İstanbul 7°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Eylemi eylemciden koruma dönemi

detail banner reklam

Eylemi eylemciden koruma dönemi

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Temmuz 9, 2017

Yazı İçeriği

  • Eylemi eylemciden koruma dönemi

Eylemi eylemciden koruma dönemi

HAMBURG savaş meydanı. Muhtemelen 2. Dünya Savaşı’ndan beri kent böyle bir şey görmemiştir. Otomobiller yakılıyor, binalar kundaklanıyor, alışveriş merkezleri, dükkânlar yağmalanıyor. G-20 protestosu adı altında vandalizmin her türü sergileniyor. Hamburg’da G-20 karşıtlarınca yapılan gösterilerin “lideri” olduğunu söyleyen Andreas Blechschmidt ise “Biz böyle bir şey planlamamıştık. İşler zıvanadan çıktı. Yanlış yaptık” diyor. Andreas haklı, işler zıvanadan çıktı. Oysa göstericilerin amacı çok makul görünüyordu. “G-20’nin sahip oldukları zenginliği paylaşmamasını, fakirliğin sürmesini, aşırı sanayileşmenin yarattığı sorunları, finans sistemindeki adaletsizliği, G-20 ülkelerinin çevreye verdiği zararı” protesto edeceklerdi aslında. Yani makul gerekçelerle bir protesto yapılacaktı. Ancak protestonun da tabiatı gereği içerdiği şiddetin de “makuliyet” ölçüsünde kalması gerekiyordu. Kalmadı. Boku çıktı. Haliyle de tepki gördü. Ne yazık ki, dünyanın her yerinde “makul ve anlamlı” protestoları bu hale getiren bir grup “profesyonel ve vandal eylemci” türü var. Bunu biz de yaşadık geçmişte. Muhteşem bir güzellikte başlayan protestolar, gerekli duyarlılığın gösterilmemesiyle artan tansiyonu değerlendiren benzer profesyonel eylemciler ve ortamı uygun bulan lümpen gruplar nedeniyle bir anda başka bir boyuta geçmişti. Aslında bu gibi “profesyonel protestocular” ve “vandallar” hükümetlerin işine yarıyor. Çünkü makul talepler ve masum tepkileri bir anda kabul edilemez olaylar haline getiriyor, hükümetlerin bu eylemlere “aşırı şiddetle” tepki vermesinin önünü açıyor, olaylardan rahatsız olan apolitik kitlenin de hükümetlerin yanında yer almasına neden oluyorlar. Artık haklı toplumsal eylemlerin en büyük düşmanı, bu gibi gruplardır. Bugün Gezi’ye doğru geri bakınca, FETÖ’nün kışkırtıcı ve daha sonra da bağlantıda olduğu terör gruplarıyla buradaki provokasyonu, elindeki medyayla da hükümeti babalayan tavrı daha net görülüyor. Makul ve masum eylem yapmak giderek zorlaşıyor. Bu açıdan bakınca Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü, tüm bunları bertaraf eden şekliyle çok değerli. Çünkü artık eylem yapanların, eylemlerini en çok “eylemcilerden” koruması gerekiyor.   YAPRAK SARMA EYLEMİ HAMBURG’dan gelen görüntüler arasında, savaş alanına dönen bir sokağı ve çatışmaları birinci kattaki evinin balkonunda yaprak sararak izleyen Türk kadınlarının görüntüsü beni çok güldürdü.

