İstanbul 18°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Adnan Oktar’ın ekmeğine yağ sürenler

detail banner reklam

Adnan Oktar’ın ekmeğine yağ sürenler

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Eylül 25, 2018

Yazı İçeriği

  • Adnan Oktar’ın ekmeğine yağ sürenler

Adnan Oktar’ın ekmeğine yağ sürenler

Adnan Oktar denilen şahıs ve etrafındaki müritler. Son derece ağır suçlamalarla dolu davayı, Türk basının zaaflarını kullanarak son derece başarılı bir biçimde sulandırıyorlar. Bazı köşe yazarlarına yollanan mektupların yayınlanmasını sağlayarak, bazı gazetecilerin meseleleri ciddiye almadan görsel meseleler üzerinden zirzopluk yapmasından medet umarak son derece karanlık ve uluslararası bağlantılı örgütlerini zararsız gibi gösterme, meseleyi sulandırarak gündemden düşürme ve davayı hafifletme amacındalar. Köşe yazarı dostlarımız, bu gruptan gelen mektupları, savunmaları yayınlayarak bu örgüte bilerek veya bilmeyerek destek verdiklerini bilsinler. Sevgili Ertuğrul Özkök de farkından olmadan bu karanlık grubun ekmeğine başka bir yönden yağ sürmüş. Meseleyi magazinleştirerek, sanki ortada basit bir “Kedicik meselesi” varmış gibi yazarak bu örgütün karanlıkta kalmış yüzünü değil de, bol makyajlı estetikli yüzünü öne çıkarmış. Dış bağlantıları, istihbarat örgütleri ve kimi odaklarla yakın bağlantıları nedeniyle bu tür “Psikolojik operasyon” işlerini iyi bilen Oktar’ın bundan çok memnun olduğunu söyleyebilirim. ***

Sayı değil gelir artmalı

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ile Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa ve Gaziantep’i gezerken bir yandan da turizmde önümüzdeki ay açıklanacak “Master plan” ile ilgili sohbet ettik. Bakan Ersoy’un en büyük hedefi gelen turist sayısını arttırmaktan öte, gelen turistlerin kişi başı harcamasını arttırmak. “50 milyon turisti hedeflediğimizi söylüyoruz. Hedefi turist sayısı olarak koymayı doğru bulmuyorum. Geliri hedef koymalıyız. Mesela ilk etapta 50 milyon turist, 50 milyar dolar gelir dememiz lazım” diyor. Bakan Ersoy’a sonuna kadar katılıyorum. Yıllardır bu köşede yazdığım da bu. Zaten rakamlar Bakan’ı doğrular nitelikte. KİŞİ BAŞI HARCAMA DİPTE Mesela 2010 yılında 33 milyon turist gelmiş Türkiye’ye, 25 milyar dolar turizm geliri elde etmişiz. Turist başına harcama 757 dolar. 2014 yılında Türkiye’ye gelen her turist ortalama 828 dolar bırakırken, 2017 yılında bu sayı 681 dolara düşmüş. Bu yıl turizmde misafir sayısında patlama yapmamıza rağmen kişi başı bırakılan para 636 dolar ile dibe vuruyor. Bakan Ersoy, turisti otelden dışarı çıkarmak gerektiğine inanıyor. Kültür ve gastronomi turizmine geçmemiz gerektiğini düşünüyor. Bu amaçla Ekim ayının ilk haftasında açıklayacağı bir plan var. YAPMAYANIN ARAZİSİ ALINACAK Buna göre Türkiye’de 6 havaalanını merkeze alan bölgesel turizm merkezleri oluşturacaktı. Gezimiz sırasında bu sayıyı 7’ye yükseltme kararı alındı. Bakan Ersoy’un bir diğer derdi tahsisler. “Adam tahsisli araziyi almış ve 20 yıldır çivi çakmamış. Yatırım yapmamış ama yeri elinde tutuyor. Her seferinde gelip uzatma alıyor. Artık bu uzatmaları yapmayacağız. Tesis yapmayanın elinden araziyi alıp, yapacak olana tahsis edeceğiz” diyor. Turizmin nitelikli eleman sorununa çözüm için Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol hazırlamışlar: TURİZM KOLEJLERİ “Turizmde üniversite eğitimi alanların büyük bölümü bu sektörde çalışmıyor. Oysa liseden başlayanların büyük bölümünün hedefi turizmci olmak. Bu yüzden bu okullara ağırlık vereceğiz. Turizm Kolejleri açacağız. Bunların eğitim dönemi de farklı olacak. Yazın okuyacaklar, kışın tatil yapacaklar. Turizm sezonu okul dönemi olacak. Bu öğrencilerin üniversitelerin turizm ve otelcilik bölümlerine geçişini de kolaylaştırmak için çalışıyoruz. Her Turizm Koleji’nin birlikte çalışacağı oteller olacak. Bu otellerde öğrenciler için 3’lü odalar şeklinde yatakhaneler olacak ve bu çocuklar 14 yaşından itibaren bir yandan da otellerden maaş almaya başlayacaklar. Bu nitelikli eleman sorununu çözmeye yönelik hamlemiz. Bilgili, görgülü turizm elemanları yetiştirmek istiyoruz” BU ÜLKEDE KAYNAK ÇOK Gezdiğimiz bir arkeolojik kazıda kazı başkanı inanılmaz bir işi yıllık 70 bin TL bütçe ile yaptığını söyleyince Bakan Ersoy, “Seneye bütçen 1 milyon” diye söz verdi anında. Biz de sorduk “Hemen söz verdiniz. Bu parayı bulmak kolay mı?” Ersoy’un yanıtı şöyle oldu: “Bu ülkede kaynak sıkıntısı yok. Öylesine zengin bir ülkeyiz ki ama kaynağı doğru yere yönlendirme konusunda hatalar yapılıyor bazen. İş doğru olsun para bulunur.” Bakan Ersoy kendi deneyimlerini bakanlığa aktarmaya çalışıyor: “Otellerimizde bir dönüşüm yapmak istedik. Para harcama potansiyeli olan, lüks tüketime dönük müşteriler için. İlk Maxroyal’i öyle başlattık. Ki hayal ettiğimin yüzde 60’ını yapabildim korkudan. Baktık oldu, ikinci Maxroyal’de tüm hayallerimi hayata geçirdim. O da tuttu. Şimdi ilkinde yapmadığım yüzde 40’ı da yapıyorum. Aynısını burada yapacağız. Çıtayı yukarı taşıyacağız. Bir günde, bir sezonda olacak şey değil ama başlamamız lazım.” YENİ SİSTEM ANLAŞILMAMIŞ Bakanla birlikte geçirdiğimiz geziden izlenimim ise şu: Türkiye henüz başkanlık sisteminin ne olduğunu ve başkanlık sistemindeki bakanların nasıl çalışacağını anlamış değil. Hala gittiğimiz her yerde il başkanları, milletvekilleri, partililer, büyük bir kalabalık var. Oysa yeni sistemin bakanları eski siyasi bakanlar değil. Amerikan sistemi gibi düşünürsek yeni bakanlar “Secretary.” Siyasi değiller, icracılar. Benim görüşüm bu siyasi ilgi bakanların hızını kesmekten başka bir işe yaramaz. ***

Müşteri velinimettir

İki gündür sosyal medyada THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı’ya yönelik tepkiler var. Bir THY uçağında yolcuya koltuğunun arızalı olduğu söyleniyor. Yolcu başka koltuğa geçiyor. Ardından uçağa Yönetim Kurulu Başkanı geliyor ve boşaltılan yere o oturuyor. Yolcu, “Bana niye yalan söylediniz, ‘Yönetim Kurulu Başkanı gelecek’ diye rica etseniz yine yerimi verirdim” diyor. Küçük bir tartışma yaşanıyor. Bir görevli yolcuya “Şov yapma” diyor. Birisi de bunu görüntüleyip sosyal medyadan duyuruyor. Basit bir olay. Tatsız bir hal alıyor. İlker Aycı’yı bürokrasideki eski görevlerinden bu yana tanırım. Muhtemelen yolcuyu kaldırma talimatı ondan gelmemiştir. Ama yalakalık dünyasında biri böyle bir şey yapmıştır. Ancak yine de bu saçmalığı düzeltebilirdi Aycı. “Hanımefendi kusura bakmayın. Öyle olduğunu bilmiyordum. Lütfen yerinize geçin, ben burada otururum” diyerek konuyu şahane bir şekilde kapatabilirdi. Ya da “Hanımefendi o koltuk gerçekten arızalı. Oraya bir yolcumuzu oturtamayız ama ben ev sahibi sayılırım. O yüzden ben oraya oturacağım fakat dilerseniz siz geçin oturun” da diyebilirdi. Bu kadar kolaydı aslında. NOT: THY Halkla İlişkiler bölümünün beni aramasına falan gerek yok. ***

