Allah sabır versin
Fatih Altaylı
Şubat 19, 2016
Yazı İçeriği
Allah sabır versin
Allah sabır versin
“Galatasaray, 5 dakikalık baskıyla Sabri’nin ayağından, olmayacak bir gol kazandı. Ama golden sonra alıştığımız saçma sapan Galatasaray kimliğine geri döndü. Muslera’nın dört net kurtarış yaptığı maçta rakip kalecinin kurtardığı tek top Donk’un cılız şutuydu. Tanrı, bu takımı tutan herkese sabırlar ihsan eylesin. Amin.” Maçtan önce bizim taraftar grubuyla sürekli gittiğimiz, müdavimi olduğumuz lokantada klasik maç öncesi yemeğini yiyorduk. Aslında maçın sonucu o yemekte belliydi. Siyasetten bahsettik, ekonomiden bahsettik, bombalardan bahsettik, Suriye’den bahsettik ama G.Saray’dan hiç bahsetmedik. Bir G.Saray taraftarının maç öncesi ruh hali eğer bu ise sonuca da şaşmamak lazım. Aslına bakarsanız, maçla ilgili söylenecek hiçbir şey yok. İki çok kötü takım, karşı karşıya geldi. Çok kötü bir futbol izlettirdi. Ve mutsuz bir 90 dakikadan sonra herkes evine gitti. Şaka yapmıyorum! Lazio, giderek kötüleşen İtalyan futbolunun en kötülerinden. G.Saray ise giderek kötüleşen futbolunun en kötü döneminde. Ne bekliyorduk ki bu maçtan? Zaten Mustafa Denizli de hiç ama hiç kimsenin aklına gelmeyecek bir kadro dizilişiyle takımı sahaya sürünce hocanın bizimle kafa bulmak istediğini anlamıştım. Fakat 7. dakikadan sonra G.Saray birden bire futbol oynamak istedi. Lazio bir an sahasına hapsoldu. Şaşkınlık içerisinde G.Saray’ın üzerine gelişini izlemeye başladı. 5 dakikalık bu baskı hemen sonucunu verdi ve G.Saray, Sabri’nin ayağından, olmayacak bir gol kazandı. Lazio kadar tribünler de şaşkındı. Bir an içimizde bir umut ışığı belirdi. Acaba Mustafa Denizli’nin kadro tercihi şapkadan tavşan mı çıkaracaktı? Ama golden sonra G.Saray birden bire sezon başından beri alıştığımız saçma sapan G.Saray kimliğine geri döndü. Defanstan top çıkarırken yapılan aptallıklar, saçma sapan riskli paslarla geriye gömüldü. Bu 5 dakikalık baskı sırasında bekleyip şaşıran Lazio oyuna döndü. Ve bu dönüş neticesinde faul bile olmayan bir faulden bir gol attılar. Sonrası her iki taraf için de futbola benzemeyen bir futbolla devam etti. G.Saray, iyiden iyiye bilinçsiz bir oyun sergilemeye başladı. Bu noktada Mustafa Denizli’nin yapabileceği birkaç şey vardı aslında... Carole veya Koray Günter’den birini çıkartıp Umut’u oyuna alabilir, bütün yeteneksizliğine rağmen Umut, G.Saray’ı bir nebze olsun ileriye taşıyabilirdi. Ancak hoca bunu yapmak için uzunca bir süre bekledi. Oyuncu değişiklikleri yapıldığı sırada sonuç zaten belli olmuştu: Her iki takım da 1-1’e razı, her iki takım da benden kötüsü de varmış diye mutluydu! Ama tabii yine de Muslera’nın en az dört net kurtarış yaptığı maçta rakip kalecinin kurtardığı tek top Donk’un cılız şutuydu. Lazio kalecisiz de oynasa maç büyük ihtimalle aynı skorla biterdi. Türkiye Ligi’nin kaleye en fazla şut atan takımı, maçı kaleye yarım yamalak atılan tek şutla tamamladı. Normal şartlarda G.Saray bu kadrosuna rağmen bu Lazio’yu yenebilirdi ama teknik direktör şapkadan tavşan çıkarmayı istemeseydi! Şapkadan tavşan çıkarmanın sadece bir illüzyon olduğunu bilebilseydi! Şunu söyleyeyim; G.Saray’da Denayer muazzam bir futbol oynadı. Bu takımın gelecek için ışık veren tek oyuncusu O... Ama O da yakın gelecekte G.Saray’da olmayacak. Bunun dışında hiçbir ışık göremedik. Ama Selçuk kardeşimizin kendi ışığını artık söndürdüğünü, bütün kazanma arzusuna rağmen Sneijder’ın da “Benim bu takımda ne işim var!” noktasına geldiğini izledik. Uzun zamandır G.Saray’ı tribünden izlemeyi reddediyordum. Şimdi diyeceksiniz ki “Peki bu maça niye gittin?” Açık söyleyeyim tek bir nedeni var. Şu ahir ömrümde bundan sonra tuttuğum takımın Avrupa’da belki de başka maçını izleyemeyeceğim içindir. Tanrı bu takımı tutan herkese sabırlar ihsan eylesin. Amin.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar
Mehmet Demirkol yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye"
Eylül 17, 2025
Barış Terkoğlu yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hukuk Devleti"
Eylül 16, 2025