
Fatih Altaylı
Yazı İçeriği
15 aylık savaşın bilançosu: Sizce kim kazanmış!
Terör saldırısı gibi
Devlet aklı ankete mi çarptı
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
15 aylık savaşın bilançosu: Sizce kim kazanmış!
Fatih Altaylı
Ocak 16, 2025
Yazı İçeriği
15 aylık savaşın bilançosu: Sizce kim kazanmış!
Terör saldırısı gibi
Devlet aklı ankete mi çarptı
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Terör saldırısı gibi
7 Ekim 2023 günü Hamas İsrail’e saldırdı.
Önce yüzlerce roket, sonra da sınırı aşan militanlarla “Aksa Tufanı” adını verdikleri bir saldırı başlattı ve 310’u asker 1200 kadar İsrailliyi öldürdü, 250 kadarını da rehin aldı.
O gün ben “Hamas’ın yaptığı akıllıca bir iş değil, bunun sonucu İsrail’e yarar. İsrail bire 10 intikam alır, Gazze’yi işgal eder. Hamas bunu bilmiyor, tahmin etmiyor olamaz.” dedim. “Koltuğu sallanan Netanyahu’yu Hamas kurtardı” diye de ekledim.
Türkiye’deki siyasal İslamcı kesim demediğini bırakmadı.
Ne siyonist yandaşlığım kaldı, ne İsrail’e satılmışlığım.
7 Ekim 2023’te başlayan çatışmalar 15 Ocak günü sağlanan ateşkesle sona erdi.
Ve şimdi tüm siyasal İslamcılar barışa seviniyor, barışı kutluyorlar.
Peki Hamas’ın saldırısı ve 300 İsraillinin ölümü ile başlayan süreçte ne oldu hatırlayalım mı!
- Çoğu kadın ve çocuk 50 bine yakın Gazze’de mukim Filistinli öldürüldü.
- Gazze yerle bir edildi. Altyapısı çökertildi.
- Bölgedeki hastanelerin tümü yıkıldı ya da kullanılamaz hale getirildi.
- 3 milyonu bulan Gazze halkı yerlerinden edildi, mülteci konumuna düştü. (ABD ve İsrail yüzbinlerce Filistinliyi Türkiye sınırındaki İdlib’e yerleştirmeyi planlıyor)
- Hamas’ın lider kadrosu diye bilinen tüm isimler ve onların yerlerini alması planlanan haleflerinin tamamı İsrail tarafından öldürüldü.
- Gazze’nin tamamı ve Filistin’in sahil kesimi artık tamamen İsrail kontrolünde ve İsrail Gazze’yi de işgal etti.
- İsrail Gazze ile yetinmedi, Lübnan’a da saldırdı ve Hizbullah’ı büyük oranda etkisiz hale getirdi.
- ABD desteği ile Esad’ı devirerek bölgede İsrail’i en fazla rahatsız eden Devlet’i ve rejimini ortadan kaldırdı.
- Hizbullah’ı ezip, Suriye’yi yıkarak İran’ı bölgeden söküp attı, İran Ortadoğu’daki tüm etkisi yitirdi.
- Her gün İsrail halkı tarafından istifaya davet edilen, gün aşırı aleyhine on binlerin katıldığı gösteriler yapılan, koltuğu devrilmek üzere olan, yolsuzluk suçlamaları ile boğuşan Netanyahu koltuğunu kurtardı, kurtarmakla kalmadı İran’a büyük darbe vurarak milli kahraman seviyesine yükseldi.
Tüm bunlar olurken, Arap ülkeleri parmaklarını bile kıpırdatmadılar, tam aksine İsrail’i en rahatsız eden rejimin yıkılması için destek verdiler.
Peki bu arada biz ne yaptık
- Coca-Cola döktük.
- Mc Donalds’a fare attık.
- Starbucks mağazasının camını kırdık, içerde oturan Türk ve Arap müşterilere saldırdık.
- İsrail’e İTrail dedik.
- İsrail’e ihracatımızı kesip, aynı miktarda malı Filistin’e ihraç etmeye başladık.
- Yeni yılın ilk günü iki kez Gazze mitingi yaptık. Bu mitingde İsrail’e yapılan ihracatı protesto etmek isteyenleri tutukladık.
- İsrail’in istemediği Esad rejimini devirmesi için terör örgütü olarak tanıdığımız grupları destekledik.
Ve 15 ay sonra gelen ateşkesi kutluyoruz şimdi. Büyük iş başarılmış gibi.
Aslında kutlanması gereken Netanyahu olmalıydı.
Çünkü bu savaşta Gazzeliler de kaybetti, İsrailliler de.
Bence büyük iş başaran ve tek kazanan Netanyahu oldu.
Sizce!
İlk icraat hamiye kazık
Suriye’de Türkiye’nin kontrol ve desteğinde olduğu iddia edilen yeni rejimimtrak yapının ilk icraatı ne oldu, gördünüz mü!
Bizim iktidar trolleri Suriye’yi eyaletimiz yapıp Halep’e 82, Şam’a 83 plakalarını verirken Suriye’nin yeni iktidarının aldığı ilk karar, Türkiye’den yapılan ithalata yüzde 300 ila yüzde 500 arası vergi koymak oldu.
HTŞ ile yakın ve dostane ilişkilerimizin ilk meyvesini almış olduk.
Bu arada yeni Suriye yönetimine kendilerini korumaları için silah verdiğimizi ve bu silahların İsrail tarafından imha edildiğini de uluslararası basından öğreniyoruz.
Bilmem yalan, bilmem sahi!
Aralık ayı başında İstanbul’da sahte içkiden 24 kişi öldüğünü açıklamıştı valilik.
Sonrasında da her gün ölümler duyduk.
Dün de yine sahte içki tüketen 23 kişi yaşamını yitirdi, bunun birkaç katı vatandaşımız hastanelerde, kimi yoğun bakımda. Pek çoğunda giderilemez arazlar kalacak.
Son 12 ayın bilançosuna bakacak olursanız, Türkiye’de terörden kat kat daha fazla yurttaşımızı sahte içkiye kurban vermeye başladık.
Ve buna karşın hiçbir önlem alınmıyor, hiçbir doğru düzgün denetim yapılmıyor desek yeridir.
Sağda solda bazen birkaç şişe sahte içki yakalandı haberleri görüyoruz ama bu işin arkasındaki büyük organizasyon asla ortaya çıkarılmıyor, asla onlara dokunulmuyor.
Hadi ölenler, içki içen vatandaşlar olduğu için umurunuzda değil diyelim, peki buradaki milyarlarca liralık vergi kaybı da mı umurunuzda değil.
Yoksa sahte içkileri üretip satanları “alkolle mücadele eden ve alkolün zararlarını kanıtlayan” bir tebliğci grup mu zannediyorsunuz!
NOT: AKP iktidarının genel olarak kaçakçılara karşı bir hoşgörüsü var gibi duruyor. Sigara kaçakçılığından yıllık vergi kaybı en az 3 milyar dolar. AKP’nin hiç umurunda değil. Sahte alkolden de milyar dolar vergi kaybı ve yüzlerce can kaybı var. O da umurunda değil. Zannederim bu kaçakçılık organizasyonunu bir sermaye birikimi aracı olarak görüyor ve vergisini ayrı bir biçimde alıyorlar.
Devlet aklı ankete mi çarptı
Anladığımız kadarı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan “Yeni Barış Süreci”nden umudu kesmiş olmalı ki “Gereğini yap Abdülkadir” Öcalan’a affın veya cezasının ev hapsine çevrilmesinin mümkün olmadığını, Reisi Cumhurumuzun buna karşı olduğunu yazdı. (Ya da yazdırıldı)
Bugün de çeşitli yayın organlarında “Öcalan TBMM’ye gelip konuşsun” diyen ve önceki güne kadar terör örgütü uzantısı dediği DEM Parti ile sarmaş dolaş olan Bahçeli’nin de gidişattan memnun olmadığı, DEM Parti’ye kızmaya başladığı yazılmaya başlandı.
Peki niye!
Bu ani değişikliğin nedeni kafasına saksı düşmesi mi!
Tabii ki hayır.
Anket sonuçları ellerine gelmeye başladı.
Onların elindeki anketler ne diyor bilmiyorum ama Yöneylem’in açıklanan anketinde “Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a yönelik çağrılarını nasıl buluyorsunuz?” sorusuna verilen yanıtlar ilginç.
Yüzde 26 “Olumlu buluyorum, destekliyorum” demiş.
Yüzde 60 ise “Yanlış buluyorum, desteklemiyorum” yanıtını vermiş.
Olumlu bulanların yüzde 10’u DEM seçmeni, gerisi de ortaya karışık DEVA, Gelecek, CHP, AKP’lidir.
Bu anket sonucu iktidarın ve ortağının ani dönüşünün ve süreçten bir ayda vazgeçmeye başlamasının nedenidir.
Benim açımdan hiç ilginç bir durum değil, beklenen vaziyettir.
İlginç olan, terör halkın bir numaralı gündem maddesiyken terörü bitirmek için adım atmayan Bahçeli’nin terör öncelikli sorun olmaktan çıktığında terörü bitirmek için Öcalan’ı serbest bırakmak istemesiydi.
Bana daha da ilginç gelen ise aynı ankette “Bahçeli’nin açıklamalarından haberdar değilim” diyen yüzde 7’lik kesimdir.
Bunları bulsam tebrik edeceğim.
Belli ki mutluluğun formülünü bulmuşlar.
Bu arada Devlet Bey’in Yunanistan çıkışını da gözden kaçırmamanızı tavsiye ediyorum. Dikkatli gözlerden kaçmayan bu çıkış "Devlet aklı” denilen şeyin yeni projesi de bu olabilir.
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Bu soruya gülmek zorunda bırakılmadığımız zaman.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar