İstanbul 17°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Sonra niye uyuşturucu cenneti olduk!

  • Gazi Koşusu üzüntüsü

  • Siyasetin özeti

  • Herkese iyi bayramlar

detail banner reklam

Sonra niye uyuşturucu cenneti olduk!

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Haziran 28, 2023

Yazı İçeriği

  • Sonra niye uyuşturucu cenneti olduk!

  • Gazi Koşusu üzüntüsü

  • Siyasetin özeti

  • Herkese iyi bayramlar

Gazi Koşusu üzüntüsü

Dün olayı okudunuz muhtemelen. Olay da değil aslında rezaleti, rezaletin, skandalın büyüğünü. Bir avukat, yanında eşi, çocukları ile İzmir İstanbul otoyolunda, Soma civarında otomobili ile ilerliyor.

Birdenbire yanlarından yarış halinde iki araç geçiyor.

Avukat, panikle şerit değiştirince araçlardan birini, istemeden de olsa Maserati SUV’u sıkıştırıyor. Bunun üzerine Maserati’nin sürücüsü avukatın içinde bulunduğu otomobili zorla durduruyor.

Avukatı içinden indiriyor, eşinin, çocuklarının önünde dövmeye başlıyor ve bacağını iki yerden kırıyor.

Buraya kadarı, bildiğimiz, normal karşılamaya alıştığımız, Türk tipi magandalık, hayvanlık, ilkellik hikayesi.

Ancak bu kez rezaletin boyutu farklı!

10 milyonluk Maserati Levante SUV’u kullanmakta olan kişi, Muğla Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir “polis memuru.”

Evet yanlış okumadınız, polis memuru. Yani normal şartlarda, yolda böyle bir olaya rastgelse, vatandaşı saldırgan pisliğin elinden kurtarması gereken bir mesleğin sahibi.

Ve bir ortaya çıkıyor ki, 10 milyonluk Maserati ile gezen, yolda kızdığı vatandaşları dövüp, kemiklerini kıran adam narkotikçi, Maserati’nin yanı sıra bir de Muğla’da şahane bir villada yaşıyor. Bildiğin zengin playboy hayatı. 

Şimdi hepimizin merakı şu.

Vatandaşı döven bu rezilin altındaki 10 milyonluk araç, oturduğu villa neyin nesi!

Devletin, amirlerinin, bağlı bulunduğu Narkotik biriminin bilgisi dahilinde görevi gereği kendisine tahsis edilmiş şeyler mi, yoksa büyük bir yolsuzluğun ve uyuşturucu trafiğinin parçası olduğu için edindiği haksız servet mi!

Eğer bu zengin hayat, görev gereği kendisine sağlanmış imkanlardan kaynaklanmıyorsa, böyle bir hayat tarzı nasıl olur da Muğla Emniyeti’nin gözünden kaçar!

Maserati ile gezen, havuzlu villada oturan bir polis memurunu, bağlı bulunduğu Emniyet nasıl fark etmez!

Bu soruların yanıtları, Türkiye’nin nasıl uyuşturucu cenneti haline dönüştüğünün de yanıtı olacaktır aslında.

Şimdi bu polise, kasten adam yaralamaktan dokuz yıl hapis istemiyle dava açılmış. Oradan bir şey çıkmaz. Bir, bilemedin bir buçuk yıla mahkum olur hapse bile girmez.

Ama ya işin diğer tarafı. O tarafta soruşturmayı düşünen var mı acaba! Asıl dava orada.

Uyuşturulmuş ülkenin davası olmaz demeyin.

Olur, olmalı!

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın bu işin ucunu bırakmayacağını tahmin ediyorum.

Belki bazılarınızın çok alakasız bulacak ve “Nerden çıktı bu şimdi” diyeceksiniz ama yazmadan duramayacağım kimse kusura bakmasın.

Pazar günü, Türkiye at yetiştiriciliği ve yarışçılığının en anlamlı ve en klasik koşusu vardı.

Gazi Koşusu.

1927 yılından beri düzenlenmekte olan yarışa Türkiye doğumlu üç yaşlı safkan İngiliz atları katılabilir. Her atın, ömründe bir kez koşabildiği bir yarıştır. Bir at sahibi için de, en büyük onur bu kupayı kaldırabilmektir. Türkiye’de doğan bütün İngiliz atları, doğar doğmaz bu yarışa kaydolma hakkına sahiptir. 3 yıl boyunca her yıl bir katılım payı öderler ve üç yılın sonunda da iyi dereceye sahip atlar bu yarışı koşarlar.

Dişi atların, erkek atlar karşısında şansı biraz daha az olduğu için, Gazi koşmayacak 3 yaşlı kısraklar için de Kısrak koşusu düzenlenir. Bir tür teselli koşusudur.

1927 yılındaki ilk Gazi Koşusu’nu kazanan atın sahibi Ali Muhittin Hacıbekir’dir. Daha sonraki iki yarışı Cemal Bayar’ın ve İsmet İnönü’nün sahip olduğu atlar kazanmıştır.

1979’a kadar Ankara Hipodromu’nda koşulan Gazi Koşusu, o gün bugündür İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda düzenlenmektedir.

Benim de çocukluğumda, dedemin ya da babamın yanında, gençliğimde de canım ağabeyim Hakkı Aksoy’la ve nur içinde yatsın Derya Beşikçi ile Jokey Kulüp localarında epey bir Gazi Koşusu izlemişliğim, heyecanlanmışlığım vardır.

Bu Pazar, evde otururken, televizyonu açtım ve işte o Gazi Koşusu’nu izlemek istedim.

Yarış beni hayal kırıklığına uğrattı o ayrı ama asıl üzüntü verici olan tribünlerden gözüme yansıyanlardı.

Sakın kimseye hakaret ettiğimi, kimseyi hor gördüğümü falan düşünmeyin ama yahu koskoca Jokey Kulüp tribününde bir tane bile “kravatı doğru düzgün bağlanmış” insan olmaz mı!

Kravatı gevşetilmemiş, yaka düğmesi açılmamış bir tek ferd-i vahit bulunmaz mı! (Eski günlerden bir sevgili arkadaşım Ahmet Özbelge’yi gördüm, Gazi Koşusu gününe uygun tavrı ile tribünde)

Şıklıktan, zerafetten ne oldu da bu kadar hızla uzaklaştık.

Orada olmanın getirdiği bir sorumluluk, bir dikkat yok mu!

Sakın bu söylediklerimi, CHP’li bir jakoben yaklaşımı falan diye de algılamasın kimse.

Bakın eskiden birkaç fotoğraf koyuyorum buraya. Fotoğraflarda her zamanki şıklığı ile Mustafa Kemal Atatürk elbette var ama bakın Celal Bayar’a, bakın Adnan Menderes’e ve bakın diğerlerine. Atatürk’ü kabul etmeyen ama Menderes’in mirasına sahip çıkmakla övünenler, o mirasın aslında ne olduğunu görsün, öğrensin diye. 

Bakın nasıl giyinmişler.

Siyasetin özeti

Bayram tatilindeyiz. Herkes bir yerlere gitmiş olmalı ki, İstanbul’da yollar boş.  

Tatile yurt dışına gidenlerdenseniz eğer ve orada birileri Türkiye’de siyasi durum ne diye sorarsa, onlara şöyle deyin.

“HÜDA Par isimli partiyle bayramlaşmakta beis görüp, o partiyi Meclis’e sokmakta beis görmeyenlerin siyasete yön verdiği bir ülkeyiz.”

Durumu özetlemek için bundan daha iyi ve kolay bir anlatım, emin olun bulamazsınız.

Herkese iyi bayramlar

Değerli okurlar, bugün Kurban Bayramı.

Hepinizin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.

Bayramın 1. günü İstanbul’dayım sonrasında yurt dışında, beni tanıyanlarınızın tahmin edeceği üzere Fransa’da olacağım.

Bilirsiniz, geleneğe uymak için bayramlarda yazmamayı tercih ederim.

Ama bu kez muhtemelen fırsat bulacağım ve yazılara devam etmeyi planlıyorum.

Sevgili gönüllü editörüm Semin ve bundan böyle hep yanımda olacak olan Emre’nin bayramlarını onlara zehir etmeden yazıları mümkün olduğunca sizlere ulaştıracağım.

Hepinize bir kez daha iyi bayramlar, otomobille tatile veya memleketine gidenlere de bol dikkat ve kazasız belasız yolculuklar. 

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"1000 tane şarkı sözü yazdım" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Zeynep Talu"1000 tane şarkı sözü yazdım"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:17 Bir günü nasıl geçiyor? 01:11 Pandemi zamanı verimli geçti mi? 03:16 İnsanların yüzlerinde ne görüyor? 10:02 Bir şarkının ilk kıvılcımı nasıl ortaya çıkıyor? 14:15 İlham aldığı şeyler var mı? 15:28 İşinin sevdiği ve sevmediği yönleri neler? 17:46 Yazması çok zor olan bir şarkısı oldu mu? 26:15 Üretimi, çok fazla olaya maruz kalmak etkiliyor mu? 30:18 Müzisyenlerin yaşadığı en büyük sıkıntı nedir? 32:47 Bugünün Türkiye’si bir şarkı sözü olsa nasıl başlardı? 36:34 Kendisini nerelerden takip edebiliriz? 43:30 Kapanış
Ekim 26, 2025
Heisenberg'in bilime katkıları neler? görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraHeisenberg'in bilime katkıları neler?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 06:57 Bohr-Kramers-Slater(BKS) teorisi 07:46 Einstein'ın BKS teorisine eleştirileri 13:33 Schrödinger'in dalga mekaniği 18:11 Solvey Konferansı 22:50 Schrödinger ve Goudsmit 43:15 Kapanış
Ekim 23, 2025
Yapay zekanın hızlı gelişimi görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Ethem Alpaydın & Prof. Dr. Emrah Safa GürkanYapay zekanın hızlı gelişimiSiemens “Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla programımızdaki sponsorluğuna devam ediyor. Teke Tek Bilim programımızın tarih, bilim felsefesi, inovasyon ve keşiflerle dolu yolculuğunda, Siemens mühendisliğinin gücünü ve Siemens teknolojisinin getirdiği olanakları kullanarak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirme çabasını hep birlikte deneyimliyor olacağız. Siemens’in yeni kahve makinesi EQ900 Plus, farklı kahve çekirdeklerini birbirine karıştırmamak için özel olarak hazırlanan çift çekirdek haznesi ve 32 farklı çeşit dünya kahvesiyle Teke Tek Bilim programımıza keyif ve lezzet kattı. #işbirliği 00:00 Giriş 01:04 Yapay zekanın hızlı gelişimi 09:28 Yapay zeka hayatımızdaki sosyal ve ekonomik şartları değiştirebilir mi? 13:35 Yapay zekanın hiç yapamayacağı şeyler olacak mı? 19:17 Yapay zeka çok mu hızlı gelişti? 20:34 Yapay zeka bu kadar hızlı gelişmeye devam eder mi? 23:42 Yapay zekada sezgi var mı? 26:15 Yapay zeka sonsuza kadar kendini evrimleştirebilir mi? 29:17 Türkiye olarak yapay zekada ne durumdayız? 35:40 Üniversitelere ayrılan fonlar üniversiteye uzun vadede zarar verir mi? 45:30 Bilimde ve yapay zeka konusunda Türkiye’den umutlu mu? 57:33 Kapanış
Ekim 19, 2025