İstanbul 22°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Anne

  • YPG şimdi kimin uzantısı olacak!

  • Din asla yasak olmadı, yasak olan ticareti idi

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

detail banner reklam

Anne

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Mayıs 11, 2025

Yazı İçeriği

  • Anne

  • YPG şimdi kimin uzantısı olacak!

  • Din asla yasak olmadı, yasak olan ticareti idi

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

YPG şimdi kimin uzantısı olacak!

Aslında meseleye çok da değer vermem.

Ticari bulurum.

Ama yine de önemli değil.

Annelerimizin bir gününü kutlamak için bir bahane olması hiç de kötü bir şey değildir. Anneler kutsaldır, değerlidir, önemlidir, eşsizdir.

Birkaç istisna hariç, ödememiz mümkün olmayan bir alacağa sahiptirler her birimizden.

O yüzden, tüm kıskançlığıma rağmen, babalar gününden daha değer verilen bir gün olmuştur anneler günü.

Ben de bu vesile ile en değerli varlığım, kızımın annesinin, olmasaydı olmayacağım annemin ve bana şahane bir eş doğurarak hayatımı güzelleştiren diğer annemin, kaybının acısını 19 yıldır her an içimde hissettiğim anneannemin ve tüm annelerin anneler gününü kutluyorum.

Bir çocuk için iyi bir baba çok önemlidir elbet ama hiçbir şey iyi bir anneden daha değerli değildir.

İyi ki annelerimiz var.

PKK Kongresi toplanmış ve terör örgütü kendini feshedip Türkiye ile silahlı ve siyasi mücadeleyi aynı anda bırakmaya karar vermiş.

Türkiye karşısında 2 kez kaybeden örgüt sonunda bu kararı almış.

Detayları henüz bilmiyoruz.

Ve bundan sonra izlenecek yol haritasını da.

Önce bir af çıkarılıp, örgüt mensupları silahlarıyla birlikte teslim mi olacaklar ve hemen serbest mi bırakılacaklar?

Cezaevlerindeki binlerce terör örgütü mensubu serbest mi bırakılacak?

KCK ve Kent Uzlaşısı kapsamında tutuklu veya mahkum olarak cezaevlerinde kalanlar serbest kalıp, davaları düşecek mi?

Örgüt elindeki hafif ve ağır silahları getirip Türk Devleti’ne teslim edecek mi?

PKK’nın 50 yıla yaklaşan arşivi ve kayıtları Türk Devleti’ne teslim edilecek mi?

PKK bağlantılı siyasi partiler askerî vesayetten kurtulacak mı?

Ve belki de, hepsi kadar ve hepsinden önemlisi, uluslararası uyuşturucu trafiği ve satışı konusunda yıllardır güçlü bir ağ oluşturan örgütün Avrupa’daki pozisyonunu kim devralacak?

Aslına bakarsanız PKK uzunca bir zamandır ABD zorlamasıyla “eylemsizlik” kararı almıştı.

Türkiye içinde eylem yapmıyor, eleman kazanma faaliyeti sürdürmüyordu.

ABD açısından Suriye’nin kuzeyindeki oluşum daha önemli hale geldiği için PKK’ya Türkiye’nin sinirlerini zıplatmama emri verilmişti.

PKK’nın yapacağı her eylem, YPG’nin geleceğini etkiliyordu.

Bu nedenle PKK bir hat oluşturmuş ve gerisine çekilmişti. Ancak Türkiye buralarda bir operasyon yaparsa karşılık veriyordu.

Şimdi artık PKK olmayacağına göre, Türkiye’nin sınır ötesi operasyon yapmasına da gerek kalmayacak demektir.

Keza biz YPG’ye yıllarca “PKK’nın Suriye kolu” dedik. PKK kalmayınca Suriye’de bir kolu olamayacak haliyle.

Bu da bölgede Türkiye’nin elini kolunu hukuken bağlayan yeni bir durum demektir.

Türkiye’ye karşı siyasi ve askerî faaliyetine son veren örgütün ne yapacağını bilmiyoruz ama YPG’ye katılmasının ya da Kuzey Irak’ta örgütlü Barzani’nin veya Talabani’nin partileri gibi bir partiye dönüşmesinin önünde bir engel yok.  

Herkes zannediyor ki, 50 yıllık köklü bir örgüt kendini “Lağvediyorum” dediği anda edebilir.

PKK gerçekten söylendiği gibi silahlı ve siyasi mücadeleyi bıraktıysa bunun fiili tek sonucu olur, Türkiye bundan böyle ne sınır içi, ne sınır ötesi bir operasyon yapamaz!

PKK’nın Ortadoğu’daki siyaset ve terör sahnesinden çekilmesi, öyle yaptım oldu denilecek bir şey değildir.

Zaten Türk halkının önemli bir bölümü de bunun farkında olduğu için ‘terör örgütü artık yok’ coşkusunu yaşamamaktadır. 

Din asla yasak olmadı, yasak olan ticareti idi

Siyasal İslamcılığın ve tarikatçılığın lideri olmanın şartlarından biri de, yüzü kızarmadan, hiç utanmadan yalan söyleyebiliyor olmak herhalde.

Doğru tahmin ettiniz, bahsedeceğim kişi Ahmet Özhan.

Benim çocukluk ve hatta gençlik yıllarımın mavi gözlü, romantik ve çapkın sanatçısı, foyası sonradan ortaya çıkan zamparası.

Yakışıklı bir adamdı ve kadınlar kendisine bayılırdı.

Gazino sahnelerinin, romantik aşklı meşkli Yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez karakteri idi. Dindar biri olduğuna dair en ufak emare yoktu. İçkili alemlerin adamıydı.

O dönemin ve günümüzün en hoş kadınlarından Hale Soygazi ile evlendi.

Sonra boşandılar.

Sonra ehli tarikat olduğu söylendi. Başı örtülü bir hanımla evlendi.

Herkes hak yoluna girdiğine inandı.

Sonra boşandı, boşanma sebebinin çoklu ilişkiler isteğine eşinin karşı çıkması olduğu yazılıp çizildi.

Sonra tekrar evlendi. Bu kez eşi tesettürlü değildi.

Açık söyleyeyim, bunların hiçbiri bizi ilgilendirmiyor. En azından beni.

Kendi hayatı. İstediği gibi yaşar.

Samimi bir dindar mıdır, üçkağıtçı bir din taciri midir, benim sorunum değildir.

İçkili gazinolardan, alemcilikten dindarlığa geçiş olur mu demem. Olur.

Vardır örnekleri, benim derdim değildir.

Ama son söylediği edepsiz yalan, benim derdim.

Neymiş efendim, Ahmet Özhan Bey gençliğinde gizli gizli ibadet etmek zorunda kalırmış.

Nerede gizli gizli ibadet ediyordu acaba Maksim Sahnesi’nde elinde viski bardağı ile mi, Çakıl ya da Gar Gazinosu’nda rakı masasında mı!

Yoksa eşini gizli gizli aldatırken bunu ibadetten mi sayıyordu utanmadan!

Bakın gençler, bu “Gizli gizli ibadet ederdik, Kur’an’ları duvarlara gömerdik, namaz abdest yasaktı” falan gibi yalanlara asla inanmayın.

Ne böyle bir yasak vardı, ne ibadet etmenin gizlendiği bir ortam.

Dinsiz dedikleri Atatürk, Elmalılı Hamdi’ye kendi cebinden verdiği para ile Kur’an çevirisi yaptırmıştı millet dinini öğrensin de ahlaksız din tacirlerinin eline düşmesin diye.

Tarikat örgütlenmeleri eliyle devlete musallat olmaları yasaktı.

Şimdi Erdoğan FETÖ’yü nasıl yasakladıysa öyle yasak yani.

Ama ayrıcalıklı olanı, devlete yakın olanı, partiye yakın olanı olmadan hepsi yasaktı.

Niye yasak olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz hep birlikte.

Ama ibadetin önünde hiçbir engel yoktu.

Ben 1960’ların başında doğdum.

Ailemin bir bölümü Balkan göçmeni, diğer bölümü Vanlı.

Annemin babası bir hava subayıydı, babamın babası iyi eğitimli bir işadamı. Ailemin içinde inançlı olanlar da vardı, daha az inançlı olanlar da!

Bir hava subayıyla evli olan Balkan kökenli, Bursalı anneannem dindar bir kadındı. Dinle uzak yakın alakası olmayan dedemin eşi babaannem de inançlı biriydi.

Anneannemin elinden Kur’an düşmezdi.

Her Ramazan’da evinde hatim indirilirdi.

5 vakit namazını hep kıldı.

Babaannem o kadar dindar değildi ama onun da yatağının başucunda bir Kur’an asılı olduğunu hatırlarım.

Subay dedemin ölümünden sonra anneannem sokağa çıkarken başını çenesinin altından fiyonk yaptığı bir örtü örtmeye başlamıştı. Kimse de aç demedi ona.

Yani anlayacağınız gençler yasak falan yoktu.

Adam gibi ibadetini eden kimseye “Niye ibadet ediyorsun?” denilmezdi.

Kur’an’ını okuyan kimseye “Niye Kur’an okuyorsun?” diye sorulmazdı.

Kur’an yasak falan değildi tam aksine saygı görürdü, kalp hizasından aşağıda taşınmaz, evlerde duvar içine saklanmaz, tam aksine yüksek yerlere koyulurdu.

O yüzden “Eskiden ibadet özgürlüğümüz yoktu, Kur’an’ları duvarların içine gömerdik, namaz kılanları toplayıp götürürlerdi” diyen şerefsiz, haysiyetsiz yalancılara inanmayın.

Onların yasak dediği din değil, din ticareti idi.

Tarikat kurdum deyip milyarlık holdingler kurmak, gariban dindarları sömürmek, kadın erkek demeden ağzına burnuna cinsel organ sokup badelemek, Kur’an kursu adı altında çocukları taciz etmek, inanların üzerinden zengin olmak ve siyasi güç devşirmek yasaktı.

Ahlaklı dindarlığa kimse sesini çıkarmadı bu ülkede.

Yasak olan din değil, din ticareti idi.

Nedenini bugün daha iyi anlıyorsunuzdur herhalde. 

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Ahlak olmadan din olabileceğini zannetmediğimiz zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Silivri Günlüğü - 61
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 61

Fatih Altaylı

Eylül 16, 2025

Silivri Günlüğü - 60
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 60

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

Silivri Günlüğü - 59
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 59

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj" görseli
FatihAltaylı
Bugün
FatihAltaylı
YouTube
Zülfü Livaneli yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 19, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış" görseli
Dün
FatihAltaylı
YouTube
CHP Eski Genel Başkanı Hikmet Çetin yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 18, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye" görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Mehmet Demirkol yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 17, 2025