
Fatih Altaylı
Yazı İçeriği
E-ticaretin ruhuna El Faaatiha!
İhtiras tramvayının sanığı
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
E-ticaretin ruhuna El Faaatiha!
Fatih Altaylı
Kasım 23, 2024
Yazı İçeriği
E-ticaretin ruhuna El Faaatiha!
İhtiras tramvayının sanığı
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
İhtiras tramvayının sanığı
Türkçede çok sevdiğim bir atasözü vardır, “Şaşkın ördek suya kıçın kıçın dalarmış”.
Bu sözü hangi atamız söylemiş, ne zaman söylemiş bilmiyorum ama zannederim AKP’nin bir gün iktidar olup, iktidarının son döneminde neler yapacağını tahmin ederek söylemiş.
Adalet ve Kalkınma Partisi, ülkenin yaşadığı ağır ekonomik krize rağmen kamu harcamalarından ve iktidarın şatafatından ödün vermemekte ısrarlı görünüyor ve bu şatafatı sürdürebilmek için de kaynak arayışı içinde.
Her gün yeni ve görülmemiş yaratıcılıkta vergiler icat ediyor, krediden bile vergi almaya kalkışacak kadar gözü dönüyor.
Şimdi yine yılbaşında yürürlüğe sokmak üzere yeni bir vergi taslağı üzerinde çalışıyorlar.
Bu taslakta, modern zamanların gördüğü en acayip vergilerden birini daha getirmek üzereler.
Gelir Vergisi Genel Tebliği Seri no 329 ile getirilecek olan ve 7524 sayılı kanun ve bazı kanunlarda ve 375 sayılı KHK’da değişiklikleri öngören bu düzenleme ile çok ama çok acayip yeni bir vergi geliyor.
Bu vergi öyle bir vergi türü ki, hem e-ticareti bitirecek, hem e -ticaret üzerinden nispeten ucuz satış yapan üreticiyi ve esnafı yok edecek hem de enflasyonu körükleyecek bir değişiklik.
Yasa dilini kullanmadan sadeleştirerek anlatmak gerekirse ilgili taslak yasalaştığında “2025 yılından itibaren e-ticaret pazar yerlerinden (Trendyol, N11, Amozon, Hepsiburada, Getir vb.) yapılan her türden mal / hizmet satışlarına uygulanmak üzere ürün ya da hizmeti veren satıcıya e-ticaret pazar yerleri tarafından yapılacak ödemeler üzerinden satıcı Gerçek kişi ise %25, Tüzel kişi ise %15 stopaj kesilecek.”
Bu şu demek.
Diyelim ki, e-ticaret platformundan 1000 TL’lik mal veya hizmet satın aldınız.
E-ticaret sitesi bu mal veya hizmeti satan kişiye 750 TL ödeyecek geri kalan 250 TL’yi devlete vergi olarak aktaracak.
Yok eğer şahıs değil şirketseniz bu oran yüzde 15 olacak.
Yani Ayşe Teyze evde yaptığı tarhanayı ya da danteli satarsa yüzde 25’i baştan devlete gidecek, yok eğer bu bir şirketse yüzde 15’i devlete gidecek.
Bu işten bir kâr elde edip etmediğinize bakılmaksızın ciro üzerinden gerçek kişilerde yüzde 25, kurumlarda yüzde 15 vergi kesintisi yapılacak.
Trendyol, Hepsiburada, Amazon gibi yerlerden yaptığınız tüm alışverişlerde ister kitap alın ister ilaç fark etmeksizin bu kesinti yapılacak.
Sadece onlarda olsa yine iyi.
Getir’den tost, Yemeksepeti’nden dürüm aldığınız zaman da ödediğiniz 100 liranın 25’i kesilecek.
Tostçu bu zararı karşılayamayacağına göre ister istemez bu farkı fiyata yansıtacak. 100 liralık tost en iyi ihtimalle 125, 1000 TL’lik kazak en azından 1250 TL’ye çıkacak.
Hizmetler de söz konusu olduğu için Bitaksi ya da Uber’den çağırdığınız taksi için de aynı kesinti söz konusu olacağı için onların fiyatı da ister istemez artacak.
Daha fenası da söz konusu.
Diyelim ki, Sahibinden.com’dan otomobil almaya kalktınız. Eğer bir açıklık getirilmez ise orada da aynı kesinti söz konusu. Şahıs olarak sattığınız otomobilinizin yüzde 25’i devlete gidecek.
2023 yılında Türkiye’de e-ticaretin hacmi 1,850 trilyon TL idi.
Bu yıl bunun en az 3,5 trilyon TL olması bekleniyordu ve bu durumda Maliye bu paranın ortalama yüzde 20’ye yakınını yani hemen hemen 700 milyarını baştan “cebellezzi” edecek.
Sene sonunda verginiz hesaplanacak ve gelir vergisi vergi tutarınız yıl boyunca peşin peşin ödediğiniz bu miktarla karşılaştırılacak ve mahsuplaşılacak.
Kâr da ediyor olsanız, zarar da ediyor olsanız cirodan yüzde 25 peşin vergi ödeyeceksiniz, yıl sonunda mahsuplaşacaksınız.
Bundan daha ahmakça bir vergi projesi zannederim dünya tarihi görmemiştir.
Ama biliyorsunuz Devletimize para lazım.
Ne de olsa itibardan tasarruf edemiyorlar.
ABD’ye tek uçakla gidip bizi rezil edecek halleri yok ya!
NOT: Cebellezi etmek kendinin olmayan bir şeyi alıp cebine atma, karşılıksız olarak elde etme, kolayca kazanma, hırsızlama, çalma anlamlarında uydurma bir sözcüktür.
Dün CHP’nin sakıt genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla açılan davanın celsesi vardı ve CHP yönetimi de salonda eski genel başkanlarının arkasındaki yerini alarak desteğini gösterdi.
Çok önceden yapılmış bir programı nedeniyle yurt dışında olan Ekrem İmamoğlu ise AKP destekli KK trollerinin hedefiydi ama uzaktan da olsa desteğini gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nun savunması genel olarak çok beğenildi, ben de beğendim.
Gerçekten güzel bir konuşmaydı, Kılıçdaroğlu’nun siyasi hayatının en iyi metni olabilir, o kadar etkili idi.
Hatta bir ara “Acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın metin yazarları mı kaleme almış?” diye düşünmeden edemedim.
Kılıçdaroğlu’nun savunması bazıları için eski genel başkanın yeniden aktif siyasete dönüşünün işareti olarak okundu, Kemal Bey’in parti yönetimine muhalefet dersi verdiği yorumları bile yapıldı.
Ancak unutulmaması gereken bir şey var.
Kılıçdaroğlu bugün o metni okumak için hakim karşısına çıktı ise eğer, bunun sorumlusu kendisi.
Söylediği sözlerden ötürü değil, yarattığı ortamdan ötürü.
Eğer ihtirasının esiri olarak 14 Mayıs 2023 seçimlerinde kendini aday yapacağına Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş’tan birini aday gösterse idi dün o mahkemede olmasına gerek kalmayacaktı.
Cumhurbaşkanlığı koltuğunda bir başkası oturduğu için Erdoğan kendisine bu davayı açamayacak, açsa bile Kılıçdaroğlu en fazlasından Cumhurbaşkanı’na değil, eski Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılanacaktı.
Evet, Kemal Kılıçdaroğlu’nun mahkemede okuduğu manifesto güzel bir metindi ama o metni yazmak zorunda kalmasının nedeni de kendi hırs ve ihtirasıdır.
Ve o ihtirasın körükleyicisi kifayetsizler bugün hâlâ Kemal Bey’in yanında, önünde ve arkasında AKP’ye “hizmet” etmeye devam etmektedir.
Bunu da kimse unutmasın.
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Kendi düşüp ağlayana üzülmemiz gerekmediğini öğrendiğimiz zaman.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar