
Fatih Altaylı
Yazı İçeriği
Beceriksiz olan Federasyon, THY değil!
THY’den avanta bilet alanları açıklayın!
İkinci “Ben iyiydim çevrem kötü” vakası
Okan özür dilemeli
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Beceriksiz olan Federasyon, THY değil!
Fatih Altaylı
Mayıs 28, 2024
Yazı İçeriği
Beceriksiz olan Federasyon, THY değil!
THY’den avanta bilet alanları açıklayın!
İkinci “Ben iyiydim çevrem kötü” vakası
Okan özür dilemeli
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
THY’den avanta bilet alanları açıklayın!
Yönettiği şirket dünya kupalarının ve olimpiyat oyunlarının değişmez sponsoru olduğu için yıllar boyu bu organizasyonlara davetli götüren Coca-Cola’nın eski yöneticisi, sevgili dostum Gürtay Kıpçak, Voleybol Federasyonu ve THY arasındaki itişme ile ilgili bir not yolladı.
Aynen şöyle:
“Sevgili kardeşim, bugünkü yazını akşam okuyabildim. Voleybolcuların yolculuğu ile ilgili yazına yıllarca bu işi yapmış biri olarak bir katkıda bulunmak isterim. Kısaca diyeceğim şudur:
THY’nin bu işte hiçbir kabahati yoktur.
Beceriksizlik doğrudan doğruya federasyondadır.
Şöyle ki, bu tip turnuva programları en az 1 yıl önceden bellidir.
Bu programlar belli olur olmaz oturur seyahat programını ve uçak, otel ne gerekiyorsa tümünün rezervasyonlarını yaparsın.
Sınırlı sayıda olan business class koltuklarını da parasını vererek kapatırsın.
Federasyonun mevzuatın arkasına saklanmaya çalışması da tam palavra.
Eğer mevzuatta böyle bir engel varsa, sponsorlardan biri ile yapılan sözleşmeye bir madde koyar ve uçak biletlerini onlara aldırırsın olur biter. Ha THY sponsor olarak biletleri üst sınıfa almış, ha başka bir sponsor mevzuat açısından fark etmez. Kimseyi kandırmasınlar.
Mesele iş bilmektir.
Mesele sporcuya değer vermektir.
Biz sponsor olduğumuz sporcular için de, diğer misafirlerimiz için de koltukları 6 ay öncesinden kapattığımız için hiçbir avantacı, bedavacı da beleş upgrade yaptıramazdı.
Özetle mesele basittir ama federasyon bu basit işi bile beceremediği için suçu THY’ye atmaya çalışmaktadır.”
Voleybolcu kızlarımızın uçuşu ile ilgili THY’nin kabahatli olmadığını söyledikten sonra konuya başka bir açıdan devam edelim.
THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat bir açıklama yaptı.
Voleybol Federasyonu’na bu yıl bir önceki yılın üç katı bütçe verdiklerini, bütçenin nasıl kullanılacağı ile ilgili yetkinin federasyonda olduğunu, pek çok federasyona sponsorluk yaptıklarını, bunların seyahat planlarına karışmadıklarını anlattı.
Açık söylemek gerekirse ben de THY’nin Türk sporuna destek konusunda hiç de fena işler yapmadığını düşünüyorum.
Ancak Bolat’ın açıklamasının son bölümü benim için tam bir komedi.
THY Yönetim Kurulu Başkanı şöyle diyor:
“THY borsada işlem gören bir şirket ve belli oranda kâr etmek zorunda. Biletli yolcularımızı indirip, yerine başka yolcuları ücretsiz upgrade etmek gibi bir politikamız olmadı ve olamaz.”
Bu durumda THY yönetimine şunu sorma hakkım var.
Son 10 yıl içinde THY personeli dışında kaç kişiye bedava pass bilet verdiniz!
Son 10 yıl içinde mil programında hak edenler dışında kaç kişiyi, kaç gazeteciyi, kaç siyasetçiyi upgrade ederek ucuza business class uçurdunuz?
Kimler THY yönetimi ve özellikle de Basın ve Halkla İlişkiler biriminizi arayarak haksız olarak upgrade talebinde bulundu?
THY’den talebim bu isimleri açıklamasıdır, özellikle de gazetecileri…
Lütfen açıklar mısınız!
Kimler bu beleşçiler!
İkinci “Ben iyiydim çevrem kötü” vakası
CHP’nin eski genel başkanına kızmayayım diyorum, saygısızlık etmeyeyim diyorum, beceriksizdi ama kötü insan değildi diyeyim diyorum, ülkeyi uçuruma getirenlere destek olan tek CHP genel başkanı o değildi diyorum, artık gitti, unut yaptıklarını diyorum.
