İstanbul 21°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Silivri Günlüğü – 10

detail banner reklam

Silivri Günlüğü – 10

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Temmuz 8, 2025

Yazı İçeriği

  • Silivri Günlüğü – 10

Silivri Günlüğü – 10

Emrecim selamlar, 

Herkese güzel, iyi bir hafta dileyerek başlamak isterdim ama ne mümkün.

Bu güzelim ülkeyi, bu güzel ülkenin vatandaşlarını mutsuz etmek için ant içmiş bir iktidar her hafta sonu olduğu gibi bu hafta sonu gözaltılarla, hukuku zorlayan tutuklamalarla her günü millete zehir etmeye, vatandaşın seçimini saray entrikaları ile ortadan kaldırmaya çalışıyor.

Peki bu operasyonları bekliyor muyduk! 

Cuma günkü mektubumda hafta sonu üç belediyeye operasyon yapılacağının tüyosunu vermiştim. 

Beklediğimiz oldu. 

İktidar belli ki tamamen şaşırmış olmalı ki artık alfabetik gidelim demiş dün A’lar ile başladı. 

01 Adana, 02 Adıyaman, 07 Antalya…

Ne diyelim… Allah Balıkesir’i Bursa’yı korusun iktidarın hukuksuzluğundan. 

Latife bir yana bitti zannetmeyin.

Şu anda 4 belediye için hazırlık yaptıkları dedikodusu dolaşıyor…

Bir ilçede birkaç belediye meclis üyesi transfer edip meclis çoğunluğunu alıp başkanı ondan sonra görevden almaya hazırlandıkları söyleniyor.

Cumartesi günü, Özgür Özel’in tüm bu yapılanlara yönelik yaptığı konuşma benim son yıllarda izlediğim en müthiş siyasi konuşma idi. 

Gözlerim dolarak dinledim. 

Özgür Özel’in içinden Süleyman Demirel’i, Bülent Ecevit’i aratmayan; gençlerin anlayacağını, tanıyacağını bilsem Osman Bölükbaşı’nı aratmayan bir hatip çıktı… Tarihi nitelikte bir konuşmaydı. Çok önemli tespitler yaptı. 

AKP’nin bu adamdan çekinmesi, Ankara’da siyaset yapmaya çağırması, Bahçeli ve okul arkadaşı Kılıçdaroğlu’nu Özel’i mitinglerden vazgeçmeye davet etmesi boşuna değil. 

Bana göre bugünden itibaren Özgür Özel’in koruma sayısının artırılması lazım. Bence artık Özgür Bey, Türkiye’yi karıştırmak isteyen tüm mihrakların hedefidir.

Tüm bu hengame içinde, cumartesi günü gazeteci kardeşim Timur Soykan‘ı bildik basma kalıp suçlama ile gözaltına aldılar… 

Timur Soykan benim tanıdığım en iyi gazetecilerin ilk sırasındadır. 

Kendisine sınırsız güvenirim.

Namusuna, doğruluğuna düşünmeden kefil olacağım ender insanlardan biridir. O da fikirlerinden, doğrunun peşinde koştuğu, yalancılara geçit vermeme kararlığından ötürü gözaltına alındı, doğruluktan rahatsız olanlar tarafından…

Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar da, İzmir’in eski başkanı Tunç Soyer de adı yolsuzlukla anılmayacak başkanlar. 

İzmir’deki soruşturma ise zaten apayrı bir rezalet. 

Ticaret mahkemesinin bakması gereken bir kooperatif davası CHP’ye karşı siyasi bir davaya dönüştürülüyor. 

Adıyaman Belediye Başkanı Tutdere’yi tanımıyorum ama tanıyan herkes namus ve onuruna tek kelime edemiyor. 

İlaç için tek bir AKP’li belediyeye operasyon yapılsa belki bu operasyonlar bir nebze olsun inandırıcı olacak ama Melih Gökçek’e bile bir soruşturma açamıyorlar.

Belli ki sadece AKP’li milletvekilleri değil, AKP’li belediye başkanları hatta AKP’li bürokratlar bile dokunulmazlık kazanmış. 

Kartalkaya’nın 36’sı çocuk 78 kişinin ölümünden sorumlu Turizm Bakanlığı bürokratlarına bile dava açılmıyor, izin verilmiyor.

Peki niye biliyor musunuz!

Çünkü çorap söküğünden bir soruşturma halinde AKP’li başkan ve bürokratların konuşmasından, yolsuzluk zincirini ortaya dökmesinden çekiniyorlar.  

Ümit Özdağ, haklı olarak Melih Gökçek’ten başlamayan bir yolsuzluk soruşturması inandırıcı olmaz diyor.

Doğru olmasına doğru da, ya Melih Gökçek konuşursa ne olacak!

Dün çok güldüğüm bir gelişme oldu… Hatta iki…

AKP’den, daha doğrusu Saray’dan bir açıklama geldi “Yargı operasyonlarını Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirme çabası beyhudedir.” gibi bir cümle… 

Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Bırakın bağımsız yargı karar versin” dedi. 

Çok güldüm. 

Bağımsız yargı adına açıklamaları, bu soruşturmalar ile hiç ilgisi olmayan Cumhurbaşkanı’nın iletişim Başkanlığı yapıyor ve biz de bağımsız yargıya güveneceğiz öyle mi?

Ben de gülerim, kargalar da güler… 

Silivri Cezaevi’ne geldiğimde, burada İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısı yapılabileceğini söylemiştim. 

İş, CHP’li başkanların birer birer tutuklanması ile Türkiye Belediyeler Birliği toplantısına doğru gidiyor!

Bilmem içimizi yakan orman yangınları ile ilgili Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamayı duydun mu!

Sayın Genel Başkan “Bölgemizdeki en güçlü yangın söndürme filosuna sahibiz ve yangınları büyümeden söndürüyoruz.” dedi. 

Şunu anladım ki Türkiye’de olan biten Cumhurbaşkanı’na aktarılmıyor…

Yoksa göz göre göre böyle bir açıklama yapmaz. 

Belli ki gerçek durum kendisine aktarılmıyor.

Daha doğrusu, trajikomik açıklamalar pes peşe gelip başımızı döndürüyor. 

Adalet Bakanı “Kimseyi peşinen suçsuz ilan etmeyelim.” Diyerek iki bin yıllık hukuk anlayışını çöpe atarak, masumiyet karinesi yerine, suçluluk karinesi koyuyor ve AKP adalet anlayışını özetliyor… 

Sahi bu bey gerçekten hukukçu mu, yoksa asıl ispat edilmesi gereken diploma onunki mi!

Manavgat‘ı savunan yok sayın Bakan, biz suçluyu savunmayız kendinizle karıştırmayın.

Diploma demişken, İmamoğlu‘nun diplomasının iptali meselesi de dört başı mamur bir rezalete dönüşüyor. 

Dekan‘ın diploma iptal edilemez dediği için istifa ettirildiği, üniversiteden belge talep eden mahkeme heyetinin görevden alındığı ve diploması iptal edilen onlarca kişiden sadece Ekrem İmamoğlu‘nun dosyasının ayrıldığı ve incelemeye alınan yatay geçişlerin sadece İmamoğlu’nun geçiş yaptığı yılı kapsadığı ortaya döküldü. 

Buna da hukuk diyorlar ya insan küfür etmemek için zor tutuyor kendini.

Emre, tüm bu operasyonların dayandırıldığı Aziz İhsan Aktaş var ya!

Bu herifin sözde itirafçılığının hiçbir hukuki manası yok. 

Çünkü kendi üyesi olduğu örgütü anlatmıyor. 

Bu, Abdullah Öcalan’ın yakalandığı zaman TSK’yı suçlayıp itirafçı olması gibi bir şey. 

Böyle etkin pişmanlık olmaz.

