İstanbul 23°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Müteahhit mi suçlu, siyaset mi!

  • 6 gezegen

  • İdeolojik olan sizsiniz!

  • Hak edilmemiş her kuruş haramdır

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

detail banner reklam

Müteahhit mi suçlu, siyaset mi!

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Haziran 3, 2024

Yazı İçeriği

  • Müteahhit mi suçlu, siyaset mi!

  • 6 gezegen

  • İdeolojik olan sizsiniz!

  • Hak edilmemiş her kuruş haramdır

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

6 gezegen

İstanbul Küçükçekmece’de bir bina hiçbir dış etkene maruz kalmadan, sadece ve sadece kötü yapıldığı için durduğu yerde çöktü.

Şimdilik bir kişi öldü, çoğu ağır 8 kişi de yaralandı.

İlgili Bakan Mehmet Özhaseki de bir açıklama yaptı.

Binanın çökmesine neden olan şey üzerinde 1,5 kaçak kat yapılması ve bu katlarda kullanılan kumun deniz kumu olmasıymış.

Kaçak çıkılan kat yapının statiğini bozmuş.

Bozmaması mümkün mü!

Tüm statik hesapları belirli bir kat sayısına göre yapılan, temeli ona göre atılan bir binanın üzerine 1,5 kat daha koyarsanız hesap kitap kalmaz.

Hesapsız, kitapsız yapılan her iş gibi çöker.

Ancak Bakan Özhaseki’nin söylemediği bir şey var.

Bu binanın üzerine yapılan 1.5 kaçak kat İmar Afları ile yasal hale getirilmiş miydi, getirilmemiş miydi!

Tüm mesele burada saklı.

Türkiye’de başta AKP olmak üzere, hemen hemen tüm iktidarlar ikide bir diyebileceğimiz bir sıklıkla “imar afları” çıkarıyorlar.

Kaçak, hesapsız kitapsız yapılmış, kaçak biçimde binalara eklenmiş yasa dışı tüm yapılar sadece yapıldığı tarih kriter alınarak “yasal” hale getiriliyor.

Yıllardır hep söylüyoruz.

Bir şeyi “yasal” hale getirmek yani insan yapımı kanunlara uygunmuş gibi göstermek, bunların “doğa kanunlarına” uyumlu hale gelmesini sağlamıyor.

Ve sonuçta binalar sizin çıkardığınız dandik yasalara göre değil, doğa yasalarına göre hareket ediyorlar.

Bu yüzden kaçak kat falan diyerek müteahhidi, bina sahibini falan suçlamayın.

Eğer imar affından yararlandı ise suçlu müteahhit değil, sizsiniz.

Ve bunu sittin senedir öğrenemediniz.

O affı çıkaracağınıza, o katın çıkılmasını engelleseydiniz, af ile yasalaştıracağınıza yıkarak yasaya uygun hale getirseydiniz bu bina çökmeyecekti.

Ve üç gündür bir binanın enkazı ile uğraşıyorsunuz.

Unutmayın bir İstanbul depreminde, sizin imar afları ile legalleştirdiğiniz binlercesi aynı anda çökecek.

O zaman ne halt edeceksiniz!

Bu arada “deprem” demişken bugün 3 Haziran.

3 Haziran 2024’ün önemi ne biliyor musunuz?

Bugün 6 gezegen aynı hizada toplandı.

Merkür, Mars, Satürn, Jüpiter, Uranüs ve Neptün bu sabah gökyüzünde aynı hizada sıralandılar.

Hiçbir bilimselliği yok belki ama ne yalan söyleyeyim korktum.

Çünkü Marmara Depremi’nden önce de Güneş Sistemi’ndeki 9 gezegen aynı hizada sıralanmışlardı.

O zaman Celal Şengör’e bu hizalanmanın depremin gerçekleşmesinde bir etkisi olup olmadığını sormuştum.

O da gülmüş ve alakası olmadığını söylemişti.

Ama ben yine de “Ya vardıysa” diyorum.

İdeolojik olan sizsiniz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yenilenen müfredatla ilgili eleştirilere verdiği yanıtta “Bu eleştiriler ideolojik sebeplerden” dedi.

Doğru.

İdeolojik sebeplerden ama bizim ideolojimizden kaynaklanan değil, iktidarın ideolojisinden kaynaklanan sebeplerden.

Biz eğitimin bilimsel temellere dayandırılmasını, müfredatın çocukları ve gençleri geleceğe, dünyadaki rekabete hazırlamasını istiyoruz.

Siz ise çocukların kafanızdaki ideolojiye uygun bir robot olarak eğitilmesini istiyorsunuz.

Milli eğitime ideolojiyi sokan sizsiniz.

Bir ise “Eğitimde ideoloji olmamalı, bilim ve bilgi olmalı” diyoruz.

Dediğiniz gibi sizin ideolojik yaklaşımınızla, bizim bilimsel yaklaşımımız arasındaki bir çatışma var.

Bu yüzden de devri iktidarınızda Türkiye’nin “katma değerli” ihracatı zerre artmadı.

Siz gelmeden önce “yüksek teknoloji” ihracatımızın toplam ihracata oranı yüzde 3 idi.

Sizin “ideolojik” eğitiminiz sayesinde bugün bu oran yüzde 2.

Evet tartışma ideolojik.

Sizin dayatmaya çalıştığınız ideoloji ile bilimsel düşünce arasında.

Siz kazandıkça gençlerimiz geleceği yurt dışında aramaya devam edecekler.

Denklem bu kadar basit.

Hak edilmemiş her kuruş haramdır

TRT yönetim kurulu üyelerinin 2,5 milyon TL “huzur hakkı” alması herkesin kanına dokundu.

2,5 milyon para mı diyenleriniz olabilir.

Doğru, bugünün Türkiyesi’nde 2,5 milyon TL büyük para olmayabilir ama AKP her köşede kendi adamlarına 2,5 milyon TL dağıtınca yekûn bayağı bir tutuyor.

Tüm kamu kurumlarında ve kamunun kontrol ettiği tüm kurumlarda AKP’lilere dağıtılan paralar artık milletin gözüne iyiden iyiye batar hale geldi.

Hele hele bu paraları alanların becerileri aldıkları bu paraları hak etmelerini sağlamıyorsa.

Mesela THY’de de maaşlar yüksek.

Ancak THY hiç de kötü yönetilmiyor ve profesyonellerin maaşlarına bir şey demek haksızlık olur. Rekabetçi bir sektörde, başarılı işler yapıyor üstüne üstlük bir de Yeni Havalimanı’nın aşırı masraflı yükünü üstlerinde taşıyorlar.

Ama Turkcell ya da TRT için aynı şeyi söylemek mümkün mü!

Bir zamanlar Türkiye’nin teknolojide öncü şirketi, AKP kontrolüne geçtiğinden beri yerlerde sürünüyor.

Teknoloji üssü iken şimdi arpalık oldu.

Keza bugünkü yazımıza konu olan TRT!

Bakın yönetim kurulunda Zahit Sobacı dışında kimler var.

Mücahid Eker, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı çalışanı.

Oğuz Göksu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü personeli. Ha bir de Siyasal Liderlik ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Liderlik Kodları adlı kitabın yazarı.

Hilal Kaplan, Sabah gazetesi yazarı, PKK’yı öven yazıları ile tanınan bir isim.

Atakan Yılmaz, AKP Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Başkan yardımcısı.

Meryem İlayda Atlas Çetin, Sabah gazetesi yayın koordinatörü ve SETA araştırmacısı.

Allah aşkına söyleyin bana.

Yarın bir televizyon kanalı kuracak olsanız ve bunu kamu kaynakları, milletin vergileri ile değil kendi kaynaklarınız ile kuracak ve ekonomik kurallara göre yaşatacak olsanız bu kişilerden tek birini bile yönetici yapar mısınız!

Tabii ki yapmazsınız.

Zaten o yüzden bunlara verilen 2,5 milyon çok büyük para olmayabilir.

Ama hak edilmemiş tek kör kuruş bile haramdır.

Hele hele çay üreticisine, buğday üreticisine, verilmeyip bunlara veriliyorsa…

İçimden gelerek söylüyorum.

Haram olsun!

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Utanma duygumuzu kaybetmediğimiz zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Silivri Günlüğü - 61
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 61

Fatih Altaylı

Eylül 16, 2025

Silivri Günlüğü - 60
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 60

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

Silivri Günlüğü - 59
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 59

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye" görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Mehmet Demirkol yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 17, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hukuk Devleti" görseli
3 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Barış Terkoğlu yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hukuk Devleti"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 16, 2025
4 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube

Zeki Demirkubuz yorumluyor

Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"

Eylül 15, 2025

5 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube

Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı

"Gülmek bir savunma mekanizması"

Eylül 14, 2025