İstanbul 23°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Silivri Günlüğü – 8

detail banner reklam

Silivri Günlüğü – 8

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Temmuz 3, 2025

Yazı İçeriği

  • Silivri Günlüğü – 8

Silivri Günlüğü – 8

Selamlar Emre, nasılsın… 

Ben gayet iyiyim. 

Özgür olmamak dışında bir sorunum yok. 

Ama zaten 86 milyon artı 8 milyon sığınmacının da özgür olmadığı bir toplumda tek farkımız, bizim bir de demir parmaklıklar ya da demir kapılar arkasında olmamız. 

Biliyoruz ki bu ülkede kimse özgür değil, iktidar mensupları bile… 

Varlığı, geleceği, edinimleri hukukun garantisi altında olmayan kimse gerçek bir özgürlükten söz edemez. 

Benim ve benim gibilerin demir parmaklıklar ardında ya da zindanlara koyulmasından ötürü zafer naraları atan ezikler bilsinler ki onların da özgürlüğü falan yok. 

Sahip oldukları tek özgürlük yalamaya özgürlüğü… 

Gerisinde ancak köşk bahçesinde zincire vurulmuş bir köpek kadar özgürler.

Silivri’ye dönecek olursak… 

Dün yoğun bir gündü. 

Berbere gitmek için dilekçe vermiştim. 

Ancak o kadar çok gelen giden oldu ki berber konusunu başka güne ertelemek zorunda kaldık.

Aslında sabah bir davam için dosya üzerinde çalışarak başlamıştım. 

Beraat ettiğim bir davada istinaf kararı bozduğu için yeniden yargılanacaktım. Bu dosyayı okuyor ve bozma gerekçesini anlamaya ve savunmamı hazırlamaya çalışıyordum ki ziyaretçi var diye çağırıldım.

Açık görüş odasına gittiğimde karşımda güler yüzü ile Muharrem İnce‘yi buldum. 

Sarıldık, öpüştük. 

CHP’ye dönüşünden ötürü kutladım. Keyfi yerindeydi. 

“CHP’ye abi olarak geri geldim dedi. Siyasette makam, mevki arzum yok. Tecrübemi paylaşmak, destek olmak, genel başkanın talep ettiği ölçüde temsil görevi yapmak üzere geldim. Zaten kopmamış, kopartılmıştım. Partide elbette Hikmet abi, Altan abi, Murat abi gibi benim de abilerim var ama onlar yaş icabı çok aktif değiller. Ben daha çok sahada olacağım.” diye de ekledi. 

Kılıçdaroğlu’nun kayyum olma talebine ise pek şaşırmış görünmüyordu. 

Belli ki İnce, Kılıçdaroğlu’nu yıllar önce çözmüştü. 

Benden sonra Ekrem başkanla görüşecekti. 

1 saate yakın sohbet ettik. 

Tam CHP’nin abisini uğurlarken bir başka abisin geldiğini haber verdiler. 

Bizim mesleğin abisi Uğur Dündar…

Adalet Bakanlığı’na başvurmuş izin, hemen verilmişti.

Sarılıp, öpüştük. 

Memleketin halinden, çocuklarımızın eğitiminden, kayınvalidesinin eğitime yaptığı katkıları nasıl sürdürdüğünden söz ettik. 

Bana Müjdat Gezen’in selamını getirmişti.

Uğur abi giderken hemen yandaki açık görüş salonunda İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan bekliyordu. 

Her zamanki gibi neşeli, pozitifti. 

Siyasi gözlemlerini, memleketin nereye sürüklediği ile ilgili fikirlerini paylaştı. Siyasetten ve olmayan hukuktan söz ettik. 

İş adamı olarak iktidardan büyük baskı görüyor, kamu bankalarının ve bürokrasinin bin türlü engeline katlanıyordu. 

Bunun sürüp sürmediğini sordum. 

Güldü. 

Artarak sürüyordu. 

“Boyun eğerim zannediyorlar. Eğmem.” dedi.

Akşama kadar barodan, sivil toplum örgütlerinin avukatlarından oluşan temsilcilerden pek çok kişi geldi. 

Hatır sorup destek olmaya gelen hukukçular çoktu.

Bu arada SEGBİS ile katılacağım duruşma hakimin tayin olması nedeniyle ertelendi. 

Emre, 

Tüm ziyaretçilerin sorduğu bir soruya burada toptan yanıt vereyim. 

Soru şu. 

“Cezaevinde nasıl muamele görüyorsunuz?”

Çok açık söyleyeyim. Hiçbir şikayetim yok. 

Cezaevindeki infaz koruma ekibi kusursuz bir organizasyon oluşturmuş ve eksiksiz bir disiplini, bir cezaevi ortamından beklenmeyecek bir zerafetle uyguluyorlar.

En küçük bir şikayet haksızlık ya da arsızlık olur. 

????????

Evet hücremizden her çıkarıldığımızda üstümüz aranıyor ama kaba olmayan bir tavırla. 

Yemek servisi yapan ekip yemek tercihlerimizi birkaç günde çözmüş. 

Gayet dikkatli ve yardımcı bir tavırdalar. 

Öyle ki birkaç gün önce Arçelik’e televizyonun ses düzeni ile ilgili uyarı yapınca Bakanlık’tan televizyona bakın denmiş. 

Bakanlık müsterih olsun, sorun TV’nin hoparlöründe ve genel bir sorun. 

Benim televizyonumda ya da cezaevinin yayın sisteminde değil. 

Yine de bununla bile ilgilenip teknisyen yollatmaları ilginçti. 

Ama şunu itiraf edeyim, Yatsan yatağımı gerçekten arıyorum. 

Şimdiden belim ağrımaya başladı hafiften. 

Bu cezaevinden bir gün çıktığımda buradaki tüm personeli sevgiyle anacağım.

Şunu da söyleyeyim kimse bu muameleyi bana özel zannetmesin. 

En azından 9nolu cezaevinde herkese böyle davranılıyor. 

Ve burada sadece belediye başkanları ve siyasetçiler yok.

Birkaç FETÖ hükümlüsü, Yeni doğan çetesi mensupları, birkaç uyuşturucu baronu ve elbette radikal sol örgüte üye olma suçlamasıyla tutuklu ya da hükümlü olanlar da var… 

Tabii buradaki koşulların iyi olması Türkiye’deki tüm cezaevlerinde aynı durumun olduğunu asla işaret etmiyor. 

Dün ziyaretime gelenler arasında Hikmet Çetin ve Cemal Enginyurt da vardı. 

Hikmet Çetin ile 50 yıla yaklaşan dostluk vardır aramızda ve siyasette en yakın dostlarımın başında gelir. 

Tabii bu dostluk aktif siyaseti bırakmasından sonra çok daha köklü hale geldi. 

Hikmet abiyle CHP’yi ve Türkiye’ye egemen olan hukuksuzluğu konuştuk. 

CHP’de dışarıdan destekli bir proje götürüldüğünü ve bazı isimlerin bu projeye alet olduğunu söylüyor Çetin. 

Kılıçdaroğlu’nu çok yanlış bir noktada buluyor ve yanlıştan dönmesi gerektiğini söylüyordu.

Çetin’den sonra Cemal Enginyurt geldi. 

İlk kez tanışıp el sıkıştık. 

Geçmişte davalık bile olmuştuk ama geçmiş geçmişti ve bugün Türkiye’nin geleceği adına ortak kaygılarımız vardı. 

Eğlenceli üslubuyla epey bir güldürdü. 

Kılıçdaroğlu’nu anlamakta, CHP’ye yönelik kinini çözmekte zorlanıyordu. 

Ama Kılıçdaroğlu’nun yanındaki küçük grubu çözmüştü. 

“Özgür Özel bunlara yüz verip yanına alsaydı şu an Kemal Bey’e en çok bunlar kızardı… Hatta belki söverlerdi. Ama Özgür Bey bunları yönetime almayınca Kemal Bey’in yanına çöktüler. Belki yeniden ikbal buluruz diyorlar.”

Haklıydı… 

Gelelim gündeme…

Unutmadan doğalgaz zammı ile başlayalım. 

Zammı Temmuz’da soktular ama acısı Aralık’ta hissedilir, ince bağırsağa kadar acıtır. 

Arada bir zam daha gelmezse… 

Bir yandan sürekli Karadeniz’de gaz buluyorlar, bir yandan zam yapıyorlar …

Eee nerede o gazlar….

Vatandaşlara tavsiyem faturaları “Açın camları, yakın kaloriferleri.” diyen utanmaz özürlüye yollasınlar. 

Ödemez ise “Ona inandık, camları açtık.” diye dava açsınlar.

AKP organizasyonlarından kazandığı milyonların bir bölümü ile ödesin…

Orman yangınları alabildiğince sürüyor. 

Ekrandan izlediği??? dört yıl önceye dönmüşüz. 

Doğru düzgün uçak yok. 

Geçen sene THK uçakları devreye alınmıştı ve yangınlar hızla söndürülüyordu. Herhalde sönmesi hoşlarına gitmedi ve uçakları sattılar, şimdi gene sönmeyen yangınlarla karşı karşıya kaldık. 

Ufacık Yunanistan’da 40 uçak, biz de 10 uçak varmış. 

Onlar da airtractor denilen ilaçlama uçağı benzeri uçaklar. 

Anız yangınını bile söndürmezler. Bize Kanada uçakları yani THK’nın sarı uçaklarından lazım. 

THK eski başkanı söyledi, tanesi 4 milyon dolarmış. 

İktidarın kullandığı uçaklardan küçüğünü satsan 60, büyüğünü satsan 100 tane alabilirsin. 

Geriye yine 2 dev uçak artı 7 uçak kalır. 

Ama belli ki bu iktidar orman sevmiyor. 

Ya madenciye kestiriyor ya da yanmasını izliyor. 

Saraçhane‘deki 100 karası mitingi, tüm engellemelere rağmen görkemli, özelin performansı gayet iyiydi.

Ve bir kez daha gördü ki iktidar hatalarından ders almamakta kararlı… 

Yine gençlere şiddet, yine gözaltı, yine nezaret… 

Bu sefer milletvekillerine de cop vardı.

Yahu anlamıyor musunuz, Anayasal hak bu ve döverek engelleyemiyorsunuz. Vazgeçin… 

Millet artık korkmuyor… 

KORK MU YOR!

Tek hayal kırıklığı Ümit Özdağ’ın teşkilatına katılmayı talimatı. 

Gereksiz. 

Ne katıl de ne de katılma de…

Söyleyecek çok şey var Emre… 

Leman‘da çok çirkin gözaltı görüntüleri, linç kültürü ile yola çıkanları tatmin etmek için hukukun ve insan haklarının ayaklar altına alınmasına mı değineyim. Hakaret kasti olmayan bir karikatürü hadi de ki suç var, maksadını açmış. 

Bu bu mu yolu… Bu mu hukuk…

Keza İzmir’deki operasyon. Defalarca görülmüş dava yeniden gündem.

Olsun, tamam. 

Gözaltı ne tutuklama ne !

Hırsızlığı, yolsuzluğu tescilli tek bir iktidar belediyesine dokunun bir kere de, diyelim ki maksat yolsuzlukla mücadele ama öyle olmadığını herkes biliyor.

Uzatmayayım Emrecim…

Hepinize, bizi izleyen herkese sevgiler…

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Silivri Günlüğü - 61
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 61

Fatih Altaylı

Eylül 16, 2025

Silivri Günlüğü - 60
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 60

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

Silivri Günlüğü - 59
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 59

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye" görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Mehmet Demirkol yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 17, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hukuk Devleti" görseli
3 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Barış Terkoğlu yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hukuk Devleti"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 16, 2025
4 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube

Zeki Demirkubuz yorumluyor

Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Hak"

Eylül 15, 2025

5 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube

Bedia Ceylan Güzelce & Müfit Can Saçıntı

"Gülmek bir savunma mekanizması"

Eylül 14, 2025