İstanbul 17°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Yanaşmak için tornistan

  • Faruk'cum, çok naifsin

  • Fatura nerede Kemal Bey?

  • Tutucu Toyota’dan ilerici adım

  • Haçlı formayı Özil giymedi mi!

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

detail banner reklam

Yanaşmak için tornistan

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Temmuz 11, 2023

Yazı İçeriği

  • Yanaşmak için tornistan

  • Faruk'cum, çok naifsin

  • Fatura nerede Kemal Bey?

  • Tutucu Toyota’dan ilerici adım

  • Haçlı formayı Özil giymedi mi!

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Yanaşmak için tornistan

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsveç’in NATO’ya girmesi için Türkiye’nin AB üyeliğinin sağlanması lazım” deyince, ne yalan söyleyeyim önce sevindim.

Türkiye yeniden AB üyeliğine yöneliyor, AK Parti’nin 2002’de isteyip, sonra rafa kaldırdığı bu önemli hedefe yeniden kilitleniyordu. Çok önemli bir gelişmeydi.

Tabii eğer gerçekse, tabii eğer samimi ise.

Çünkü bundan 10 yıl kadar önce de göçmenlerin geri kabul anlaşması için “Türk vatandaşlarının AB içinde vizesiz dolaşımı” şartı koyulmuştu, o gün bugündür bırakın vizesiz dolaşmayı, Türk vatandaşları vize alamaz hale gelmişti.

Samimi düşüncem, şartın çok doğru ve yerinde olduğu; korkum ise iktidarın, bir kez daha ve yine “kandırılıyor” olması ya da “bizi kandırıyor olması” idi.

Ve dün itibarıyla, sanki AB’ye üye olmuşuz gibi, dün Kur’an yakılmasına izin veren, PKK’ya destekte geri adım atmayan İsveç’in NATO üyeliğine onay verdi.

Peki Türkiye AB konusunda istediği desteği aldı mı!

Boş laf olarak aldı. O kadar.

Peki bu kardeşiniz, yani ben tüm bunları size 1 yıl önce söylemedim mi!

Bundan tam 1 yıl 2 ay önce, Türkiye’nin İsveç vetosu gündeme geldiğinde, “Veto” başlıklı yazımda, “Ancak şunu da açıkça söylemekte fayda var.

NATO’nun büyükleri bu vetoyu çok da aşılamaz bir engel olarak görmüyor, çok da fazla ciddiye almıyorlar.

Genel görüş, Türkiye’nin bir vetoyu bir pazarlık aracı olarak kullanmak istediği ve ‘bedeli mukabilinde’ bu vetosunu geri çekeceği.

Zor durumdaki ekonomiye nefes aldıracak bir yardım paketi ve göçmenler konusunda sağlanacak bir maddi destek programı karşılığında Türkiye’nin vetodan vazgeçeceği inancı NATO içinde yaygın bir inanç.

Haksızlar mı üç vakte kadar görürüz zaten.” diye yazmadım mı!

Üç gün sonra, 17 Mayıs günü, “Sözde bir pazarlık sonucu İsveç’e onay vereceğiz. F16’lar pazarlığın ana unsuru olacak” demedim mi!

Yine geçen yıl 29 Haziran günkü yazımda, Biden’in Erdoğan’a randevu vermesi karşılığında “İsveç’in NATO üyeliğini destekliyoruz” açıklaması yapacağını yazmadım mı!

Şimdi yine “büyük zaferlerden” söz edilecek, müthiş pazarlıklardan dem vurulacak.

Ve biz, Türkiye’nin geleceğini Batı’da görenler de “Herhalde AB’ye üyelik konusunda garanti aldık” diye aptal aptal sevineceğiz.

Oysa tarih sadece tekerrür edecek.

Yine “bedeli mukabilinde” geri adım atmış olacak Türkiye.

Uluslararası siyasette geri adımlar her zaman olabilir.

Ama gerçek bir demokrasi olmadığımız için o bedelin ne olduğunu biz vatandaşlar olarak asla bilemeyeceğiz.

Bildiğimiz ise birilerinin kandırıldığı. Ya iktidarın NATO tarafından ya da biz vatandaşların iktidar tarafından.

Her ikisi de mümkün.

İkincisi daha mümkün.

NOT: İlgili eski yazıları bu linklerden okuyabilirsiniz.

Faruk'cum, çok naifsin

Faruk Bildirici, medya ombudsmanı olarak raconu kesmiş.

“Kılıçdaroğlu’nun lüks tatilini yazmıyorsanız, iktidar medyasının hastalığı size de bulaşmış demektir” diyerek muhalefet medyasını eleştirmiş.

