İstanbul 17°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Tezkere var mı tezkere

  • İktidarın göçmen yalanları

  • Diktatörün özentisi

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

detail banner reklam

Tezkere var mı tezkere

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Eylül 10, 2023

Yazı İçeriği

  • Tezkere var mı tezkere

  • İktidarın göçmen yalanları

  • Diktatörün özentisi

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

İktidarın göçmen yalanları

Yanı başımızdaki Suriyelilerin kadın, erkek, çoluk çocuk, maaile savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınmalarını anlayabildiğimi söyledim hep. Anlamadığım ise Türkiye’de yerleşik hale gelmelerinden duyulan memnuniyet ve Türk vatandaşlarından daha fazla hakka sahip hale gelmeleri.

Ama asıl anlamadığım, Afganistan’dan gelenler. Arada koskoca bir İran var. Hiç yorulmadan bir polis devleti olan İran’ı aşıp, Türk sınırına dayanıyor, hiçbir sıkıntı çekmeden Türkiye’den içeri giriyorlar.

Sonra da Türkiye’nin neresine isterlerse oraya yerleşiyorlar.  

Afganlarda ilginç olan, aralarında tek bir kadın, tek bir çocuk, tek bir yaşlı olmaması.

Hepsi 18 ila 35 yaş arasında. Hepsi zıpkın gibi. Hepsi asker görünümlü. ABD’nin de itiraf ettiği gibi bunlar kendi ülkelerinde ABD ve CIA ile işbirliği yaptıkları için, Afganistan’da hayatları tehlikede olan kişiler.

Yani CIA’in Afgan Ordusu. Ve biz bu orduyu sınırlarımızdan içeri güle oynaya alıyoruz. “Oğlum manyak mısınız, bunların ne olduğu belli. Bir ülke kendi içine CIA ordusu sokar mı, aralarında kadın yok. Bundan da mı korkmuyorsunuz?” dediğimizde ise “faşist” oluyoruz.

Neyse, asıl anlatacağım bu değil.

Önceki gün İstanbul’da, Pendik sahilinde askere benzeyen bir grup sivilin askerî talim yaptığı görüldü.

Sahilde halkın kullanımına açık bir parkta, bayağı bayağı sabah talimi yapıyorlardı. Vatandaş tedirgin oldukları bu görüntüleri kaydedip sosyal medyada paylaşınca herkes bunların “yasa dışı Afgan göçmenler” olduğunu düşündü.

Sonrasında “Göçmen sever” iktidarımızın “Dezenformasyonla Mücadele Merkezi”nden bir açıklama geldi. (Ben bu merkeze ‘Dezenformasyon yapılacaksa biz yaparız size ne oluyor merkezi’ diyorum)

Merkez, bunların Afgan mülteciler, yani CIA askerleri değil, görev nedeniyle Pendik Tersanesi’nde bulunun Pakistan Deniz Kuvvetleri’ne bağlı birlikler olduğunu duyurdu.

En azından “Pakistan askerleri ise Pakistan askerleri. Milletin gezip dolaştığı parklar askeri talim yeri mi” falan demesi gereken millet de “Haa, tamam o zaman. Mesele yok” dedi.

Ben ise pek de “Tamam o zaman” demiyorum.

Anayasa’mızın, eğer hâlâ geçerli ise, 92. Maddesine göre, Türkiye’de yabancı bir ülke ordusuna mensup asker bulunacaksa, bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayı olması gerekiyor. Yani bir TBMM tezkeresi şart.

TBMM onayı olmadan, en dost ve en kardeş ülkenin askerleri bile Türkiye’de bulunamıyor.

Ben Pakistan askerlerinin Türkiye’de bulunmasına ilişkin bir tezkerenin TBMM’den geçtiğini hatırlamıyorum.

Geçti ise ne zaman geçtiğini, geçmedi ise daha hangi ülkelerin askerlerinin Türkiye’de Anayasa’ya aykırı olarak bulunduğunu merak ediyorum.

Tüm bunları merak etmesi gereken muhalefeti ise ne muhalefetten ne de partiden sayıyorum.

