İstanbul 8°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Tek imza yeter

detail banner reklam

Tek imza yeter

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Haziran 11, 2020

Yazı İçeriği

  • Tek imza yeter

Tek imza yeter

İyi Partili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi kararnamesindeki Atatürk imzasının sahte olduğu iddiasında. Diyor ki: “Atatürk’ün böyle bir imzası yok, bu kararname Atatürk’ten habersiz çıkarıldı.” Yıl 1934. Atatürk’ten habersiz kararname! İlginç bir iddia. Daha ilginci Atatürk kendisinden habersiz, imzası taklit edilerek çıkarılmış kararname ile yapılan Ayasofya Müzesi’nin açılışına gidiyor. Konuyu Bardakçı’ya sordum bir kez daha dün. “O dönemde Atatürk’ten habersiz böyle bir şey mümkün mü?” diye yanıtladı. Zaten 16 yıl önce Danıştay bu kararnamenin gerçek ve geçerli olduğuna hükmetti. Ayrıca bugün bunun bir önemi de yok. Bu kararname ister yargı kararıyla kesinleşmiş olduğu üzere gerçek, isterse Yusuf Hocamın iddia ettiği gibi sahte olsun bugün Ayasofya’yı yeniden ibadete açmak isteyenin önünde bir engel teşkil etmez, edemez. Ayasofya’yı yeniden ibadete açmak için ne bir mahkeme ilamına ne bir Danıştay kararına gerek var. Hatta önceki gün İyi Parti’nin TBMM’de reddedilen teklifi gibi bir Meclis kararına dahi gerek yok. Ayasofya’yı yeniden ibadete açmak için tek bir imza yeter. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tek imzalı, altında kendi imzasının bulunduğu bir “Başkanlık kararı” ile Ayasofya Camii’ni bir ibadet mekanı haline getirebilir. Bu kadar kolay, bu kadar basit, bu kadar zahmetsiz bir iştir. Daha önce bu konu gündeme getirildiği zaman Erdoğan’ın yanıtı “Siz hele önce Sultanahmet Camii’ni bir doldurun bakalım” olmuştu. Eğer Cumhurbaşkanı, Sultanahmet’in dolduğuna ikna olmuşsa, iş bir imzasına bakar. ***

Polisin suçu ne?

Kimlik sorup soramayacakları dahi uzun süredir tartışılan bekçilere şimdi bir de zor kullanma ve silah kullanma yetkisi verildi. Hayırlı uğurlu olsun. Bir süre önce göreve başlayan bekçiler zaten durumlarından memnun değillerdi ve yetkilerinin genişletilmesini istiyorlardı. İsteklerine kavuştular. Bakalım bu yeni bekçiler benim çocukluğum kahverengi üniformalı, geneli yaşını başını almış güvenilir kişiler olan mahalle bekçileri gibi olabilecekler mi, yoksa haklarındaki kaygılar haklı mı çıkacak göreceğiz. Benim merak ettiğim ise polislere niye haksızlık yapıldığı. Polis olmak için lise mezunu iseniz iki yıllık polis okuluna gitmeniz, yapacağınız görevin ciddiyeti ve önemi nedeniyle 2 yıl eğitim almanız gerekiyor. Yok eğer üniversite okumuş iseniz bu kez de en az 6 aylık bir eğitimden sonra polis memuru olabiliyorsunuz. Bekçi olmak ise çok daha kolay. Bir sınava giriyorsunuz. 100 üzerinden 50 yetiyor. Fiziki yeterlilikte ise 100 üzerinden 50 yetiyor. Ardından bizim memlekette ne anlama geldiği belli olan bir mülakat. Ve hooop bekçisiniz. Vatandaşla karşı karşıyasınız. Polis kadar yetkili. Polis kadar maaş. Ama yine de çok tedirgin olmayın. Herhangi bir partiye üye olmamaları gerekiyor bekçilerin. ***

Hiç utanma da kalmamış

Aslında bu konuda yazmak pek istemiyorum. Ama önemli. Okur açısından önemli. Bir gazeteci, bir gazetenin başındaki kişi bu kadar fazla yalan söyleyebiliyorsa, o gazeteciye ve gazeteye okur güvenmemeli o yüzden yazmak zorundayım. Söz konusu kişi, eğer kendisine hâlâ gazeteci demek mümkünse, Ahmet Hakan Coşkun. Sahne adıyla Ahmet Hakan. Bu bey dün yine kendini methetmeye kalkışmış. Gazetesinin dijitalde de ne kadar çok okunduğunu, nasıl bir yükselişe geçtiğini anlatmış uzun uzun. Tam bir “At yalanı sevsinler inananı” durumu var. Habertürk’ün eski okurları hatırlayacaktır muhtemelen, kağıda basılı gazete olduğumuz dönemde yıllarca yalvardım gazetelerin tirajları uluslararası denetime tabi olsun” diye. O dönem başta FETÖ’cü Zaman ve Hürriyet buna yanaşmadı. Tabii aslında diğerleri de. Denetimsiz, palavra satış rakamları ile reklamvereni kandırdılar, hâlâ da kandırıyorlar. Dijitalde ise bir denetim ve bir ölçüm vardı. Global bir organizasyon olan IAB’nin Türkiye ayağı internet gazetelerinin verilerini ölçümlüyor ve Deloitte da bunu denetliyordu. Tekil kullanıcılar ayrıştırılıyor, kaç gerçek kişinin siteyi ziyaret ettiği belirleniyor, robot trafiği belirlenip ölçüm dışına çıkarılıyor ve doğru veriler elde ediliyordu. Hürriyet gazetesi Türkiye’deki tüm doğru düzgün internet sitelerinin paydaşı olduğu bu denetimden Nisan 2018 itibarıyla kaçtı. Yani Hürriyet’in gerçek verilerini artık kimse denetlemiyor. Uydur uydur uydurabildiğin kadar. Gerçekten okunan, gerçekten izlenen ve kendine güvenen bir gazetenin bu denetimden kaçması pek akıllıca olmasa gerek. Tabii Ahmet Hakan gibi “bilgi” sorunu olan birisi söz konusu olunca okuru ahmak yerine koyup, böyle şeyler yazmak serbest. Yalanının yakalanması ise umurunda bile değil. Ama yazdıkları bir yandan da itiraf niteliğinde. Hürriyet’in tepe takla battığı çukurda debelenmesi pek de umurumda değil. Burada acı olan ise bir gazetenin tepesine oturtulmuş birinin bu kadar açık bir yalanı bu kadar fütursuzca söyleyebiliyor olması. NOT: Ahmet Hakan’ın nasıl okur kandırdığını en detaylı şekilde bu adresten okuyabilirsiniz. ***

Kıskanırım seni ben

Dün Nusret’i yazınca bazıları “Adamı aşağılamışsın” dediler. Hiç öyle bir şey yapmadım. Durumu yazdım. Başarısı tartışmasız büyük. Daha önce de söyledim, başarısına şapka çıkardığımı. Ama başarısını alkışlamak, kendi davranış biçimini de onaylamak anlamına gelmiyor. Müziğini ve yaşam tarzını beğenmediğim şarkıcılar gibi düşünün. Bana uymuyor. Bazıları ise “Kıskanıyorsun” demiş. Bakın işte buna çok güldüm. Kıskançlık pek sahip olmadığım bir histir. Bazılarına imrenirim ama kıskanmam. Hele Nusret’i. Kasap olmak isteseydim ama başaramasaydım kıskanmak için bir nedenim olurdu belki. Ama hiçbir zaman başarılı bir kasap olmak gibi bir hayalim olmadı. İlle birini kıskanacaksam ne bileyim Mick Jagger’ı, Ronaldo’yu, Michael Schumacher’i falan kıskanırım. Ki Schumacher örneği bile kıskançlığın ne kadar anlamsız olduğunu göstermeye yeter de artar bile! ***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kavga etmeyecekleri her hallerinden belli olan mahalle çocukları gibi itişmediğimiz zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Adalet
Köşe Yazıları
Adalet

Fatih Altaylı

Aralık 1, 2025

Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil" görseli
4 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Özer Atik"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:22 Bir günü nasıl geçiyor? 05:04 Müzik ile arası nasıl? 15:23 Şarkılarını nasıl yapıyor? 18:24 Yalçın Turan hayatına ne kattı? 20:08 Yaptığı programlarda etkilendikleri neydi? 23:37 Seyircide eskiden yeniye ruh hali değişiyor mu? 24:54 Yapay zekaya bakış açısı nedir? 30:36 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 14, 2025
"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Oğuz Yenihayat"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:20 Bir günü nasıl geçiyor? 01:00 Kendi işini nasıl tanımlıyor? 06:43 Başına tuhaf şeyler geliyor mu? 08:50 Bir yeri beğenme kriterleri nelerdir? 13:27 Türkiye'ye ait olan ve tüm dünyanın bilmesini istediği neler var? 16:50 Türkiye'yi gezerken onu en çok şaşırtan ne oldu? 19:30 Türk ve Yunan mutfakları arasındaki rekabet hakkında ne düşünüyor? 21:06 Yurt dışına giderken yanında Türkiye'den ne götürüyor? 23:06 Yılbaşında yiyebileceğimiz öneriler listesi 27:28 Yemek konusunda bir yerin iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? 31:16 Gıdaların pahalılığı hakkında ne düşünüyor? 35:15 Türkiye'deki ve yurtdışındaki sokak lezzetleri arasında nasıl farklar var? 36:11 Sokak lezzetlerinde Türkiye'yi nasıl buluyor? 39:00 Türk mutfağı ve kültürünün sosyal medya üzerinden tanıtımları 42:00 Yemek sektöründeki güvensizlik ve denetimsizlik 42:36 İçerikleri hangi kanallardan takip edilebilir? 43:45 Türkiye'de asla unutamadığı lezzetler 46:00 Yurtdışından misafirleri gelse yemek için nerelere götürür? 50:20 Yapmayı düşündüğü başka ne tür projeler var? 52:03 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 7, 2025
Fatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan görseli
FatihAltaylı
YouTube
Videolar yorumluyorFatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç SağkanTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 5, 2025