İstanbul 7°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Aman müteahhitlere dokunmayın da

detail banner reklam

Aman müteahhitlere dokunmayın da

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Şubat 18, 2022

Yazı İçeriği

  • Aman müteahhitlere dokunmayın da

Aman müteahhitlere dokunmayın da

Elektrikte halka vaat dönemi başladı. Faturalar ucuzlayacak diye sözler veriliyor. Toplantı üzerine toplantı yapılıyor. Açıklamalara bakınca benim haklılığım ortaya çıktıkça çıkıyor. Tüm vaatler halkın kesesinden, tüm vaatler vergi ödeyenlerden çıkacak paraya dayanıyor. Fon indirimi, ÖTV indirimi, KDV indirimi. Başka! Başka bir indirim yok. Yahu başından beri yazıyoruz. Asıl mesele “müteahhitler”. Hani şu artık hepimizin isimlerini, şirketlerini ezberlediğimiz müteahhitler. Her şeyi alan, her şeyi yapan, devlet içine devlet haline getirilen müteahhitler. Bunlar elektrikte dağıtım şirketlerini özelleştirmede satın aldılar. Satın almadan hemen sonra eski Türkiye’de devlet tarafından üreticiden tüketiciye az aracılı satış şeklinde organize edilmiş sistemi bozdular. Özelleştirme sırasında hiç de ortada olmayan yine kendilerine ait “tedarik şirketleri” adı altındaki soygun şirketlerini üreticiyle dağıtıcı arasına soktular. Böylelikle devletin özelleştirme sırasında belirlediği komisyon oranını rahatlıkla aştılar. Ve alım gücüne oranla en pahalı elektriği tüketiciye dayadılar. Üstelik bir de doğru düzgün yatırım yapmadıkları için ya da bazı bölgelerde siyasi nedenlerle kayıp kaçağı engellemedikleri ve elektrik hırsızlarının da parasını bize ödettiler. Şimdi tepkiler yükselince tüm bunlara göz yuman ve halkının kazıklanmasına göz yuman, göz yummak ne kelime vesile olan devlet, “Bir dakika, sıkıntınızı anlıyoruz” diyerek sözde devreye giriyor. Giriyor da ne yapıyor! Sorunu çözme adımı mı atıyor? Tabii ki hayır. Sizin bizim kesemizden fedakarlık yapıyor ve alacağı vergiden vazgeçiyor. Ama aracı şirketlerin, o meşhur müteahhitlerin aşırı kârına dokunmuyor. Bizim elektriğimizi sübvanse ediyormuş görüntüsü altında, o müteahhitlerin zenginleşmesini, dağıtım şirketi sahibi olmasını sübvanse ediyor. Onlar kâr edebilsinler, borçlarını ödeyebilsinler, bedavadan şirket sahibi olup, sonra o şirketleri yüksek fiyattan yabancılara satabilsinler diye sizin benim vergilerimizi kullanıyor. Siz de enayi gibi size kıyak yapılıyor zannediyorsunuz. Yahu bu ülkede bu müteahhitler dışında kime kıyak yapıldığını gördünüz? NOT: Bildik müteahhitler dışında bir de Sabancı Grubu bu elektrik dağıtım işinde. ***

Yakalıyor muyuz, fark mı açılıyor

Enerjiden bahsederken, bir siyasetçinin geçenlerde söylediği “Batı ile aramızdaki 300 yıllık gelişmişlik farkını kapatıyoruz” cümlesi aklıma geldi. Size konuları aktarayım, farkı kapatıyor muyuz, açıyor muyuz siz karar verin. Haberiniz vardır, kısa süre önce bir haber vardı. İngiltere Oxford’da JET laboratuvarında füzyon yöntemi ile enerji üretildi ve bayağı bir heyecan yarattı. Füzyon enerjisi yıllardır dünyanın peşinden koştuğu bir enerji üretme yöntemi. Bildiğimiz Nükleer enerjinin zıttı olan bir enerji üretim yöntemi. Fisyon denilen bildiğimiz nükleer enerji türünde, çok atomlu bir maddenin atomlarının ayrıştırılması sırasında ortaya çıkan çok yüksek enerjiden faydalanarak elektrik enerjisi üretilirken, füzyon denen yöntem en basit element olan hidrojenin atomları birbirine kaynaştırılırken ortaya çıkan daha da yüksek enerjiden elektrik enerjisi üretmek. Böylelikle evrende en bol bulunan elementi kullanarak, temiz, zararsız ve sonsuz enerji üretebiliyorsunuz. Bütün dünya bu enerjinin peşinde. Herkes bunu geliştirmek için çalışıyor. Bunu bugün de yapabiliyorsunuz ama bunu yapmak için kullandığınız enerji bu işlemin ortaya çıkardığı enerjiden daha fazla olduğu için verimli değil. Bu konudaki en başarılı deneyde 16 MW enerji üretilmesi için 24 MW enerji kullanıldı. Verimlilik 0,67. Amaç bu verimliliği 10’a çıkarmak. Yani kullanılan her 1 birim enerjiye karşılık 10 birim enerji üretmek. Bunun için şimdi bir füzyon reaktörü yapılması için uluslararası bir işbirliği yapıldı. Hedef 50 MW enerji kullanarak, 500 MW enerji üretecek bir füzyon santrali inşa etmek. Detaylarla canınızı sıkmayayım ama bu pahalı araştırma işini yapmak için “gelişmiş” ülkeler bir konsorsiyum kurdular. Bu konsorsiyumun adı ITER. 2006’da anlaşması imzalandı, ABD, Rusya, Çin, Japonya, Kore, Avrupa Birliği, Hindistan ilk girişimi başlattılar. 2016 yılında aralarında Kazakistan’ın Avustralya’nın, Kanada’nın ve Tayland’ın olduğu bir grup ülke daha ITER’e katıldı. 40 farklı dilin konuşulduğu, dünya nüfusunun yarısının temsil edildiği ve dünyadaki üretimin yüzde 85’ini yapan bir ülkeler topluluğu haline geldi ITER’e üye 35 ülke. ITER, önümüzdeki dönemde Tokmak santralinin yapımını tamamlamayı ve 2025 yılında ilk plazmayı üretmeyi ve 2035 yılında da faaliyete geçmeyi planlıyor. Sonrasında üye ülkeler bu teknolojiyi alıp kendi ülkelerinde ucuz, temiz, zararsız kullanabilecekler. Peki Türkiye bu işin neresinde? Tabii hiçbir yerinde değil. Bu işte yokuz. Üye değiliz, bu işe katkı vermiyoruz, sonuçlarından yararlanamayacağız. Bu teknoloji gelişince biz sadece bunun müşterisi olacağız. Büyük paralar vererek bu teknolojiyi almaya çalışacağız. Onu da muhtemelen hala 5 müteahhide yaptıracağız. Şimdi söyleyin bana 300 yıllık fark kapanıyor mu açılıyor mu! ***

