İstanbul 22°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Bir 15 Temmuz gazisinin sitem mektubu

  • BU MİLLETE AYNI ACIYI BİR DAHA YAŞATMAYIN

  • FEVZİ BUDAK OLMALIYIZ

  • GAZİLİK ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAYIN

  • HALK ARTIK BİZİ BAĞRINA BASMIYORSA SİYASET YÜZÜNDEN

  • BİZİM KANIMIZLA SİYASİ KARİYER YAPTIYAR

  • İFADE VERMEK İSTEDİM MAAŞIM KESİLDİ

  • DARBEYİ ENGELLEDİK SONUÇ AYNI OLDU

  • ANMA DEĞİL PROTESTO YAPACAĞIZ

detail banner reklam

Bir 15 Temmuz gazisinin sitem mektubu

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Temmuz 15, 2024

Yazı İçeriği

  • Bir 15 Temmuz gazisinin sitem mektubu

  • BU MİLLETE AYNI ACIYI BİR DAHA YAŞATMAYIN

  • FEVZİ BUDAK OLMALIYIZ

  • GAZİLİK ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAYIN

  • HALK ARTIK BİZİ BAĞRINA BASMIYORSA SİYASET YÜZÜNDEN

  • BİZİM KANIMIZLA SİYASİ KARİYER YAPTIYAR

  • İFADE VERMEK İSTEDİM MAAŞIM KESİLDİ

  • DARBEYİ ENGELLEDİK SONUÇ AYNI OLDU

  • ANMA DEĞİL PROTESTO YAPACAĞIZ

BU MİLLETE AYNI ACIYI BİR DAHA YAŞATMAYIN

Fatih Bey merhabalar nasılsınız,
Ben Ö.Ş. 29 yaşındayım.
3 senedir Ankara’da yaşıyorum.
15 Temmuz darbe girişiminde sade bir vatandaş olarak bir terör örgütünün devlete karşı yaptığı iddia edilen kalkışmanın karşısında durdum ne o gün ne de bugün herhangi bir siyasi parti üyesi veya tarikat cemaat mensubu değilim.

O gün kimse için değil kendim için çıktım. Anayasal düzeni korumak ve yaşadığım ülkenin yaşanılabilir halde kalması için bu kalkışmanın karşısında durdum. Kaderimi CIA destekli kurulan bir oluşumun veya herhangi bir tarikat cemaat zırvalarının eline bırakmamak için.

Ne o gün ne de bu gün olaylara karşı tutumum değişmedi objektif olarak her hangi bir şeyden taraf değil her zaman sadece cebimde gururla taşıdığım Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kimliğinden taraf oldum.
İstanbul Boğaz köprüsünde sol kolumdan 3 kurşunla vurularak gazilik unvanı aldım. Yaralandığım günün 2.günü dönemin Meclis Başkanı İsmail Kahraman tedavi gördüğüm İstanbul Koşuyolu Medipol Hastanesinde ziyaretime geldi.

Kendisi “Yaptığınız şey çok önemli devlet ve millet için canınızı ortaya koydunuz bizden ne istersiniz sizin için hemen yapalım hakkınızı ödemek mümkün değil” dediğinde kendisine tek istediğim aynı şeyi tekrarlayıp bu millete bedel ödettirmeyin giden canlarımız boşa olmasın dedim nasıl yani diye sorduğunda “Balyoz ve Ergenekon gibi kumpas davalarıyla yaptıkları gibi devletin kadrolarını boşaltıp yerine başka cemaatleri doldurup bu millete yine aynı acıyı yaşatmayın” dedim. “Hiç merak etme söz veriyorum” dedi. O esnada kendisine eşlik eden heyet de bu duruma şahittir.

Ben bunları söylerken babam ertesi gün olmam gereken ameliyatla alakalı hastanenin muhasebe birimiyle görüşüyor, tam net rakamı hatırlamamakla birlikte aklımda kaldığı kadarıyla 40.000 $’ın üzerinde ameliyat masrafını ödeyebilmemiz için nasıl bir kolaylık yapabilirsiniz diye pazarlık yapıyordu. Tedavim için her ne şart sunarlarsa tereddüt etmeden imza atacak durumda bile, onlar yüzünden yaralanmış sağlığım elimden gitmiş ama devletime zarar gelmemiş düşüncesinde iken bizden ne istersin dediğinde tek isteğimin bu milleti bir daha aynı duruma düşürmeyin demek olmuş, aldığım kararın sorumluluğunu, masrafını sonuçlarını göze almış durumdaydım.

