İstanbul 22°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • 1000 suçlu ve bir masum ve tartışmalı daire

  • Yerli ve milli içkimiz sahasında nasıl mağlup oldu

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

detail banner reklam

1000 suçlu ve bir masum ve tartışmalı daire

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Aralık 19, 2024

Yazı İçeriği

  • 1000 suçlu ve bir masum ve tartışmalı daire

  • Yerli ve milli içkimiz sahasında nasıl mağlup oldu

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Yerli ve milli içkimiz sahasında nasıl mağlup oldu

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararını tartışıyoruz dünden bu yana.

2016 yılında, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşen ve saldırıyı düzenleyenlerden 3’ünün de aralarında bulunduğu 48 kişinin ölümüne neden olan IŞİD üyesi sanıkların Yargıtay 3. Dairesi’nin kararı ile serbest bırakılmasını.

Yargıtay 3. Dairesi tartışmalı kararlara imza atan bir daire olunca, bu karar da haliyle tartışılıyor.

O günlerde saldırının sadece ölen üç terörist tarafından gerçekleştirilmediği, 4 teröristin kaçtığı bilgisi vardı.

Daha sonra başka şüpheliler de yakalandı ve yargı önüne çıkarılıp ağır cezalara çarptırıldılar.

Sonra da dava dosyası 3. Ceza Dairesi’nin önüne gitti.

Biliyorsunuz, bu daire Türkiye’de Anayasa’ya aykırı tutumuyla biliniyor.

Anayasamıza göre Türkiye’deki en üst yargı organı Anayasa Mahkemesi ve kararları en üst yargı organı olması nedeniyle nihai.

Yani hiçbir mahkeme veya üst mahkeme bu kararları tanımıyorum diyemez.

Ancak 3. Daire diyor ve Anayasa Mahkemesi kararına rağmen milletvekili Can Atalay’ın serbest kalmasını engelliyor.

Bu nedenle de hem hukuku hem de kendini tartışmalı hale getiriyor.

Ve bu 3. Ceza Dairesi, milletvekili Can Atalay’dan esirgediği adaleti, IŞİD mensuplarından “esirgemeyince” eleştirilerin odağına oturuyor.

Ben ise meseleye farklı bir açıdan bakmak istiyorum.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi bana göre de Türkiye’de Anayasa’yı ayaklar altına alarak kendi varlığını borçlu olduğu bir hukuk düzenine başkaldırmıştır, bundan zerre şüphem yok ama bu kararı ile ilgili olarak o kadar kesin konuşamam.

Evet, bir grup IŞİD üyesi teröristin serbest kalması sizler kadar beni de rahatsız ediyor ama hukuk, gerçek hukuk böyle bir şey değil.

Zaman zaman yazılarımda atıfta bulunduğum ve bana göre modern hukuk anlayışının kurucu babası olan İtalyan hukukçu Cesare Beccaria’nın bugünkü adalet anlayışımızı da şekillendiren önemli bir cümlesi vardır: “Bir masumun cezalandırılmasındansa, bin suçlunun cezasız kalmasını yeğlerim.”

Oldukça hatalı bir cümle gibi görünüyor değil mi!

Peki, bir de o bir masumun siz ya da evladınız olduğunu düşünün!

Bu açıdan bu gerekçeli karara da şöyle bir göz attıktan sonra anayasal suçtan sabıkalı olduğuna inandığım bu daireyi bu kez de suçlamak için henüz erken diyorum.

Tabii yine de zamanlama manidar.

Suriye’de HTŞ iktidarı ele geçirirken, Türkiye’de IŞİD’lilerin serbest bırakılması her halükarda konuşulacaktır.

3. Ceza Dairesi’nin IŞİD’li teröristlerde hatırladığı adaleti, Can Atalay’da hatırlamamasının konuşulduğu gibi.

Yerli ve milli içkimiz rakının, İskoçların, İngilizlerin ve Japonların yaptığı viskiye kendi sahasında yenilmesi ilgi çeken bir konu.

Olay şu.

Türkiye’de viski satışları yükseldi ve rakıyı geçti.

