İstanbul 8°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Songül Öden’in siyah kuğusu

detail banner reklam

Songül Öden’in siyah kuğusu

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Kasım 12, 2019

Yazı İçeriği

  • Songül Öden’in siyah kuğusu

Songül Öden’in siyah kuğusu

Kadın kadının düşmanı mıdır acaba diye merak ediyorum bazen. Özellikle de böyle açıklamaları okudukça. Bahsettiğim haber şu: “Şiddet görmeyen kadın yok” Son olarak birkaç gün önce Songül Öden’in ağzından çıkmış bu cümle. Şaşırdım. En azından Songül Öden’den beklemezdim böyle bir şeyi. Çünkü bu sözde “itiraflar” kadına şiddeti sıradanlaştırıyor, normalleştiriyor, kolaylaştırıyor. “Ben de şiddete maruz kaldım” deyip, arkasına da “Şiddet görmeyen kadın yoktur” dediğin anda hele hele bu cümle güçlü görünen bir kadının ağzından çıkıyorsa memleketin bir köşesindeki  güçsüz, kimsesiz, parasız, işsiz kadın “Normalmiş. Boşuna sızlanmayayım. Bak o bile görmüş ve görmeyen yokmuş bu şiddeti” diye düşünüyor ve şiddet bir anda “normal” oluyor. Bakın Songül Hanım… Yanılıyorsunuz. Ve yanıltıyorsunuz! Her kadın şiddet falan görmüyor. Şiddet olmayan aile var. Böyle genellemeler yapamazsınız. Teoriniz bir anda çürür. Sizin teoriniz gibi, "Eski Dünya"ya yıllarca egemen olmuş bir “orni-teori” vardı: Bütün kuğular beyazdır. Bu teori Avustralya’nın keşfine kadar geçerli zannedildi. Sonra bir gün Avustralya’da siyah bir kuğu görüldü ve teori bitti. Sizinki de öyle Songül Hanım. Bakın benim büyüdüğüm evde bir gün kadına karşı, ne fiziksel ne psikolojik, şiddet olmadı. Görmedim. Babam, anneme bir gün bırakın şiddeti sesini yükseltmedi. Tek bir gün bile. Bir an bile. 49 yılına tanığım. Görmedik, duymadık. Anneannem ve babaannem de bir tek gün şiddet görmemişler. Duymamışlar. Bizim çevremizde böyle şeyler hiç görmedik biz. Uzaklardan duyardık bazen. Ayıplardı herkes! Üzülürdü! Bizim evde de yok bugün. Ben eşime şiddet değil, ş’sini uygulayacağım ve o da duracak öyle mi! Kıçıma öyle bir tekme koyar ki, ayda bulurum kendimi. Sizin siyah kuğunuz benim çevremde Songül Hanım ve benzeri söylemin sahipleri. Ve emin olun ki, normal olan, sıradan olan “Siyah kuğu”. Şiddet olan evler anormal. Ve tabii bu normal bulanlar! ***

Werther Etkisi

Aşağıda yazacaklarımı yazan ilk kişi değilim. Bırakın başkalarını, ben bile bu konuda defaatle yazdım. Ama bazı şeyleri tekrarlamakta beis yok. Önce biraz geriye gidelim. Yıllar önce Kanal D Haber’in başına geçtiğimde Türkiye’de bir salgın vardı. Neredeyse tüm televizyonlar Boğaz’daki iki asma köprünün üzerinde sürekli olarak bir muhabir bulunduruyorlardı. Çünkü her gün en az bir, bazen daha fazla sayıda intihar girişimi oluyordu köprülerde. Tüm ana haber bültenleri de dakikalarca bu intihar girişimi haberlerini yayınlıyorlardı. Girişimler kimi zaman ikna kimi zaman ise intiharla sonuçlanıyordu. Bizim ilk işimiz “Bu intihar haberlerini yayınlamayacağız” demek oldu. Bunu da bir manifesto ile açıkladık. Diğer kanallar da bizi izlediler ve intiharlar önce azaldı, sonra hemen hemen kesildi. Enderleşti. O günkü manifestomuzda bir şeyden söz etmiştik: “Werther Etkisi”nden. Neydi bu Werther Etkisi? Taa, 18. Yüzyıla uzanan bir psikolojik bulguydu aslında. Goethe 1774 yılında “Genç Werther’in İntiharı” adlı romanını yayınlamıştı. Ve kitabın yayınlanmasının ardından dönemin Almanya'sında genç intiharları bir çığ gibi artmıştı. İntiharla ilgili her türlü, yazı, haber intiharları tetikliyordu. Elbette ki, herkesi değil ama intihar eğiliminde olanlarda süreci başlatıcı bir etkisi vardı bu haberlerin. Bizde de Prof. Kemal Sayar “Kamuya aktarılan intihar öyküleri, doğal reklam işlevi görür” diye açıklar durumu. Prof. Rüstem Taşkın ise daha önce medyaya “İntihara tanık olmak yatkınlığı olan kişilerde intihar riskini arttırır. Tanıklık medya aracılığı ile olabilir” demişti. Yani diyeceğim o ki, isterseniz 4 kardeşin sıradışı intihar haberini daha uzun uzun yazıp, çizebilirsiniz. Daha da detay verebilirsiniz. Ama sonra “Yahu bu intiharlar amma da arttı” diye ağlayıp sızlanmayın. Vebali üzerinizedir. ***

Bir saat 31 milyon dolar

Kas hastası çocuklara yardım amacıyla kurulan Only Watch yardım organizasyonu 15 yıldır yaptığı saat açık arttırmaları ile para topluyor. Adından da anlaşılacağı üzere, hayır amaçlı bu açık attırmalarda açık arttırmaya koyulan şey saatler. Bu yılki açık arttırmanın saat dünyasında yeni bir rekor kıracağını ise hiç kimse tahmin etmiyordu. Only Watch’un 2019 yılı açık attırması Cenevre’de yapıldı ve yeni bir rekora sahne oldu. Patek Philippe, Paul Newman’a ait bir Rolex Daytona’ya kaptırdığı unvanını geri aldı. 2 yıl kadar önce Paul Newman’a ait 1968 yılı üretimi bir çelik kasalı Rolex Daytona 17,8 milyon dolara satılmıştı ama bu kadar para eden saat mi, yoksa sahibi ve hikayesi mi bilinmiyordu. Çünkü o saat efsanevi Paul Newman’a eşi Joanne Woodward tarafından hediye edilmiş ve arkasında bir yandan da Newman’ın otomobil yarışçılığına atıfla “Drive carefully me…” yani “Beni dikkatli kullan” yazıyordu. Paul Newman’a ait Rolex’in rekorunu kıran ise bir Patek Philippe oldu. Patek’in  birkaç yıl önce sınırlı üretim olarak piyasaya çıkardığı ve o tarihte üzeri  kakmalı modelleri 2,5 milyon dolara satılan “Grand Master Chime” modeli 6300 G referans numaralı platin saati OnlyWatch açık arttırmasında 31 milyon dolara alıcı buldu. Bu müthiş saatin tam tamına 20 fonksiyonu var. Ve bu kadar fonksiyonu barındırabilmesi için de hayli iri ve kalın bir saat. Fonksiyonlar saatin hem ön hem arka yüzünde görülebiliyor ve “Tres grand complications” dan da öte bir saat. ***

Fatih de benim, Atatürk de!

Önceki akşam televizyon programında Cumhuriyet’i konuşuyoruz. Bir grup, sanki bir yerden düğmeye basılmışçasına “Osmanlı’ya hakaret ediyorsunuz” diye mail bombardımanı içinde. Belli ki, programı falan izlemiyorlar. Çünkü izleseler değil hakaret Osmanlı’nın yüceltildiğini, Atatürk devrimlerinin bir bölümünün Osmanlı döneminde düşünülüp, konuşulmuş ama yapılamamış işler olduğunu duyup öğrenecekler. Ama mesele öğrenmek değil, bölmek, kamplaşmak olduğu için dinlemiyorlar bile. Bakın arkadaşlar, çocuklar, büyükler her ne iseniz! Cumhuriyeti övmek Osmanlı’ya hakaret veya sövgü değildir. Ben ve benim gibi düşünen milyonlar hem Osmanlı’yı ecdad biliriz hem de Cumhuriyeti kuranları. Biri diğerinin alternatifi değildir. Bir diğerinin devamıdır. Ne Cumhuriyet kutsaldır ne de Osmanlı. Ne de her ikisini kuranlar ve yönetenler. Hataları var ise konuşulur. Doğruları övülür. Fatih Sultan Mehmet’e olan hayranlığım, Atatürk’e olan sevgi ve muhabbetime engel değildir. Torunları babamın arkadaşı olan Vahdettin’i eleştirmem, Osmanlı’ya düşmanlık değildir. Modernleşmeyi yapan Sultan Mahmut olunca doğru, Mustafa Kemal olunca yanlış diyemeyiz. Ya da tam tersini iddia edemeyiz. İkisi de biziz. Eleştirdiğiniz bizler bunu böyle kabul ediyoruz. Her ikisi de biziz. Cumhuriyeti kabul edemeyen sizlersiniz. ***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kendi fikrimizi başkası üzerinden yansıtmadığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Adalet
Köşe Yazıları
Adalet

Fatih Altaylı

Aralık 1, 2025

Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil" görseli
4 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Özer Atik"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:22 Bir günü nasıl geçiyor? 05:04 Müzik ile arası nasıl? 15:23 Şarkılarını nasıl yapıyor? 18:24 Yalçın Turan hayatına ne kattı? 20:08 Yaptığı programlarda etkilendikleri neydi? 23:37 Seyircide eskiden yeniye ruh hali değişiyor mu? 24:54 Yapay zekaya bakış açısı nedir? 30:36 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 14, 2025
"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Oğuz Yenihayat"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:20 Bir günü nasıl geçiyor? 01:00 Kendi işini nasıl tanımlıyor? 06:43 Başına tuhaf şeyler geliyor mu? 08:50 Bir yeri beğenme kriterleri nelerdir? 13:27 Türkiye'ye ait olan ve tüm dünyanın bilmesini istediği neler var? 16:50 Türkiye'yi gezerken onu en çok şaşırtan ne oldu? 19:30 Türk ve Yunan mutfakları arasındaki rekabet hakkında ne düşünüyor? 21:06 Yurt dışına giderken yanında Türkiye'den ne götürüyor? 23:06 Yılbaşında yiyebileceğimiz öneriler listesi 27:28 Yemek konusunda bir yerin iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? 31:16 Gıdaların pahalılığı hakkında ne düşünüyor? 35:15 Türkiye'deki ve yurtdışındaki sokak lezzetleri arasında nasıl farklar var? 36:11 Sokak lezzetlerinde Türkiye'yi nasıl buluyor? 39:00 Türk mutfağı ve kültürünün sosyal medya üzerinden tanıtımları 42:00 Yemek sektöründeki güvensizlik ve denetimsizlik 42:36 İçerikleri hangi kanallardan takip edilebilir? 43:45 Türkiye'de asla unutamadığı lezzetler 46:00 Yurtdışından misafirleri gelse yemek için nerelere götürür? 50:20 Yapmayı düşündüğü başka ne tür projeler var? 52:03 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 7, 2025
Fatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan görseli
FatihAltaylı
YouTube
Videolar yorumluyorFatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç SağkanTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 5, 2025