
Fatih Altaylı
Yazı İçeriği
İnsan kurban etmekten vazgeçmemizi hatırlatan bayram
İÜ Rektörü soruşturuluyormuş
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
İnsan kurban etmekten vazgeçmemizi hatırlatan bayram
Fatih Altaylı
Haziran 6, 2025
Yazı İçeriği
İnsan kurban etmekten vazgeçmemizi hatırlatan bayram
İÜ Rektörü soruşturuluyormuş
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
İÜ Rektörü soruşturuluyormuş
Bugün Kurban Bayramı’nın birinci günü.
Zannederim insanlık tarihinin en eski geleneğinin bayramlaştırılmış hali.
Kurban öylesine eski bir gelenek ki, tek tanrılı dinlerin bile öncesine dayanıyor.
Hatta muhtemelen, Hazreti Adem’den bile önceye.
Büyük ihtimalle Göbeklitepe’de bile bir “kurban geleneği” vardı.
İnsan aklı kendisini korkutan şeylerin gerçekleşmemesi veya gücünü aştığını düşündüğü şeylerin gerçekleşmesi için hep bir kurban arayışı içinde olmuş.
Kendinden üstün güçleri memnun etmek için onlara “hediye” vermek gerektiğini düşünmüş ve bu hediyeye de “kurban” adını vermiş. (Kelime İbraniceden gelir)
Tek tanrılı dinlerle pek de haşır neşir olmamış coğrafyalarda, bugünkü kurban geleneğinin dayandırıldığı Hz. İbrahim’in adının bile duyulup, bilinmediği Güney Amerika’da bile “kurban” verilmiş.
Öylesine eski, öylesine kadim bir mazisi olan “kurban”ı bir gelenek haline getirip, bayram olarak kutlamak İslam dinine nasip olmuş.
Hiç de fena olmamış.
Bir dayanışma, bir fakir fukaraya yardım etme geleneği olmuş.
Siyasallaşmadan yani bozulmadan önceki İslam’ın güzel geleneklerinden biridir Kurban Bayramı.
Aynen zekat ve fitre ile fakir fukarayı düşünmemizi sağlayan Ramazan Bayramı gibi.
Hz. İbrahim’in “kurban”a getirdiği en önemli yenilik, insan kurban etmekten kurtarmış olmasıdır.
Bugün hâlâ korkularımızın gerçekleşmemesi için insanları kurban ediyorsak veya gücümüzü aştığını düşündüğümüz şeylerin gerçekleşmesi için bazı insanların kendini kurban etmesini bekliyorsak acaba Kurban Bayramı’nı dinimizin gerektirdiği gibi kutlamaya hakkımız var mı diye düşünmeden edemiyor insan.
Yüzlerce kişi, bazılarının korkuları gerçekleşmesin diye hapislerde tutuluyorsa ve milyonlar o ve onlar gibi binlerce kişinin kendini kurban etmesinden medet umuyorsa eğer.
Kurban Bayramı’nı bir “Müslüman gibi” kutlamaya ne kadar hakkımız var!
Var ise eğer.
Hepinizinki kutlu olsun.
İnsanları kurban etmediğimiz nice bayramlara.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Bülent Zülfikar ile ilgili bir soruşturma başlatıldığı yazıldı.
Yalan mı gerçek mi bilmiyorum ama haberi verenler “Ekrem İmamoğlu’nu siyaset dışına itecek raporu yazması için kullanıldı ve atıldı” demişler.
Daha önce de hakkında yazdım, Prof. Bülent Zülfikar, iktidarın tanımadığı bilmediği bir isim değil.
Hatta tam aksine çok yakından tanıdığı bir kişilik.
2 yıl kadar önce bu bey hakkında aşağıdaki satırları yazmıştım:
“Prof. Osman Bülent Zülfikar’ın İstanbul Üniversitesi rektörlüğüne atanması beni hem şaşırttı hem şaşırtmadı.
Zülfikar, 1994-1997 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığı yapmıştı. 2000 yılında da profesörlüğe yükseltilmişti.
Bu açıdan bakınca atanması hiç şaşırtıcı değildi. Çünkü o dönem belediyede olan herkes AK Parti iktidarında önemli görevlere geldi hatta Başbakan bile oldu!
Zülfikar ise 2004-2008 yılları arasında Bakanlar Kurulu kararıyla YÖK üyeliği yapmıştı.
Sonrasında ise sesi soluğu kesilmiş, sadece Bezmialem Vakfı mütevelli heyet üyeliği ile yetinmişti. Kendisi de kendinden umudu kesmiş olmalı ki, 10-15 senedir sesi soluğu pek çıkmıyordu.
Ben de bu durumu, kendisi hakkında geçmiş yıllarda yapılmış bir soruşturmaya bağlıyordum.
Çünkü soruşturmada İstanbul Üniversitesi’nin yeni rektörü ile ilgili hazırlanan rapor iyi bir içeriğe sahip değildi.
Kan hastalıklarının tedavisi için gereksiz yere yüksek bedelli kan ilaçları yazdığı, eczane ve ilaç şirketleri ile işbirliği yaparak kamuyu zarara uğrattığı, parasal konularda zafiyeti olduğu’ yazılıydı ve pek çok şikayetçi ile görüşülmüştü. Soruşturma raporunda Osman Bülent Zülfikar’ın ‘ceza alması gerektiği’ açıkça istenmişti.
Sonrasında siyaset devreye girdi ve Zülfikar ceza almadan kurtuldu.
Açıkçası ben Zülfikar’ın bugüne kadar önemli bir göreve atanmamış olmasını, bu rapora bağlıyordum. Çünkü ceza almamış bile olsa, raporu yazanlar arasında muhafazakar kesimin saygı duyduğu hukukçular da vardı.
Beyefendi durdu durdu, rektör oldu.
Ne diyelim Allah Sağlık Bakanlığını korusun."
Eğer kendisi hakkında bir soruşturma gerçekten yürütülüyorsa, yürütülmüşü var. Arşivlerde duruyordur, devlette bir şey kaybolmaz. Alın kullanın.
Aslında kendisini oraya atayan irade Zülfikar’ı ve tıynetini bilmiyor değil.
Hatta AKP yeni iktidar iken Başbakanlık koridorlarında şöyle bir söylenti dolaşıyordu.
O günlerin dedikodusuna göre o sırada Başbakan olan Erdoğan, Sağlık Bakanlığı müsteşarlığı için yakını olan 10 tıp profesörüne “İçinizden birini belirleyip bana bildirin” demiş.
8 kişi “Prof. Yunus Söylet” demiş ama Bülent Zülfikar gece vakti randevu alarak Erdoğan’a gitmiş ve “Benim adımı belirlediler” demiş.
Ertesi gün gerçeği öğrenen Erdoğan hepsini kovalamış.
O günlerde çok konuşulmuştu bu mesele.
Ama sonunda döndü dolaştı ve İÜ rektörü oldu.
Belki de bu sicilden ötürü oldu.
Çünkü kötü bir geçmiş, kullanışlı bir aparat haline getiriyordu kendisini.
Şimdi yine soruşturuluyormuş.
Güldüm.
Diyorum ya, soruşturmaya gerek yok.
Soruşturulmuşu var!
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Kurban bayramları dışında da hep bir kurban aramadığımız zaman.
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar




