İstanbul 9°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Anketçiler mi reklamcılar mı!

detail banner reklam

Anketçiler mi reklamcılar mı!

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Haziran 21, 2018

Yazı İçeriği

  • Anketçiler mi reklamcılar mı!

Anketçiler mi reklamcılar mı!

CUMHURBAŞKANI adaylarından Muharrem İnce, seçim sonuçlarıyla ilgili olarak iddialı konuşuyor. Dün de dedi ki: “Bu seçimin kaybedenleri anket şirketleri olacak.” Son yıllarda anket şirketleri sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok ülkesinde “kaybedenler kulübü” oluşturacak kadar hatalı sonuçlara imza attılar. En büyük fiyaskoları, İngiltere’deki Brexit oylaması öncesi elde ettikleri sonuçlardı. Trump’ın kazandığı seçimde de fena çuvalladılar. Bizdeki 16 Nisan referandumu tahminleri de bir-ikisi hariç anketçiler açısından kayıp hanesine yazılmış. O yüzden anketçilerin kaybetmesi bildik bir durum. Fakat eğer işler İnce’nin iddia ettiği gibi ise bir başka kaybeden de reklam şirketleri olacak. Çünkü seçim gecesi televizyon yayınlarını pazarlayan bazı reklam şirketleri, seçim gecesi televizyon yayınları için reklam tarifesi yayınlamışlar. Ve ilginçtir, tarifede “balkon konuşması alt bant fiyatları” da yer alıyor. En pahalı alt bant da bu alt bant. Anket şirketleri paralarını zaten baştan aldıkları için kaybetseler de onlar için sorun değil. Ama reklam şirketleri paralarını ancak yayınlanan reklam için alabiliyorlar. Kaybederse asıl onlar kaybedecek. ***********

BORÇ MESELESİ

EKONOMİST bir dostum, bazı veriler yollamış. Paylaşayım dedim. 2002’de, AK Parti iktidara gelmeden önce vatandaşların bireysel banka borçlarını sıralamış: Konut kredileri toplamı 2002’de 0.5 milyar TL, 2007’de 30.8 milyar TL, 2011’de 74.6 milyar TL, 2017’de ise 168 milyar TL seviyesine ulaşmış. Taşıt kredileri toplamı 2002 yılında 0.6 milyar TL, 2007’de 5.9 milyar TL, 2011’de 7.4 milyar TL, 2017’de 6.6 milyar TL olmuş. İhtiyaç kredileri toplamı 2002 yılında 1.2 milyar TL, 2007’de 28.9 milyar TL, 2011’de 86.5 milyar TL, 2017’de ise 169.7 milyar TL’lik bir büyüklüğe çıkmış. Kredi kartı borçları ise 2002 yılında 4.1 milyar TL, 2007’de 25.8 milyar TL, 2011’de 55 milyar TL, 2017’de ise 81.9 milyar TL’yi bulmuş. Daha anlaşılır bir biçimde özetlemek gerekirse, 2002 yılında toplamı 6.4 milyar TL olan vatandaşın bireysel banka borçları, 2017 yılında 426.2 milyar TL’ye çıkmış. Dostumun yorumu şu: “Bu borçluluk oranına sahip bir toplum, değişimden her zaman korkar. Onlar için değişim son çaredir.” Dostum, vatandaşın borçlarının yanı sıra bir de reel sektörün borçlarıyla ilgili bir tablo göndermiş. Buna göre de “reel sektörün net döviz açığı” 2002’de, krizin hemen ertesinde 7 milyar dolar seviyesindeyken, 2018 yılının 2. çeyreğinde 223 milyar dolar olmuş. Yani hemen hemen yüzde 3000 oranında artmış reel sektörün net döviz açığı. Bunun ne anlama gelebileceğiyle ilgili ise yorum yapmamış ekonomist dostum. Her zaman karşılaştırmalara inanırım. Bu yüzden bir karşılaştırma yapma gereği duyuyorum. 2002’de bireysel kredilerin kişi başı gelire oranı yüzde 1.8, 2017’deyse yüzde 13.7. Fakat 2002’de kriz sonrası dönemde kredi faizlerinin de çok yüksek olduğunu unutmamak gerek. Bu arada 2002’de 231 milyar dolar olan milli gelir de 2017’de 851 milyar dolar oldu. Yani dolar bazında yüzde 268 arttı.

***********

KISA DÖNEM TATİL İZLENİMLERİ

SON 15 günde biri bayram diğeri kafa izni olmak üzere iki tatil yaptım. Kısa dönem tatilcinin bir iki izlenimini aktarmak isterim. Birincisi, yaz aylarında tatil yapmak için Türkiye dünyanın en güzel ülkesi. İkincisi, her şeye rağmen Ege Denizi, özellikle de Ege’nin Türkiye tarafındaki sahiller, dünyanın en güzel denizi. Dünyada görmediğim yer yok desem yeridir, bu kıyılar gibisi yok. Üçüncüsü, bu kıyılarda çok şık, çok güzel, dünyanın en iyi hizmetini veren küçüklü büyüklü oteller var ama yeme içme kültürü hâlâ çok zayıf. Şık lokantalar, farklı mutfaklarda hizmet veren restoranlar hâlâ yok. Dördüncüsü, son birkaç yıldır Türkiye’ye pek gelmeyen Avrupalı turistler yine gelmeye başlamışlar. Her yerde Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen çok sayıda turist var. Beşincisi, Ege koyları ve marinalarında birkaç yıldır görünmeyen dünya zenginlerinin dev yatları yeniden akın etmiş. Her koyda, her marinada mutlaka boyları 45 ila 120 metre arasında değişen dev bir yat görüyorsunuz. Altıncısı, tüm turistlerin şikâyeti alkollü içkilerin fiyatları. “Bu kadar pahalı içki olur mu?” diyorlar. Ülkesinde şişeye verdiği parayı, burada kadehe vermek ağırlarına gidiyor. Yedincisi, Türkiye’nin imajı bir basamak yukarı çıkarsa turizm gelirlerinin 10 basamak yukarı çıkacağı kesin. ***********

ANKA MI HUMA MI?

