İstanbul 17°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Söz mü!

detail banner reklam

Söz mü!

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Temmuz 1, 2022

Yazı İçeriği

  • Söz mü!

Söz mü!

Bazıları “Diplomasi Zaferi” dedi, ben ise tersini yazdım. “Onlar durduğu yerde duruyor, biz 180 derece çark ettik” dedim. Kızdılar. Sonra Finlandiya Cumhurbaşkanı çıktı anlattı. Dedi ki, "Fatih Altaylı doğru söylüyor" Yani demeye getirdi. “YPG’ye insani yardım sürecek. Türkiye’nin terörist dediği herkesi terörist olarak adlandırmamız mümkün değil” dedi. İsveç’ten gelen haberler de farklı değil. “Bağımsız mahkemelerimizin vereceği kararlara uyarız” yani İsveç mahkemeleri terörist derse ve iade kararı verirse, İsveç Türkiye’nin istediği kişileri iade edecek. Diplomasi Zaferi denilen bu. Kağıt üzerinde de farklı bir şey yazmıyor. Bazı diplomasi guruları “Ama anlaşma çok önemli ve mutabakat metninde en üstte Türkiye Dışişleri Bakanı yer almış. Az uz şey mi” diyorlar. Ben de bunların dış politika uzmanlığına gülüyorum. Tabii bir de “Söz verdiler” meselesi var. Metin’de yer almayan ve İsveç’in ve Finlandiya’nın verdiği sözler.

Duymadım ama varmış. Mutlaka vardır. Ama benden duymuş olmayın ama eğer uluslararası ilişkilerde konuya “Söz verdiler” diye giriyorsanız ve bu yazılı olarak çok net biçimde kayda geçirilmemişse, genelde bir süre sonra konuya “Sözlerinde durmadılar. Bizi kandırdılar” diye girmek kaçınılmazdır. Ki şanlı yakın tarihimiz bu söz “Kandırılmalarla” ve “Sözlerinde durmamalarla” doludur. Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliğine verdiğimiz onayla başlayıp, Avrupa ile vizelerin kaldırılmasına ya da ayrıcalıklı ticaret anlaşmalarına kadar “Sözlerinde durmadılar” listesi oluşturabilirsiniz. Bu yüzden bu işler sözle olmaz. Yazı ile olur. Hem de kaçamaksız, net yazı ile. “İade ederiz ama bağımsız yargımız karar verirse” diye yazarsa bile olmaz. Çünkü bağımsız yargı Türkiye’nin istediği kararı genelde vermez. “Tabii yaparız ama parlamentomuz bu konuda yasa çıkarmalı” derlerse o da olmaz. Çünkü parlamentoları genelde o konuda Türkiye’nin beklentisine uygun bir yasa çıkarmaz. Tabii haklı olarak diyebilirsiniz ki, “Uluslararası ilişkilerde inat olmaz. Bir yerde uzlaşmak gerekir” Bak bu doğrudur işte. Ama uluslararası ilişkilerde yüksekten sallamak da olmaz. Sonra Papazı verirsiniz, Deniz’i verirsiniz, işadamını ara bulsun diye Rusya’ya yollarsınız. Çok yukardan sallarsanız, inişiniz de sert olur! Bu inişte ayağınız incinmez belki ama ulusal onurunuz fena halde berelenir! ***

Attan indik eşek ihtimaline seviniyoruz

İsveç ve Finlandiya’nın teröre destek verme konusunun pek de umulduğu gibi gitmeyeceğinin ortaya çıkması ile beraber, şimdi  diplomatik zafer ABD’nin vereceği F 16’lara doğru kayıyor. Biden “Türkiye’ye F 16’ları vermeliyiz” demiş. Kongreden geçmesi için de elinden geleni yapacakmış. Yeni Zaferimiz bu. Peki bu F16 mevzuu nereden çıkmıştı hatırlıyor musunuz? Hatırlatayım. Biliyorsunuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti 12 Temmuz 2002’de Lockheed Martin’in F 35 projesine 7. Ortak olarak katıldı. Zaten uçağın o zamanki adı “JSF 35” yani Joint Strike Fighter Türkçesi ile “Müşterek saldırı uçağı” idi. Türkiye Ak Parti iktidarından bile eski bu projeye zaman içinde 1,5 milyar dolara yakın para ödedi. Ve Rusya’dan S400 hava savunma sistemi aldığı gerekçesi ile projeden atıldı. Parasının da üstüne yatıldı. Üstüne üstlük bir de Yunanistan’a hiçbir zaman dahil olmadığı bu proje kapsamında F 35’lerin verilmesi kesinleşince Türkiye bir anda bölgesindeki hava hakimiyetini kaybetti. Bunun üzerine ABD’ye “F 35 vermiyorsanız bari eski F 16’ların son neslinden verin” demeye başladı. Atı kaptırmıştık bari  eşek verin diyorduk anlayacağınız. Şimdi eşeğin verilme ihtimali üzerine sevinç çığlıkları atıyoruz. F 35’ler ise unutuldu bile. İnşallah sonunda elimizde semerle kalmayız. ***

Kadılar ele ele

Daha önce de anlattım. Demirören Grubu yüzlerce villa, binlerce dönüm arazi, on binlerce dönüm arazinin 49 yıllık kullanım hakkına sahip Kemer Golf and Country Club'u 10 milyon dolara aldı. Daha sonra aldığı tüm bu mülkün çok küçük bir bölümünü oluşturan imarsız spor alanlarını yaklaşık 800 milyon dolarlık kredisine karşılık bir bankaya devretti. Spor alanlarının imar planlarında değişiklik yapıldı. Tamamı 10 milyon dolara alınan malın, çok küçük bir bölümünün değeri 800 milyon dolara çıkarıldı. Ve şimdi o arazilerde villalar yapılıp satılacak. Bu dönemin yandan zengin etme yönteminin gözle görülür, elle tutulur bir örneği. Hadi iktidar bunu yapıyor. Muhalefetten de tık yok. Onlar da izliyor. Ve işin daha komik olan tarafı ise golf sahalarının yok edip yerine inşaat yapılmasının yolunu açan kişi Golf Federasyonu Başkanı. Hani meşhur kadı hikayesi gibi. Kadılar el ele vermiş. Kimi kime şikayet edeceksin. ***

Taksim'de çiçekçilikti rezillik oldu

Taksim Meydanı’na çıktınız mı son zamanlarda bilmiyorum ama tam bir rezillik halinde. Bankalardan üç kuruş alacağım diye meydanın orta yerine çirkin ATM’ler kondu. Yetmedi şimdi bir çirkinlik de tam caminin önünde. Meydan bu haliyle düzenlenirken oraya çiçekçi tezgahları açılması için bir bölüm yapıldı. Kötü de değildi. Rengarenk çiçekler ve çiçekçiler meydanın gri, çirkin görüntüsüne bir renk katıyordu. Ama gel zaman git zaman çiçek tezgahları birer birer çirkinleşti. En kötüsünden, en çirkininden hediyelik ürünler satan, pis birer dükkan haline geldiler. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu lütfen gelsin görsün. Vakti yok ise birine yollasın üç kare fotoğrafını çektirsin. Bu pisliği, bu rezilliği İstanbul’un en önemli meydanına yakıştırıyorsa diyeceğim yok. Yok yakıştıramıyorsa o zaman onlara bir çeki düzen versin, verdirsin. Tamam anlıyorum ki, Taksim Meydanı iktidara rağmen yeniden yapılıp, düzgün bir hale getirilemiyor. Ama oradaki bu pisliği kaldırmak için iktidar onayına gerek yok. Kuralları uygulamak yeter. ***

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

İnsanca yaşamak istemek ayıp olmadığı zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Gerçek aşkın nadir olduğu bir gerçek" görseli
3 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Prof. Dr. Saadettin Eskiçorapçı"Gerçek aşkın nadir olduğu bir gerçek"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 02:00 Neden eskisi gibi insanlar birbirleriyle konuşmuyor? 05:30 Aşkta zamanla değişen bir şeyler oldu mu? 07:43 Sonsuz aşk diye bir şey var mı? 10:44 Bir üroloji doktorunun günü nasıl geçer? 12:44 Kitabın ismi "Konuşulmayan Erkeklik" nereden geliyor? 15:53 İnsanların üroloji hastalıklarına karşı bir korkusu var mı? 18:35 Bizim kültürümüzde cinsel kimlik nasıl inşa ediliyor? 21:45 Kadınların ve erkeklerin rolleri arasında bir dengesizlik var mı? 24:06 Sosyal medya insanı yalnızlaştırıyor mu? 27:32 İnsan olarak kusurlarımızı nasıl anlayacağız? 31:00 Sadece iletişimsizlikten kaynaklı biten ilişkiler 32:25 Sosyal medyanın mukayese etkisi doğru mu? 35:05 Kadınlar ve erkekler birbirlerinin en çok nelerinden şikayetçi oluyorlar? 37:26 Andropoz ve menopoz kavramlarının gerçeği yansıtmadığı durumda ne yapmak lazım? 38:23 Bu konularda gençlerin bilgisi ve durumu nasıl? 42:14 HPV ile alakalı nasıl bir yol izlenmeli? 43:43 HPV hakkında genel bilgilendirme 46:39 Cinsel yolla artan hastalıkların sayısında bir artış var mı? 47:53 Hangi yaştan sonra insanlar üroloğa görünmeye başlamalı? 49:11 Ailelerin çocuklarına yaklaşımıyla ilgili ne gibi tavsiyeler verebilir? 50:39 Robotik fonksiyonlarının ilerlemesiyle tıpta insan elinin önemi azalıyor mu? 53:10 Kapanış
Kasım 16, 2025
"Dinleyiciye istediğim gibi ulaşmayan çok şarkım var!" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Demet Sağıroğlu"Dinleyiciye istediğim gibi ulaşmayan çok şarkım var!"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:39 Bir günü nasıl geçiyor? 02:05 Hikayesi olan şarkılar azaldı mı? 03:56 Hikayesi olan fakat farkedilmeyen şarkısı oldu mu? 04:41 Bir şarkı yazmaya nasıl başlıyor? 06:50 Geçmişte yaşadığı durumlar şarkı yazarken kendisini etkiliyor mu? 09:52 Magazin ile arasındaki mesafe 11:59 Şöhret kazandıktan sonra kalbinin kırıldığı olaylar oldu mu? 12:18 Yayınlamadığı eseleri 13:02 Cem Adrian ile yollarının kesişmesi 15:06 Özgüvenini nereden buluyor? 17:46 Arnavut Kaldırımı şarkısı 21:39 Kınalı Bebek şarkısı 23:40 Günümüz müziklerini nasıl buluyor? 24:27 Bugünkü imkanlar 90'larda olsaydı müzik dünyası nasıl olurdu? 26:19 Yapay zeka ve müzik ilişkisi ile ilgili ne düşünüyor? 27:24 Dinleyiciye ulaşmak günümüzde daha mı kolay? 31:12 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Kasım 9, 2025
"Her reçete her insana uygun değil" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Klinik Psikolog Beyhan Budak"Her reçete her insana uygun değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:48 Bir günü nasıl geçiyor? 01:35 Emeklilere tavsiyeleri 03:11 Hobinin faydaları nedir? 07:14 Mutlu insan kimdir? 10:46 İnsanlarda zamanla ne değişiyor? 13:37 Alacaklı olma halinden nasıl kurtuluruz? 16:42 Güzel anlara neden tutunamıyoruz? 26:12 Psikolojide etiketleme durumu 33:39 Mahcubiyet duygusu 39:13 İnsan ne zaman psikoloğa gitmeli? 45 59 İyi hissetmek için öneriler 51:34 Özgüvenin çocuklukta mı oturması gerekli? 53:22 Değersizlik duygusu 56:21 Doğru insanı nasıl buluruz?
Kasım 2, 2025