Neresinden tutsak, rezilliği neresinden ele alsak.

Geçen yıl 19 bin göçmenin kapılarına dayandığı Yunanistan’da Göç ve Mülteciler Bakanlığı var, 13 milyon göçmene ev sahipliği yapan ve Yunanistan’ın bir yılda karşılaştığı göçmen kadar göçmeni neredeyse her gün sınırından içeri alan Türkiye’de böyle bir bakanlık yok.

Bu rezilliğin bir tarafı.

Yunanistan Göç Bakanı Kairidis, Avrupa Birliği’ne Türkiye’yi şikayet ediyor ve “Türk Hava Yolları'nın sağladığı ucuz uçak biletleriyle, üçüncü ülkelerden vize sorunu olmadan Türkiye'ye gitmek çok kolay. Türk mevkidaşlarımızı bunun çok 'yıkıcı' ve 'verimsiz' olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyoruz." diyor. Yani Yunan Bakan Türkiye’nin sadece kara sınırlarının değil, hava hudut kapılarının da yol geçen hanı olduğunu bize hatırlatıyor.

Ve daha da beteri “Türkiye mülteci anlaşmasını uygulamıyor” diyor.

Bu anlaşmanın 2016 yılında imzalandığını ve anlaşmaya göre Türkiye’den Yunan adalarına geçen tüm yeni düzensiz göçmenlerin Türkiye’ye iade edilmesi gerektiğini ama Türkiye’nin COVID önlemleri bahanesi ile buna uymadığını söylüyor.

Eee, o zaman Ahmet Davutoğlu’na sormak gerekir, hani AB ile aramızda göçmenler ile ilgili bir geri kabul anlaşması yoktu?

Hani, olmayan anlaşmaya göre, biz geri kabul ettiğimiz düzensiz göçmen kadar düzenli göçmen yollama hakkına sahip olacaktık?

Hani AB, olmayan anlaşmanın kendi üzerine düşen kısmını yerine getirmediği için bizim de kendi üzerimize düşen kısmına uyma yükümlülüğümüz yoktu?

Bu da rezilliğin ikinci yüzüdür.

Benim gördüğüm şudur.

Bu iktidar eskiden de, bugün de hepimize yalan söyleyip durmaktadır.

AB’den sürekli para koparıp, onların adına göçmenleri burada tutmaktadır.

Daha birkaç gün önce göçmenleri Türkiye’de tutmak için 781 milyon avroluk yeni bir sözleşmeye imza atan bizim iktidarımızdır.

Her yıl AB’den ve BM’den aldıkları birkaç milyar dolar için, Türkiye’nin geleceğini tehlikeye atan mevcut iktidardır.

Üç kuruş para için yaptığı bu işi kendi kitlesine “İnsani nedenlerle yapıyoruz. Ensar muhacir” diye yutturan da yine aynı iktidardır.

Aklınızda bulunsun hanımlar.

Türkiye’de ‘Kızlarımız başörtüsü ile üniversiteye alınmıyor” diye diye iktidar olanların bir bölümü şimdi “Şeriat için ne bekliyoruz” demeye başladılar.

Şeriat için artık beklemeyen Afganistan’da ise Taliban yönetimi kadınların üniversite okumasını yasakladı.

Gerçek şeriat budur.

Kadınlarımızın aklında bulunsun.

Eğer getirirlerse, üniversiteye artık takabildiğiniz başörtüsü ile bile gidemezsiniz.

Şimdilerde kullanmayı pek sevdiğiniz koca koca SUV’lerin direksiyonuna zaten geçemezsiniz.

Diktatörün özentisi

Atatürk’ün kurduğu parti 100. yılına aynen Türkiye Cumhuriyeti gibi hüzünlü bir biçimde girdi.

Genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Tek adam rejimine karşı, diktatörlüğe karşı” diye başladığı konuşmasının gerisini dinlemeye gerek yok, emin olun.