AŞAĞIDA okuyacağınız yazıyı önceki gün yazdım aslında. Dün yer yokluğundan köşede kendini gösteremedi. Az kalsın Murat Bardakçı üstadımızla pişti olacakmışız. O da dün aynı konuyu ele almış. Hem Faruk Acar’la konuşup AK Parti’nin reklam filminin yapım öyküsünü anlatmış hem de Zümrüdüanka kuşunun efsanelerini. Elbette “Ağanın pohunun üzerine poh konulmaz” ama ben de meseleye farklı bir açıdan yaklaşmıştım: AK Parti’nin yeni reklam filmini izledim. Film olarak, prodüksiyon olarak 10 numara. Ancak ne anlattığını, ne demek istediğini anlamadım. Zümrüdüanka kuşunun esbab-ı mucibesini de çözemedim. Zümrüdüanka, belirli bir periyot sonunda yanarak kül olan ve sonrasında yeniden küllerinden doğan bir kuştur. AK Parti kül olup bitti de küllerinden yeniden mi doğuyor mesela! Böyle bir şey söz konusu değil, iktidar partisi kül olmadı ki küllerinden doğsun. Zümrüdüanka, uzun yaşamı boyunca gördüklerinden ve yaşadıklarından dolayı her şeyi bilen, her bilgiye sahip bir kuştur. Onu demek istiyorlarsa AK Parti o kadar da eski değil. Zümrüdüanka’nın yuvası hayat ağacındadır, AK Parti kendini hayat ağacı olarak mı görüyor onu da anlatamamış film. Tabii bir de şöyle bir efsane vardır. Zümrüdüanka 2400 yıllık dönemini tamamladığı zaman kendine hayat ağacında bir yuva yapar, içine saklanır ve güneşin ağacı ve ağaçla birlikte kendisini yakmasını beklermiş. Güneş en sonunda ağacı tutuşturur, Zümrüdüanka kuşu yanarak ölür ve sonra küllerinden yeniden doğarmış. Ki bu da seçime giden bir partiye uygun bir efsane değil. Zümrüdüanka’nın Türklere ait bir efsane olmaması da cabası. Biz Türklerin “efsane” kuşu “Huma”dır. Ve bir parti reklamına daha uygundur. Çünkü inanışa göre pek de kolay görünmeyen bir kuş olan Huma’yı bir kez bile görenlerin tüm hayatı mutlu ve mesut geçermiş. Üstelik de “devletluların” başında dolaşırmış.

***********

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Konmayı bilmeyenler uçmaya çalışmadığı zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Adalet
Köşe Yazıları
Adalet

Fatih Altaylı

Aralık 1, 2025

Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Özer Atik"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:22 Bir günü nasıl geçiyor? 05:04 Müzik ile arası nasıl? 15:23 Şarkılarını nasıl yapıyor? 18:24 Yalçın Turan hayatına ne kattı? 20:08 Yaptığı programlarda etkilendikleri neydi? 23:37 Seyircide eskiden yeniye ruh hali değişiyor mu? 24:54 Yapay zekaya bakış açısı nedir? 30:36 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 14, 2025
"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Oğuz Yenihayat"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:20 Bir günü nasıl geçiyor? 01:00 Kendi işini nasıl tanımlıyor? 06:43 Başına tuhaf şeyler geliyor mu? 08:50 Bir yeri beğenme kriterleri nelerdir? 13:27 Türkiye'ye ait olan ve tüm dünyanın bilmesini istediği neler var? 16:50 Türkiye'yi gezerken onu en çok şaşırtan ne oldu? 19:30 Türk ve Yunan mutfakları arasındaki rekabet hakkında ne düşünüyor? 21:06 Yurt dışına giderken yanında Türkiye'den ne götürüyor? 23:06 Yılbaşında yiyebileceğimiz öneriler listesi 27:28 Yemek konusunda bir yerin iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? 31:16 Gıdaların pahalılığı hakkında ne düşünüyor? 35:15 Türkiye'deki ve yurtdışındaki sokak lezzetleri arasında nasıl farklar var? 36:11 Sokak lezzetlerinde Türkiye'yi nasıl buluyor? 39:00 Türk mutfağı ve kültürünün sosyal medya üzerinden tanıtımları 42:00 Yemek sektöründeki güvensizlik ve denetimsizlik 42:36 İçerikleri hangi kanallardan takip edilebilir? 43:45 Türkiye'de asla unutamadığı lezzetler 46:00 Yurtdışından misafirleri gelse yemek için nerelere götürür? 50:20 Yapmayı düşündüğü başka ne tür projeler var? 52:03 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 7, 2025
Fatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan görseli
FatihAltaylı
YouTube
Videolar yorumluyorFatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç SağkanTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 5, 2025