Üniversite işinde Avrupa bizi kıskanabilir

2019 yılı verilerine göre Türkiye’de her 1000 kişiden 95’i üniversite öğrencisi. Bakın işte bu alanda gerçekten Avrupa’da zirvedeyiz. Hem de açık ara. Eğitimin çok üst düzeyde olduğu ülkelerden çok çok öndeyiz. Mesela Almanya’da 1000 kişiye düşen öğrenci sayısı 40. Fransa’da da aynı. Binde 40. Dünyanın sayılı üniversite sistemlerinden birine sahip, pek çok üniversitesi ilk 500 üniversite içinde yer alan, ilk 10’a 3 üniversite ile giren İngiltere’de ise 1000 kişiye düşen öğrenci sayısı 39. Avrupa Birliği ortalaması 1000 kişiye 38 öğrenci. Türkiye bu ortalamanın neredeyse üç katı bir öğrenci sayısına sahip. Buna mukabil dünyada ilk 500 üniversite arasına giren üniversitesi yok. YÖK’ün yeni kararı ile bu oranın binde 100’ü aşması ve binde 110 civarında bir yere gelmesi bekleniyor Yani her 100 kişiden biri üniversite öğrencisi olacak. Bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz değil mi! Genç işsizliği en az 7-8 puan gerilemiş görünecek. Üniversite eğitimi kalitesi ise iyiden iyiye dibe vuracak ama ne gam. Önemli olan gerçekler değil ki, önemli olan algılar. Ve bu yöntemle biz Batı’yı yakalayıp geçeceğiz, dünyada ilk 10 ekonomi arasına gireceğiz. ***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İşkilliler sanatçılara saldırmadığı zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Adalet
Köşe Yazıları
Adalet

Fatih Altaylı

Aralık 1, 2025

Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil" görseli
5 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Özer Atik"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:22 Bir günü nasıl geçiyor? 05:04 Müzik ile arası nasıl? 15:23 Şarkılarını nasıl yapıyor? 18:24 Yalçın Turan hayatına ne kattı? 20:08 Yaptığı programlarda etkilendikleri neydi? 23:37 Seyircide eskiden yeniye ruh hali değişiyor mu? 24:54 Yapay zekaya bakış açısı nedir? 30:36 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 14, 2025
"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Oğuz Yenihayat"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:20 Bir günü nasıl geçiyor? 01:00 Kendi işini nasıl tanımlıyor? 06:43 Başına tuhaf şeyler geliyor mu? 08:50 Bir yeri beğenme kriterleri nelerdir? 13:27 Türkiye'ye ait olan ve tüm dünyanın bilmesini istediği neler var? 16:50 Türkiye'yi gezerken onu en çok şaşırtan ne oldu? 19:30 Türk ve Yunan mutfakları arasındaki rekabet hakkında ne düşünüyor? 21:06 Yurt dışına giderken yanında Türkiye'den ne götürüyor? 23:06 Yılbaşında yiyebileceğimiz öneriler listesi 27:28 Yemek konusunda bir yerin iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? 31:16 Gıdaların pahalılığı hakkında ne düşünüyor? 35:15 Türkiye'deki ve yurtdışındaki sokak lezzetleri arasında nasıl farklar var? 36:11 Sokak lezzetlerinde Türkiye'yi nasıl buluyor? 39:00 Türk mutfağı ve kültürünün sosyal medya üzerinden tanıtımları 42:00 Yemek sektöründeki güvensizlik ve denetimsizlik 42:36 İçerikleri hangi kanallardan takip edilebilir? 43:45 Türkiye'de asla unutamadığı lezzetler 46:00 Yurtdışından misafirleri gelse yemek için nerelere götürür? 50:20 Yapmayı düşündüğü başka ne tür projeler var? 52:03 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 7, 2025
Fatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan görseli
FatihAltaylı
YouTube
Videolar yorumluyorFatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç SağkanTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 5, 2025