Ama olmuyor.
Çıkıyor ve “saçmalıyor”.
Kemal Kılıçdaroglu dün de KRT televizyonuna çıktı.
Konuştu.
Konu döndü dolaştı, haliyle aday olmasına geldi.
Kemal Bey şöyle buyurdu:
“Düne kadar aday ol diyenler, sonra neden aday oldun dediler. Ben adaylığımı dayatmadım, ısrarlar üzerine aday oldum.”
Gidin işinize Allah aşkına Kemal Bey.
Çevrenize topladığınız kişilerin beş para etmez olduğunu size yazdık mı o zaman!
Yazdık.
Bunların AKP’den aldıkları görev gereği size aday olmanız için baskı yapacaklarını ve yaptıklarını yazdık mı?
Yazdık.
Çevrenizde Saray’ın ajanlarının toplandığını yazdık mı?
Yazdık.
Ve en nihayetinde, hem de defalarca “Sizi kaybedeceğinizi bildikleri için aday yapmak istiyorlar. İnanmayın onlara. Aday olursanız kaybedersiniz” diye defalarca yazıp söyledik mi?
Hem yazdık, hem söyledik.
Peki bunun üzerine siz ne yaptınız Kemal Bey!
Bunları yazdığım için, gerçeği yüzünüze, gözünüzün içine baka baka söylemekten kaçınmadığım için bana türlü hakaret ettiniz.
Türlü baskılara maruz kalarak beni çalıştırmaya devam eden medya grubuna hakaret ettiniz.
Ben buna rağmen ve size rağmen, Türkiye’de bir değişim olması gerektiğine inandığım için, kaybedeceğinizi bile bile sizi desteklemeye devam ettim.
Birçok meslektaşım, birçok vatandaşım gibi.
Siz beklediğimiz üzere kaybettiniz.
Ve sonrasında onurunuzla, edebinizle çekip gitmek yerine o çirkin çevrenizle birlikte kalmaya çalıştınız.
Sonunda YOLLANDINIZ Kemal Bey.
Ve şimdi çıkmış diyorsunuz ki, “Ben aslında çok iyiyim. Çevrem kötü”
Gidin işinize Kemal Bey.
Yıllardır böyle birine katlanıyoruz zaten.
Bir tanesine daha ihtiyacımız yok. Bizim ihtiyacımız olan o kötüleri çevresinde barındırmayan biri.
Ne yazık siyasette öylesi ortalıkta görünmüyor.
Onda da siz haklı olabilirsiniz!
Okan özür dilemeli
Taraftarın yaptığı küfürlü tezahürata eşlik etmek Okan Buruk’a hiç ama hiç yakışmadı.
Evet gergin bir sezondu.
Evet bazı rakip yöneticiler çok ağır hakaretler ettiler.
Doğru, içinde çok şey birikmişti ama yine de olmadı.
Okan Buruk, Galatasaray Teknik Direktörü olarak o balkonda, küfürlü tezahürata eşlik etmemeliydi.
Ne ona ne Galatasaray’a yakıştı.
Kendisini eleştiren herkes haklıdır.
Okan ise haksız ve çıkıp özür dilemelidir.
Okan’ı savunan bazı Galatasaraylılar “Ali Koç da tribünden Galatasaray’a sövdü” diyorlar.
Doğru.
Sövdü.
Hata bugün Okan’ı eleştirenlerin hiçbiri o gün çıkıp Ali Koç’u eleştirememişti çünkü Ali Koç’un medya üzerinde reklam ve satın alma gücü vardı, Okan’ın yok.
Ama tüm bunlar Okan’ı haklı çıkarmaz.
Ali Koç’un Galatasaray’a küfür etmesi Ali Koç’un sorunudur.
Okan’ın Fenerbahçe’ye değilse bile küfürlü tezahürat yapması Okan’ın sorunudur.
Galatasaray’ın teknik direktörü Ali Koç değil Okan’dır.
Bizi Okan’ın yaptıkları ilgilendirir.
Ali Koç’un değil.
Bu yüzdendir ki, biz özrü Okan Buruk’tan bekleriz.
Ali Koç’tan değil.
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Camiaları oyuncak zannetmediğimiz zaman.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar
Zeki Demirkubuz yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"
Eylül 15, 2025
Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı
"Gülmek bir savunma mekanizması"
Eylül 14, 2025