İstanbul 18°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Rezil bir evlilik gibi

detail banner reklam

Rezil bir evlilik gibi

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Temmuz 18, 2019

Yazı İçeriği

  • Rezil bir evlilik gibi

Rezil bir evlilik gibi

F-35’lerin teslim edilmeyecek olmasında ben şaşırılacak bir durum göremiyorum kendi adıma. Başından belli idi. Ve bu köşenin okurları gayet iyi hatırlayacaktır ki, ben Türkiye’nin F-35 programından çıkması gerektiğini hep söylüyorum. F-35 projesi 20 yıldır büyük paralar harcanmış, buna rağmen oldukça sorunlu ve iyi ilerlemeyen ama büyük paralar harcandığı için de vazgeçilemeyen bir proje. Çok kapsamlı bir görev tanımı ile sipariş edilen uçak bu denli kapsamlı bir görevi yerine getiremeyecek bir şekilde imal edilmiş. Ve her şeyi yapmaya çalışırken, hemen hemen hiçbir şeyi beceremeyen bir savaş aletine dönmüş durumda. Muhakkak ki, zamanla daha iyi hale gelecek, hataları giderilecektir ama yine de ehveni şer olmaktan öteye gidemeyeceği düşünülen bir tayyare. Ben bu tartışmalar başladığı günden beri Türkiye’nin F-35 projesinden çıkıp Rusların SU-57 uçağına talip olması gerektiğini söylüyorum. Tabii ki, bu çok kolay bir şey değil. Türk Hava Kuvvetleri’nin tüm organizasyonu NATO standartlarına göre. Yani buraya başka bir ülkenin uçağını sokmak kolay bir iş değil. Hava Kuvvetleri içinde ciddi bir reorganizasyon gerektiren maliyetli bir iş. Ancak imkansız da değil elbette. Tabii SU-57 de daha tamamlanmış bir proje değil. O da henüz ilerleme aşamasında. Ve tabii bir başka mesele de, iki uçak arasındaki benzerlikler kadar farklar olması. F-35 daha çok kara hedeflerine yönelik bir uçak ve ona göre mühimmat taşıyor. SU-57 ise daha çok avcı uçağı özelliklerinde. F-35’in bazı modelleri dikine iniş kalkış yapma özelliğine sahip. En azından öyle olması bekleniyor. Bu özellik SU-57’de yok. Bu da Türkiye’nin olası bir uçak gemisi projesi için bu uçağın çok da uygun olmadığı anlamına geliyor. Kağıt üzerinde ise iki uçak arasında bariz farklar var. Her iki uçak da radara yakalanmama özelliğine sahip. Tabii bu tam bir “Hayalet” uçak özelliği değil. Daha çok az görünme özelliği gibi. Her iki uçak da 5. nesil savaş uçağı. Her ikisi de silahlarını kapalı bölmelerde taşıyor. Bunlar benzerlikler. Farklara gelince. F-35 tek motorlu, SU-57 çift motorlu. F-35 dikine iniş kalkış yapabilir modele de sahip. SU-57’de bu yok. F-35’in azami hızı 1931 kms, SU-57’nin azami hızı 2600 kms. F-35’in uçuş mesafesi 1450 km, SU-57’nin uçuş mesafesi 2200 km. F-35’in havada kalma süresi 2.5 saat, SU-57’nin 5 saat F-35’in yük taşıma kapasitesi 8 bin 160 kg, SU-57’nin 10 bin kg. Tüm bunlardan sonra yine de olacak olan şudur bence. ABD öyle yapar böyle yapar, sonunda bir şekilde uzlaşırız. Biraz sürünür, biraz süründürür sonunda yine F-35’leri alırız. Çünkü bizim ABD ile ilişkimiz çirkinleşmiş bir evlilik gibi. Her iki taraf da birbirini sürekli aldatıyor. Bazen taraflardan biri evi terk ediyor. Ama eninde sonunda aynı yatağa giriyoruz. ***

Kaybedilen zamanın kıymeti

Diplomatlarımıza Erbil’de bir saldırı düzenlendi. Bir şehidimiz var. Kimin yaptığı şimdilik belirsiz. Sert açıklamalar var ama kime acaba! Baş şüpheli PKK... Daha doğrusu PKK’nın içinden çıkan yeni bir grup. Geçmişte özellikle kentlerde sivillere yönelik saldırılar düzenleyen TAK tarzı yeni bir oluşum muhtemelen. TAK’ın açılımı Teyrenbaze Azadiya Kürdistan’dı. Kürdistan Özgürlük Şahinleri adı altında katillik yapıyorlardı. Kentlerde, turistik bölgelerde, terör saldırıları ile kendilerini gösteriyorlardı. Kuruluşları 1990’ların ilk yarısına dayansa da, eyleme geçmeleri 2004 yılı itibarıyla olmuştu. Kuzey Irak’taki yeni oluşum ise “Güney Kürdistan Halk Savunma Güçleri” adı altında faaliyet gösteriyor. Muhtemeldir ki, bu saldırı onların işi. Irak’ın kuzeyinde bunlar olurken, Washington’dan F-35’lerin Türkiye’ye tesliminin askıya alındığı haberi geliyor. Benim beklediğim, bazılarının ise beklemediği üzere. Bu arada dün açıklanan işsizlik rakamları tam bir felaket habercisi gibi. AB ile ticaretimizde ilk kez fazla verdiğimiz de açıklanıyor aynı anda. Sevindirici haber değil. Yatırımların durduğu, ithalata dayalı ihracatımızın da önümüzdeki dönemler için kötü sinyaller verdiğini anlatıyor bu durum. Ve tüm bu anlattıklarımız dün ortaya çıkmış sorunlar değil. Sadece ve sadece İstanbul seçimlerini yenilemeye daldığımız için Türkiye’nin gündemine almadığı ama aslında çok da gündemde olan sorunlar. Zaten çalıştırmayacağınız bir başkanı seçtirmemek uğruna kaybedilen tüm o zamana değdi mi! Gerçi o zamanı kaybetmeseydik bu sorunları çözebilir miydik o da ayrı mesele. ***

Eygi

Mehmet Şevket Eygi’nin ölümünün üzerinden başlayan tartışma sürüyor. Kimileri Eygi’ye hakaret ediyor, kimileri övüyor, kimileri de hakaret edenleri topa tutuyor. Galatasaray Lisesi mezunu bir Mülkiyeli olması Eygi’yi ilginç kılan yönlerinden biriydi. Bu iki okulu bitirip, bu denli İslamcı olmak ve Cumhuriyet değerlerine bu denli karşı olmak pek alışıldık bir şey değildi. Mektepten büyüğüm olan Eygi ile uyuşan tek bir siyasi düşüncem olmadı. Dünya görüşlerimiz arasında da benzerlikler yoktu. Hatta geçmişte kendisine çok kızmışlığım, çok tartışmışlığım da vardır. Ancak lütfen kimse Eygi’yi şimdilerde ortada dolaşan “Siyasal İslamcılarla” veya “İslamcılarla” karıştırmasın. Bu yeni güruhun yanında Eygi bir beyefendidir. Yaşam gustosu olan, Müslümanları iyi yaşamaya, görgülü olmaya teşvik eden, medeni yani kentli bir İslam isteyen zarafet sahibi bir adamdı. Kendisi ile oturup her şeyi konuşabilir, her şeyi tartışabilirdiniz. Öfkelenmezdi. Nezaket içinde tartışma sürdürülebilecek türde bir adamdı. Kaba saba asla olmadı. Milli Eğitim Bakanı’na gönderdiği son mektubunda dahi çok haklı olduğu noktalar vardı. Mehmet Şevket Eygi için söyleyebileceğim şey şudur: “Keşke her İslamcı onun gibi olsaydı.” ***

