
Fatih Altaylı
Yazı İçeriği
Karun gibi bir özel kalem müdürü
Özer Uçuran Çiller’in Türk ekonomisine hizmetleri
Görülmemiş girişin, görülmüş çıkışı nasıl olacak!
Turizmde kötü haber
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Karun gibi bir özel kalem müdürü
Fatih Altaylı
Haziran 4, 2024
Yazı İçeriği
Karun gibi bir özel kalem müdürü
Özer Uçuran Çiller’in Türk ekonomisine hizmetleri
Görülmemiş girişin, görülmüş çıkışı nasıl olacak!
Turizmde kötü haber
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Özer Uçuran Çiller’in Türk ekonomisine hizmetleri
Yapılması kararı alındığında “Gerek var mıydı?” denilen Sabiha Gökçen Havalimanı, Türkiye’nin NATO’yla yaptığı bir anlaşma nedeniyle mecburen hayata geçmiş bir proje olsa da, ilerleyen yıllarda ciddi bir talep patlaması yaşadı.
Özellikle Yeşilköy’deki Atatürk Havalimanı’nın kapatılması sonrası, bu havalimanını kullananların ayısında ciddi bir artış eğilimi oldu.
Ancak iktidar yeni havalimanını “korumak” için Sabiha Gökçen’in önüne sürekli engeller çıkardı, büyümesine izin vermedi, büyütecek olana da iyi gözle bakmadı.
Şimdi de bu havaalanının el değiştirmesine, büyütecek yeni ortaklar almasına yeşil ışık yakılmıyor, daha önce TAV’ın almasına izin verilmeyen Sabiha Gökçen’e Türk yatırımcı IC’nin sahip olmasına da izin verilmiyor, Malezyalıların küçük bir operasyonla devam etmesi isteniyor.
Bu arada Sabiha Gökçen’de kamu otoritesini temsil eden ve havalimanının terminal dışındaki alanlarından sorumlu HEAŞ’ta da değişiklikler oldu, daha önce burada haklarındaki çeşitli yolsuzluk ve mal edinme iddialarını gündeme getirdiğim Murat Gül ve Ayfer Kara da yönetim kurulundan tabir yerinde ise “atıldılar”.
Bu ikilinin DHMİ’nin en büyük müteahhitlerinden olan YDA’dan iki adet daire almasına değinmiştim ve hemen ardından YDA’ya Dalaman Havalimanı’nda yüz milyonlarca dolarlık bir avantaj sağlayacak bir düzenleme yapılmıştı.
Ancak bu ikilinin bir dokunulmazlığı vardı.
Görevlerini sürdürdüler.
Daha sonra Murat Gül’ün atandığı genel müdür yardımcılığında kendine milyonlarca lira para harcayarak yeni bir oda yaptırdığı ve içine bir de gizli kasa koyduğu ortaya çıktı.
Bununla ilgili soru önergesi Bakanlık tarafından yalanlandı ama Gül de bakanlığı yalanlamak istercesine yeni odasının fotoğrafını sosyal medyadan paylaşınca Bakanlık zor durumda kaldı.
Bu arada aynı kişinin Barcelona yolculuğundaki lüks, şatafat ve alışverişler gündeme geldi.
Ve tam bir görevden alma olmasa da, bir yönetim kurulu üyeliğinden alınmasını ben bunlara bağlarken, DHMİ kaynaklarından yeni bilgiler geldi.
Murat Gül’den duyulan rahatsızlığın temelinde daha vahim iddialar yatıyormuş.
Gül, eski Bakan Karaismailoğlu’nun özel kalemliğini yaptığı dönemde inanılmaz bir mal varlığına kavuşmuş.
Bakanlıkta anlatılanlara göre son 3 yıl içinde Murat Gül'ün eşi Dilek Gül adına Çankaya ilçesi Çayyolu’nda lüks bir daireyi inşaat aşamasında satın alınmış.
Yine Dilek Gül adına Ankara Keçiören ilçesi Subay Evleri’nde 3 adet daire, M.E. adlı kişiden satın alınmış.
Dilek Gül adına Konya ili Selçuklu ilçesinde 2 adet daire Ö.İ.Y. adındaki kişiden satın alınmış.
Çiftin banka kayıtları ile bu alışverişler arasında bir uyum da olmadığı ortaya çıkmış.
Eşi adına alınanların yanı sıra kayınpederi R.A. adına da son 4 yıl içinde Mersin’de çok miktarda arsa ve tarla, Ermenek’te 1 adet daire, İstanbul’da 1 adet daire, Karaman merkezde imarlı arsalar satın alınmış.
Bu satın almaların hemen öncesinde banka hesaplarına elden mevduat girişleri olduğu da tespit edilmiş.
Bu bilgilerin Bakan Uraloğlu’na ulaştığı ve Bakan’ın tüm bunlardan çok rahatsız olduğu söyleniyor.
