İstanbul 9°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Korkuyorum, siz korkmuyor musunuz?

detail banner reklam

Korkuyorum, siz korkmuyor musunuz?

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Eylül 27, 2022

Yazı İçeriği

  • Korkuyorum, siz korkmuyor musunuz?

Korkuyorum, siz korkmuyor musunuz?

Şu anda Türkiye’de “güvenlikçi politikalar” ile güç kazanmış bir iktidar var. Geçmişte sağlık alanındaki başarıları, ekonomi alanındaki başarıları ile övünen AK Parti, uzunca bir süredir güvenlik politikalarındaki başarısı ile övünür durumda. Emniyet kuvvetlerinin gücü ve becerisi, sınır içi ve sınır ötesi harekatlarda elde edildiği söylenilen başarılar, terör örgütlerine karşı daimi bir başarılı mücadele vurgusu iktidarın halkla ilişkiler çalışmasının önemli bir parçası Ancak ilginçtir, Türkiye’de sıradan vatandaşın kendini en az güvende hissettiği dönemlerden birini yaşıyoruz. 12 Eylül öncesinin sağ sol çatışması dönemi ve 1990’ların ilk yarısına damga vuran PKK’nın şiddeti büyük kentlere taşıdığı kısa bir dönemden sonra Türkiye hiç bu kadar güvenliksiz olmamıştı. Bu yazıyı yazmamın nedeni, dün gece Mersin’de bir karakolumuza yapılan aşağılık saldırı ve orada bir polis evladımızı şehit vermemiz değil. Benim sözünü ettiğim güvenliksizlik duygusu başka bir şey. Ben kentlerimizdeki genel durumdan söz ediyorum.

Nüfusumuzun 10’da biri kadar göç almışız. Hem de medeniyet sıralamasında en altta kalan ülkelerin, medeniyet sıralamasında en altta kalan kesimlerinden en az 8 milyon kişi. Bunlar özellikle büyük kentlerde ama esas olarak Türkiye’nin hemen her yerinde büyük bir güvenlik sıkıntısı yaratıyorlar. Bambaşka bir kültürden ya da kültürsüzlükten hicret etmiş bu güruh sayesinde gençlerimiz her an tehdit altında. Kadınlarımıza, genç kızlarımıza yönelik taciz ve tecavüz suçlarındaki artış tüm “örtbas” talimatlarına rağmen saklanamaz boyutlarda. Sokaklarda gezmek artık ciddi bir cesaret işi haline gelmeye başladı. Pek çoğumuz eşimiz, kızımız, çocuğumuz sokağa çıktığında, hele hele akşam saatlerinde elimiz yüreğimizde bekliyoruz. Göçmenlerin yarattığı güvenlik tehdidi işin bir boyutu ama tamamı değil. Kentler mafyalara, mafyacıklara teslim olmuş vaziyette. Gece kulüplerinin, lokantaların, barların önünde çıkan olayları siz basit kavgalar zannediyorsunuz. Keşke öyle olsa. Ama değil. Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerin yoğun iş yapan bölgeleri gruplar arasında pay edilmiş. Hangi bölgenin avantasını kimin yiyeceği belirlenmiş. Pek çok çatışmanın arkasında bu paylaşım kavgası var. Hadi sıkıysa Etiler’de, Ortaköy’de, Bebek’te bu gruplara rağmen bir eğlence mekanı açsın birisi.
Mümkün değil. Mafyalar ve mafyacıklar dört bir yanı kuşatmış. Sadece yerli mafyalar olsa yine iyi. Bizdendir der sineye çekersiniz. Balkanların, Ortadoğu’nun, Kafkasların tüm çeteleri İstanbul’da fink atıyor. Bakın her biri 10 milyonlarca lira değerinde garip ülkelerin plakalarını taşıyan aralar geziyor sokaklarımızda. Arkalarında yine son derece pahalı koruma araçları ile. Zannediyor musunuz ki, bunların hepsi o ülkelerden gelmiş saygın işadamlarına ve yasal zenginlere ait. Güldürmeyin beni. Bunların büyük bölümü yabancı suç örgütlerinin yöneticilerine ve onların korumalarına ait. İstanbul’un en lüks semtlerinde, en şık lokantalarında bunları görüyorsunuz. Arkalarında eli silahlı koruma ordusuyla sokaklarda dolaşan, restoranlarda oturan, görünce insanı ürküten tipler. Gün geçmiyor ki, yabancı mafya gruplarının hesaplaşmalarında kenar semtlerde veya gettolaşmış bölgelerde birileri öldürülmesin. İstanbul geceleri sürekli olarak silah sesleri ile çınlıyor. Şiddet ortamı yayılıyor, sirayet ediyor, pandemiye dönüşüyor. En basit trafik tartışması silahlı müsademeye dönüşüyor. Taksiye binmeye korkar hale geliyorsunuz. Taksicilerin toplu halde adam dövdüğü görüntüler dolu sosyal medyada, internette. Çünkü bir grup taksi, turist dolandırıcılığının merkezi haline gelmiş.
Başka bir iş yapmıyorlar. Toplu taşımada ters baktın diyen birinin elinde ateşli veya ateşsiz silahla üzerinize yürümesi an meselesi. Okullardan gelen haberler hiç iç açıcı değil. Ortam gençleri de olumsuz etkilemiş. Sui misal emsal olmuş. Pek yakında ABD’de olduğu gibi “okul katliamları” olacak diye aklım çıkıyor. Cezaevleri dolu olduğu için pek çok ağır şiddet suçlusu mahkemelerce ve hatta mahkemeye bile çıkmadan serbest bırakılıyor. Cezalarda caydırıcılık kalmadığı gibi, cezasızlık neredeyse suça özendirici hale gelmiş. Yasal veya yasa dışı kaç silah ortalıkta dolaşıyor bilmiyoruz. Umursamıyoruz. Sizi bilmem ama ben gerçekten çocuklarımız için çok ama çok korkuyorum. ***