Herhangi bir şekilde hastane masrafı ödememize bir şeylere imza atmamıza gerek kalmadan 1 kaç gün içerisinde hastanelere ücret almamaları konusunda bilgiler verildi ve ödeme yapmadık.
Bugüne kadar 4 ameliyat oldum.

Birinci ameliyatımda sol kolumdaki humerus kemiği parçalanmış ve kolumun dış kısmına omuzdan dirseğe kadar parçalanan kemiğin yerine fixator konulmuş ameliyatın üzerinden 3 ay kadar geçmiş ve herhangi bir şekilde durumum iyiye gitmemiş olduğu için tedavide 2. Aşamaya geçildi. Fixator çıkartıldı 2 ay kadar sonrasında 2. ameliyatım yapılmak üzere yine Koşuyolu Medipol hastanesinde, 39 Çevik Kuvvette görev yapan polis memuru 7 sivil vatandaşımızın hayatını kaybettiği 238 vatandaşımızın yaralandığı o kara günün sabahı 10 Aralık 2016 Saat 08.30 gibi tekrar ameliyata alındım.  

Sol bacağımdan fibula kemiği alınarak kolumda parçalanan kemiğin yerine konuldu platinlerle desteklendi sabah 08.30 gibi girdiğim ameliyat için doktorumun öngördüğü ameliyat süresi saat 15:00’e kadardı. Fakat düşündüğünden daha zor geçen bu ameliyat bu terör saldırısı yapılana kadar devam etmiş yaklaşık 14 saat sürmüş. Uyandırılıp odaya çıkartıldığımda TV’de Son dakika olarak terör saldırısı haberi geçiyor göz ucuyla görüyordum. 

Birkaç gün aradan geçtikten sonra daha sağlıklı düşünebildiğimde geçirdiğim son 6 ayı gözümün önüne getiriyor ve sonuçta şu kanıya varıyordum, yine ölüyoruz yine yaralanıyor yine acılar çekiyoruz.

Öyle ise 15 Temmuz 2016’da hiçbir şey değişmeyecekti mademki biz neden öldük, neden yaralandık, kurşunlara siper ettik kendimizi!

FEVZİ BUDAK OLMALIYIZ

Bu kanıya vardıktan sonra şu kararı aldım: Vatanı Sevmek sadece uğruna can vermek değil her ne pahasına olursa olsun yaşayıp bu Vatanı yaşanılabilir kılmak için durmadan bıkmadan usanmadan en az her birimizin Fevzi BUDAK kadar mücadele etmesi gerektiği gerçeğini kabullendim ve bu doğrultuda kalan hayatımı bunun üzerine inşa etme kararı aldım.

Bu kararımdan ötürü çok kez iktidar yanlısı troller tarafından tehdit edildim. Doğru söylediğim, taraf olmadığım için iktidarın gücüyle beslenen kan emiciler tarafından sayısız kez tehdit edilmem yetmezmiş gibi, iktidara muhalif olanlar tarafından da hükümetin gazisi Erdoğan’ın fedaileri gibi lanse edildik ve her geçen gün taşıdığımız bu unvan yıprandı.

GAZİLİK ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAYIN

Tüm bunlar olmadan önce bakanlıklara cumhurbaşkanlığına birden fazla kez dilekçeler verdim. “Gazilik unvanı şerefli bir unvandır bunun üzerinden siyaset yaparak bu unvanı yıpratmayın 15 Temmuz gazisi terörle mücadele gazisi o gazisi bu gazisi diye ayrıştırıp kutuplaştırmayın bu unvana zarar verir siyasi bir hal alır biz devletin gazisiyiz hepimiz bu devlet bu bayrak uğruna canımızı ortaya koyduk sadece yaralandığımız dönemler farklı başka bir fark yok” diye diye dilimde tüy bitti.

2017 yılında bizzat cumhurbaşkanlığına dilekçe verdim. “Sayın Cumhurbaşkanının tutumu nedeniyle bu unvan zarar görüyor” diye fakat umursanmadı.

Bir yandan sağlık sorunlarımla uğraştım bir yandan bizi siyasileştirmeye çalışanlara karşı gücüm nispetinde mücadele ettim. Konuyu çok fazla uzatmak istemiyorum. Bu kadar uzun yazmamın sebebi ise gelmiş olduğumuz noktayla alakalı bir durumun sonucudur.

15 Temmuz 2016 tarihinde yaralandığımızda halk bizi bağrına basmıştı. Taksiye biniyorum kolumdaki fıxator dışarıdan gözüktüğü için her gören ne oldu diye soruyor durumu anlatıyordum. Taksiye biniyorum taksi ücret almıyor size hepimiz borçluyuz bir taksi metrenin lafımı olur diyerek gururumuzu okşuyor bağrına basıyor, bir yerde yemek yiyorsak yine aynı tutumla karşılanıyorduk.

HALK ARTIK BİZİ BAĞRINA BASMIYORSA SİYASET YÜZÜNDEN

Mümkün olduğunca hayatımın her noktasında karşılığını ödemeden hiçbir şeye sahip olmaya çalışmadım. Halkımız her ne kadar bu şekilde tutum sergiliyor olsalar da ücretlerini ödedim fakat bu gün geldiğimiz noktada 15 Temmuz’da yaralanan ve o süreçle alakalı bir haber olduğunda altındaki yorumları lütfen açıp okuyunuz.

Nasıl hakaretler küfürler aşağılamalar ve benzetmeler yapılıyor. Ben bunlar olmasın diye çok uğraştım fakat başaramadım. Benim nazarımda bu olanların en büyük suçlusu tepeden tırnağa siyasetçilerdir.

Bizim kanlarımızdan sülük gibi beslenerek, OHAL sürecinde el koydukları şeyi yağmalayarak milletin kanının üzerine saltanatlar inşa ettiler.

BİZİM KANIMIZLA SİYASİ KARİYER YAPTIYAR

Seçim meydanlarında vatan severlik adı altında bizim kanımızla aldığımız bu unvanları kullanıp siyasi kariyerler inşa ettiler. Kendi geleceklerini milletin kanı üzerine inşa edenler bugün benden yaralandığımda hastanede gördüğüm tedavi süreciyle alakalı oluşan masrafların tarafıma borç olarak çıkartılacağına dair yazı gönderiyorlar.
Geçtiğimiz genel seçimlerden önce Ankara’da görülen darbe davalarında müşteki olarak tarafım davalarda avukatım olmadığı için ifadem mahkeme dosyasında yok.

Mahkemeye bakan memurlarla görüştüğümde ifade verebilmem için sağlık kurulu durum bildirir raporuyla birlikte savcıya veya mahkemenin hakimine ifade verebileceğimi söylediler. Ankara Etlik Şehir Hastanesine rapor almak için gittiğimde sevk yazısı olmadan rapor veremeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu’nda bizlere bakan Kamu görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığına gittim. Yaralanmamla alakalı olarak 14.03.2018 tarihinden beri 684 sayılı KHK ile 6. Dereceden sürekli olarak aylık almama karar verilmişti. Bu kararı o tarihte veren birim ile yani Kamu görevlileri emeklilik hizmetlerindeki memurlara durumu anlattım.

Sevkimin yapılmasını istedim. Bana mahkemeye sevk yapma yetkilerinin olmadığını ancak söyleyecekleri şekilde dilekçe verirsem sevk yapabileceklerini ve hastaneden raporu alarak mahkemeye sunabileceğimi söylediler. Söyledikleri şekilde yazdım ve bu şekilde dilekçe verdiğimde aylığımın kesilmesi durumu olabilir mi diye açıkça sordum kesilme olmayacağını çünkü sürekli aylık alma hakkımın olduğunu söylediler bende kendileri devletin kaç yıllık personeli ve sürekli aylık alma karar yazımdaki imza sahipleri olmaları hasebiyle söylediklerinde art niyet düşünmek istemedim dilekçeyi söyledikleri gibi yazıp verdim. 

Bana o zaman seçimlerden sonra sevk yapacaklarını söylediler kulağa tuhaf gelebilir fakat tam olarak bu cümle kuruldu çok tuhafıma gitti bir polemik konusu olmasın diye şu anda çalışmakta olduğum kuruma geldim buradaki mesai arkadaşlarıma bu tuhaflıktan bahsedip bu kurumlar ne hale gelmiş benim hastaneye sevkimin yapılması için seçimin yapılması bekleniyor yazık diye sitem ettim.

İFADE VERMEK İSTEDİM MAAŞIM KESİLDİ

Seçim bittikten sonra tekrar gidip aynı dilekçeyi tekrar yazdırıp işleme koyarak hastaneye sevkimi yaptılar, raporu oradan alabileceğimi söylediler, hastanedeki işlemlerim bitti rapor tarafıma verilmedi sebep olarak sevk yapıldığım için sevk yapan kuruma gönderileceği söylendi.