Türk olmanın ne demek olduğunu çok net gösteren bir görüntüydü.   NE ALAKASI VAR? OLAY başından sonuna iğrenç. 2 sapık, 2 ruh hastası, 2 aşağılık, 9 aylık hamile bir kadını kaçırıp tecavüz ediyor. Sonrasında da kadını ve 10 aylık oğlunu boğazlayarak öldürüyorlar. Hamile kadının karnındaki bebek de ölüyor. Çoklu tecavüz ve 3 cinayet. Akıl almaz bir vahşet. Sonrasında yazılanlara bakıyorum, akıl, izan her şey kaybolmuş. “Suriyelilere tepki gösterenler yüzünden oldu, ırkçılık yaptınız bakın sonuçlarını görüyor musunuz?” Haydaaaa! Bu kadar hatalı bir mantık yürütme olabilir mi... (Kılıçdaroğlu gibi konuştum:))) Bu rezilliğin Suriyelilikle veya Suriyeli mültecilere karşı olmakla ne alakası var. Bu başlı başına ayrı bir sapkınlık, ayrı bir canilik. Suriyeli mülteciler yüzünden işinden gücünden olmuş yüzlerce, binlerce insan var. Hastane kapısında beklerken ya da hastaneye vereceği ek ödemeyi hesaplarken yanından geçen Suriyeli göçmene hiçbir şey istenmeden ilgi gösterilmesine sinir olan binlerce vatandaşımız var. Günde 100 liraya yaptığı işi, 30 liraya yapan Suriyeliye kaptırdığı için uyuz olan binlerce amele var. Var oğlu var. Bu yüzden de Suriyeli göçmenlere ya da yürütülen politikaya kızıyor olabilirler. Ama bunun bir kadına tecavüz etmekle, hamile bir kadına tecavüz etmekle, kadını ve yanındaki çocuğunu öldürmekle nasıl bir bağlantısı olabilir! Bir Suriyeli, öfkeli kalabalıklar tarafından linç edilse tamam, bu eleştiri haklı olabilir. “Suriyeli işimi elimden aldı, nefret ediyorum bunlardan” diye biri çıkıp bir Suriyeliyi öldürse tamam, bunun adı ırkçılıktır, nefret cinayetidir. Eleştiri biçimini anlarım. Ama bu düpedüz sapıklıktır, caniliktir, insanlık dışı olmaktır. Bu sapıklar için ırkın, dilin, dinin önemi yok. Meseleyi yanlış platformda tartışmayın lütfen.   SAĞLIK VE SİGORTA SAĞLIK sistemimiz, ileriye dönük olarak son derece olumsuz sinyaller veriyor. Özellikle de sağlık eğitimi. Sağlık Bakanlığı’nın uyguladığı prim ve puan sistemi nedeniyle artık emek ve zaman isteyen sinir cerrahisi ve kalp damar cerrahisi gibi branşlara ilgi son derece azalmış. Bu önemli bir sıkıntıya neden olacak gelecekte. Biz yaşamasak bile çocuklarımız, torunlarımız bu hatalı sistemin yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacaklar. Bir diğer mesele ise Ankara Tabip Odası Başkanı’nın sözleriyle ortaya çıkıyor. Hastane ve morg önlerinde avukat simsarları bekliyor ve hasta yakınlarını doktorlara yönelik tazminat davası açmaya ikna ediyorlarmış. Bu yüzden de cerrahi gibi alanlardan cildiye, radyoloji gibi risksiz alanlara kaçış başlamış. Bu ikincisi aslında evrensel bir sorun. Bunun tek çaresi var: “Sigorta.” Bu gibi davalara karşı hekimlerimiz sigorta yaptıracaklar. Ki yaptıranlar var biliyorum. Ve bu gibi sigortalar, hastaneler ya da hekim açısından zorunlu hale getirilecek.   BAĞIŞ PROF. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, “Fatih Altaylı organ bağışı yaptı mı acaba?” diye sormuş. Yıllar önce işe yarayacak tüm organlarımı yönettiğim televizyonun bir programında bağışladım. Sevgili hocam merak etmesin.   PARASIYLA TECAVÜZ TÜRKİYE’nin en güçlü adamı olsanız da gücünüzü sorgulamak kimsenin haddi olamasa da bazen gücünüz yetmiyor anlaşılan. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm tepkisine ve tarafların “Hemen değiştirdik efendim” demesine rağmen statlardaki Arena ismi hâlâ duruyor. 16/9 Kuleleri hâlâ İstanbul’un siluetini bozuyor. Bodrum Güvercinlik’te Cumhurbaşkanı’nın yolda otomobilini durdurarak, “Ne bu çirkinlik? Bunu durdurun” dediği otel, durdurulmak bir yana açıldı bile.

Yetmezmiş gibi, o otelin hemen arasındaki ormanlık arazi tıraşlandı ve oraya daha da büyük bir site, “otel” adı altında yapılıyor. Ve tüm bunların üstüne, Bodrum’a 5 milyar dolarlık yatırım planlanıyormuş. Bodrum’da tecavüz edilmedik neresi kaldı da 5 milyar dolarlık daha tecavüz edilecek, çok merak ediyorum.   NE ZAMAN ADAM OLURUZ? Müteahhitten hesap sormak, gazeteciye hesap sormak kadar kolay olduğu zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Adalet
Köşe Yazıları
Adalet

Fatih Altaylı

Aralık 1, 2025

Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil" görseli
5 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Özer Atik"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:22 Bir günü nasıl geçiyor? 05:04 Müzik ile arası nasıl? 15:23 Şarkılarını nasıl yapıyor? 18:24 Yalçın Turan hayatına ne kattı? 20:08 Yaptığı programlarda etkilendikleri neydi? 23:37 Seyircide eskiden yeniye ruh hali değişiyor mu? 24:54 Yapay zekaya bakış açısı nedir? 30:36 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 14, 2025
"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Oğuz Yenihayat"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:20 Bir günü nasıl geçiyor? 01:00 Kendi işini nasıl tanımlıyor? 06:43 Başına tuhaf şeyler geliyor mu? 08:50 Bir yeri beğenme kriterleri nelerdir? 13:27 Türkiye'ye ait olan ve tüm dünyanın bilmesini istediği neler var? 16:50 Türkiye'yi gezerken onu en çok şaşırtan ne oldu? 19:30 Türk ve Yunan mutfakları arasındaki rekabet hakkında ne düşünüyor? 21:06 Yurt dışına giderken yanında Türkiye'den ne götürüyor? 23:06 Yılbaşında yiyebileceğimiz öneriler listesi 27:28 Yemek konusunda bir yerin iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? 31:16 Gıdaların pahalılığı hakkında ne düşünüyor? 35:15 Türkiye'deki ve yurtdışındaki sokak lezzetleri arasında nasıl farklar var? 36:11 Sokak lezzetlerinde Türkiye'yi nasıl buluyor? 39:00 Türk mutfağı ve kültürünün sosyal medya üzerinden tanıtımları 42:00 Yemek sektöründeki güvensizlik ve denetimsizlik 42:36 İçerikleri hangi kanallardan takip edilebilir? 43:45 Türkiye'de asla unutamadığı lezzetler 46:00 Yurtdışından misafirleri gelse yemek için nerelere götürür? 50:20 Yapmayı düşündüğü başka ne tür projeler var? 52:03 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 7, 2025
Fatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan görseli
FatihAltaylı
YouTube
Videolar yorumluyorFatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç SağkanTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 5, 2025