Doğru mu doğru.

Geçen hafta aynı konuda ben de iktidar medyasını eleştirmiş ve “Cumhurbaşkanı’nın lüks tatillerini, yatlarını, yazlık saraylarını yazmayıp söz konusu Kılıçdaroğlu olunca tatilini yazıyorsunuz” demiştim.

Sevgili Faruk, Türk medyası ile ilgili naifliğini hâlâ koruyor.

Oysa ben burada yıllardır “Muhalif medya ile iktidar medyası arasında hiçbir fark yok. Al birini vur öbürüne. Tek fark, her iki taraftakilerin geleceklerini farklı siyasi partilere bağlamış olması yoksa hiçbiri gerçek gazetecilik peşinde değil. Hepsi bağlı olduğu partiye yaranma peşinde” deyip duruyorum. Bunun da bedelini iki taraflı saldırılara maruz kalarak ödüyorum.

Mesela dün başıma gelen.

Birkaç gün önce bir videoda Kur Korumalı Mevduat’ı eleştirip “KKM. İlk iki harfi zaten durumu anlatıyor. KA KA. Yani s.çtık” diyorum.

Takvim gazetesi bu sözlerimi alıp kesiyor ve sanki Kemal Kılıçdaroğlu için söylemişim gibi yayınlıyor. İktidar kaynakları tarafından fonlanan kimi yandaş, kimi muhalif görüntülü satılmış internet siteleri de aynı yalanı yayıyorlar.

Çok açıkça söylenmiş, milyonlar tarafından izlenmiş bir görüntüyü alıp, böyle bir yalana alet edenlerin, bu ahlaksızlıkla daha neler yapabileceğini Faruk Bildirici hâlâ anlamıyor.

Son ne diyorsun Faruk’cuğum.

Bunlar kim, medya kim, etik kim!

O kavramlar yeni Türkiye’de yok.

Hâlâ anlamadın mı!

Fatura nerede Kemal Bey?

Bu arada Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin vurdumduymazlığına da bravo.

CHP’nin mutfakta gariban edebiyatı yaparak seçim kampanyası yürüten lideri, çevresinde kafası çalışan birkaç kişinin “Efendimiz, bu halk garibanı sevmez. Kendisine faydası olmayanın bize ne faydası olacak diye düşünür. Yapmayın bu fukara edebiyatını. Bakın rakibinizin eşi altın musluklu mutfakta yemek tarifi yapıyor” sözlerini ciddiye almış olmalı ki, bu kez de beş ya da altı yıldızlı bir otelde ailece tatil yapmış.

İktidar yanlısı medya bu tatilin geceliğinin 300 küsur bin TL olduğunu ve 5 gün için otele 1,5 milyon TL ödendiğini iddia ediyor.

Buraya kadar olan her şey normal.

Anormal olan, CHP genel başkanının sessizliği.

Ne “Evet lüks bir tatil yaptım ve o parayı ödedim” diyor ne de “Böyle bir para söz konusu değil” diyerek otel faturasını gösterebiliyor. “Biz orada misafir olarak ağırlandık, para falan da vermedik” de diyemiyor.

Hal böyle olunca bize de “Yok aslında bir farkları. Tek fark miktar farkı” diye düşünmek kalıyor.

Tutucu Toyota’dan ilerici adım

Biz sergi basıp, festival yasaklatmaya çalışırken ve efeliği uygun fiyata satarken dünyada başka gelişmeler de oluyor.

Bunların en önemlilerinden biri de Toyota’nın bataryalı elektrikli otomobil teknolojisindeki devrim niteliğindeki buluşu.

Mevcut pil teknolojisinin ötesinde bir teknoloji ile çok daha küçük, çok daha hafif pillerden, çok daha yüksek verimlilik ve çok daha fazla enerji konservasyonu ile 1200 kilometre menzile ulaşan bataryalı araç imal ettiğini duyurdu Japon devi. Ve bu pillerin 10 dakikada şarj edilebildiğini.

Bu mevcut menzillerin en iyisinin 2 katından fazla, şarj süresi ise dörtte bire düşüyor.

Bu önemli adımın Toyota’dan gelmesi ise ilginç.

Japon otomobil devi, otomotiv dünyasının en tutucu firması olarak bilinir.

Firmanın üst düzey yöneticileriyle genellikle otomobil fuarlarında yaptığım sohbetlerde, bataryalı elektrikli otomobillere fazla inanmadıkları, yakın gelecekte hibrid teknolojisine daha çok güvendiklerini görmüştüm. Üstelik hidrojen yakıtlı fuelcell’li araçlarda çok öndelerdi ve bu araçları üretip satıyorlardı.

Böyle dev bir adım ile bu konuda en öncü firmalar Tesla, Mercedes ve KIA’nın önüne geçmeleri çok önemli bir adım.

Bunun Toyota gibi denenmemiş ve kendini kanıtlamamış yenilikleri asla kabullenmeyen tutucu bir firmadan gelmesi ise daha da ilginç.

Haçlı formayı Özil giymedi mi!

Artık her konuda ahkam kesmeyi kendilerinde hak görmeye başlayan birtakım “sözde” din adamlarından biri, Arda Güler’in Real Madrid forması giyemeyeceğini, çünkü bu formada bir “haç” olduğunu buyurmuş.

Baktım, gerçekten var.

Amblemin üzerindeki kraliyet tacının tepesinde küçük bir haç var.

Ancak anlamadığım şu.

Sosyal medyasına her dakika cami, Mekke, Medine fotoğrafları koyan, sürekli olarak ne kadar dindar, ne kadar inançlı olduğunu göstermeye çalışan Alman futbolcu Mesut Özil, üzerinde haç olun bir formayı giyince sorun olmuyor da, Arda giyince mi sorun oluyor!

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Pes etmemize düşmanlarımızın değil, dostlarımızın tavrının neden olduğunu anladığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"1000 tane şarkı sözü yazdım" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Zeynep Talu"1000 tane şarkı sözü yazdım"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:17 Bir günü nasıl geçiyor? 01:11 Pandemi zamanı verimli geçti mi? 03:16 İnsanların yüzlerinde ne görüyor? 10:02 Bir şarkının ilk kıvılcımı nasıl ortaya çıkıyor? 14:15 İlham aldığı şeyler var mı? 15:28 İşinin sevdiği ve sevmediği yönleri neler? 17:46 Yazması çok zor olan bir şarkısı oldu mu? 26:15 Üretimi, çok fazla olaya maruz kalmak etkiliyor mu? 30:18 Müzisyenlerin yaşadığı en büyük sıkıntı nedir? 32:47 Bugünün Türkiye’si bir şarkı sözü olsa nasıl başlardı? 36:34 Kendisini nerelerden takip edebiliriz? 43:30 Kapanış
Ekim 26, 2025
Heisenberg'in bilime katkıları neler? görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraHeisenberg'in bilime katkıları neler?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 06:57 Bohr-Kramers-Slater(BKS) teorisi 07:46 Einstein'ın BKS teorisine eleştirileri 13:33 Schrödinger'in dalga mekaniği 18:11 Solvey Konferansı 22:50 Schrödinger ve Goudsmit 43:15 Kapanış
Ekim 23, 2025
Yapay zekanın hızlı gelişimi görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Ethem Alpaydın & Prof. Dr. Emrah Safa GürkanYapay zekanın hızlı gelişimiSiemens “Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla programımızdaki sponsorluğuna devam ediyor. Teke Tek Bilim programımızın tarih, bilim felsefesi, inovasyon ve keşiflerle dolu yolculuğunda, Siemens mühendisliğinin gücünü ve Siemens teknolojisinin getirdiği olanakları kullanarak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirme çabasını hep birlikte deneyimliyor olacağız. Siemens’in yeni kahve makinesi EQ900 Plus, farklı kahve çekirdeklerini birbirine karıştırmamak için özel olarak hazırlanan çift çekirdek haznesi ve 32 farklı çeşit dünya kahvesiyle Teke Tek Bilim programımıza keyif ve lezzet kattı. #işbirliği 00:00 Giriş 01:04 Yapay zekanın hızlı gelişimi 09:28 Yapay zeka hayatımızdaki sosyal ve ekonomik şartları değiştirebilir mi? 13:35 Yapay zekanın hiç yapamayacağı şeyler olacak mı? 19:17 Yapay zeka çok mu hızlı gelişti? 20:34 Yapay zeka bu kadar hızlı gelişmeye devam eder mi? 23:42 Yapay zekada sezgi var mı? 26:15 Yapay zeka sonsuza kadar kendini evrimleştirebilir mi? 29:17 Türkiye olarak yapay zekada ne durumdayız? 35:40 Üniversitelere ayrılan fonlar üniversiteye uzun vadede zarar verir mi? 45:30 Bilimde ve yapay zeka konusunda Türkiye’den umutlu mu? 57:33 Kapanış
Ekim 19, 2025