
Fatih Altaylı
Yazı İçeriği
Dünya ‘Hanımlar Günü’ olsa izin olurdu
Adam haksız ama siz daha haksızsınız
Sorun 13 milyar zarar değil, sürecek olması
SAAB’da sürpriz üretim
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Dünya ‘Hanımlar Günü’ olsa izin olurdu
Fatih Altaylı
Mart 9, 2025
Yazı İçeriği
Dünya ‘Hanımlar Günü’ olsa izin olurdu
Adam haksız ama siz daha haksızsınız
Sorun 13 milyar zarar değil, sürecek olması
SAAB’da sürpriz üretim
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Adam haksız ama siz daha haksızsınız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya Kadınlar Günü’nde her zaman olduğu gibi muhalefeti, kadınlara değer vermemekle suçluyor.
Aynı saatlerde, AKP iktidarının başından bu yana olduğu gibi, kadınlara yürüyüş ve kutlama izni verilmediği için kadınlar coplanıyor, dövülüyor, yerlerde sürükleniyor.
Çünkü onlar AKP’nin kadın sınıfına girmiyor.
İktidar için kadın olmak için “Hanım olmak” lazım.
Onların “Hanım kriterine girmiyorsanız” hakkınız yok.
AKP Genel Başkanı, rakip partiyi suçluyor ama AKP döneminde kadın cinayetlerindeki artış, kadına yönelik şiddetteki bariz yükseliş, kendi hazırladıkları İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış gibi meseleler AKP’nin “kadın sicilini” bozuyor.
Ne var ki, başından beri söylediğim bir şey var.
AKP, biraz da genel başkanının müzekker tavrının de etkisiyle bir “kadın partisi” ya da partisiydi.
Bunu da kadını eşit görerek değil, tam tersi eşit görmeyerek başarmıştı.
Aile yardımlarını kadın üzerinden yaparak.
Balık tutmayı öğretmektense, balık vermeyi tercih eden bir siyasi hareket olarak çocuk yardımını anneye, aile yardımını kadına vererek bir tür ekonomik sınıf yaratıyor ve muhtemelen hayatında ilk kez kocasına değil ama siyasi partiye bağımlı kadınların desteğini alıyordu.
Siyaseten başı eğik olsa da evde başı nispeten dik bir kadın daha doğrusu bir “hanım” destekçi grubu oluşturuyordu.
Ve bu kadınların sokağa çıkıp Kadınlar Günü kutlaması söz konusu bile değildi.
Onlar kendi hakları için değil, çıksalar çıksalar Gazzeli Annelere Destek yürüyüşü için sokağa çıkarlardı.
Diğer konularda ise zaten onların yerine AKP’nin belirlediği ve görev verdiği kadınlar vardı, onlar onların seslerini duyuruyorlardı.
Sokağa çıkıp yürümek “hanımca” bir davranış değildi.
AKP’nin kadınlar karşısındaki tavrı, zaten kullandıkları jargonla kendini gösteriyordu.
Kadıköy Belediye Meclisi’nde tam da Dünya Kadınlar Günü arifesinde son derece çirkin bir olay oldu.
Belediye Meclisi’nde, belediye yönetimine muhalif tek kadın üye konuşurken “süresini aştığı” gerekçesi ile Meclis Başkanı ile kadın üye arasında bir tartışma yaşandı.
Kadın üyenin mikrofonu kapatıldı.
Sonrasında tartışma büyüyüp, Meclis üyesi kadın siyasetçi konuşmasını sürdürmek isteyince, Meclis Başkanlığını yürüten belediye başkan yardımcısı “Şunu dışarı atalım Allah aşkına” demiş, kimse kadını dışarı atmaya yeltenmese de, genç kadın Meclis’i terk etmişti.
İşin ilginç tarafı, Meclis’teki CHP’li üyeler de kadından yana tavır almış ve konuşmasını tamamlamasına izin verilmesini istemişler ancak başkan Nuh demiş peygamber dememişti.
Meclis Başkanı’nın tavrının hatalı olduğunu, yaptığının terbiyesizlik olduğunu, 5 dakikalık konuşma süresinin son derece anlamsız olduğunu kabul etmeyenimiz yok.
Kaba saba ve aptalca bir tavır.
Demokratik olmadığı ise aşikar.
Neymiş, belediye ile ilgili konuşmuyormuş, AKP politikalarını övüyormuş.
Övsün, ne olmuş.
Övünce inanacak mıydınız oradaki CHP’liler olarak.
Meclis başkanının yaptığının onaylanır, haklı görülebilir tarafı yok.
Zaten CHP de hemen kendi içinde disiplin soruşturmasını başlatmış ve terbiyesiz adamı Disiplin Kurulu’na sevk etmiş.
Ama o da ne!
Gece bir haber.
Kadıköy Belediye Meclis Başkanlığını yürüten Ahmet Kurtulmuş gece yarısı aniden gözaltına alınmış.
Yok artık daha neler.
Böyle saçmalık mı olur!
Yarın öbür gün TBMM’de muhalefetin mikrofonunu kapatan TBMM Başkanlarını da göz altına alacak mısınız!
Mesele kadının susturulması ise eğer, Dünya Kadınlar Günü’nde sokağa çıkıp, dertlerini anlatmalarına izin vermeyen İstanbul Valisi’ni de gözaltına almayı düşünüyor musunuz!
Sorun 13 milyar zarar değil, sürecek olması
Epeydir “TOGG ne kadar zarar ediyor?” diye soruyor, her sorduğumuzda “hainlikle” suçlanıyorduk.
Oysa işin içinde TOBB gibi bir kamu kurumu, Turkcell gibi kamulaştırılmış bir şirket olduğu için bunları sormak hakkımızdı.
Sonunda en azından 2024 yılı zararını ortaya çıktı.
Şirket 2024 yılında tam tamına 13 milyar 750 milyon TL zarar etmiş.
Aynı yıl ürettiği araç sayısı 30 bin 93 adet olduğuna göre araç başı zarar 450 bin TL. Yaklaşık 15 bin dolar.
Bu zarar ortaklar tarafından mı karşılandı; TOBB esnaftan, iş dünyasından topladığı ve akıbetini asla bilemediğimiz kaynaklarından mı kapadı bilmiyoruz.
Bilançoyu görmedim, incelemedim.
Belki de banka kredileri ile kapatılmıştır ki, bu seneye bu borcun daha da büyüyeceğini gösterir.
Şunu söyleyeyim, TOGG gibi yeni kurulmuş şirketlerin, özellikle otomotiv sektöründe yeni üreticilerin başlangıçta araç başına belirli bir miktar zarar etmeleri normaldir.
Burada sorun, TOGG’un araç başına 15 bin dolar zarar etmesi değildir.
Muhtemelen dünyadaki pek çok elektrikli araç üreticisi benzer zararları etmektedir ve bu zararı kimileri Çin’de olduğu gibi devlet kaynakları ile, kimileri de ABD’de ve TESLA’da olduğu gibi borsa kaynakları ile finanse edebilir.
TOGG’daki sorun araç başına zarar değil, üretimdir.
Şirketin bir gelecek politikası olmaması, hâlâ tek model ile yoluna devam ediyor olması, bir sedan ve hatta belki bir hafif ticari araç üretmeye başlamamış olması ve daha da beteri, elindeki tek modelin bile üretimini arttıramamış olmasıdır.
Yılda 30 bin araç üretiyorsanız ve bu araçlar eğer Ferrari değilse kim olursanız olun zarar edersiniz.
TOGG 2024 yılında 30 bin 93 araç üretmiş.
Oysa hedef neydi!
Gayet net hatırlıyorum.
2023 yılına kadar 4 bini aşan istihdam ve yılda 175 bin üretim.
2024’te istihdamı bilmiyoruz ama üretim hedefin 6’da biri.
Biz 175 bin ile pazarda var olamazsınız derken üretim onun 6’da biri.
Yılda 700 bine yakın araç üreten Opel, bu düşük üretime dayanamayıp PSA ile birleşmiş.
Peugeot Citroen grubu PSA yılda 3 milyon 400 bin araç üretirken dayanamayıp FIAT-Chrysler ile birleşmek zorunda kalmış.
FIAT ise yılda 4 milyonu aşkın araç ürettiği halde yetmemiş Chrysler ile birleşmiş.
Siz 175 bin üretim ile yaşamanın zor olduğu bir alanda planlarınızın çok çok altında kalarak 30 bin araç üretiyorsunuz ve üretiminiz bir türlü artmıyor. Üstelik ürettiğiniz model de her gün biraz daha demode oluyor.
Sorun zararda değil, sorun bu zararın bir gün ortadan kalkmasını sağlayacak bir gelişme, bir planlama olmamasında.
Ama tabii en büyük destekçisinin bile Mercedes’e bindiğini göz önüne alırsanız zaten 30 binin bile çok olduğunu anlarsınız.
Bu zarar nereye kadar yüklenilir onu da kimse bilemez.
Sonunda bunun da suçu CHP’ye kalırsa açıkçası hiç şaşırmam.
SAAB’da sürpriz üretim
Hazır otomobil mevzuuna girmişken, otomobilden gidelim.
SAAB’ı hatırlıyorsunuzdur herhalde.
İsveç’in iki büyük otomobil markasından biriydi.
Volvo sağlamlığı ile ünlü bir marka iken, asıl sağlam olanın SAAB olduğu ve dünyanın muhtemelen en kaliteli otomobili olduğu unutuldu.
Bir uçak üreticisi olarak yola çıkan ve otomobilleri ile tanının SABB, dünyanın en zor pazarlarından olan ABD pazarında bile oldukça saygı görmesine ve yaygın bayi ağına rağmen yıllık 100-150 bin civarında dolaşan üretimi ile tutunamadı, önce elden ele dolaştı ve en sonunda bundan 14 yıl önce üretimine son verdi.
Hatta o zaman bu markanın otomobil üretmeyi hedefleyen Türkiye tarafından satın alınmasını da önermiştik, dünya çapındaki bayii ağı ve elindeki lisanslar değerli idi.
Hatta Bir ara SAAB’da üretilmek için tasarlanan bir elektrikli Cadillac modelinin haklarının Türkiye’de iktidar tarafından satın alınması gündeme gelmişti.
O da olmamıştı.
SAAB markası o gün bugündür ortalıkta yok.
Ancak Avrupalı bir otomobil yazarı dostumdan ilginç bir haber geldi.
Bilmem İngiliz otomobil üreticisi AC’yi bilir misiniz?
Bana göre Jaguar E Type ile birlikte üretilmiş en güzel otomobillerden biridir.
İnsanın sokakta kullanmaktan çok evinin salonuna biblo diye koyacağı kadar güzel bir tasarımdır.
Asıl şöhretini ise Caroll Shelby tarafından Ford’a bir yarış otomobili üretmek üzere satın alınıp, efsanevi AC Cobra ile elde etmiştir.
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Kadına saygı laftan ibaret olmadığı zaman.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar
Zeki Demirkubuz yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"
Eylül 15, 2025
Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı
"Gülmek bir savunma mekanizması"
Eylül 14, 2025