İstanbul 22°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Ebu mu olmak lazım!

  • Yalancı Ufuk Uras mı!

  • Önce “Abartmayın” sonra “Eyvah”

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

detail banner reklam

Ebu mu olmak lazım!

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Kasım 25, 2024

Yazı İçeriği

  • Ebu mu olmak lazım!

  • Yalancı Ufuk Uras mı!

  • Önce “Abartmayın” sonra “Eyvah”

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Yalancı Ufuk Uras mı!

Adı Halis Bayancuk.

Kod adı Ebu Hanzala.

Bakmayın fotoğraflarında saçının sakalının bembeyaz görünmesine, henüz 39 yaşında.

Bingöl doğumlu. Diyarbakır İmam Hatip Lisesi mezunu.

Bayancuk’un babası Hacı Bayancuk da Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan’ın ölümüne neden olan suikastın düzenleyicilerinden biri olarak yargılandığı ve mahkum olduğu için, çocukluğu kanundan kaçarak geçmiş.

İlk gözaltı 15 yaşında.

Sonra Mısır’a, El Ezher’e gitmek için yurt dışına çıkmış.

Gerekli şartları sağlayamadığı için El Ezher’e kabul edilmemiş ama Mısır’da kalmış, radikal dinci ve Selefi çevrelerde bulunmuş.

2007 yılında Türkiye’de bulunduğu bir dönemde Mısır’a girişi yasaklanınca Türkiye’de kalmış.

Bayrampaşa taraflarında sohbetler yapmaya ve Tevhid adında bir dergi çıkarmaya başlamış.

Selefi grupları etrafında toplamış.

Bayağı bir popüler hale gelmiş.

O zaman adı El Kaide ve IŞİD ile birlikte anılmaya başlamış.

Benim de adını duymam o günlere, 2010’lu yılların ilk yarısına denk gelir.

Teke Tek’in o dönemki editörü Kutlu Esendemir, konuk olarak gelebileceğini söylemiş ve “IŞİD’in Türkiye’deki askere alma sorumlusu olduğu iddia ediliyor” demiş hatta programa konuk olarak önermişti.

Zannederim istesem katılacaktı. İstemedim.  

Bu kısa biyografisi, Bayancuk’un kim olduğu konusunda kafanızın biraz netleşmesini sağlamıştır herhalde.

Hizbullahçı babası Gaffar Okan suikastını planlamış ve 10’lu yaşlarından itibaren terör bağlantılı Selefi grupların içinde büyümüş biri.

Bayancuk, 2008’den itibaren düzenli aralıklarla en az 8 kere tutuklanmış.

Yine düzenli aralıklarla her seferinde serbest kalmış.

15 yaşındaki evde gözaltını saymazsak, ilk tutuklama 35 kişi ile birlikte bir sinagoga saldırı planlamaktan.

Sonrasında 7 tutuklama daha.

IŞİD üyeliği ve yöneticiliğinden devleti, valiyi tehdit dahil türlü suçtan.

Ve son olarak 2021 yılında Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 16 yıl 6 ay, Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 yıl 6 ay ve Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış.

Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi önce 15 yıl ceza vermiş sonra bunu 12 yıl 6 aya indirmiş.

2021 yılında IŞİD yöneticiliğinden 12 yıl hapse mahkum olmuş Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk, 2023 yılı Temmuz ayında, mahkumiyetinden bir buçuk yıl sonra “kaçma şüphesi olmadığı” için salıverilmiş.

Ebu Hanzala, 23 Kasım akşamı Akit TV’de bir programın konuğu olmuş.

Şimdi herkes Akit TV’yi eleştiriyor.

Benim böyle eleştirim yok.

Gazeteci canının istediği herkesle konuşur, herkesle röportaj yapar.

Benim canımı acıtan ve hukuka, kanuna olan tüm güvenimi sarsan Akit TV değil, iktidar yargısının uygulamaları.

IŞİD yöneticiliğinden 12 yıla mahkum Ebu Hanzala “Kaçma şüphesi yok” diye serbest bırakılırken, tek suçu YSK’yı eleştirmek olan Nasuh Mahruki’nin tutuklu olması.

Acaba adı “Ebu Mahruki” olsaydı serbest bırakılır mıydı!  

Büyük ihtimalle…

Aslında belki de, Ebu Hanzala’nın sadece serbest bırakılmış olmasına dua etmeliyiz, öyle ya bir kamu kurumuna genel müdür hatta yarın öbür gün Milli Eğitim Bakanı falan bile yapabilirlerdi!

NOT: Ebu Hanzala Arapça Hanzala’nın babası anlamına gelir. Halis Bayancuk’un Hanzala adında bir çocuğu olduğu için kendini böyle adlandırmıştır. Hanzala, Uhud Savaşı’nda hayatını kaybeden bir sahabenin adı olduğu için kimi Müslümanlar tarafından koyulan bir isimdir, aslında bir çöl meyvesinin adıdır.

Memlekette ilginç şeyler oluyor.

Normal şartlar altında ya da bizim dışardan bakan gözümüzle aynı trende olsalar birinin en azından vagon değiştirmesine gerek olacak iki kişi buluşuyor.

MHP lideri Devlet Bahçeli ile ÖDP kurucusu Ufuk Uras buluşuyor ve Ufuk Uras çıkışta MHP liderinin ağzıyla konuşmaya başlıyor.

Siyasi kariyeri değişken ama genelde solda olan Ufuk Uras ile MHP lideri arasındaki fikir birliği göz yaşartıcı.

Bir ara Özgür Özel Saray’a gidip, söylem değiştirdiğinde “Acaba Saray’da Özgür Özel’i alıp yerine bir benzerini mi koydular” demiştik.

Şimdi MHP lideri için aynı şeyi düşünmek mümkün.

Çünkü bu kadar hızlı bir değişim, “Apo’yu asalım”dan, “Apo’yu mecliste konuşturalım”a bu kadar ani geçiş ancak bu şekilde olabilir.

Bu, kendilerinin işi, bizim karışacak halimiz yok.

Bu, MHP seçmeninin hazmetmesi gereken bir değişim, benim değil.

Beni ilgilendiren konu ise Ufuk Uras’ın açıklamaları.

MHP desteği hatta sayesinde bile olsa Ufuk Uras yeniden gündeme gelmekten memnun ve Bahçeli’den aldıklarını satarak mahalleyi dolaşıyor.

Ufuk Uras’ın Devlet Bahçeli ile görüştükten sonra “Ciddi bir hazırlık var. İki dilli eğitim ve genel af” diyerek görüşmenin içeriğini yansıtması oldukça manidar bulunmuştu.

Belli ki Bahçeli Uras’a ne kadar ileri gidilebileceği ile ilgili önemli ipuçları vermişti.

Ana dilde eğitim ve Öcalan'ı da kapsayacak bir genel af söz konusu idi.

İktidar ortağı iki liderin “Her konuda hemfikiriz” açıklamaları ile birleşince ortaya çıkan tablo önemliydi.

Ancak Ufuk Uras’ın Bahçeli’den öğrendiklerine dayanarak açıkladığı Kürtçe eğitim ve genel af meselesi AKP Meclis Grup Başkanı tarafından net bir dille yalanlandı.

O zaman ortaya çıkan sonuç şu ya da olası sonuçlar şöyle:

-       Ya MHP lideri ile AKP lideri arasında söylendiği kadar bir fikir birliği yok.

-       Ya MHP lideri ile AKP lideri görüştükleri zaman bu konulardan bahsetmiyorlar ve bahsedilmeyen bir konuda elbette bir fikir birliği olmuyor.

-       Ya da AKP’liler liderlerinin planlarından habersizler ve MHP konuya daha hakim.

-       Veya AKP lideri MHP’ye başka şey, kendi partisine başka şey söylüyor.

Benim anladığım ortada kam bir kaos var.

Saray bu kaosu bilerek yaratıyor ve kaostan iktidarını kurtaracak bir umut çıkmasını umuyor.

Önce “Abartmayın” sonra “Eyvah”

Bir süredir bas bas bağırdığım “Çocuklarımıza zehir yediriyoruz” diyerek herkesi uyarmaya çalıştığım meyve ve sebzelerdeki tarım ilacı konusu artık Türkiye’nin gündeminde.

İktidar yanlısı veya muhalif tüm medya konuyu önemsedi ve peş peşe haber yapıyor.

Konuyu gündemine almayan tek kurum, sorunun sorumlusu olan Tarım ve Orman Bakanlığı.

Almaza, duymaza yatıyorlar.

Bizim çocuklarımız zehirleniyor, bizim evlatlarımız kanser oluyor, genetik bozulmaya maruz kalıyor ama bizim Tarım Bakanlığı olaya Fransız takılıyor.

Cumartesi günü, Türkiye’nin tanınmış iş insanlarından biri mesaj attı.

“Meyve ve sebzelerde pestisit çıktığı yolundaki haberler hiç inandırıcı değil. Burada hangi etkenin çıktığı önemli. Ruhsatlı bitki koruma ürünleri de olabilir. MRL değeri önemli. Yeni ilaçlama yapıldıysa çıkar. 10 gün önce olsaydı çıkmayabilirdi. Bir meyvede pestisit bulunabilir ama hangi pestisit olduğu, atılan ilacın ruhsatlı olması ve MRL derecesi önemli. Kabul edilebilir değerler arasında olabilir” demiş.

Okudum güldüm.

Hemen elimdeki 50’yı aşkın raporun bir bölümünü kendisine yolladım.

10 dakika sonra gelen yanıtını da sizinle paylaşayım:

“Bazı değerler referans aralığının birkaç katı görünüyor raporlarda. Korkunç. Hadi kendimi geçtim de çoluk çocuğumuza zehir yediriyormuşuz:(“

Aynen durum bu.

Kendimizi geçtik ama çoluk çocuğa zehir yediriyoruz. Bunları yiyen annenin sütünden yeni doğmuş bebeğe bile geçiriyoruz.

Şimdi bazılarınız “Bu raporları niye yayınlamıyorsun” diyebilirsiniz.

Çok basit bir yasal nedenden.

Bu raporları veren kurum, yayınlanmaması gerektiğine dair bir madde koymuş.

Ama tepem atarsa ve Tarım ve Orman Bakanlığı bu sorumsuz tavrını sürdürürse yayınlayacağım.

Binlerce ziraat mühendisi köylere gidip eğitim verip denetim yapacağına ofislerde oturmaya, iktidarın cehaletle çıkardığı kanunlarla köyler artık köy olmaktan çıkmaya devam ederse, hallerde denetimsizlik sürerse yayınlamak zorunda kalacağım.

Bu arada bir şey daha ilave edeyim.

Keşke tek sorun meyve ve sebzelerdeki pestisit olsa.

Bu sorumsuzlukla hububatta, baklagillerde, ette, sütte, balıkta, kurutulmuş meyvelerde işler yolunda mı zannediyorsunuz!

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Kendi yemediğimiz şeyi vatandaşın çocuğunun yemesine seyirci kalmadığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Silivri Günlüğü - 61
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 61

Fatih Altaylı

Eylül 16, 2025

Silivri Günlüğü - 60
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 60

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

Silivri Günlüğü - 59
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 59

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye" görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Mehmet Demirkol yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 17, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hukuk Devleti" görseli
3 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Barış Terkoğlu yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hukuk Devleti"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 16, 2025
4 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube

Zeki Demirkubuz yorumluyor

Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"

Eylül 15, 2025

5 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube

Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı

"Gülmek bir savunma mekanizması"

Eylül 14, 2025