Türkiye’nin neresinden tutsan elinde kalıyor… 

Ülke bir felakete doğru sürükleniyor…

Ve buna ayna tutan tek tük medyaya yasak getiriliyor. 

Ben içerdeyim.

Halk TV ve Sözcü, nasıl bir denk gelme ise aynı gün aynı saatte 10 gün süreyle kapatılıyor… 

YUHHH

Bunca hengame içinde kendi durumumdan söz etmek ayıp geliyor. 

Dün itibarıyla Silivri’de 15. günümü doldurdum. 

Ziyaretçiler, avukatlar falan derken günler geçiyor. 

Sana son mektubumdan bu yana, geçen üç günde CHP’den Mahmut Tanal, İlhan Kesici, Veli Ağbaba, DEVA’dan CHP’ye geçen Seda Kaya ve İYİ Parti’den Turhan Çömez ziyaretime geldiler.

Yürüyüşü artırdım. 

Avukat trafiği azalınca günde üç kez 50’şer dakika yürüyorum. 

Öğlen avluya güneş gelince, D vitamini güneşlenmesi yapıyorum. 

Görünce tanıyamayacaksın, Fedon rengi oldum. 

Eda Taşpınar’ı kıskandırabilirim. 

Bol bol temizlik yapıyorum, kitap okuyorum…

Unutmadan, burada yemekler güzel demişim gibi bir algı oluşmuş. 

Öyle demedim. 

30 bin kişiye pişirilen yemek ne kadar güzel olabilirse o kadar güzel. 

Benim dediğim şu: Nankörlük edemem. Yemeklerde et var, bol bol tavuk var, süt var, ayran var. Bal var, tereyağı var, kefir var…

Türk halkının %80’i bunlara ulaşamıyor diyorum. 

Bunları bulabilen çok az insanımız var… 

Benim söylemeye çalıştığım buydu. 

Avukat görüşmelerinde başkanları görüyorum. 

İmamoğlu’nun morali biraz bozulmuştu Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ile. 

Son gördüğümde bayağı iyi görünüyordu.

Osman Kavala efsane gibi… Dimdik duruyor… 

Herkes moralini yüksek tutuyor.

Dediğim gibi bol bol okuyorum. 

Üç kitap bitirdim. Birini yarıladım. 

İki yeni kitaba daha başladım. 

İş Bankası Yayınları’ndan Cengiz Han‘ı yarıladım. 

Frank Mclynn yazmış, Özgür Özol çevirmiş.

Ama bitirdiğim kitaplardan ikisini özellikle tavsiye etmek istiyorum. 

Bu iki kitap aynı yazara ait, Alman yazar Sebastian Haffnerr’in kaleme aldığı 

“Bir Alman’ın Hikayesi” ve “Hitler Üzerine Notlar”

İki kitap da İletişim Yayınları’ndan çıkmış ve ikisi de Hulki Demirel’in şahane çevirisi ile okura sunulmuş. 

2019’da basılmışlar Türkiye’de. 

Ama bunlardan ilki 1930’larda, ikincisi ise 1970’lerin sonunda yazılmış Hitler Üzerine Notlar, hakkında en az on kitap okuduğum Hitler üzerine yazılmış en kısa ve en iyi değerlendirme olabilir.

Kitapyurdu.com’da vardır diye umuyorum… 

Hepinize sevgiler… Özlemler… Tüm dinleyenlere, tüm boş koltuğa bakarak demokrasiye destek verenlere…

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Silivri Günlüğü - 61
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 61

Fatih Altaylı

Eylül 16, 2025

Silivri Günlüğü - 60
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 60

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

Silivri Günlüğü - 59
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 59

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj" görseli
FatihAltaylı
Bugün
FatihAltaylı
YouTube
Zülfü Livaneli yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 19, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış" görseli
Dün
FatihAltaylı
YouTube
CHP Eski Genel Başkanı Hikmet Çetin yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 18, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye" görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Mehmet Demirkol yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 17, 2025