İstanbul 15°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Okumayan anlamaz

detail banner reklam

Okumayan anlamaz

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Ağustos 29, 2020

Yazı İçeriği

  • Okumayan anlamaz

Okumayan anlamaz

Benim burada yazdıklarımı, birtakım internet siteleri, hiç sormadan, izin falan isteme gereği duymadan alıp yayınlıyorlar. Yayınlasınlar yayınlamasına da, bari aslına sadık kalsınlar. Yazıların bir bölümünü alıp bir bölümünü atmasınlar, başlığını kafalarına göre değiştirmesinler. Çünkü yazıları öyle bir hale getiriyorlar ki, benim yazdığım yazı tamamen tersi bir anlama da bürünebiliyor. Üstelik oralarda okuyanların büyük bölümü sadece başlık okuyucusu olduğu için de, “Vay bunu nasıl yazarsın” gibi tepkilerle karşılaşıyorum. Tepkiden korktuğumdan çekindiğimden değil. Doğru bildiğimi yazarım, tepki mepki hiç umursamam ama yazmadığım bir şeye, aldığım tepki tepemi attırıyor. Geçen gün maske takmayan, hiçbir güvenlik önlemi almayan güruha yönelik “Devleti suçlamayın, önce kendi önleminizi alın” diye bir yazı yazdım. Bu yazı kuşa çevrilip alıntılanınca “Vay devletin hatalarını nasıl görmezden gelirmişim” diye abuk sabuk okuma özürlü bir grubun saçma sapan laflarına muhatap olmak zorunda kaldım. Beni düzenli okuyan okur zaten benim ne dediğimi, ne yaptığımı biliyor ama başka yerde rastlayınca gören biri yazının o haline uygun haklı bir tepki gösterebiliyor. Ama o yazı benim yazı değil en azından başlık benim başlık değil. Sadece başlık okumakla yetinen de, üzerime sıçrıyor. Yahu corona pandemisinin başından beri devletin hatalarını en fazla söyleyen benim, hatta galiba benden başka söyleyen yok. En azından makul ve bilimsel eleştiriler genelde benden geldi hep. Önce uzun süre Bakanlığın verileri paylaşmamasını eleştirdim. Sonra aşı ve ilaç çalışmaları için başvurudan ve etik kurul izninden öte bir de bakanlık izni saçmalığını. Mayıs ayında İçişleri Bakanlığı’nın denetime tabii olan AVM’lerin Maliye Bakan Yardımcısının talebiyle açılmasına tepki gösterdim. Mayıs ayından normalleşmenin erken olduğunu kırk kere yazıp söyledim... 1 Temmuz’da “Halka yanlış mesaj veriyorsunuz, tehlike geçti algısı yaratıyorsunuz. Kimse detaya bakmaz, yeni normal dediğinizi eski normale anında çevirir bu millet” dedim. Aha arşiv orada, açın bakın. Haksızsam haksızsın deyin. Ama tüm sorumluluğu devlete, yasa veya kural koyuculara da yıkamam. Üstelik deyin ki onlar sorumsuz, bilgisiz hatta istiyor ki halk kırılsın. Yahu bireysel önlem almak çok mu zor. Maske tak, karşındakine fazla yaklaşma, kapalı yerde özellikle fazladan dikkatli ol, elini yıka, ağzını yıka, yüzüne dokunma. Kendini koru diyorum basitçe. Vızır vızır otomobil giden otoyolda sağına soluna bakmadan yola atlıyor musun? Atlamıyorsun değil mi! Atlarsan kabahat kimde! Benim dediği şu: De ki, devleti yönetenler sorumsuz. Ki olabilir. Çok da mümkün hatta. Sen sorumlu ol kendinden. Çok mu zor! ***

Tehlikeli yalnızlık

AK Parti’nin iktidara geldiği günden bu yana dış politikadaki tüm yanlışlarının tek bir nedeni var. Meseleyi dinamik değil. Statik olarak görüyorlar. Bir hamle yaparak öne geçtiklerini zannediyorlar ama karşı tarafın buna nasıl bir hamle ile cevap vereceğini hesaba katmıyorlar. Bu dış politika hastalığının Davutoğlu ile başladığını görmüştüm ve Davutoğlu ile biteceğini zannetmiştim. Değilmiş. Bitmedi. Aynı anlayış sürüyor. Libya ile yapılan anlaşma ile ilgili olarak “Ya yönetim değişir, ya Serac devrilir ise ne olur” diye sorduğumuzda “Kim gelse fark etmez. Bu anlaşma Libya’nın da lehine, gelen değiştiremez” demişlerdi. Ama görülüyor ki, işler pek öyle yürümüyor. Bugünlerde bölgedeki dış politikalar “Türkiye aleyhine olsun gerisi mühim değil” tarzı ile yürütülüyor ve Libya’da da dengeler ile birlikte lehimize olan durum da değişiyor. Mısır kendi çıkarlarına aykırı olmasına rağmen Türkiye’ye daha büyük zarar verecek diye Yunanistan’la anlaşıyor. İsrail keza aynı tavırda. Öyle ki, durumumuz 1. Dünya Savaşı öncesinden beter hale geliyor yavaş yavaş. Öyle ki, 1. Dünya Savaşı öncesinde en azından Almanya bizden yanaydı. Bu kez Almanya bile Yunanistan’dan yana tavır koyuyor. Buna bir de Türkiye’nin inatçı olduğunun artık aşikar hale geldiği, ters bir hamle yaparak sorunlu ülkelerden an azından bazılarıyla yeni bir dönem başlatmayacağı herkes tarafından bilinince... Yani başkaları dinamik, biz ise statik olunca... Değerli yalnızlık giderek tehlikeli yalnızlığa dönüşüyor. ***

Çocuk kitabı başka, erotik edebiyat başka

Sanki vahşi batıdayız. Sürekli bir linç. Sapkınlıkla dolu çocuk kitabından sonra sıra gelmiş Ferhan Şensoy’un yıllar önce yazdığı kitap nedeniyle lincine! Bir grup yakalasa en yakın ağaca yağlı sicimle asacak. Neymiş, “sapıkçaymış” Eeeee... Ferhan Şensoy’un yazdığı çocuk kitabı değil, masal kitabı hiç değil. Büyüklere yazılmış kitap. Çocuk edebiyatı değil. İstediğini yazar. Kimseyi de ilgilendirmez. Edebiyattır bu. Porno da, seks de edebiyatın içindedir. Baskı dönemlerinde gizli, liberal dönemlerde açık olarak yazılmıştır. Roma’ya kadar uzanır gelenek. Marki de Sade’la zirveye çıkar. Çağdaş dönemde Henry Miller, D.H. Lawrence, Pauline Reage ile şenlenir. Biz de mesela Reşat Ekrem Koçu’nun bir kitapları vardır. Üç kelime ile aman aman aman! Bazıları desenli, çizimli, tariflidir ki, Allah muhafaza. Bugün biri yazsa ecdada saygısızlıktan ecdadını pişman ederler. Mesele kitap değildir. Mesele bu kitapların kime yazıldığıdır. Çocuk kitabında, masal kitabında kabul edilemez. Büyüklere yazılmış ise sanattır dersiniz. İstemiyorsanız okumazsınız. Sanata ve edebiyata dairdir sonuçta. Kaymak Tabağı da bu topraklardandır, Fırıncını Kızı da. Eğer bu muhafazakarlıkta pergeli çok açarsanız hata edersiniz. Sonunda bir bakmışsınız, Murat Bardakçı’nın Osmanlı’da Seks’ini de, Ali Rıza Demircan’ın İslam’da Cinsellik adlı eserini de bu sınıfa sokuvermişsiniz! Onları da Şensoy’un yanındaki ağaçta sallandırmışsınız! ***

Murdoch değil Miki Fare

Sevgili Nagehan Alçı. Dün Fatih Portakal ve Fox ile ilgili bir analiz yazmışsınız ve meseleyi Fox TV üzerinden Murdoch’a bağlamışsın. Benden duymuş olma ama Fox TV’nin artık Rupert Murdoch ile bir alakası yok. İlle birine bağlayacaksan Miki Fare’ye bile bağlayabilirsin. Çünkü epey bir süreden beri Fox TV’nin sahibi “Walt Disney Company.” ***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Dar bir köprüde karşılaşan keçilerin sonunu unutmadığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Her reçete her insana uygun değil" görseli
Dün
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Klinik Psikolog Beyhan Budak"Her reçete her insana uygun değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:48 Bir günü nasıl geçiyor? 01:35 Emeklilere tavsiyeleri 03:11 Hobinin faydaları nedir? 07:14 Mutlu insan kimdir? 10:46 İnsanlarda zamanla ne değişiyor? 13:37 Alacaklı olma halinden nasıl kurtuluruz? 16:42 Güzel anlara neden tutunamıyoruz? 26:12 Psikolojide etiketleme durumu 33:39 Mahcubiyet duygusu 39:13 İnsan ne zaman psikoloğa gitmeli? 45 59 İyi hissetmek için öneriler 51:34 Özgüvenin çocuklukta mı oturması gerekli? 53:22 Değersizlik duygusu 56:21 Doğru insanı nasıl buluruz?
Kasım 2, 2025
Futbolda bahis skandalı görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Timur Soykan & Murat AğırelFutbolda bahis skandalıTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli 00:00 Giriş 02:05 Hakemlerin bahis oynama olayı nedir? 10:03 FIFA ile Türkiye arasında bir temas söz konusu mu? 12:03 Bazı hakemlerin “Buraya teşvik edildim” sözleri haklı bir savunma mı? 13:11 152 hakeme ne olacak? 16:26 Gerçekten 152 hakemin haberi olmadan bahis oynanmış olabilir mi? 25:38 Hakemlerin bahis oynadığı maçlara ne olacak? 32:25 Kapanış Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Kasım 1, 2025
"1000 tane şarkı sözü yazdım" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Zeynep Talu"1000 tane şarkı sözü yazdım"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:17 Bir günü nasıl geçiyor? 01:11 Pandemi zamanı verimli geçti mi? 03:16 İnsanların yüzlerinde ne görüyor? 10:02 Bir şarkının ilk kıvılcımı nasıl ortaya çıkıyor? 14:15 İlham aldığı şeyler var mı? 15:28 İşinin sevdiği ve sevmediği yönleri neler? 17:46 Yazması çok zor olan bir şarkısı oldu mu? 26:15 Üretimi, çok fazla olaya maruz kalmak etkiliyor mu? 30:18 Müzisyenlerin yaşadığı en büyük sıkıntı nedir? 32:47 Bugünün Türkiye’si bir şarkı sözü olsa nasıl başlardı? 36:34 Kendisini nerelerden takip edebiliriz? 43:30 Kapanış
Ekim 26, 2025