İstanbul 8°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Karamsarım karamsar

detail banner reklam

Karamsarım karamsar

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Mayıs 4, 2021

Yazı İçeriği

  • Karamsarım karamsar

Karamsarım karamsar

Geçen hafta sahneye koyulan komedilerden biri de “çek kararı” idi. Piyasa açık tutulurken, ödeme sisteminin önemli bir parçası yasaklandı. Çekler ödenmeyecek kararı alındı, bir anlamda takas sistemi kilitlendi. Sözde ödeme güçlüğü içine gireni bir süre korumak maksadıyla alınan karar, ödeme yapma gücü olanın da ödeme yapmasını engelleyecek şekilde oluşturulunca piyasa durdu. Üstelik de bu kararı alan devlet, kendisine yapılacak ödemelerle ilgili hiçbir geri adım atmıyordu. Yani çekinizi tahsil etmenize engel koyularak, kişiler arasındaki borç alacak ilişkisi durduruluyor ancak devlet kendi alacağı ile ilgili bir kolaylık sağlamıyordu. Çekinizi tahsil edemediğiniz için verginizi ödeyemez hale gelmenizi engellemiyordu. Oysa bir devletin en başta yapması gereken kendi alacağını ötelemek olabilirdi. Oysa bizim devlet kendi alacağını ötelemiyor ama benim alacağımı öteleme hakkını kendinde görebiliyordu. Bu karar öylesine hatalı idi ki, bir anda bütün sistem kilitlendi, kimse ödeme yapmaz oldu, ekonomi bir anda durdu. Fren o kadar sert oldu ki, bu kararı alanlar hemen çark etmek zorunda kaldılar. Diyeceksiniz ki, kardeş bu sorun çözüldü. Niye yazıyorsun. Sorun iki gün içinde çözülmüş olabilir ama sorunun ortaya çıkışı çok önemli bir gösterge. Neyin göstergesi biliyor musunuz? Liyakatin öneminin! Mesele kendi yarattıkları sorunun çözülmesi değildir. Mesele böyle bir sorunu yaratacak kararın alınmış olmasıdır. Elbette ki, bu kararı alan, bu metni hazırlayan kişiler siyasetçiler, bakanlar değil. Bunu çözüm olarak önerip kaleme alanlar ve siyasete onaylatan bazı bürokratlar ama o bürokratları oraya atayan siyaset. O makamlara yazacakları bir metnin, bulacakları bir çözümün çözüm değil büyük bir sorun ortaya çıkaracağını bilmeyen, öngöremeyen, piyasadan, yasalardan bu kadar habersiz adamları “benden” diye bürokrat olarak atarsanız, “Düşünmesine gerek yok. Benden olsun yeter” mantığı ile bürokrasi oluşturursanız sonuç bu olur. Ortaya böyle mantıksız, abuk sabuk, fayda değil zarar getiren, amaca hizmet etmeyen saçma sapan devlet kararları çıkar. Bir çuval pirincin içine bir torba taşı kendiniz atar, sonra da o taşları ayıklamaya çalışırsınız. Bu liyakatsizliğin sonuçlarını zaten sürekli görüyoruz. Kabulünden kısa süre sonra yeniden meclise getirilerek değiştirilen, düzeltilen yasalarda mesela. 3 yıl önce yazılan Anayasa'yı bir daha değiştirmek arzusu da benzer bir durum aslında. Ve şimdi bir de "Yeni" Anayasa yazacaklarmış. Gülsem mi, ağlasam mı! Yeni ve baştan aşağı sivil bir Anayasa’ya hiç itirazım yok. Ve fakat Çek düzenlemesi yazamayanların, nasıl Anayasa yazacaklarını çok ama çok merak ediyorum. Karamsarlığım bundan. ***

Hangisi emsal

Adana’dan gelen görüntü müthişti. Adana Demirspor maçında tribünlerde binlerce taraftar. Tatil yörelerinden gelen görüntüler de müthişti. Emniyet güçlerimiz otelde eğlenen turistlere ve denize giren bir yurttaşa yasaların gücünü hatırlatıyor, ceza kesiyordu. Ama benim kafa karışık. Bunlardan hangisi doğru. İkisi birden doğru olamaz. Adana Emniyet’i sokağa çıkma yasağında ve maçların seyircisiz oynandığı bir dönemde tribünleri dolduran binlere göz yumuyor… Antalya ve Muğla Emniyetleri ise denize giren, eğlenen elli-yüz kişiye ceza kesiyor. Her üçü de aynı yasaya, aynı genelgeye, aynı kurallara uygun hareket etmek zorundalar. Biz bunların hangisi gibi davranırsak doğru olur. Hangisi emsaldir yetkili biri bize söylesin. Merak ederim. ***

İleri mi geri mi

Emniyet güçlerinin davranışlarının videoya alınması, kaydedilmesi yasaklandı. Dünyanın neresinde polise gidip sorsanız böyle bir yasağı talep edeceklerdir. Son yıllarda, cep telefonlarının yaygınlaşması ile bizim MOBESE diye bildiğimiz sistemlerin tüm gelişmiş ülkelerde sokakları görsel olarak kontrol altına alması ile birlikte polislere yönelik kötü muamele suçlamaları arttı. Polisler bundan rahatsız. Onların gözünden bakarsanız çok da haksız değiller. Ancak Batı’da veya hukuk devletlerinde bu konudaki baskı o kadar yoğun ki, artık güvenlik güçleri vücutlarında kamera taşımak zorundalar ve müdahale biçimlerini kayıt altına kendileri alıyorlar. Yıllar önce Rodney King’in polis şiddetine maruz kalmasının görüntülerinin şans eseri videoya alınması günlerinde Los Angeles’de meydana gelen olaylar, artık günlük hale geldi. Son olarak George Floyd’un polis tarafından kötü muamele sonucu öldürülmesi de benzer bir şekilde görüntülenmişti. Şimdi soru şu: Hukuk ve yasa devleti mi olmak istiyoruz yoksa polis devleti mi? Güvenlik elbette önemli, ama bu güvenliğin insan haklarına saygılı bir biçimde uygulanabiliyor olması gelişmişlik, insan hakları olmadan güvenliğin ön plana çıkarılması ise azgelişmişlik göstergesi. Buradaki tercih “Eylem planının” samimiyetini gösterecek. Son 20 yıl içinde polisimizin bu konuda çok önemli mesafeler kat ettiği bir gerçekti. Şimdi o mesafeyi koşar adım geri mi gideceğiz göreceğiz! ***

Yok daha neler

Galiba birileri İBB Başkanı İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı ve hatta Cumhurbaşkanı yapmak istiyor. Çünkü bir hanım sultanın türbesinin yakınında, elleri arkasında volta attığı için hakkında soruşturma açılmasının başka hiçbir nedeni olamaz. Dünyada bundan daha saçma sapan bir soruşturma açılmamıştır, eminim. ***

Sağlık ve Turizm Bakanı

Vaka sayıları düşüyor. Ölümler ise düşmüyor. Bunda bir mantıksızlık yok. Önce vakalar artıyor, Bu takip eden 20 günlük süreçte ölümler artmaya başlıyor sonra vakalar düşüyor, ölümler de 20 gün sonra düşmeye başlıyor. Çünkü Covid olanlar bir günde ölmüyorlar. Bu nedenle bunda bir saçmalık yok. Ancak vatandaş yine de bu sayılara inanmıyor. İnanmamakta da yerden göğe kadar haklılar. Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu bir sayı veremezken Kültür ve Turizm Bakanı “17 Mayıs’ta günlük vaka sayısı 5 bine düşecek” derse bundan böyle verilecek sayılara ben de inanmam. Size de “İnanmayın” derim. ***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kötülüğün gıdasının korkaklık olduğunu unutmadığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Adalet
Köşe Yazıları
Adalet

Fatih Altaylı

Aralık 1, 2025

Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil" görseli
4 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Özer Atik"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:22 Bir günü nasıl geçiyor? 05:04 Müzik ile arası nasıl? 15:23 Şarkılarını nasıl yapıyor? 18:24 Yalçın Turan hayatına ne kattı? 20:08 Yaptığı programlarda etkilendikleri neydi? 23:37 Seyircide eskiden yeniye ruh hali değişiyor mu? 24:54 Yapay zekaya bakış açısı nedir? 30:36 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 14, 2025
"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Oğuz Yenihayat"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:20 Bir günü nasıl geçiyor? 01:00 Kendi işini nasıl tanımlıyor? 06:43 Başına tuhaf şeyler geliyor mu? 08:50 Bir yeri beğenme kriterleri nelerdir? 13:27 Türkiye'ye ait olan ve tüm dünyanın bilmesini istediği neler var? 16:50 Türkiye'yi gezerken onu en çok şaşırtan ne oldu? 19:30 Türk ve Yunan mutfakları arasındaki rekabet hakkında ne düşünüyor? 21:06 Yurt dışına giderken yanında Türkiye'den ne götürüyor? 23:06 Yılbaşında yiyebileceğimiz öneriler listesi 27:28 Yemek konusunda bir yerin iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? 31:16 Gıdaların pahalılığı hakkında ne düşünüyor? 35:15 Türkiye'deki ve yurtdışındaki sokak lezzetleri arasında nasıl farklar var? 36:11 Sokak lezzetlerinde Türkiye'yi nasıl buluyor? 39:00 Türk mutfağı ve kültürünün sosyal medya üzerinden tanıtımları 42:00 Yemek sektöründeki güvensizlik ve denetimsizlik 42:36 İçerikleri hangi kanallardan takip edilebilir? 43:45 Türkiye'de asla unutamadığı lezzetler 46:00 Yurtdışından misafirleri gelse yemek için nerelere götürür? 50:20 Yapmayı düşündüğü başka ne tür projeler var? 52:03 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 7, 2025
Fatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan görseli
FatihAltaylı
YouTube
Videolar yorumluyorFatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç SağkanTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 5, 2025