ABD için Meksika neyse, bizim için Suriye o: Ucuz işgücü

Birkaç gündür gezdiğimiz bölge, Suriye ile sınır komşusu olan ve Suriyeli mülteci ya da misafir sorununu en ağır biçimde yaşayan kentler. Tüm bu illerde kent nüfusunun bazen 4’te biri, bazen de yarısına yaklaşan miktarda Suriyeli yaşıyor, barınıyor. İlginçtir, özellikle Urfa’daki Suriyelilerin yarattığı bir güvenlik sorunu yok. Son derece yasalara saygılı bir biçimde kente intibak etmeye çalışıyorlar. Bazıları kent içinde oluşturdukları gettolarda yaşıyor, bazıları ise çadır kentlerde yaşıyor ama çalışmak için kente gelip gidiyorlar. Urfa’da 2 milyona yakın yerel nüfusun yanı sıra 500 bini aşkın Suriyeli var. Bunların bir bölümü Arap, bir bölümü Kürt kökenli Suriyeliler. Bunlar Urfa’da da birbirlerinden ayrışmış vaziyetteler. Kürt kökenli Suriyeliler Barzani yanlısı oldukları için, PKK’dan kaçıp Türkiye’ye gelmişler. En önemli sorunları eğitim. Konuştuğum pek çok işadamı Suriyelilerin geri dönmesini istemiyor. “Çalışkan ve sorunsuz bir işgücü kaynağı. Bizim yerli halkın yapmak istemediği her işi yapıyorlar. Çok çalışkanlar” diyor. Bir başkası “Toprakta çalışacak adam bulamıyorduk. Bizim vatandaşlarımız zor işleri yapmıyor. Tembeliz. Ama Suriyeliler aynı işi seve seve, çok daha ucuza yapıyorlar. Bizim vatandaşlara günde 100 TL versen yapmadığı işi Suriyeliler 60 TL’ye yapıyor. Ailece çalışıyorlar ve ellerine iyi para geçiyor. Eğer dönerlerse yemin ederim ektiğimiz ekin tarlada kalır” diye anlatıyor. ***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sistemi değiştirmenin kolay, kafaları değiştirmenin zor olduğunu unutmadığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"1000 tane şarkı sözü yazdım" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Zeynep Talu"1000 tane şarkı sözü yazdım"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:17 Bir günü nasıl geçiyor? 01:11 Pandemi zamanı verimli geçti mi? 03:16 İnsanların yüzlerinde ne görüyor? 10:02 Bir şarkının ilk kıvılcımı nasıl ortaya çıkıyor? 14:15 İlham aldığı şeyler var mı? 15:28 İşinin sevdiği ve sevmediği yönleri neler? 17:46 Yazması çok zor olan bir şarkısı oldu mu? 26:15 Üretimi, çok fazla olaya maruz kalmak etkiliyor mu? 30:18 Müzisyenlerin yaşadığı en büyük sıkıntı nedir? 32:47 Bugünün Türkiye’si bir şarkı sözü olsa nasıl başlardı? 36:34 Kendisini nerelerden takip edebiliriz? 43:30 Kapanış
Ekim 26, 2025
Heisenberg'in bilime katkıları neler? görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraHeisenberg'in bilime katkıları neler?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 06:57 Bohr-Kramers-Slater(BKS) teorisi 07:46 Einstein'ın BKS teorisine eleştirileri 13:33 Schrödinger'in dalga mekaniği 18:11 Solvey Konferansı 22:50 Schrödinger ve Goudsmit 43:15 Kapanış
Ekim 23, 2025
Yapay zekanın hızlı gelişimi görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Ethem Alpaydın & Prof. Dr. Emrah Safa GürkanYapay zekanın hızlı gelişimiSiemens “Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla programımızdaki sponsorluğuna devam ediyor. Teke Tek Bilim programımızın tarih, bilim felsefesi, inovasyon ve keşiflerle dolu yolculuğunda, Siemens mühendisliğinin gücünü ve Siemens teknolojisinin getirdiği olanakları kullanarak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirme çabasını hep birlikte deneyimliyor olacağız. Siemens’in yeni kahve makinesi EQ900 Plus, farklı kahve çekirdeklerini birbirine karıştırmamak için özel olarak hazırlanan çift çekirdek haznesi ve 32 farklı çeşit dünya kahvesiyle Teke Tek Bilim programımıza keyif ve lezzet kattı. #işbirliği 00:00 Giriş 01:04 Yapay zekanın hızlı gelişimi 09:28 Yapay zeka hayatımızdaki sosyal ve ekonomik şartları değiştirebilir mi? 13:35 Yapay zekanın hiç yapamayacağı şeyler olacak mı? 19:17 Yapay zeka çok mu hızlı gelişti? 20:34 Yapay zeka bu kadar hızlı gelişmeye devam eder mi? 23:42 Yapay zekada sezgi var mı? 26:15 Yapay zeka sonsuza kadar kendini evrimleştirebilir mi? 29:17 Türkiye olarak yapay zekada ne durumdayız? 35:40 Üniversitelere ayrılan fonlar üniversiteye uzun vadede zarar verir mi? 45:30 Bilimde ve yapay zeka konusunda Türkiye’den umutlu mu? 57:33 Kapanış
Ekim 19, 2025