Güvenmem
Fatih Altaylı
Ocak 28, 2018
Yazı İçeriği
Güvenmem
Güvenmem
OKUYANLAR hatırlayacaktır elbette. Bir süre önce medyamız dolmuşa gelerek şöyle bir haber verdi: “ABD ile yapılan görüşmeler sonrasında ABD’li yetkililer bundan böyle YPG’ye silah sevkıyatı yapılmayacağı sözünü verdiler.” Haberin kaynağı elbette Türk yetkililerdi. Bu köşenin yazarı fakir ise ertesi gün şöyle yazdı: “ABD’deki kaynaklarımla konuştum. ‘YPG’ye silah verilmeyecek’ diye bir söz verilmemiş. Verilen tek söz, YPG’ye verilen silahların Türkiye’ye karşı kullanılmayacağının garantisi.” Nitekim benim yazımdan yaklaşık 24 saat sonra YPG’ye giden “yeni” Amerikan silahlarını taşıyan konvoyların fotoğrafları bizimkiler dahil olmak üzere tüm ajanslardan servis edildi. Şimdi de İbrahim Kalın, ABD’de Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster ile görüşmüş ve bundan böyle YPG’ye yardım gönderilmeyeceği sözünü almış. İbrahim Kalın ciddi adamdır. Sözüne güvenirim. Ama aynı şeyi ABD’li muhatabı için söylemem mümkün değil. Trump’ın ekibinden birinin sözüne ne kadar güvenilir ise McMaster’ın sözüne de o kadar güvenilir. Yarın öbür gün YPG’ye giden silahların görüntüsü yine medyaya düşerse kimse şaşırmasın. McMaster ise bu durumda ya “Ben öyle bir söz vermemiştim” diyecektir ya da “Vallahi ben karşı çıktım ama CENTCOM yollamış. Bu askerler bizi dinlemiyor”. Çünkü adım gibi biliyorum ki Pentagon’daki Türkiye karşıtlığı had safhada ve kolay kolay geçmeyecek bir patolojik durum haline geldi. ************
Lozan’dan ne çıkacak?
Bir Arap’ın hissiyatı
GEÇENLERDE Lübnanlı bir arkadaşımız geldi. Türkiye’ye sık sık gelir. Türk yaşam tarzını sever. Çok da dostu vardır. Geldiğinde de genelde Nişantaşı civarındaki otellerde kalır. Akşam evde oturup laflarken şöyle dedi: “Artık Türkiye’ye gelmeyeceğim.” “Hayırdır ne oldu? Terörden falan mı korktun?” dedim. “Yoo” dedi. “Ben Lübnanlıyım. ‘Terörden korkuyorum’ desem gülerler. 2 gündür İstanbul’dayım. Nişantaşı, Beyoğlu civarındayım çünkü biliyorsun buraları çok severim. Yahu bu kadar çok Arap’ı ben Lübnan’da görmüyorum. Artık İstanbul’a geldiğimi anlayamıyorum, sanki Beyrut’ta gibiyim. Orada bile daha çok Türk görüyorum. Araplara bir gıcığım yok. Ben de Arap’ım ama ben İstanbul’a farklı bir ülkeye geldiğimi hissettiğim için gelirdim. Artık öyle hissetmiyorum.” ************Havalimanı kapandı mı?
ANLADIĞIM kadarıyla taraftarlık duygusu, akıldan daha üstün bir şey. Beyni kilitliyor, ayarlarını bozuyor. Dün, Beşiktaş Stadı’nda maç olduğu günler stadın çevresindeki yolların ve tünellerin kapatılmasının İstanbul trafiğini mahvettiğini yazdım. Biraz izan sahibi herkesten, “Bravo. Doğru tespit. Kimse yazmıyordu bunu” tebrikleri alırken, bir grup Beşiktaş taraftarı, “Stadımızı kıskanıyor. Yıkılması için yapıyor” diye hakaret yağmuruna tuttu. Biraz izan, biraz akıl Allah aşkına. Deyin ki, amacım bu, ben yazdım diye stat mı yıkılır! Üstelik “Yıkılsın” diyen kim? Ben sadece “Yolları kesmeyin” diyorum. “Terör saldırısı oldu” diyorlar. İyi o zaman, terör saldırısı olmasın diye İstanbul’u toptan boşaltalım. Üstelik terör saldırısının olduğu gün de tüneller kapatılmıştı. Engelledi mi? Havalimanında terör saldırısının ağababası oldu. Havalimanı mı kapatılacak! Beşiktaşlı fanatiklerin haklı olduğu tek bir nokta var. Evet, bir Galatasaraylı olarak stadınızı kıskanıyorum ama imreniyorum. Yeri de çok güzel, stat da çok güzel. Güle güle kullanın. Güzel Avrupa zaferleri elde edin. Ama ne olur trafiğimizi kilitlemeyin. ************TEŞEKKÜRLER AZİZ YILDIRIM
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sevdiklerimize verebileceğimiz en önemli armağanın zamanımız olduğunu bildiğimizde.X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar