İstanbul 15°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Torunlarınız sorarsa ne diyeceksiniz?

detail banner reklam

Torunlarınız sorarsa ne diyeceksiniz?

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Haziran 3, 2021

Yazı İçeriği

  • Torunlarınız sorarsa ne diyeceksiniz?

Torunlarınız sorarsa ne diyeceksiniz?

Marmara’daki müsilaj ya da daha anlaşılır tanımıyla “deniz salyası” sorunu giderek ayyuka çıktı. Bunun üzerine birkaç yazı yazdım ve bir televizyon programı yaptım. Yüz yıllardır bilinen bir doğa olayıydı ama yaygınlaşması, dibe doğru kalınlaşması, daha uzun süre tutunur olması Marmara’nın ölümünün habercisi. Çünkü kirlilik arttıkça, biyolojik atıklar çoğaldıkça, bir de üzerine iklim değişikliği eklendikçe musilaj yayılıyor, büyüyor, derinleşiyor ve Marmara’yı öldürüyor. Bilim insanları açıkça ortaya koydular ki, Marmara’nın dibinde yaşam müsilaja bağlı olarak zayıflıyor. Herkesin konuştuğu ve ülkesini bir nebze seven herkesin dertlendiği bu sorun önceki gün TBMM gündemine taşınmak istendi. TBMM dediğim, adı üstünde Türkiye’nin “Büyük” meclisi. Her ne kadar yeni sistemle etkisi azaltılmış olsa da, hala “Büyük Meclis". 600 adet seçilmiş yurttaşımız, kendisini seçenlerin meselelerini orada görüşüp tartışmak ve milletin refah, mutluluk ve bekasını sağlamak zorunda. Bugünü ve özellikle gelecek kuşakları etkileyecek bir önemli mesele olarak da müsilajın TBMM gündemine gelmesi kaçınılmaz. Ne de olsa Fransa Büyük Millet Meclisi “FBMM” değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi “TBMM”. Ya da en azından biz öyle olduğunu zannediyoruz. Neyse uzatmayayım, kıyısında en büyük kentimiz İstanbul’un, en büyük sanayi kentlerimiz Bursa ve Kocaeli’nin, Tekirdağ’ın, Balıkesir’in, Yalova’nın, Çanakkale’nin yer aldığı, çevresinde 30 milyona yakın vatandaşımızın yani Türkiye’nin üçte birinin yaşadığı Marmara Denizi’nin bu ayyuka çıkmış sorununun Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmesi ve incelenmesi, bunun için bir araştırma komisyonu kurulması önergesi verildi. Hangi parti verdi, kim verdi bilmiyorum, umurumda da değil. Neden oluyor incelensin, gerekirse çözüm önerileri sunulsun. İnceleme sonucunda doğal ve önemsiz bir şey olduğu ortaya çıkarsa, bu da kamuoyuyla paylaşılsın. Yani son derece doğru bir talep. Memleketin bir yerinde ciddi bir sorun var ve bu soruna TBMM bakacak. Yüce TBMM. Peki bu son derece doğru talep ne oldu? İktidar koalisyonun oyları ile reddedildi. Ret şu demek, “Bize ne Marmara’dan, ne oluyorsa oluyor.” Bir parti ister iktidar olsun, ister muhalefet böyle bir sorunu görmezden gelip, bunun araştırılmasını nasıl reddedebilir! Hangi mantıkla. Vatanını, milletini seven biri nasıl böyle yapar. Vatanın tek bir çakıl taşı için sözde kıyamet koparanlar, vatanın koskoca bir denizi, üstelik de tamamı kendine ait olan bir denizi feryat ederken buna nasıl gözünü kulağını kapar anlamak mümkün değil. Bu araştırma sonunda nasıl bir sonuç çıkmasından duyulan bir korkudur ki bu, “Hayır araştırılmasın” diyebilir. Bunun üç günlük bir iş olmadığı, yılların getirdiği bir sorun olduğu ortadayken neden korkulur bunu araştırmaktan? Çözüm bulmaktan neden imtina edilir? Yarın öbür gün Marmara öldüğünde, çevresini suyun dibinden gelen metan kokuları sardığında “Baba, dede bunu niye araştırıp; önlem almadınız” dediklerinde çocuklarınıza, torunlarınıza ne diyeceksiniz çok merak ediyorum. “Bize öyle emir verilmişti” diyerek torunlarınızın vicdanında aklanacağınızı mı zannediyorsunuz! ***

Kahvaltı

Salı akşamı Teke Tek’te aşıları konuşurken, Türkiye'de yıllardan beri aşılama konusunda çalışmalar yürüten Prof. Dr. Mehmet Ceyhan şunları söyledi: “Gerek Sinovac aşısında, gerek Biontech aşısında 3. dozun gerekliliği ile ilgili henüz kanıtlanmış bir bilgi yok. 3. dozun gerekip gerekmeyeceğini bilmek için henüz erken. Şimdilik önemli olan herkese 2 doz aşısını yapmak, 3. doz için biraz süre geçmesi ve sonrasında 3. dozun gerekip gerekmeyeceğinin tespit edilmesidir.” Sonra da ekledi: “Üçüncü dozu şimdilik sadece aşı üreticileri öneriyor. Ancak bunun bilimsel temeli şimdilik yok.” Mehmet Ceyhan bunları söylediği sırada TRT’de Türkiye’nin en yetkili ve tek yetkili ağzı ise 3. doz aşısını olduğunu açıklıyordu. Duyunca kulaklarıma inanamadım. Milyonlarca vatandaş ilk dozlarını olmak için heyecanla beklerken, Cumhurbaşkanı 3. dozunu olmuş ve bunu da her ne hikmetse açıklıyordu. Üstelik tüm uzmanlar ille de gerekecekse, 3. dozun 2 dozdan en az 6 ay sonra yapılması gerektiğini söylerken Cumhurbaşkanı ilk dozunu 14 Ocak, buna göre 2. dozunu 28 gün sonra yani Şubat ayı ortasında olduğu halde, üzerinden 4 ay bile geçmeden 3. dozunu yaptırmıştı. Tabii olaya “Cumhurbaşkanımız o kadar samimi ki, bakın her şeyi halkıyla paylaşıyor” diye bakanlar da olacaktır buna. Böyle de bakılabilir elbette ama böyle bakılan rejimlerin adı tam olarak demokrasi olmaz. Baksanıza Finlandiya’da başbakanlara devlet kesesinden yapılmış kahvaltının bile hesabı soruluyor. “Afiyet olsun Başbakanım, yarasın” diyen de pek yok sanki! ***

Parasıyla mı?

Aşı demişken, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un bir cümlesi aklıma takıldı. Ali Bey, basınla yaptığı sohbet sırasında ilginç bir kelime sarf etti: “Bütün sporcularımıza parasıyla aşı yaptırdık.” İlginç olan kelime “Parasıyla”. Bildiğimiz kadarıyla Türkiye’de parasıyla COVID 19 aşısı satılmıyor. Fenerbahçeli sporcular niye parasıyla oldular. Merak ettim. ***

Tevafuk mu!

Dün öğrendim ki, AK Parti’nin yeni Anayasa taslağı hemen hemen hazır hale gelmiş. Bugünün şartlarında TBMM’den geçmesi, bırakın TBMM’de kabulünü, referanduma gitmesi bile pek mümkün görünmediği için benim açımdan ilginç değil Anayasa taslağı. Ancak ilginç olan bir yönü de yok değil. AK Parti’nin hazırladığı Anayasa 128 maddeden oluşuyormuş. Şaka gibi değil mi! AK Parti’nin en sevmediği, en illet olduğu sayı ne deseniz yanıtı “128” olacaktır. Ama hazırladıkları Anayasa taslağı 128 maddeden oluşuyor. Ya hazırlayanlar AK Parti ile kafa buluyorlar. Ya da AK Parti “128 hiç ama hiç umurumda değil” mesajı vermek istiyor. Ama yine de AK Partililerin seveceği tanımla, “Dikkat çekici bir tevafuk.” Ne olsa “Tesadüf yoktur. Tevafuk vardır.” ***

TıRT  Turizm

Avrupa Şampiyonası başlıyor. İlk maçımız Roma’da, İtalya ile. Ve öğrendiğim kadarı ile maçların Türkiye’deki yayıncısı TRT ilk maç için 100 kişiyi Roma’ya götürüyormuş. TRT ekibi 100 kişi değil. Bu 100 kişi “Davetli”. Misafir. Devlet kurumu, benim vergilerimle kim olduğunu bilmediğimiz 100 kişiyi, niye olduğunu bilmediğimiz bir nedenle Roma’ya maça götürüyor. TRT’ye sormak isterim. Kim bu 100 kişi? Ve niye götürüyorsunuz! Siz turizm acentesi misiniz, yayın kuruluşu mu! Sondaki T Turizmin T’si mi! ***

İster dükalık deyin ister beylik

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin biz seçmenlere verdiği “şeffaflık” vaadini tutmasını istedim önceki gün. Dün de tutmadığını yazdım. Çıt yok. İktidarı şeffaf olmamakla suçlayanlar, kendi küçük iktidarlarında da farklı davranmıyorlar gördüğüm kadarı ile. İBB’nin yönetim üslubu ile iktidarın yönetim üslubu arasında pek fark yok. Bu üslup CHP’nin üslubu olsa Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediyeleri de aynı üslubu benimserdi. Demek ki değil. Yoksa CHP içinde bir İstanbul Dükalığı kuruldu da bizim mi haberimiz yok? Kemal Kılıçdaroğlu'na sormak isterim doğrusu. ***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Siyaseti kişilere değil ilkelere bağladığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Her reçete her insana uygun değil" görseli
Dün
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Klinik Psikolog Beyhan Budak"Her reçete her insana uygun değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:48 Bir günü nasıl geçiyor? 01:35 Emeklilere tavsiyeleri 03:11 Hobinin faydaları nedir? 07:14 Mutlu insan kimdir? 10:46 İnsanlarda zamanla ne değişiyor? 13:37 Alacaklı olma halinden nasıl kurtuluruz? 16:42 Güzel anlara neden tutunamıyoruz? 26:12 Psikolojide etiketleme durumu 33:39 Mahcubiyet duygusu 39:13 İnsan ne zaman psikoloğa gitmeli? 45 59 İyi hissetmek için öneriler 51:34 Özgüvenin çocuklukta mı oturması gerekli? 53:22 Değersizlik duygusu 56:21 Doğru insanı nasıl buluruz?
Kasım 2, 2025
Futbolda bahis skandalı görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Timur Soykan & Murat AğırelFutbolda bahis skandalıTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli 00:00 Giriş 02:05 Hakemlerin bahis oynama olayı nedir? 10:03 FIFA ile Türkiye arasında bir temas söz konusu mu? 12:03 Bazı hakemlerin “Buraya teşvik edildim” sözleri haklı bir savunma mı? 13:11 152 hakeme ne olacak? 16:26 Gerçekten 152 hakemin haberi olmadan bahis oynanmış olabilir mi? 25:38 Hakemlerin bahis oynadığı maçlara ne olacak? 32:25 Kapanış Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Kasım 1, 2025
"1000 tane şarkı sözü yazdım" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Zeynep Talu"1000 tane şarkı sözü yazdım"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:17 Bir günü nasıl geçiyor? 01:11 Pandemi zamanı verimli geçti mi? 03:16 İnsanların yüzlerinde ne görüyor? 10:02 Bir şarkının ilk kıvılcımı nasıl ortaya çıkıyor? 14:15 İlham aldığı şeyler var mı? 15:28 İşinin sevdiği ve sevmediği yönleri neler? 17:46 Yazması çok zor olan bir şarkısı oldu mu? 26:15 Üretimi, çok fazla olaya maruz kalmak etkiliyor mu? 30:18 Müzisyenlerin yaşadığı en büyük sıkıntı nedir? 32:47 Bugünün Türkiye’si bir şarkı sözü olsa nasıl başlardı? 36:34 Kendisini nerelerden takip edebiliriz? 43:30 Kapanış
Ekim 26, 2025