı ve Emniyet'te örgütlenme meselesini defalarca yazdık. O zaman biz suçlu olduk. Hükümet arkalarındaydı ve Cemaat'e bu konuda yol veriyordu. Biz bunları yazınca hükümet sahip çıkıyordu. Şimdi iş terse döndü, ama geçmiş olsun. Çok yaygın bir haldeler'' dedim. "Olabilir ama devlet gücü başka bir şeydir. Bunları söküp atar'' dedi savcı büyük bir özgüvenle. "Zor'' dedim. "Türkiye böyle şeyleri yaşadı'' dedi savcı. "12 Eylül'ü hatırlayın'' dedi savcı, "O zaman 500 bin kişi gözaltına alınmıştı. Binlerce kişi mahkeme karşısına çıkarıldı. Gerekirse bu devlet bunu yine yapar kendini korumak için''. "Bu kadar büyük davalar genelde zamanaşımıyla sonuçlanıyor. 12 Eylül'ün büyük davalarının tamamı zamanaşımı nedeniyle sona erdi. O davaların idamla yargılanan sanıkları da sonra siyasetin etkin adamları oldu'' yanıtını verdim. Savcı, "Şu kadarını söyleyeyim Fatih Bey, bu organizasyonun amacı başka ve kökü Türkiye'de değil. Asıl amacı ve asıl niyeti bilen sadece tepede bulunan az sayıdaki kişi. Aşağıda yüz binler hayır hasenat yaptığını düşünerek bunların yanında. Onlar saf. Asıl niyeti bilmiyorlar. Bizim onlarla bir derdimiz yok. Onları da bu yapının elinden kurtaracağız aslında. Bizim hedefimiz, bu işin asıl amacını bilen ve dışarıdaki işbirlikçilerin menfaati için çalışanlar'' dedi. "Asıl amaç dediğiniz ne?'' diye sordum. Anlattı. Kulaklarıma inanamadım. Onu da yazarım. Ama bugün değil. Haftaya...   Sürçülisan herkese mahsus EKMELEDDİN İhsanoğlu'nu İstiklal Marşı'mızı bilmemekle suçlamak, gerçekten komik. "Ekmeleddin Bey'in babası İhsan Efendi, Atatürk devrimlerinden bazılarına kızan Mehmet Akif Ersoy ile birlikte Türkiye'yi terk ederek Mısır'a giden kişidir" diye Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığı açıklandığı gün yazdım. Mehmet Akif, İhsan Bey'in ve haliyle ailesinin dostudur. Öyle ki, Mehmet Akif yıllarca çalışarak hazırladığı Kuran tefsirini ölmeden önce Ekmeleddin Bey'in babasına bırakmış ve "yakmasını'' istemiştir. Ben hâlâ İhsan Efendi'nin bu Kuran'ı yakmadığına ve Mehmet Akif'in Kuran tefsirinin Ekmeleddin Bey'de olduğuna inanırım. Bunu kendisine her sorduğumda "Bende değil'' dedi, ama bence ondadır. Dahası Ekmeleddin İhsanoğlu, Akif'in eserlerini Arapça'ya çeviren kişidir. Akif'i hepimizden daha iyi bilir. Ekmeleddin Bey bir yerde İstiklal Marşı ile Çanakkale Şehitleri şiirini karıştırmış. İlginçtir, bir dönem Çanakkale Şehitleri için Akif tarafından yazılan bu mersiyenin Milli Marşı'mız olması düşünülmüş, ancak daha sonra Akif İstiklal Marşı'nı yazınca bu fikirden vazgeçilmiş. Ama bence de iki şiir birbirine çok benzer. Mesela Çanakkale Şehitleri'ndeki o muazzam "Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar / O rükû olmasa dünyada eğilmez başlar / Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor / Bir hilal uğruna, ya Rab ne güneşler batıyor'' dörtlüğü ile İstiklal Marşı'mızdaki "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda / Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda / Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda'' sanki aynı şiirin parçaları gibi değil midir! Üstelik de bilmemek başkadır, sürçülisan başkadır. İstiklal Marşı üzerinden Ekmeleddin Bey'e yüklenen Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan da Mehmet Akif Ersoy'u anma gecesinde İstiklal Marşı'nın son kıtasını okurken, "Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal'' mısraında "Olsun artık'' bölümünü atlayıp "Dökülen kanlarımın hepsi helal'' demişti. Sürçülisan olduğu için de kimse kalkıp "Başbakan İstiklal Marşı'nı bilmiyor'' dememişti... Not: Anma gecesinin görüntüleri Youtube'da hâlâ var. Youtube yine yasaklanmazsa izleyebilirsiniz.   Erkan kardeşimi taraftar terörü öldürdü FUTBOL terörü yine can aldı. Sabah Gazetesi Galatasaray Muhabiri arkadaşımız Erkan Koyuncu'nun canını. "Bunun futbol terörüyle ne alakası var" falan demeyin. Tamamen onunla alakalı. 5 tonluk, teröre dayanıklı kapının bir spor tesisinin girişinde ne işi var! Zaten yoktu. Geçen sene futbol teröristi taraftarlar kapıyı kırıp tesislere girince, yönetim saldırılara dayanıklı bu kapıyı taktırmak zorunda kalmış. Kıramasınlar, giremesinler diye. Sonuç! O kapı yanlışlıkla kapatılınca bir basın emekçisinin hayatına mal oldu. Erkan Koyuncu'nun katili taraftarlardır. İnsanlıklarından utansınlar...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bir yazara sövmek için önce yazılarını okuduğumuz zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"1000 tane şarkı sözü yazdım" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Zeynep Talu"1000 tane şarkı sözü yazdım"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:17 Bir günü nasıl geçiyor? 01:11 Pandemi zamanı verimli geçti mi? 03:16 İnsanların yüzlerinde ne görüyor? 10:02 Bir şarkının ilk kıvılcımı nasıl ortaya çıkıyor? 14:15 İlham aldığı şeyler var mı? 15:28 İşinin sevdiği ve sevmediği yönleri neler? 17:46 Yazması çok zor olan bir şarkısı oldu mu? 26:15 Üretimi, çok fazla olaya maruz kalmak etkiliyor mu? 30:18 Müzisyenlerin yaşadığı en büyük sıkıntı nedir? 32:47 Bugünün Türkiye’si bir şarkı sözü olsa nasıl başlardı? 36:34 Kendisini nerelerden takip edebiliriz? 43:30 Kapanış
Ekim 26, 2025
Heisenberg'in bilime katkıları neler? görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraHeisenberg'in bilime katkıları neler?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 06:57 Bohr-Kramers-Slater(BKS) teorisi 07:46 Einstein'ın BKS teorisine eleştirileri 13:33 Schrödinger'in dalga mekaniği 18:11 Solvey Konferansı 22:50 Schrödinger ve Goudsmit 43:15 Kapanış
Ekim 23, 2025
Yapay zekanın hızlı gelişimi görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Ethem Alpaydın & Prof. Dr. Emrah Safa GürkanYapay zekanın hızlı gelişimiSiemens “Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla programımızdaki sponsorluğuna devam ediyor. Teke Tek Bilim programımızın tarih, bilim felsefesi, inovasyon ve keşiflerle dolu yolculuğunda, Siemens mühendisliğinin gücünü ve Siemens teknolojisinin getirdiği olanakları kullanarak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirme çabasını hep birlikte deneyimliyor olacağız. Siemens’in yeni kahve makinesi EQ900 Plus, farklı kahve çekirdeklerini birbirine karıştırmamak için özel olarak hazırlanan çift çekirdek haznesi ve 32 farklı çeşit dünya kahvesiyle Teke Tek Bilim programımıza keyif ve lezzet kattı. #işbirliği 00:00 Giriş 01:04 Yapay zekanın hızlı gelişimi 09:28 Yapay zeka hayatımızdaki sosyal ve ekonomik şartları değiştirebilir mi? 13:35 Yapay zekanın hiç yapamayacağı şeyler olacak mı? 19:17 Yapay zeka çok mu hızlı gelişti? 20:34 Yapay zeka bu kadar hızlı gelişmeye devam eder mi? 23:42 Yapay zekada sezgi var mı? 26:15 Yapay zeka sonsuza kadar kendini evrimleştirebilir mi? 29:17 Türkiye olarak yapay zekada ne durumdayız? 35:40 Üniversitelere ayrılan fonlar üniversiteye uzun vadede zarar verir mi? 45:30 Bilimde ve yapay zeka konusunda Türkiye’den umutlu mu? 57:33 Kapanış
Ekim 19, 2025