Gazete değilim

Bazı okurlar zaman zaman “suçlayıcı tonda” mailler yollayarak ya da sosyal medya mesajları vasıtasıyla şu soruyu soruyorlar: “Bu konuda niye yazmadınız”. Bu dedikleri konu onlar için o günün gündeminde önemli olduğuna inandıkları konular. Böyle 50 mail geliyorsa günde emin olun 50’sinde de farklı konulardan söz ediyorlar. Ve bu konuların en az yarısından benim haberim bile olmamış. Bazılarında ise yazacak bir şey yok. En fazla bir kınama mesajı yazılabilir ki, bu da sanki gazetecilik değilmiş gibi geliyor bana. Yani anlayacağınız ben burada kendimce önemli bulduğum 3-4 konuyu ele alıp, bir şeyler katmaya çalışıyorum. Memlekette olan her şeyle ilgili yazacak durumum yok. Sonuçta bu bir köşe. Bir gazete değil. ***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kendi yalanımıza en azından kendimiz inanmadığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Gerçek aşkın nadir olduğu bir gerçek" görseli
3 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Prof. Dr. Saadettin Eskiçorapçı"Gerçek aşkın nadir olduğu bir gerçek"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 02:00 Neden eskisi gibi insanlar birbirleriyle konuşmuyor? 05:30 Aşkta zamanla değişen bir şeyler oldu mu? 07:43 Sonsuz aşk diye bir şey var mı? 10:44 Bir üroloji doktorunun günü nasıl geçer? 12:44 Kitabın ismi "Konuşulmayan Erkeklik" nereden geliyor? 15:53 İnsanların üroloji hastalıklarına karşı bir korkusu var mı? 18:35 Bizim kültürümüzde cinsel kimlik nasıl inşa ediliyor? 21:45 Kadınların ve erkeklerin rolleri arasında bir dengesizlik var mı? 24:06 Sosyal medya insanı yalnızlaştırıyor mu? 27:32 İnsan olarak kusurlarımızı nasıl anlayacağız? 31:00 Sadece iletişimsizlikten kaynaklı biten ilişkiler 32:25 Sosyal medyanın mukayese etkisi doğru mu? 35:05 Kadınlar ve erkekler birbirlerinin en çok nelerinden şikayetçi oluyorlar? 37:26 Andropoz ve menopoz kavramlarının gerçeği yansıtmadığı durumda ne yapmak lazım? 38:23 Bu konularda gençlerin bilgisi ve durumu nasıl? 42:14 HPV ile alakalı nasıl bir yol izlenmeli? 43:43 HPV hakkında genel bilgilendirme 46:39 Cinsel yolla artan hastalıkların sayısında bir artış var mı? 47:53 Hangi yaştan sonra insanlar üroloğa görünmeye başlamalı? 49:11 Ailelerin çocuklarına yaklaşımıyla ilgili ne gibi tavsiyeler verebilir? 50:39 Robotik fonksiyonlarının ilerlemesiyle tıpta insan elinin önemi azalıyor mu? 53:10 Kapanış
Kasım 16, 2025
"Dinleyiciye istediğim gibi ulaşmayan çok şarkım var!" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Demet Sağıroğlu"Dinleyiciye istediğim gibi ulaşmayan çok şarkım var!"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:39 Bir günü nasıl geçiyor? 02:05 Hikayesi olan şarkılar azaldı mı? 03:56 Hikayesi olan fakat farkedilmeyen şarkısı oldu mu? 04:41 Bir şarkı yazmaya nasıl başlıyor? 06:50 Geçmişte yaşadığı durumlar şarkı yazarken kendisini etkiliyor mu? 09:52 Magazin ile arasındaki mesafe 11:59 Şöhret kazandıktan sonra kalbinin kırıldığı olaylar oldu mu? 12:18 Yayınlamadığı eseleri 13:02 Cem Adrian ile yollarının kesişmesi 15:06 Özgüvenini nereden buluyor? 17:46 Arnavut Kaldırımı şarkısı 21:39 Kınalı Bebek şarkısı 23:40 Günümüz müziklerini nasıl buluyor? 24:27 Bugünkü imkanlar 90'larda olsaydı müzik dünyası nasıl olurdu? 26:19 Yapay zeka ve müzik ilişkisi ile ilgili ne düşünüyor? 27:24 Dinleyiciye ulaşmak günümüzde daha mı kolay? 31:12 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Kasım 9, 2025
"Her reçete her insana uygun değil" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Klinik Psikolog Beyhan Budak"Her reçete her insana uygun değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:48 Bir günü nasıl geçiyor? 01:35 Emeklilere tavsiyeleri 03:11 Hobinin faydaları nedir? 07:14 Mutlu insan kimdir? 10:46 İnsanlarda zamanla ne değişiyor? 13:37 Alacaklı olma halinden nasıl kurtuluruz? 16:42 Güzel anlara neden tutunamıyoruz? 26:12 Psikolojide etiketleme durumu 33:39 Mahcubiyet duygusu 39:13 İnsan ne zaman psikoloğa gitmeli? 45 59 İyi hissetmek için öneriler 51:34 Özgüvenin çocuklukta mı oturması gerekli? 53:22 Değersizlik duygusu 56:21 Doğru insanı nasıl buluruz?
Kasım 2, 2025