Birileri gerçeği anlatmalı

İktidarda sürekli bir "Faizler düşük, sanayici kredi kullansın" vurgusu var. Gülüyorum. Zannediyorlar ki, Merkez Bankası gösterge faizi düşürdükçe, piyasada faizleri gerçekten düşüyor ve sanayici bu düşük faizlerle kolayca yatırım yapıyor. Bu kadar mı gerçeklerden uzak, realiteye bihaber olunur. Oysa sanayici düşük olduğu iddia edilen faizle kredi falan alamıyor. Gerçek faizler, yüzde 30'un üzerinde ve bankalar bu faizle bile kredi vermemek için elinden geleni yapıyor. Eğer iktidar destekli değilseniz kamu bankalarından yüzde 30'la bile kredi alamıyorsunuz. Özel bankaların kredi şartları ise giderek ağırlaşıyor. Yine iktidarımıza sorarsanız vatandaşa verilen konut kredisi faizleri çok düşük. Aylık 0,99 ile konut kredisi veriliyor. Yok aslında böyle bir şey. Bazı kamu bankaları veriyormuş gibi görünmek için bunu yapıyor ama kredi üst limitleri öylesine düşürülmüş ki, bununla ev değil eve anca mobilya alırsınız. Sokaklarda hareketlilik var, piyasalar canlı söylemi de bir diğer komedi. Sokaklarda hareket, piyasada canlılık var lafı bir ölçüde doğru ama hangi sokağa baktığınıza bağlı. Dün İstanbul'da en hareketli sokaklarda dolaştım. Ne kadar turist var ise o kadar canlılık var. Louis Vitton'un, Chanel'in önünde kuyruk vardı ama tek bir Türk bile yoktu. Türklerin alabilecek kapasitede olanları elbette var ama onlar da burada kuyruğa girmiyor zaten. Öğle yemeği yediğimiz lokantada tek Türk masa bizdik. 90 milyonluk ülkede 1 hadi iyimser olalım 2 milyon kişinin keyfinin, gelirinin yerinde olması o ülkede keyiflerin yerinde olduğu anlamına gelmiyor. Eminönü'nde 110 liralık peyniri pahalı bulup, 80 liraya kırıntı peynir alan teyzenin yarattığı canlılıkla övünmek yakışık almaz. Tepeden bakılınca aşağıda olanı görmek, anlamak zor. Bazen birilerinin çıkıp doğruları anlatması gerek. Mesela market torbalarını yasaklayarak çevreci olduğunu zanneden bir ülkeye her gün 180 kamyon dolusu ithal çöp geldiğini anlatmak gerektiği gibi. ***

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Doğru bilgi olmadan doğru karar verilemeyeceğini bildiğimiz zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Adalet
Köşe Yazıları
Adalet

Fatih Altaylı

Aralık 1, 2025

Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Özer Atik"Şarkı yapmak mutlu adam işi değil"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:22 Bir günü nasıl geçiyor? 05:04 Müzik ile arası nasıl? 15:23 Şarkılarını nasıl yapıyor? 18:24 Yalçın Turan hayatına ne kattı? 20:08 Yaptığı programlarda etkilendikleri neydi? 23:37 Seyircide eskiden yeniye ruh hali değişiyor mu? 24:54 Yapay zekaya bakış açısı nedir? 30:36 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 14, 2025
"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Oğuz Yenihayat"Yemek konusunda gerçekten pahalıyız"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim 00:00 Giriş 00:20 Bir günü nasıl geçiyor? 01:00 Kendi işini nasıl tanımlıyor? 06:43 Başına tuhaf şeyler geliyor mu? 08:50 Bir yeri beğenme kriterleri nelerdir? 13:27 Türkiye'ye ait olan ve tüm dünyanın bilmesini istediği neler var? 16:50 Türkiye'yi gezerken onu en çok şaşırtan ne oldu? 19:30 Türk ve Yunan mutfakları arasındaki rekabet hakkında ne düşünüyor? 21:06 Yurt dışına giderken yanında Türkiye'den ne götürüyor? 23:06 Yılbaşında yiyebileceğimiz öneriler listesi 27:28 Yemek konusunda bir yerin iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? 31:16 Gıdaların pahalılığı hakkında ne düşünüyor? 35:15 Türkiye'deki ve yurtdışındaki sokak lezzetleri arasında nasıl farklar var? 36:11 Sokak lezzetlerinde Türkiye'yi nasıl buluyor? 39:00 Türk mutfağı ve kültürünün sosyal medya üzerinden tanıtımları 42:00 Yemek sektöründeki güvensizlik ve denetimsizlik 42:36 İçerikleri hangi kanallardan takip edilebilir? 43:45 Türkiye'de asla unutamadığı lezzetler 46:00 Yurtdışından misafirleri gelse yemek için nerelere götürür? 50:20 Yapmayı düşündüğü başka ne tür projeler var? 52:03 Kapanış YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 7, 2025
Fatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan görseli
FatihAltaylı
YouTube
Videolar yorumluyorFatih Altaylı'nın savunması - Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç SağkanTeke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Aralık 5, 2025