Peki dedim ayrıldım. Aradan 3 veya 4 gün kadar geçmişti E-Nabız sistemine rapor yansımıştı buradan raporu incelediğimde raporun eksik ve hatalı olarak düzenlendiğini fark ettim. SGK’daki sevkimi yapan memurlara durumu söylediğimde raporun henüz kendilerine gelmediğini ve bu yanlışın bir önem arz etmediğini çünkü raporla zaten kendilerinin işlem yapmayacaklarını söylediler. Ben de bunun üzerine rapora itiraz etmedim fakat yanlış düzenlendiğini defalarca kez belirtmiş olduğumu bilmelerine rağmen açıkça raporla işlem yapmayacaklarını söyledikleri raporu alıp işleme koydular ve SGK tarafıma 17.11.2023 tarihinden 1 kasım 2023 tarihinden itibaren maluliyet durumum ortadan kalktığı için aylığımın kesildiğini ve 01.02.2017 tarihinden itibaren ödenen sağlık giderleri mevcut ise borç çıkartılarak tahsilini gazilik unvanıyla alakalı verilen memurluk hakkımdan yararlanmış isem memurluk hakkının geri alınmasına yönelik bana Aile Sosyal Bakanlığına, İçişleri Bakanlığına yazılar gönderdi.

Yazılar tarafıma ulaştığında bir yanlışlık oldu diye düşündüm SGK’ya gidip konuyla alakalı kişilerle görüştüğümde kendi rızam ile hastaneye sevk istediğimi ve artık iyileştiğimi, gazilik aylığı alma hakkımın ortadan kalktığını ve bir yanlışlık olmadığını öyle bir düşüncem varsa itiraz edebileceğimi söylediler.

Raporu düzenleyen Etlik Şehir Hastanesinin rapor kısmına bakan başhekim yardımcısı ile görüşüp durumu anlattım. Ameliyatlarımla alakalı olan Epikrizleri götürdüm ve görev yaptığı Etlik Şehir Hastanesinin verdiği hatalı raporu karşılaştırmasını incelemesini rica ettim. Kendisi yarım saat kadar inceledikten sonra benden özür dileyerek hatalı rapor düzenlediklerini kabul etti bu durumu SGK’daki görevlilere anlatıp itiraz dilekçesi vererek rapordaki eksiklikleri belirttim.

Fakat itirazıma ret cevabı geldi. Tekrar itiraz ettim. 13.08.2018 tarihinde İçişleri Bakanı imzası ile 81 il valiliklerine gönderilen Şehit yakınları ile Vazife Malulu Harp Malulu ve Gazilerle alakalı GENELGEde açık ve çok net bir ifade kullanılarak “Şehit yakınları vazife malulü harp malulü ve gazilerimizi mağdur edebilecek mali ve sosyal hakların kullanımında aleyhlerine sonuç doğurabilecek işlemler başlatılmadan önce mutlaka Valilerden yazılı onay görüşü alınacaktır” deniliyor.
Tekrar itiraz ederek bu genelgeyi ekledim dilekçeme ve Valiliğe giderek konuyla alakalı işlem başlatmadan önce onay alındı mı diye sorduğumda alınmadığı söylendi, peki alınması gerekir miydi  diye sorduğumda evet denildi. Dilekçemde bu durumları belirterek verdim SGK’daki yetkililere genelgeden bahsedip valilikle görüştüğümü yapılan işlemin genelgeye aykırı olduğunu söyledim.

Sırasıyla görüştüklerim ilgili birimin Müdürü, Daire başkanı adına vekalet eden kişi, daire başkanının kendisi ve o onun bağlı bulunduğu Genel Müdür yardımcısına kadar hepsiyle görüşüp durumu anlattım. Yapılan işlemin genelgeye aykırı olduğunu söylediğimde hepsinin söylediği ve buluştukları ortak nokta “Biz valiliğe sormak zorunda değiliz bizi bağlamıyor” oldu. Ben de bunları bana verdiğim dilekçeye cevap olarak yazarak vermelerini söyledim.  Bu dilekçeme hala dilekçelerime cevap gelmiş değil.

Fatih Bey, maruz kaldığım durumla alakalı olarak bu yazıyı yazmıyorum.

DARBEYİ ENGELLEDİK SONUÇ AYNI OLDU

Görüştüklerimin hepsine söylediğim şey şuydu, ben bu devlet ve bu devlete bağlı kurumlar bu hale gelmesin keyfiyetçi işlemler yapılmasın bu ülke yaşanılabilir bir yer olsun diye kurşunların önünde durdum. Belli ki benim o gün yediğim kurşunlar bu devletin ve kurumlarının daha da kötüye gitmesine sebep olmuş ve ben bunun istemeden de olsa parçası olmuşum.