Viski satışları her yıl artarken, rakı satışları her yıl düzenli olarak geriliyor, iyi olduğu yıllarda becerebildiği ise yerinde saymak.

Kısacası, Türkiye artık bir rakı değil viski ülkesi.

Öyle ki, bir premium viski markasında Türkiye dünyadaki pazar lideri, o viski dünyada en çok Türkiye’de satılıyor.

Peki bu niye!

Viski fiyatı ile rakı fiyatı düzenlemeler nedeniyle hemen hemen aynı seviyeye gelince içimi için yanında sofra, meze, yemek gerektirmeyen ve daha havalı görünen viski daha çok tercih edilir olmuş.

Bunu herkes söylüyor zaten. Ve aslında bu yeni bir durum değil, viski rakıyı tahtından edeli yıllar oluyor.

Peki viski ile rakı fiyatı nasıl eşitlendi.

Bunu en iyi izah eden vergi uzmanı Ozan Bingöl.

Durumu bana şöyle anlattı:

“Viskinin rakıyı alt etmesinin aslı 2009 yılına dayanıyor. O yıla kadar iştahlı bir pazar olan Türkiye pazarına girmek isteyen uluslararası büyük gruplar vergilendirme politikası nedeniyle Türk pazarında hakimiyet kuramıyorlardı. Ama bu pazara girmek için de büyük çabaları vardı. Her şey 2009 yılında değişti. O yıl ocak ayında Egemen Bağış AB ile baş müzakereci olarak atandı.

Ve hiç vakit kaybetmeden nisan ayında alelacele AB’ye uyum için bir yasa değişikliği yapıldı. Bu değişiklik ile ithal içkilerdeki ÖTV düşürüldü. 2018 yılına gelindiğinde viski tüketimi yüzde 392 artmış, yerli içkimiz rakının tüketimi yüzde 16 azalmıştı bile. Bu trend o günden bu yana devam ediyor.”

Ozan Bingöl’ün söylemediğini ben söyleyeyim.

Türkiye’nin tek ve yegane alkollü içki üreticisi Tekel’in satış öyküsü.

Tekel 2004 yılında AKP iktidarının hemen başında 290 milyon dolara daha sonra 5 müteahhitten biri olarak anılacak Limak’ın başını çektiği bir konsorsiyuma 290 milyon dolara satıldı ve Mey İçki adını aldı.

LİMAK 290 milyon dolara aldığı şirketi 2 yıl sonra 810 milyon dolara Texas Pacific Group’a sattı. 2 yılda dolar bazında neredeyse 3’e katladı.

Texas Pacific Group’un başında AKP’ye oldukça yakın bir isim, Cüneyd Zapsu vardı.

Yasa 2009 yılında değişti ve Texas Pacific de eski Tekel yeni Mey İçki’yi bu kez uluslararası dev Diageo’ya sattı. Tam tamına 2,1 milyar dolara. Bu değer artışında hiç kuşkusuz, AB uyum yasaları çerçevesinde ithal içkiye yapılan vergi indirimi de etkili olmuştu. Texas Pacific Group 5 yıl içinde 1,3 milyar dolardan fazla para kazanmıştı.

AKP iktidarının 290 milyon dolara özelleştirdiği şirket 8 yıl içinde dolar bazında değerini neredeyse 10’a katladı.

Bu arada yerli ve milli rakımız da güme gitti.

Hikaye budur.

Basittir ama bol kazançlıdır.

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Sahip olmadığımız teknolojiye sahip olduğumuzu iddia etmenin o teknolojiye asla sahip olamamamıza neden olacağını anladığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Silivri Günlüğü - 61
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 61

Fatih Altaylı

Eylül 16, 2025

Silivri Günlüğü - 60
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 60

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

Silivri Günlüğü - 59
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 59

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj" görseli
FatihAltaylı
Bugün
FatihAltaylı
YouTube
Zülfü Livaneli yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 19, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış" görseli
Dün
FatihAltaylı
YouTube
CHP Eski Genel Başkanı Hikmet Çetin yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 18, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye" görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Mehmet Demirkol yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 17, 2025