Kendisi tek adam olan, kendisi parti içinde diktatörlük kuran, parti içinde kendi oligarşisini yaratan, kendi partisi içinde oluşan rant odaklarını temizlemeyen, liyakati parti yönetiminde bile sağlamayan, hesap vermekten kaçan, başkalarına yönelttiği suçların aynısını kendi işleyen birinin başkalarını suçlamaya hakkı yoktur.

Suçladığı kişinin, en azından kendi kitlesi ondan memnundur, en azından kendi kitlesi ondan razıdır.

Asıl diktatör, tabanda hiçbir desteği kalmadığı halde, elindeki güç ile koltuğunu koruyarak tabanın arzu ettiği yönetimi kurmaya çabalayan muhalifleri sindirendir, yok edendir.

Bu tarife, en az suçladığı kişi kadar, hatta ondan daha fazla uyan kişi kendisidir.

Diktatörlüğün ilk şartı muhteris olmaktır. Kifayetsiz olanı ise ancak komik olur.

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Kişi başı geliri bulmak için, gayrı safi milli hasılayı gerçek nüfusa böldüğümüz zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
"1000 tane şarkı sözü yazdım" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Zeynep Talu"1000 tane şarkı sözü yazdım"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 00:17 Bir günü nasıl geçiyor? 01:11 Pandemi zamanı verimli geçti mi? 03:16 İnsanların yüzlerinde ne görüyor? 10:02 Bir şarkının ilk kıvılcımı nasıl ortaya çıkıyor? 14:15 İlham aldığı şeyler var mı? 15:28 İşinin sevdiği ve sevmediği yönleri neler? 17:46 Yazması çok zor olan bir şarkısı oldu mu? 26:15 Üretimi, çok fazla olaya maruz kalmak etkiliyor mu? 30:18 Müzisyenlerin yaşadığı en büyük sıkıntı nedir? 32:47 Bugünün Türkiye’si bir şarkı sözü olsa nasıl başlardı? 36:34 Kendisini nerelerden takip edebiliriz? 43:30 Kapanış
Ekim 26, 2025
Heisenberg'in bilime katkıları neler? görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraHeisenberg'in bilime katkıları neler?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 06:57 Bohr-Kramers-Slater(BKS) teorisi 07:46 Einstein'ın BKS teorisine eleştirileri 13:33 Schrödinger'in dalga mekaniği 18:11 Solvey Konferansı 22:50 Schrödinger ve Goudsmit 43:15 Kapanış
Ekim 23, 2025
Yapay zekanın hızlı gelişimi görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Ethem Alpaydın & Prof. Dr. Emrah Safa GürkanYapay zekanın hızlı gelişimiSiemens “Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla programımızdaki sponsorluğuna devam ediyor. Teke Tek Bilim programımızın tarih, bilim felsefesi, inovasyon ve keşiflerle dolu yolculuğunda, Siemens mühendisliğinin gücünü ve Siemens teknolojisinin getirdiği olanakları kullanarak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirme çabasını hep birlikte deneyimliyor olacağız. Siemens’in yeni kahve makinesi EQ900 Plus, farklı kahve çekirdeklerini birbirine karıştırmamak için özel olarak hazırlanan çift çekirdek haznesi ve 32 farklı çeşit dünya kahvesiyle Teke Tek Bilim programımıza keyif ve lezzet kattı. #işbirliği 00:00 Giriş 01:04 Yapay zekanın hızlı gelişimi 09:28 Yapay zeka hayatımızdaki sosyal ve ekonomik şartları değiştirebilir mi? 13:35 Yapay zekanın hiç yapamayacağı şeyler olacak mı? 19:17 Yapay zeka çok mu hızlı gelişti? 20:34 Yapay zeka bu kadar hızlı gelişmeye devam eder mi? 23:42 Yapay zekada sezgi var mı? 26:15 Yapay zeka sonsuza kadar kendini evrimleştirebilir mi? 29:17 Türkiye olarak yapay zekada ne durumdayız? 35:40 Üniversitelere ayrılan fonlar üniversiteye uzun vadede zarar verir mi? 45:30 Bilimde ve yapay zeka konusunda Türkiye’den umutlu mu? 57:33 Kapanış
Ekim 19, 2025