Madem ömrümü bu ülke yaşanılabilir bir yer hale gelene kadar mücadele edeceğim. Kestikleri maaşa istinaden bir bankadan kredi çekmiştim. Maaş kesildiği için kredi taksitlerini ödeyemedim ve dosya bankanın avukatlarına gönderildi konuyla alakalı olarak bankanın avukatlık işlerine bakan hukuk bürosu tarafından arandığımda durumumu anlattım. Konuştuğum kişi telefonu kapattı 18 dakika sonra tekrar arayıp terörle mücadele mi yoksa 15 Temmuz’da mı gazi oldunuz diye sordu. 15 Temmuz’da gazi oldum fakat bunu ne maksatla sorma gereği duydunuz dediğimde ona göre dosyanızı hazırlayacağım ve ihraç edilmeniz için elimden geleni yapacağım diyerek tehdit etti.

Yaralandığım günden beri uğraştığım şey tam olarak buydu. Bizi siyasileştirmeyin derken bunu kast ediyordum.

Bizi halkın karşısında hedef haline getirdiler. Hükümete öfkelenenler bizleri kum torbası gibi görüyorlar fakat ben kendi adıma kimsenin kum torbası olmadım olmayacağım.

8 sene önce bağrına basan bir halk vardı. Günümüzde birer nefret objesine dönüşmüş durumdayız.

Haklarımızla alakalı uğradığımız haksızlıklar ile alakalı sesimizi çıkarttığımızda ilk hükümet kanadından tehdit edilmeye başlıyoruz. Sesini çıkartıp hakkını aradığı için cezaevinde tutulan arkadaşlarımız var.

ANMA DEĞİL PROTESTO YAPACAĞIZ

Bu seneki yapılacak 15 Temmuz anma programlarına birçok arkadaşımız protesto amaçlı katılmıyor, meydanları dolu gösterebilmek için yıllardır bizi birbirimizden ayrıştırdıkları terörle mücadelede şehit olanların ailelerini arayıp programa davet ediyorlar, ben ve arkadaşlarım 15 Temmuz’da anma programı değil protesto yapmak ve siyasi gaziler olmadığımızı halka duyurmaya çalışıyoruz.

Fakat memurluğa başlayanları işlerinden atmakla, varsa çocuklarından bu hakları kullananlar onları işlerden çıkartmakla tehdit edip sindirmeye kalkıyorlar, bu yazıların benim tarafımdan yazıldığı anlaşıldığı taktirde bana da aynısı yapılacak biliyorum.

Ama kendi adıma şunu belirtmek istiyorum nefes aldığım sürece nasıl 15 Temmuz’da FETÖ’cü hainlerin karşısında durduysam, bu vatanı bu millete yaşanmaz hale getirmeye çalışan size bize, yani sade vatandaşa bu ülkede 4. sınıf vatandaş muamelesi yapanların da karşısında duracağım.  

Yanlış politikalar yüzünden ekonomik sıkıntının ceremesini milletin sırtına yükleyenlerin de karşısında duracağım.

Kanımızla vatan kıldığımız bu toprakları para uğruna satan bu milletin gelecek nesilleri olan gençlere bu ülkeyi yaşanmaz hale getirip yurt dışına iltica etmek zorunda bıkanların da her zaman karşısında olduğum gibi son nefesime kadar olmaya mücadele etmeye devam edeceğim.

Bu durum TBMM çatısı altındaki kimsenin umurunda değil.
Ben bu Devlet bu hale gelmesin diye 3 kurşun yedim her gün düşünüyorum darbe gerçekleşmiş olsaydı bu gün bu ülkede yaşadığımız sıkıntı ve sorunların hangisi olmazdı, darbe başarılı olsaydı devlet kurumları yıpratılacak liyakatsiz kişilerle doldurulacak devletin milletin halkın parası çarçur edilecek sesini çıkartan cezaevlerine atılacak, milletin mallarına çökülecek kendilerinden olmayan herkesi potansiyel suçlu olarak göreceklerdi. Peki bu gün bu saydıklarımın hangisi yapılmıyor. Madem sonuç değişmeyecekti o halde biz neden öldük Fatih Bey!

NOT: Mektupta adı geçen Fevzi Budak Erzurum’da haksızlığa karşı mücadeleciliği ile ünlü bir kahraman Milli Eğitim Müdürüdür.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Silivri Günlüğü - 61
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 61

Fatih Altaylı

Eylül 16, 2025

Silivri Günlüğü - 60
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 60

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

Silivri Günlüğü - 59
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 59

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj" görseli
FatihAltaylı
Bugün
FatihAltaylı
YouTube
Zülfü Livaneli yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 19, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış" görseli
Dün
FatihAltaylı
YouTube
CHP Eski Genel Başkanı Hikmet Çetin yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 18, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye" görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Mehmet Demirkol yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 17, 2025