Umarım gerçekten “rahatsız oluyordur”.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tansu Çiller’in eşi Özer Uçuran Çiller’in cenazesinde “merhumun” ekonomi alanında Türkiye’ye yaptığı hizmetlerden bahsedince, cenazeye katılanlar gülmemek için kendilerini zor tutmuş olmalılar.
Çünkü Özer Uçuran Çiller’in Türk ekonomisine yaptığı bilinen tek hizmet, genel müdürlüğünü yaptığı İstanbul Bankası’nı batırmak olmuştu.
Has’ların sahip olduğu banka 1983 yılında devlete 50 milyar TL borç bırakarak battı ve Ziraat Bankası’na devredilerek tasfiye edildi.
Bilenen ilk “hortumlama” vakasıydı.
Banka kaynakları patronun şirketlerine aktarılmış ve geri ödenmemişti.
Özer Uçuran Çiller’in banka kaynaklarının bir kısmını uçurduğu söyleniyordu.
10 yıl kadar sonra, bakanlığı ve başbakanlığı döneminde çok tartışılan Çiller Ailesi’nin servetinin kaynağı olarak hep bu banka gösterildi.
Açılan davalar yılarca sürdü.
Tatmin edici bir sonuca ulaşmadı.
Tansu Çiller’in bakanlığı ve başbakanlığı sırasında da Özer Uçuran Çiller hep ön plandaydı.
Hükümet adına iş insanlarıyla ile görüşüyordu.
Dedikodular bu görüşmelerin rüşvet görüşmeleri olduğu yönündeydi.
Evde açılan kamu ihalesi zarfları da bu iddiaları doğrular nitelikteydi.
Hatta Refahyol döneminde Erbakan “Bizi enişte yaktı” bile demişti.
Yani Erdoğan’ın bahsettiği Özer Uçuran Çiller’in Türk ekonomisi ile ilişkisi bu minvaldeydi.
Siz buna ekonomiye katkı diyorsanız ben bilemem.
Yol yordam öğretmek manasında diyorsanız ona da ben karışamam.
Yok eğer kör ölür badem gözlü olur diyorsanız.
Ona da zaten inanmam.
Görülmemiş girişin, görülmüş çıkışı nasıl olacak!
Maliye ve Hazine Bakanı Şimşek Türkiye’ye eşi benzeri görülmemiş bir kaynak girişi olduğunu anlatıyor herkese.
Doğru.
Giriyor.
Ama ne girmek.
Dolara yüzde 50 faiz verirseniz yani dünyada dolara verilen en yüksek faizin 10 katına yakın bir faiz getirisi sağlarsanız, dolarla yapılan herhangi bir işte kimsenin elde edemeyeceği bir kârlılık oranına faiz getirisi sağlarsanız eşi görülmedik bir “giriş” olur.
Peki gerçek anlamda yatırım var mı!
Fabrika kurmaya gelen bir yabancı yarımcı var mı!
Yer arayan otomotiv devlerinden Türkiye’nin kapısını çalan var mı!
Yüksek teknoloji şirketlerinden biri Türkiye’de bir fabrika kurmak için başvurdu mu!
Bırakın yüksek teknolojiyi alçak teknoloji şirketlerinden gelen var mı!
Dolaştığınız Körfez ülkelerinden tek kör kuruşluk yatırımcı geldi mi!
BAE merkezli bir banka Yapı Kredi’yi alacaktı sözde, ne oldu aldı mı, yoksa kaçtı mı? (Bu arada Yapı Kredi’nin satış dedikodusu üzerine borsada olup bitenleri umarım birileri araştırıyordur. Hisselerdeki roket hızıyla artan fiyat ve sonra da daha hızlı düşen fiyatta kimler vurgun yaptı inşallah öğreniriz)
Doğru, Sayın Bakan görülmemiş bir giriş var.
Peki bunun çıkışı nasıl olacak düşündünüz mü!
Çünkü girenin kızgın tarafı dışarda kaldı.
Onu kim tutup çıkaracak!
Turizmde kötü haber
Döviz kurunun sabit, ücretler ve fiyatların müteharrik olmasından dolayı zaten zorda olan ve para kazanamayacağı, boğaz tokluğuna razı olduğu bir sezona hazırlanan turizmcilere, bir kara haber de Almanya’dan geldi.
Almanya’nın önemli tur operatörlerinden FTI battı.
Son bir hamle ile bir fona devredilmek istenen FTI’nın bunu yapmasına Alman hükümeti izin vermeyince, tur operatörü kepenk indirdi.
5 yıl önce turizm devi Thomas Cook’un batışıyla büyük sıkıntı yaşayan Türk turizminde, özellikle de Antalya’da şimdi de FTI paniği var.
Çünkü şirketin Antalya başta olmak üzere Türkiye’deki otellere ve acentelere yaklaşık 100 milyon dolar borcunun nasıl ödeneceği ve şirketin her yıl Türkiye’ye getirdiği 1 milyonu aşkın turistin akıbetinin ne olacağı meçhul.
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Yalanla yönetmediğimiz zaman.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar