Silivri Günlüğü – 4
Fatih Altaylı
Haziran 27, 2025
Yazı İçeriği
Silivri Günlüğü – 4
BEKLENMEYEN TEPKİ
BEKLENMEYEN TEPKİ
Emre’cim selamlar, nasılsın?
Hepinizin ve bizi izleyen herkesin iyi olduğunu ümit ediyorum.
Karşında oturabiliyor olsaydım senin de benim nasıl olduğumu soracağını bildiğim için yanıt vereyim.
Kendimi 8. Henry gibi hissediyorum. O bir at ve bir nal için imparatorluğunun yarısını vermeye razıydı.
Ben de bir elektrik süpürgesi ve bir hava temizleyici için aynısını yapabilecek durumdayım.
Günde iki kere odamı silip süpürüyorum ama hala istediğim gibi pırıl pırıl değil.
Yerleri sildiğim su, anında grileşiyor. Ama ilk günlere göre durum iyi. İlk iki gün anında simsiyah oluyordu. Bu toz ve pis ile mücadele için bizim Shark’ın desteğine ihtiyacım var ama ne yazık ki yasak. Herkese izin verilen elektronik eşyalar sadece buzdolabı, kettle, televizyon ve vantilatör.
Düşünsene saatim bile iki gündür incelemede. O kadar titizler.
Bunun dışında spor yapıyorum. Spor dediğim, odamın önündeki küçük avluda yürüyüş… 7 adıma 5 adım bir alan… Toplam 24 adımda bir tur atıyorsun. Dün sabah, öğlen, akşam olmak üzere toplam 5 bin adım attım. Avluyu 270 kere döndüm.
Dolap beygiri gibi…
Akın Atalay’ın tavsiyesi ile 5 kiloluk su bidonlarını dambıl olarak kullanıyorum. 50 kere odamdaki merdiveni inip çıktım. Cezaevi çıkışı milli takıma girecek kadar form tutarım.
Dünüm epey yoğun geçti. Çeşitli barolardan gelenler oldu. Kendi avukatım geldi. Akın Atalay geldi, Faruk Süren’in avukatı geldi, selamını getirdi.
Arada hiç tanımadığım avukatlar gelip merhaba demek istiyorlar. Sağ olsunlar.
Bazı arkadaşlarım gelmiş ama haliyle görüştürmüyorlar. İzin lazım.
Cezaevindeki ilk günümde 1200 kişi görüşmek için izin başvurusu yapmış. Çok mutlu oldum.
Galatasaray Lisesi’nden arkadaşlarım gazetelere ilan verip “Sorarlarsa bizdendir.” demişler. Ona daha çok mutlu oldum. Hayatımda beni çok üzen şeylerden birine de yanıt oldu.
Ziyaretime gelen genç kardeşim Galatasaraylılar Derneği Başkanı Avukat Metin Aslan söyledi. Dernek de bir açıklama yapmış.
Ne yalan söyleyeyim, beni çok mutlu ettiler.
Öğleden sonra da CHP Genel Başkanı Özgür Özel ziyaretime geldi. 40 dakika konuştuk.
Emre, burada da gazeteciliğe devam ediyorum ve eğer gazeteci isen haber sana duvarlar arasında bile ulaşıyor.
Dün de şunu öğrendim.
Biliyorsun ki birkaç gün önce bazı belediye başkanları ve CHP’liler Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüler.
Burada konuşulanlar, İsmail Saymaz dostum tarafından topluma aktarıldı.
Ev hapsi bittiğinden beri müthiş gazetecilik yapıyor. Onu hatırlatıp benim aldığım istihbaratı aktarayım.
Görüşme sırasında, Kılıçdaroğlu kayyımlık görevini kabul edip partinin başına geçmeye hazır olduğunu söyleyince Mansur Yavaş’tan hiç beklemediği tepki gelmiş.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş, Kemal Kılıçdaroğlu’na dönmüş ve “Kemal Bey genel başkanlık koltuğuna oturunca Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanlığı adaylığından geri çekip beni aday göstereceğiniz
hatta bu konuda iktidar ile anlaştığınız söyleniyor. Ben o kadarını bilemem ama siz şunu bilin. Böyle bir şey yaparsanız, yani beni CHP’nin adayı olarak açıklarsanız ben de çıkar bunu kabul etmediğimi söyler ve partiden istifa ederim. Böyle bir ayıbın parçası olacağıma siyaseti bırakırım.” demiş.
Bu duyumumu öğleden sonra ziyaretime gelen Özgür Özel’e, yani CHP Genel Başkanı’na sordum. Bu arada bunları teyit etmem gerektiğini söyledi.
Cezaevinde bunu nasıl yapabilirim demek aklıma gelmedi.
Özgür Beyle de epey konuştuk. Tutuklu başkanları ve Aykut Erdoğdu’yu ziyarete gelmişti. Aykut Bey cezaevindeki ilk günümde avukatı aracılığı ile bana tavsiyelerde bulunmuştu. Sağ olsun çok işime yaradı düzenimi kurarken.
Özgür Özel ile siyaset konuştuk. Elinde TEAM Araştırmanın anket sonuçları vardı.
“Yerel seçimde de bu şirketle çalıştık ve nokta atışı tutturdu.” deyip Haziran sonuçlarını paylaştı. TEAM’e göre karasızlar dağıtılmadan CHP 34, AKP 28, DEM 7, MHP 5.5, İYİ PARTİ 2.5, kararsızların oranı ise 18’di.
Kararsızlar dağıtılınca AKP 34’e yaklaşıyor, CHP 40’ı aşıyordu.
Özgür Özel “Ne zaman böyle bir ivme yakalayıp farkı açmaya başlasak parti içi bir karışıklık yaratılıyor ve düşüyoruz. Daha önce de 5 puan fark yaptık. Kurultay konuşmaya başlayınca fark azaldı. Şimdi yine butlan falan derken böyle olacak diye korkuyorum.” dedi.
Ama şurası net, artık CHP 1. Parti. Bazen az bazen çok farkla.
Özel’e göre 30 Haziran’da karar çıkmayacak çünkü iktidar bu davanın sonuçlanmasını değil, sürekli konuşulup CHP’yi yıpratmasını istiyor!
“Bir tanık kurultay salonunda yerde cep telefonu kutuları gördüğünü söyleyip bunun da telefon dağıtıldığına delalet ettiğini, hatta yanındaki delege ile bunu konuştuklarını söylüyor. Savcı yanındakine soruyor, o da ne telefon kutusu gördük ne de böyle bir konuşma geçti aramızda diyor. Ama savcı iddianameye ilk tanığı koyuyor, onu yalanlayan diğer tanığı koymuyor. Bu davadan bir şey çıkmaz o yüzden de kapanmasın konuşulsun istiyorlar “dedi.
Erdoğan’ın Trump ile el ele pozunu da eleştirdi. “İran’ı bombalamayı eleştiriyor, bombalayanla el ele poz veriyor. Bu destek değil midir?” diyor.
Bu sohbetten sonra gece televizyon izlerken CNN Türk’te ilginç bir haber vardı. Üzerinde Trump’ın fotoğrafı olan kipaları paylaşıyorlardı. İsrail’in arkasındaki Trump’tan söz ediyor ve İsrail’in saldırganlığından Trump’ı sorumlu tutuyorlardı.
Şaşırdım.
Erdoğan’ın Trump ile el ele mutlu poz verdiği gün, Yahudi kipasının üzerindeki Trump’ı gösteriyordu CNN Türk.
İktidar medyasında çatlak mı vardı!
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın hukuk konusundaki doğru yaklaşımlarını ise çatlak olarak görmüyorum. Doğru söyledi ama partiyi çatlatmayacak kadar Erdoğan’a yakındır.
Emre’ciğim lafı çok uzatmayayım. Sizi, stüdyoyu, izleyicilerimi özledim.
Yarın devam ederiz.
Beni CHP’nin akıl hocası olmakla suçlayan iktidara da birkaç cümle ile bitireyim. Ben doğruları söylüyorum. Dinlerlerse onlara da doğruları anlatıyorum.
İktidar baskı ile sonuç alacağını zannederek baskıyı artırıyor.
19. yüzyılın en önemli entelektüellerinden, ekonomi biliminin en önemli isimlerinden John Stuart Mill ne diyor:
“Tüm baskılar doğaları gereği kötüdür, gerçekte onlarla elde edilmesi arzulanan sonuçları asla vermez. Genelde tam aksi sonuçlara neden olurlar.”
Son sözüm de Kılıçdaroğlu’na olsun.
Bir sözü ile AKP yargısının CHP’ye kayyım atanmasını engelleyebilecekken bunu yapmaktansa “Gelir otururum” diyor ve AKP adaletinden medet umuyor.
Kendisine, hakkında söylediğim her şeyin ne kadar haklı olduğunu her gün tekrar tekrar kanıtladığı için teşekkür ediyorum.
Giderek Oğuz Aral’ın en unutulmaz karakterine dönüşüyor.
Uzatmayayım ve odama döneyim artık.
Bugün yine epey bir temizlik yapmam lazım.
Dün Halk TV’de Mehmet Tezkan odama gelen kuşu sordu, tekrar geldi mi diye.
Dün de geldi kahvaltımı yaparken masama kondu. Biraz ekmek biraz da peynir atıştırdı. Mehmet müsterih olsun!
Bunu da söylemiş olayım, Silivri sevimli bir yer değil. Ben sadece iyimserlikle olaylara pozitif bakmaya çalışıyorum.
Başka türlüsü kişiliğime uygun değil.
Her şey bildiğiniz cezaevi!
Hadi hoşçakalın.
Hepinizi sevgi ile kucaklıyorum, yarın görüşmek üzere…
X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.
Geçmiş yazılar
Videolar
Zeki Demirkubuz yorumluyor
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"
Eylül 15, 2025
Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı
"Gülmek bir savunma mekanizması"
Eylül 14, 2025